Paylaş
Peki dere yatağına yapılan fabrika ve okulların yıkılması da düşünülüyor mu?
Buralarda ‘kaçağa’ göz yuman siyasilerin bir daha seçilmemesi için Kadir Topbaş’ın bir görüşü var mıdır?
Asıl sorun bu değil...
İSKİ deyince ‘kuraklık’ aklımıza geldi.
Büyükçekmece ve Küçükçekmece göllerine TEM üzerinden bakıldığında, suların inanılmaz ölçüde çekildiğini, göllerin çevresinde bataklık sahalar oluştuğunu görüyorsunuz.
Yaklaşık üç aydır yağmur yağmıyor İstanbul’a... Tehlike de kapıda...
Yeraltı suları giderek çekiliyor.
Biz hâlâ suyumuz bolmuş gibi harcama yapıyoruz.
Büyükşehir, İstanbul olarak ‘kurak kuşak’ta yer aldığımızın hâlâ farkında değil; Istranca ve Melen suları İstanbul’a yetmez...
İstanbul il sınırları, 800 bin km2’lik Türkiye coğrafyasının yüzde 0.75’ini oluşturuyor.
Bizi yönetenler İstanbul’a 14 milyon insan yerleştirdiler... Trakya Bölgesi de aynı vahim durumda... Her şey mahvediliyor. Anadolu göçü yetmezmiş gibi şimdi de Suriyeliler de Trakya’ya sızdırılmaya başlandı. (Seçimlerde bunun nasıl kullandırılacağını göreceğiz.)
Kuraklıktan ötürü traktörler tarlaya sürüm için giremiyor. Göletler ve akarsular kuruyor. Eğer 15 gün içinde kuvvetli yağışlar düşmezse, kurak bir kış geçireceğiz.
Onun için suyu ‘bolmuş’ gibi harcamamayı öğreneceğiz.
İSKİ inşaat için yol uyarısı yaparken aklına ‘su tasaruffu’nu da getirmeli değil mi? Çünkü barajlardaki su oranı % 91’den 54’e düştü. Oranlar ‘alarm’ı gösteriyor.
Barajlarımızın son bir yıldaki ortalama doluluk oranları (%)
Kızılay da mı özelleştirildi
İNTERNETE girince, http://sbtasimacilik.com/kantasima/ adresine tıklarsanız, kısa bir konuşmadan sonra sorgusuz sualsiz kanınız istediğiniz yere teslim edilir! Kızılay ülkemizde tek ve yetkili kurum kan taşımacılığı konusunda, diyorsanız yanlış biliyorsunuz. Artık yasalara ihtiyaç yok, bastır parayı al karayı! Her sektörde olduğu gibi ve daha korkuncu sağlık sektöründe yaşanmaktadır. İnsanla, insan sağlığı ile para kazanmanın, rant yemenin dayanılmaz hafifliği bütün yasaları, hakları aşıp geçmektedir. Bu kocaman dalganın altında hastalar, hasta yakınları ve hasta adayı olan tüm normal insanlar kalacak. Bu da azımsanacak bir sayı değil galiba! Kimi kime şikâyet edeceğiz diye soruyorsanız, işte o zurnanın zırt dediği yer!
Soruyoruz Kızılay ne zaman özelleştirildi? Ne zaman yetkileri alındı? Kadıköy Kızılay binasını boşaltmak ve üzerine ‘Kiralık’ yazmak buna mı delalet eder ki?
‘Kendime üzülürüm’
ESKİ CHP milletvekillerinden Mehmet Sevigen, “Beşiktaş’ta zorlu içki ruhsatı” (17.9.2013) yazısında, Beşiktaş Belediyesi’nde yakında açılması beklenen Zorlu Center’da işyerlerinin içki ruhsatı sorunu için ‘aracılık’ yaptığı iddialarına karşı çıktı, taraflara tepki gösterdi.
Sevigen’i dinliyoruz:
“Belediye Başkanı İsmail Ünal’ı ziyarete gittiğimde Bahçeşehir Üniversitesi’ne kaydolan oğlum için yıllık ücrette indirim konusunu görüştüm. Üniversiteler bu indirimi yapıyorlar, yüzde 30-50 gibi falan, ben de talep ettim. Zorlu’nun konusu, içki ruhsatı meselesi hiç gündeme gelmedi. Ben, Zorlu ile konuşacağım, ruhsat konusuyla ilgileneceğim ha, ne kadar ayıp!... Kimsenin haddi değildir beni bu duruma düşürmek... Belediye başkanını arıyorsun, adam telefona çıkmıyor. Ben olanlara değil kendime üzülürüm.”
ATAKLI: ANKETİ BEKLİYOR
Baykal’ın sağ kolu olarak görev yaptığı dönemde örgütte hep tartışılan bir isim olan Sevigen, “Büyükşehir’e aday olacağınızı söylemiştiniz, başvurmadınız galiba...” sorusuna, “Ne münasebet, başvurmak olmaz, parti büyüklerine görev verilir. 20 yıldır hizmetim var, Büyükşehir’de karşılığım vardır. Örgüte ismimin sorulmasını isterim. 20 yıllık hizmetin bir bedeli olması gerekir”. Geçenlerde gazeteci Can Ataklı ile karşılaştığımızda, “Büyükşehir aday adaylığı nasıl gidiyor?” diye sorduğumuzda şaşırtıcı bir yanıt aldık: “CHP’li kadro ile karşılaşıyorum, iğreti bir selam verip gözlerini üzerimden çekiyorlar. Demek ki, talip olmak bile ‘fazlalık’ sayılıyor siyasette. Ben anket yapılsın, adaylar tartışılsın, parti hareketlensin istiyorum. Benim Twitter’da 175 bin takipçim var. Kamuoyundan biliyorum, benim ismim düşük çıkmaz. Anketlerde karşılığım varsa ‘Varım’ derim. Ben anketlerin sonucunu bekliyorum”.
Aynı şekilde Celal Doğan ve Semih Eryıldız’ın da düşündüğünü sanıyoruz.
Çapan: CHP adaylarını halka soracağız
ESENYURT Kurucu Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, İMC Televizyonunda Mustafa Kuleli’nin hazırlayıp sunduğu Mercek Altı programına konuk oldu, İstanbul’a ve yerel seçimlere ilişkin CHP üzerine ilginç değerlendirmeler yaptı.
- “CHP adaylarını halka soracağız. Önseçim kamuoyunun isteğini yansıtmıyor. İstanbul’a, tüm halka soracağız. Kim kazanacaksa o aday olur. Sarıgül önde görünüyor, bu yüzden Sarıgül’ü CHP’nin adayı yapacağız. Bunu Sarıgül için yapmayacağız. Türkiye için, İstanbul için, halk için yapacağız. Büyükşehir’den başka 22 ilçeyi de alacağız.(Aday olacak mı?) Halk nerden aday ol derse olurum. İstemezlerse olmam. (Sırrı Süreyya Önder) Tamam, benim gönlümü alabilir ama CHP’nin ayağına dolanmak için mi aday olacak?”
- BDP ile ittifak: Gizli ittifak yapmayacağız. Gizli dostluk ahlaksızlarla yapılır. Herkesle açık olarak net ittifak yapacağız. Türkiye’yi birbirine düşman edenlere karşı, kim ki ülkeyi barış adası haline çevirmek istiyorsa, yüzünü batıya çeviriyorsa onunla açık açık ittifak yapacağız” yanıtı verdi.
- İstanbul’da neler olacak: İktidar olursak, bu CHP’nin vizyonudur. Sarıgül seçimi alınca yapılacak, uygulanacak proje CHP’nin projesi olacaktır. Fatih’in tümünü üniversite merkezi yapacağız. Emönünü açık müze kent olacak. Fener-Balat hattı dinler merkezi olacak. Eyüp Sultan’dan Sarıyer’e kadar silikon vadisi olacak; bilgisayar çağındayız, burada da olması gerekiyor. İstanbul’u Avrasya’nın başkenti olarak tasarlıyoruz. Şimdi uluslararası ticari davamız olursa İngiltere’ye gidiyoruz, İngiltere’deki ticaret mahkemelerinin bir kısmının İstanbul’a gelmesi lazım. İstanbul dünyanın göz bebeği olacak. Beyoğlu’na Ceneviz mahallesi yapacağız“
BİZ AKLA ONLAR KURSAĞA
- AKP ile farkınız: Ne farkımız var bizim? Mesela biz 7 bin 200 konutluk Esenkent projesini yaptık. Bu projenin içerisine 4 bin 500 kişilik tiyatro yaptık. PTT yaptık, okul yaptık. Bacasız kent yaptık. Daire maliyetleri, arsa payı dahil, 16 bin dolar ile 22 bin dolar arasında değişti. TOKİ’nin yaptığı projelerde kültür merkezi olmaz, sinema olmaz, tiyatro olmaz. Biz akla yöneldik, onlar kursağa yöneldi. Biz akıl ortağı olmaya çalışıyoruz. Biz insanları kursağından bağlayıp esir etmek istemiyoruz. Biz bağımlı olmasını istemiyoruz, akıldan bağlılık istiyoruz, yol arkadaşlığı istiyoruz. Balık vermek istemiyoruz, balık tutmayı öğretmek istiyoruz” diye konuştu.
TAYYİP KOYUN GÜTMÜŞ MÜ?”
- CHP’liler iki koyun güdemez: Bir yalanı yüz kere söylerseniz, doğru anlaşılır Tayyip Bey bizim için ‘koyun bile güdemezsiniz’ demiş. Kendi koyun mu gütmüş? Koyun gütmek, kenti taşa döndürmek mi? İstanbul’u gökdelenlerle doldurmak, taşa döndürmek ne zamandan beri koyun gütmek olmuş? Bakınız Esenyurt Belediyesine… Benim zamanımda 10 kat imar verdiğim yere arkadaş gelmiş 36 kat, 48 kat imar vermiş. Belediye müteahhidi dolandırıyor, müteahhit halkı dolandırıyor. Bir de Belediye Başkanı çıkmış, halka “Müteahhit kaçak yaptı” diyor. İzin veren sen değil misin kardeş?”
Öğretmenler yandaş okul müdürü atamalarını protesto edecek
MİLLİ Eğitim Bakanlığı tarihindeki en büyük kadrolaşmalardan birisini yönetici atamaları ile yapıyor. Yönetici Atama Yönetmeliği ile kurum müdürlüklerine atanacaklara yazılı sınavın yanı sıra sözlü sınav getiren Bakanlık, torpilli atamalarla çığır (!) açıyor.
Şöyle ki; objektif ilkelerin yerle yeksan olduğu mülakat sınavlarında, bazı adaylara yazılı sınavdan yüksek puan almasına rağmen, sözlü sınavda düşük puan veriliyor; bazı adaylara da yazılı sınavdan düşük puan almasına rağmen sözlü sınavda yüksek puan veriliyor. Sözlü sınavdan yüksek puan verilen adaylar ise her ne hikmetse hükümete yakınlığıyla bilinen yandaş sendikanın üyelerinden oluşuyor. Yandaş-Sen’in üyelerinin açıkça kayırılması, diğer sendikaların üyelerine ve sendika üyesi olmayanlara düşük puanlar uygun (!) görülmesi torpilin en açık kanıtıdır. Sözlü sınavlarda değerlendirme komisyonun keyfi ve elindeki liste doğrultusunda hareket ettiği su götürmez bir gerçektir. Sözlü sınavlardaki torpilli puanları tesadüf olarak nitelemek ya da bunun altında art niyet aramamak iyi niyetle de bağdaşmaz. Malum sendika her ne kadar açıklama yaparak hak ve adalet naraları atsa da, üyelerinin kayırılması için hiçbir girişimde bulunmadıklarını ve bulunmayacaklarını söylese de, buna kargaların bile güleceği çok açıktır.
Torpilli atamalara örnek verecek olursak; İstanbul’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından oluşturulan sözlü komisyonun, bizzat MEB Müsteşarı Yusuf Tekin tarafından değiştirildiği söylenmektedir. Önceki komisyonun adil bir mülakat yapacağı endişesi taşıyan Tekin’in yetkisi olmadığı halde komisyonu değiştirerek, gayri ahlaki davrandığı duyumları ayyuka çıkmıştır. Şayet bu iddialar gerçek ise Tekin görevinden derhal istifa etmelidir. Komisyonda Bakanlığın önereceği sadece bir kişi bulunmaktadır. Bunun dışında MEB Müsteşarının komisyona müdahale etmesi tam anlamıyla skandaldır.
Bu noktada sorumluluk makamındakiler de nasıl bir Türkiye yarattıklarının farkına varmalıdır.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya soruyoruz: Çocuklarımıza doğruluğu, dürüstlüğü öğretmesi gerekenlerin, hülle ile koltuk sahibi olmasını nasıl açıklayacaksınız? Yazıklar olsun! Bu rezilliğe sessiz kalan, zemin sağlayan Milli Eğitim Bakanı Avcı’ya da, MEB Müsteşarı Tekin’e binlerce kez yazıklar olsun!
Sendikamız, 24 Eylülde, yandaş yönetici atamalarını ve bu atamaların mimarı olan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’i protesto edecektir. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelecek olan Türk Eğitim-Sen Şube Başkanları, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, teşkilatlarımız ve yüzlerce yönetici adayı ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’nın önünde büyük bir uyarı eylemİ yapacağız. Sayın Avcı’nın istifasını isteyeceğiz. “Benden olmayan müdür olamaz” deme, herkese eşit mesafede ol, dışlayıcı değil, kucaklayıcı ol. Ya herkesin bakanı ol, ya da istifa et.
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi BOSTAN- Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı
Paylaş