Kuraklık hepimizi kavuracak!

Bu gidişten en çok su ve toprak etkileniyor. Su azalıyor. Toprak çatlıyor. Kentli, köylü, çiftçi sanayici, herkes endişeli. Bu kuraklığa hatta daha da şiddetlilerine hazır mıyız?

Su yönetimi çalışıyor, suları bir yerde topluyor ama bu sefer de yörenin çiftçisi “Suyumuz kalmadı, hayvanlarımızı sulamak için tankerle su taşıyan köyler var” diyor.

Yeraltındaki su seviyeleri düştükçe düşüyor. Su kullananlar arasında paylaşım gerilimi artıyor.

6 senedir bir ‘su kanunu’ hazırlıyoruz. Hâlâ sonuç yok. Meriç Ergene’de temiz suyu ne zaman göreceğiz, belli mi? Sulara bırakılan kimyasallar önce balıkları zehirliyor, ne yapıyoruz? İstanbul’da baraj seviyeleri hızla düşüyor. Melen Barajı ne zaman bitecek? Gelecek yıl da kurak olursa durum vahim.

Devlet kirlilik, kuraklık eylem planlarını hazırlamış ama uygulamadaki karnemiz zayıf. Bu arada bizim toplum olarak da yapacaklarımız var. Önce bu gidişatın farkında olmalıyız, sonra da su ve toprağı kirletmekten uzak durmalıyız. Yoksa haberler iyi değil. Herkesin taşın altına elini değil, tüm bedenini koyma zamanı. Siyasilerden sanayiciye kadar herkes üstüne düşeni yapmalı artık.

 GÜNÜN SÖZÜ

“DİNSİZ yetiştiriliyor diye nefret ettiğiniz Köy Enstitüleri’nden tek bir tecavüzcü ya da tecavüze uğrayan çıktı mı?”

Özlem AVCI

Ankara’da bir döneminin en önemli gazetecisiydi

TUŞALP TOPRAĞA VERİLDİ

AH güzel Erbil’im (Tuşalp). Cumhuriyet’in Ankara haber şefi iken ne kadar ‘kavga’ ederdik. Özal, Demirel, İnönü, Ecevit, Baykal, Türkeş, Erbakan’lı yıllar. Bizler de güçlü bir kadroyduk: İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Hasan Cemal, Yalçın Doğan, Okay Gönensin, Sedat Ergin, Işık Kansu, Ufuk Güldemir, Ümit Aslanbay, Kenan Mortan ve Faruk Bildirici diye sayabiliriz bu isimleri... Erbil, gerçek bir ‘gazeteci’ idi. Namus, ahlak ve doğru haber ilkelerimizle, bizimle pek baş edilemezdi. Sonra Cumhuriyet’ten ayrıldı, bir süre Birgün’de yazdı. O sigara yok mu... 12 Eylül ve işkenceler üzerine onlarca kitap yazdı, hepsi Türkiye’nin ‘zor günleri’nin belgeselidir. Ama o KOAH hastalığı onu bizden ayırdı. Bir süre Karaburun ve İzmir’de yaşadı. Arkadaşları olarak hayat arkadaşı Ayşegül Aktürk’e minnet borçluyuz, Erbil’i bugünlere kadar getirdiği için...

Erbil Tuşalp’in (75) arkasından Faruk Bildirici şöyle yazdı: “Bende bıraktığı iz, gazetecilik meslek etiği ile sınırlı değil. Günü kurtarmak yerine tutarlılığa önem veren, çizgisini bozmadan yürümeyi yaşam felsefesi haline getiren, bu niteliklerinden ötürü iyi bir gazeteciydi.” Mustafa Sönmez, “Çetinden daha çetin bir cevizdi. AİHM’de Türkiye’yi para cezasına mahkûm ettirdi” derken, Türey Köse “12 Eylül darbesinin işkencesini belgeleyen değerli bir gazeteci abimizdi” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Tuşalp için Doğançay Mezarlığı’nda düzenlenen cenaze törendeki konuşmasında “Tuşalp’ın gazetecilik yaparken teslim olmadığını, özgürlüğünden taviz vermediğini” söyledi. Kılıçdaroğlu törene çelenk gönderdi. Törende Doğan Öz, Abdi İpekçi, Prof. Gündüz Vassaf adına gönderilen çelenkler dikkat çekti.

BİLİYOR MUSUNUZ?

İSKENDERUN Körfezi’nde Hatay’ın Sarıseki ilçesi yakınında kurulu İskenderun Atlas Kömürlü Termik Santrali’ne, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından verilen üretim lisansının iptali için açılan davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bir kez daha projelere verilecek idari izinlerden önce, kümülatif etki incelemesi yapılması gerektiğini belirttiğini...

HDP Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun 6-7 Eylül 1955’te Beyoğlu’nda yaşanan olaylarda hayatını kaybedenler için anma ve yas günü ilan edilmesi hakkında kanun teklif ve araştırma önergesi verdiğini...

 İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Kırklareli Bağımsız Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun oğlu Nevzat Burak Kesimoğlu ile Esra Kartal’ın nişan yüzüklerini çiftin bir yakınlarının evinde taktığını...

MESAJ PANOSU

ADALET Bakanı Abdulhamit Gül, haziran ayında onay alındıkça yardımcı personel için ilana çıkılacağını söylemişti. Ağustos ayı bitti ama ilan hâlâ çıkmadı. Bekliyoruz. Ahmet DEMİR

ADANA’da son 10 yılda 50 büyük fabrika kapandı, binlerce insanımız işsiz kaldı. Yeni açılan fabrika da göremedik. Dr. Müzeyyen ŞEVKİN

ÖLÜM HER AN BİZİ BEKLİYOR

İSTANBUL Bahçelievler’de 15. kattan cam düşmesi sonucunda Soner Elveren’in hayatını kaybetmesi üzerine sosyal medyadan neler dendi: “Ben her daim sokağın ortasında yürürüm, ne bileyim, bu saksı da klima da beton parçası da olabilir”, “Ancak bu ekstrem bir durum olmuş, burada yapacak bir şey yok. Vadesi dolmuş ne diyelim”, “O binanın camını takan yetkililerin cinayetten yargılanmaları gerekir.”, “Camı montaj yapan ustasının hatası, pisi pisine ölüm!”, “İhmal mi denir, yoksa ecel mi denir”, “Allah’ım bu nasıl bir felaket, ölüm her an bizi bulabiliyor.”