Paylaş
Cumhuriyet’te Miyase İlknur ‘Yılmayan Aydın’ başlıklı yazısında “Yaşamını dogmalara karşı mücadeleye adayan bilim adamı ve ülkemizin yüz akı” olarak tanıtıyor Arsel’i... Zeynep Oral, İlhan Arsel’in kendisine yazdığı bir mektupta yapmak istediği tek şeyin tartışmaya açmak olduğunu, eleştiriden, tartışmadan zarar gelmeyeceğini, her düşünceye saygı gerekliliğini vurgulamıştı. 1921’de İstanbul’da doğmuş, Ankara Hukuk’u bitirmiş, orada ‘Anayasa Hukuku’ dersleri vermişti. 27 Mayıs ihtilalinin ardından yeni bir anayasa hazırlamakla görevli 10 kişilik İstanbul Komisyonu’na ve daha sonra Kurucu Meclis Öntasarısı’nı oluşturan beş kişilik komisyonda görev yapmıştı. 1966’da Cumhuriyet Senatosu’nda görev yaptı. 1980 öncesinden itibaren yaşamını Amerika’da sürdürüyordu.
Türkiye’de gericilik ve bağnazlıkla olduğu kadar sahte aydınlarla mücadele etti, onları korkaklıkla suçladı, ‘batıl itikat bataklığına gönülmüş olanlarla boğuşmak’ gerektiğini yazdı. ‘Kara Ses’ Cemalettin Kaplan, Arsel’i ‘Salman Rüşdi’nin Türkiye versiyonu’ olarak tanımlamış ve hakkında ölüm fermanı vermişti. Erzurum’da bir imam da “Katli vaciptir” diye fetva vermişti.
Dert ortakları, ikisi de terör kurbanı olan Turan Dursun ve Prof. Muammer Aksoy’du... Dursun ile ‘Kuran Ansiklopedisi’ni yazmak istiyordu. Ne yazık ki gerçekleşmedi. İkisinin ölümünden sonra tek başına kaldı. “Korkarsanız korkutulursunuz” dedi ama kimseye dinletemedi. Türkiye’de yaşasaydı, muhtemelen onun da akıbeti iki dostu gibi olacaktı.
Bir Türk akademisyen, öğretim görevlisi ve yazarın ‘sürgünde’ ölmesi ve orada toprağa verilmesi ne kadar acı değil mi?
AKP susacak, emekçiler konuşacak...
Tekel işçileri ile dayanışma eylemi yarın Ankara Sincan Lale Meydanı’nda...ÖDP, TKP ve Halkevleri duyuruyor.
‘Halkın arasındayım, yazının çıktığı gün de cenazedeydim’
GEÇEN çarşamba günü Siirt’e giden ‘pazarlamacı’ bir okurumuz Siirt Valisi’nin omzunda palto ile dolaşmasına, Aydınlar (Tillo) İlçesi’ndeki türbelerde 20 milyonluk onarım yapılmasına şaşırdığını belirtmiş, AKP’nin bölgede gerilediğini not olarak köşemize aktarmıştı.
Bu yazıya Siirt AK Parti İl Başkanı Bayram Kızılay bir açıklama gönderdi; diyor ki:
“Yazıya göre AK Parti Siirt İl Teşkilatı halkın arasına çıkamıyor. Bu nedenle AK Parti bitmiştir, gibi yorumlara yer verilmiştir. Oysa ki her gün halk ile beraber olduğumuz gibi, köşenizdeki yazı ile ilgili bana haber verildiğinde ben Siirt’e 90 km. uzaklıktaki Pervari İlçemize bağlı Narsuyu Köyü’nde bir cenaze törenindeydim.
Siirt’teki 3 milletvekilliğinden 2’si, 13 belediye başkanlığından 8’i, 21 il genel meclis üyeliğinden 12’si, il, ilçe ve beldelerle birlikte toplam 67 belediye meclis üyesi AK Parti bünyesindedir. Dolayısıyla CHP’nin ilde seçilmiş hiçbir üyesi yoktur. İlimizde tabelası dışında hiç olmayan bir parti nasıl oluyor da AK Parti’nin yerine geçiyor? İddialar gerçeği yansıtmadığı gibi Sayın Valimizle hiçbir zaman İspanya’ya ne bir seyahat, ne bir ziyarette bulunmadım.”
(Okurumuz bize yanlış aktarmış; Vali Necati Şentürk ile İspanya’ya giden BDP’li (DTP) Belediye Başkanı Selim Sadak... Bu arada Siirt Valiliği’nin yanındaki yeşil alan olan arsaya 25 milyon TL’ye yeni bir Valilik binasının yapıldığını...
Vali’nin Siirtspor’u Fadıl Akgündüz’e -Jet Fadıl- teslim etmesini eleştiren yazılara girmiyoruz... Ama meraklısına, siirtliler.net sitesine girerlerse, Vali’nin omzunda paltolu
resmini ve bize ve valiye dönük eleştirileri okuyabilirler.)
Aşk akla girer
GÜLER Kazmacı’dan... (14 Şubat Sevgililer Günü’ne)
Biliyorsunuz ‘Beyoğlu Kadınları’ adlı öykü kitabım geçen ay çıktı ve şimdiyıllar yılı yazdığım aforizmalarımdan ‘minik boy’ bir kitabım daha çıktı: ‘Aşk Akla Girer’
* Aşk uçağa binmek gibidir, en katı ateistleri bile dua eder hale getirir.
* Aşk hayranlık duygunuzu ortaya çıkarır, evlilik ise eleştiri isteğinizi.
* Aşk hayatı okul hayatına benzer. İçindeyken sorumluluklardan sıkılırsın, dışındayken güvenceli ve eğlenceli zamanlarını özlersin.
* Aşk sorunları kadın programlarına benzer, konu hakkında herkes konuşur ama çözüm bulunmaz.
* Evlilik devlet memurluğu gibidir, insanlar bir kere sınavları kazanıp imza attıktan sonra, işe yarasa da yaramasa da ‘atılmayacağını’ sanır.
GÜNÜN SÖZÜ
“Yaşadığımız kavgalar Cum-hurbaşkanı’nı halka seçtirmemek için yapılıyor. Bizim gemimiz de, cipimiz de olmayacak.”
(SP Genel Başkanı Numan KURTULMUŞ)
Bu parlamento sömürge parlamentosu değildir
ESKİŞEHİR Bağımsız Milletvekili Tayfun İçli, dün Meclis’te Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluş günü olduğunu belirterek “Bu millet, bu Kurtuluş Savaşı’nı verirken ‘Ya İstiklal! Ya Ölüm!’ şiarıyla yola çıkmış, her türlü himayeyi ve her türlü mandacı anlayışı reddetmiştir” diyor ve konuyu AB’ye getiriyor:“Önceki gün Avrupa Parlamentosu’nun genel kurulunda Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen Ruijten’in kaleme aldığı Türkiye’yle ilgili bir karar taslağı büyük bir oyçokluyla kabul edilmiştir. Taslakta, Kıbrıs’la ilgili, Ermeni açılımıyla ilgili protokollerle ilgili, Türk yargısıyla, azınlıklarla ilgili, Lozan’ı reddeden azınlıklarla ilgili kabul edilemez ifadeler yer almaktadır.
Bu millet daha önce Kıbrıs’la ilgili 1999, 2001 ve 2003’te TBMM’nin aldığı kararla Kıbrıs’la ilgili bu yaklaşımları şiddetle kınamıştır. Ben de bir milletvekili olarak bu parlamentoyu sanki bir sömürge parlamentosu, sanki himaye altındaki bir ülke parlamentosu yaklaşımıyla gören Avrupa Parlamentosu üyelerini buradan şiddetle kınıyorum ve bizim parlamentomuza ve yargı organımıza uzatılan bu yakışıksız ifadeleri de aracılığınızla kınıyorum.”
Paylaş