Paylaş
İhale kavgası büyüyor
MHP'nin elindeki Bayındırlık Bakanlığı'nın yaptığı ihalelerle ilgili tartışma büyüyor.
Çeşitli çevreler, ihalelerle MHP'lilerin kayırıldığını öne sürerken, Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, ‘‘MHP'liler, CHP, DSP, DYP ve ANAP'lılardan daha az ihale alıyor’’ diyor.
ANAP Teşkilat Başkanı Ersin Taranoğlu, Bakan Aydın'ın bu sözlerine büyük tepki göstererek şöyle konuşuyor:
‘‘Kendisinden liste istiyorum; ihale alanların çoğunluğunun ANAP'lı olduğunu nasıl biliyor? Bir bakan kendi makamından ihale alanın siyasi görüşünü tasnif edemez. Benim partimin adını kullanamaz, 'müteahhitler partisi' olarak gösteremez. Haydi ANAP'a kayıtlı olup da iş alanları açıklasın, görelim.’’
- Bakan bu konuda, MHP'lilerin daha az ihale aldığı görüşünde.
- İhale alan kişilerin siyasi görüşleri ve partilere göre tasnifi için elinde belge ve bilgi var mı? Bir bakanın iş alanları, 1402'likler gibi fişlemesi çok vahim bir olaydır. Bu, vatandaşları Türk-Kürt ayrımcılığı yapması kadar tehlikelidir. Partileri karıştırmak yanlıştır.
- ANAP'lıların ihale aldıkları da bir gerçek ama...
- Teşkilat Başkanı olarak soruyorum; bu ANAP'lılar kimdir, açıklaması lazım.
- Bakan ABD'de, geldiğinde açıklayabilirse açıklasın o zaman... Ama şu var, ihalelerde her zaman bir organizasyon vardır.
- Bir organizasyon varsa bunu önlemek de bakanlığın görevidir. Benim görevim hangi ANAP'lı ihaleye girerse müdahale etmektir. Bunu temiz siyaset için yapıyoruz.
- ANAP olarak ihalelere karşı bu hassasiyet nereden çıktı?
- Bu konuda ben çok hassasım. Biz bunun için dört ay önce tüzüğümüzü değiştirdik. İl ve ilçe başkanları, devletle ilgili ihalelere giremezler, muhatap olamazlar. Kamunun hissedarı olduğu kuruluşlarda yönetim kurulu üyeliği yapamazlar. Bu nedenle Niğde ve Samsun gibi birçok il ve ilçe başkanımız görevlerinden ayrıldı. Bu tip iş yapanlar örgüt başkanı olamaz. Biz ihaleler yüzünden oy kaybetmiş bir partiyiz. Ben onun için Bayındırlık Bakanı'nın bu mesajını hassasiyetle izliyorum.
- İş alamayan adam nasıl particilik yapacak.
- Bu partinin mensupları ihale işleriyle uğraşmayacak. Kendilerini zengin etmeye değil, halkı zengin etmeye uğraşacaklardır.
(Sayın Taranoğlu'na... Nevşehir'deki askeriye ihalesine katılan müteahhitlerden Necmi Cantekin ANAP İl Başkanı değil mi? Cantekin, İl Başkan Yardımcısı Caner Köksal'la ortak değil mi? Caner Köksal'ın ağabeyi Zafer Köksal da MHP Merkez İlçe Başkanı değil mi?)
Maalesef doğru çıktı!
NEVŞEHİR Jandarma Alayı'ndaki 150 milyarlık hizmet binası ihalesini Ata Gündüz'e ait Gündüz İnşaat'ın da alabileceğini yazmıştık önceki günkü ‘‘İhalelerde MHP-ANAP koalisyonu’’ (22.3.2000) yazımızda...
Yazımızın çıktığı gün Nevşehir Haber Gazetesi de, valiliğe bir suç duyurusunda bulundu. Gazetenin başvurusunda, ‘‘Duyumlarımıza göre, ihaleyi alacak olan firmanın Ata Gündüz İnşaat veya onun yan kuruluşu olan Günan Proje olduğu iddia edilmektedir... Gereğini bilgilerinize sunarız’’ denildi.
Valilik, bir notla iddiayı, ihale komisyonuna bildirdi.
Ne yazık ki, iddialar doğru çıktı; Gündüz İnşaat ikinci kez ihaleye çıkarılan işi % 8 kırımla yeniden kazandı.
Nevşehir'den bize iddiaları aktaranlar, bu sonuçtan sonra ‘‘Vatandaşlar bu partilerin gerçek yüzünü görsünler. Değişim bu mu?’’ demekle yetinirken, MHP İl Başkanı Mehmet Akif Ölmez bir açıklama yaptı:
‘‘Öğrendiğime göre bu ihaleye 12 müteahhit davet edilmiştir. Bunlardan sadece ikisi MHP'li, 10'u da değişik siyasi görüşlerdendir. Bunlar neye göre seçildi bilmiyoruz. Bu arada 'Bizim Anaolu İnşaat' şirketi olarak, işlerimin yoğunluğu sebebiyle ihaleye katılmayacağımı 21.3.2000'de ihale komisyonuna bildirdim. Yeni hükümet döneminde benim davet edildiğim başka bir ihale de yoktur. Hal böyleyken bazı çevreler, geçmiş tezgáhın devam etmeyeceği endişesiyle karalama kampanyası yürütmektedir.’’
Görüyorsunuz neler oluyor? Bakalım ihaleyi Sayıştay onaylayacak mı?
MHP'li vekil: Bana 100 milyar rüşvet önerildi
MHP Samsun Milletvekili Vedat Çınaroğlu aradı, Samsun Devlet Hastanesi'ndeki 1.5 trilyoluk ihaleyi yakınlarının aldığı yolundaki Halit G. adlı okurumuzun iddialarını reddetti, ‘‘Herhangi bir şirket veya şahısla ticari ilişkisinin olmadığını’’ söyledi.
‘‘Samsun'da Neler Oluyor?’’ (17.3.2000) yazısı üzerine bilgi veren Çınaroğlu, TSK'dan 1996'da binbaşı rütbesindeyken istifa ettiğini, Nazar Gıda şirketine ortak olduğunu, aynı süre içinde MHP Samsun İl 2. Başkanlığı'nı yürüttüğünü, 9.9.1998'de milletvekili adayı olduktan sonra hisselerini devrettiğini bildirdi. ‘‘Yazıda ismi geçen şirket yetkilileri -Ülkü ve Essa İnşaat- dışında Samsun'da ve başka illerde tanıdığım veya yakın dostum olan birçok şirket vardır. Tanıdığım, dostum veya yakınım olanların ticaret yapmaması gerektiği hiçbir izan sahibince kabul görmez inancındayım’’ dedi.
Samsun Devlet Hastanesi'ndeki yolsuzluklarla ilgili iddiaların, valilikçe ve bakanlıkça incelendiğini ve yanlış bir uygulamaya rastlanmadığnı anlatan Çınaroğlu şöyle konuştu:
‘‘Ne ilgili müfettiş geri çağırılmış, ne de MHP teşkilatı ikiye bölünmüştür. Ayrıca ilgili kurumun başhekimi de, benzer iddialar üzerine yargıya müracaatta bulunmuştur. Bence şu soruyu sormak gerekir: Acaba önceki yıllarda bu kurum üzerinden haksız kazanç elde edenlerin, bu yanlış faaliyetlerine engel olunduğu için mi asılsız ve mesnetsiz iddialar ortaya atılmaktadır? Kurum başhekiminin görevden alınması için şahsıma rüşvet dahil her türlü yolla ulaşmaya çalışanlar bunu başaramadıkları için, intikam duygusuyla mı hareket ediyorlar? Konu olan kurumun geçmiş yıllardaki hizmet üretimiyle, bugünkü işleyişi ve hizmet üretimini Samsun halkı görüyor ve ekseriyetle de takdir ediyor.’’
Sözünü ettiği rüşvet olayının ayrıntısını sorduğumuz Vedat Çınaroğlu, ‘‘Nazar Gıda'daki eski ortağım Davut Şahin aracılığıyla, hastaneye geçmişte mal veren bir müteahhidin, görevden alınan eski başhekimin yerinde kalması için kendisine 100 milyar rüşvet teklif edildiğini’’ söyledi.
Cumhurbaşkanı'nın Samsun'u ziyareti sırasında karşılama ve vilayetteki törene katıldığını, ancak üniversitedeki törende bulunmadığını söyleyen Çınaroğlu, ‘‘O kadar da takdirimiz olsun’’ dedi. Bir soru üzerine Rektör Osman Çakır'dan şahsen memnun olmadığını, doğal olarak da YÖK Başkanı Kemal Gürüz'e tepkilerinin olduğunu söyledi.
BUGÜN Dünya Tüberküloz Günü... Marmara Üniversitesi'nden Prof. Elif Dağlı, aşıyla ortadan silinebilecek bir hastalığın, yüz yıldır yok edilememiş olmasını insanoğlunun ve tıp biliminin başarısızlığı olarak nitelendiriyor... ‘‘Şimdiden bir şey yapılamazsa, üç nesil sonra ülkemizde insan kalmaz. Politikacıların duyarsız olmasının nedeni, halkımızın duyarsızlığı... Tüberküloz için Türkiye'de bir başıboşluk söz konusu... Bizim harcadığımız paranın onda biriyle tüberküloz tedavi edilebilir.’’ diyor. Biz de soruyoruz, Verem Savaş Müdürlüğü neden kapatıldı?
(Dr. M. Cenk Deliküçük'ün Günya Tüberküloz Günü nedeniyle hazırladığı web sayfasına bakmak isteyenlere: www.tbc.itgo.com)
Paylaş