Kurban kesiminde uygun bıçaklar nasıl olmalı

KURBAN Bayramı’nın ilk günü hastanelerin acil servisleri kendini yaralayan ‘kurban kesme mağdurları’ ile doluyor.

Haberin Devamı

Bunun sebebi bilinçsiz bıçak ve satır kullanımı olarak görülüyor. Kurbanınızın kesimini ve parçalanmasını eğitimli uzmanlara bırakmanız en doğrusu olacaktır. Halkımızdan kurbanını kendi kesmek isteyenler yurtdışından gelen, kalitesiz ve ucuz bıçak ve satırlara rağbet etmemelidirler. Ağırlıkları dengesiz, sapları ölçüsüz ve bileme açıları uygun olmayan satırlar ve olması gerekenden daha uzun, ince ve yapıları uygun olmayan, bileme açılarına dikkat edilmeyen bıçaklar yaralanmaların sebebi olmaktadır.

Et sıyırma, doğrama ve kesim bıçakları yüksek karbonlu paslanmaz çelikler kullanılarak üretilmiş olmalıdır. Sıyırma bıçakları esnek olmalı ancak formunu kaybetmeyecek derecede de sert olmalıdır. Doğrama bıçakları kırılmayacak kadar esnemeli ve çok sert olmalıdır. Kesim bıçakları ise yüksek sertliğe, çok ince bilenmeye imkân verecek şekilde homojen ve çok ince mikro yapıya sahip olmalıdır. Et bıçaklarının sertlikleri 57–61 HRC olmalıdır.

Et bıçaklarının ve satırlarının yapıları, bileme açıları kullanımlarına uygun olmalıdır. Sapları kaymaz ve hijyen şartlarını sağlamalıdır. Bıçaklar et kesimi için önceden bilinçli bileme ustalarına biletilmelidir. Kesim esnasında daha hızlı ve verimli olmak için masat kullanılmalıdır, bıçaklar birbirlerine asla sürtülmemeli ve bileme açıları bozulmamalıdır. Doğrama işlemi hijyen şartlarına uygun kesim tahtaları üzerinde yapılmalıdır. Mermer, cam ve bıçakların ucunu bozacak sert malzemeler üzerinde kesinlikle kesim yapılmamalıdır.

Satır bel seviyesi üzerinde tezgâhlarda kesim tahtası üzerinde kısa hareketlerle yavaş kullanılmalıdır. Bel seviyesi altında kütük ve benzeri malzeme üzerinde uzun ve kuvvetli vuruşlar kesinlikle yapılmamalıdır; çok ciddi yaralanmalara sebep olabilir.

Haberin Devamı

 Mücahit KAPLAN - Metalürji ve Malzeme Mühendisi



AVRUPA'DAKİ FETÖ ÖRGÜTLENMESİ DEVAM EDİYOR


AVRUPA Birliği’nde 5.400.000 insanımız yaşıyor ve tüm dinsel örgütler Türklerin yaşadığı kentlerde ciddi faaliyetlerde bulunuyor. Bunların arasında çok güçlü olan örgütler var. Bu örgütlerin arasında FETÖ’nün örgütlerini de sayabiliriz. FETÖ örgütlenmesi Avrupa’da diğer İslami örgütlerin dışında bir şekilde örgütleniyor. Dernekler kuruyorlar, buna karşılık talebe yurtlarına ağırlık veriyorlar ve AB sınırları içerisinde okuyan üniversite öğretimi gören 145.000 Türk kökenli göçmen öğrenciye altyapı hazırlıyorlar. Bugün Almanya başta olmak üzere birçok ülkede FETÖ’nün talebe yurtları olduğunu görüyoruz. Ayrıca AB içinde bunlar 149.000’e yakın Türk girişimcinin de % 30’luk bir kesimi FETÖ’yle devamlı yardım yapan kuruluşlardan oluşuyor. Almanya’daki anayasa koruma örgütleri arasında yalnız Baden-Württemberg eyaleti bu konuda bir rapor hazırlamış ve bunu iki yıl önce kamuoyuna duyurmuştu. Bugün Alman Anayasa Koruma Örgütü’nün yıllık raporlarına bakıldığında, FETÖ komisyonunda herhangi bir yaptırım veya izleme olmadığı görülüyor.Bunu Hollanda ve Avusturya için de söyleyebiliriz. Bu açıdan Almanya’da öncelikle Rita Süssmuth, Cem Özdemir gibi politikacılar var. FETÖ örgütlenmesi bilim adamlarının yanında da gazetecileri sempatizan olarak kazanmış bulunmaktadır ve bunlarla lobi yapmaya devam etmektedir.

Haberin Devamı

 Prof. Dr. Faruk ŞEN - Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı


KÖPRÜLERLE ULAŞIM SORUNU ÇÖZÜLMÜYOR


BELLİ ki, ulaşım sorununu köprülerle çözemiyor, sorunu katmerleştiriyoruz. Boğaz’ın incisi ve İstanbul’un gerdanlığı denen köprülerle ulaşım sorununu yok edemeyiz, gezegenimizin cennet izdüşümü İstanbul’u ve Boğaz’ını yok ederiz, doymayan boğazımız adına...

Gelin, İstanbul Boğazı’nı monoblog betonla kapatıp, köprülerle Boğazımıza işkence yapmaktan vazgeçelim. Nasılsa ‘Kanal İstanbul’ projesi ile nur topu gibi yeni bir İstanbul boğazımız olacak. Biz doğa savaşçıları, yeni bir köprü sürekli yeni biri köprüyü gerektirecek, onlar gerektirmeyecek diyerek Boğaz’ı köprülerle örmeyi sürdürüyor.

Peki, benim halkım hep bu yalanlara kanacak ve İstanbul’u kanatmaya devam edecek mi? Ne zaman İstanbul’u kanatan böylesi saldırılara dur denilecek?

Haberin Devamı

 Şevket ÇORBACIOĞLU


SON DOĞU VE GÜNEYDOĞU TEŞVİK PAKETİ ÖLÜ DOĞMUŞTUR. NEDEN?


“SON açıklanan Doğu ve Güneydoğu illeri yatırım planının amacı doğru olmasına rağmen ölü doğmuştur” diyen yüksek mühendisi Aslan Özmen bunun sebeplerini şöyle anlatıyor: “1- Gaziantep, Türkiye’nin en dinamik ve işsizliği olmayan ilidir. Zaten benzer yatırım projelerinde Doğu’ya verilen teşvikler hep Gaziantep’e aktarılmıştır. Egoyu tatmin için verilen teşvikler Güneydoğu’ya değil Gaziantep ve İstanbul’a akacaktır. Özellikle geçmiş ANAP teşviklerinde de böyle olmuştur, yeni bir şey yapılmamıştır. Ben liberal bir adamım. Ama burada eski devletçi sisteme dönmeli, tu-kaka kapatılan Sümerbank, Et ve Balık Kurumu, Orüs, yem ve süt fabrikaları ve benzerleri yeniden öncelikle açılmalıdır. Liberal özel sektörcülükten bu bölgede vazgeçilmelidir.

 

Haberin Devamı


AKP’nin genç kurmayları bilmez ama 1945 yılından sonra İtalya’nın Güney İtalya’da devletçi Mezzo Giorno planı uygulayarak, kalkınmayı nasıl sağladıklarını incelemelidirler. Halkımız, daimi iş diye inlemektedir. Hiç olmazsa 2. etapta tedricen şirketlerde %50 özel-%50 kamu ortaklığı denenmelidir. Devletçi sisteme geçilirse 1 yıl içinde en az 75.000 kişi istihdama kavuşur, 4 yılda da 300.000 kişi sanayide istihdam edilir.


2- Yatırım projeleri müsamere kafasıyla Ankaralı bürokratlar tarafından empoze edilmektedir. Doğu ve Güneydoğu’da da yıllardır denenen, tarım, hayvancılık projelerini empoze etmekten vazgeçilmelidir. Doğulu insanlar otomotiv, elektronik, tekstil, sanayi, kozmetik, kimya fabrikaları kurabilir ve çalışabilirler. Batı illerimizdeki fabrikalarda çalışanlar hep bu doğulular değil mi?! Eğer isterlerse ben bu işe gönüllü danışmanlık yaparım. İşi de yaparım.
3- İktidara yakın diye bilinen Ülker, Diler, Limak gibi firmalar, kayıtsız, ön koşulsuz bu illere 8 er fabrika kuruvermelidirler veya kurmağa mecbur tutulmalıdırlar. Bu ve benzeri firmalar, zarar tanımlanmamış alt yapı değil sanayii projelerine yönlendirilmelidirler.

Haberin Devamı


4- 2007 yılında AKP’ce 12 milyar TL, işsizlik fonundan GAP projesine aktarılıp, 2012 yılında tamamlanacağı vadedilen proje fiyaskoyla sonuçlanmış, Paralar, yandaş firmalara, Karadenizli ve Güney Doğulu şirketlere aktarılmıştır. GAP Eylem Planı ile GAP Projesi’nin tamamlanması öngörülmüş, bugün ise tamamlanması düşünülen 1.400.000 hektar sulamadan ancak 100.000 hektar sulama yapılabilmiştir. Ne büyük fiyasko! 2007 yılında GAP Projesiyle söz verilen 3.0 milyonluk istihdam nerede? GAP projesi 1.6 milyon hektar aaziyi sulamayı öngörmüş, geçmişte 270 bin hektar arazi sulanabilmiştir.

5- Eğer sözlerini tutup, yıkılan kentleri yaparlarsa, proje amacına ulaşmış olur.




MESAJ PANOSU


BAYRAM boyunca çiftliğimizde kurbanlıklarımız olacak ama malum önümüz kış ve yaklaşık 90 ton kömür ihtiyacımız olacak. Bu yıl da kurban yerine kömür için bağış yaparsanız çok makbule geçecek. Katkılarınızı bekleriz.

(www.nesinvakfi.org) Süleyman CİHANGİROĞLU 



BİLİYOR MUSUNUZ?


TRAKYA Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Velislav Minekov’un memleketi Bulgaristan’da cumhurbaşkanı adayı olarak gösterildiğini...


GÜNÜN SÖZÜ


“Devlet idaresinin ‘pardon’u olmaz. Devlet devlettir.”

 Y.B.



Yazarın Tüm Yazıları