Yalçın Bayer: Kollektif suç

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Sakıp Sabancı, ‘‘Müteahhitlerin gözleri kör olsun’’ diyor. İzmit, Adapazarı, Gölcük, Değirmendere ve Yalova'da iskambil káğıdı gibi çöken binaların suçlularına inanılmaz tepki gösteriyor:

‘‘Bu müteahhitlere kim izin verdi, kimler denetleme yapmadı. Suç ortakları kim? Umursamazlığımız ve aymazlığımız hálá sürecek mi’’

Sabancı acaba bir ‘kollektif suç’tan mı söz ediyor?

Suç zincirleme gidiyor; arsa sahibinden mühendisine; müteahhidinden daire sahibine, oradan da belediyelere ve siyasetçilere kadar uzanıyor.

Ama şimdi önce canlar kurtarılacak. Sonra enkazlar kaldırılacak.

İlk görev, suçun tespiti için belediyelerden çok Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na düşüyor.

Dostumuz Hüseyin Baş, burada önemli bir tespitin yapılması gerektiğini söylüyor:

‘‘Birkaç zaman sonra bütün yıkıntılardan örnekler alınmalı. Statik hesapları çıkarılmalı, demir ve çimentonun nasıl kullanıldığı araştırılmalıdır. Bu nedenle ilgili makamlar -İl Bayındırlık Müdürlüğü ya da mühendis odaları olabilir- yıkıntıları fotoğraflayarak, tahlil etmelidir. Çünkü, dayanıklı ve dayanıksız binalar arasında yüzde 15 maliyet farkı olduğu söylenmektedir. Hırsızlık burada olmaktadır. Yoksa, bu belgeler elde edilmedikçe, hırsız müteahhit ve belediye başkanlarından hesap sorulamayacaktır.’’

Evet bu caniler cezasız kalmamalıdır.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Bu felakette hepimizin payı var.’’

(Kocaeli Milletvekili Osman Pepe)

Vize kolaylığı

sağlanamaz mı?

CHP MKY üyesi Ali Dinçer, Balkanlar'dan Türkiye'de yakınlarını ziyaret etmek isteyen Türkler'e, vize kolaylığı gösterilmesini istedi. Ailesi Bulgaristan doğumlu olan Dinçer, ‘‘Binlerce Türk, depremden etkilenen yakınlarını ziyaret edip görmek stiyor. Sadece Filibe'de 3 bin kişi vize için bekliyor. Aynı durum Makedonya'da da yaşanıyor. Hükümet anlayış göstermeli, hiç olmazsa bir haftalık özel bir seyahat olanağı sağlamalıdır’’ diyor.

Dışişleri Bakanlığı, vize uygulamasını bir süre için yumuşatamaz mı?

İDO bedava olsun

YALOVA'dan Emel Budak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kızgın. ‘‘Büyükşehir'in Deniz Otobüsleri (İDO) Yalova'ya sefer yapıyor. Depremin acısını yaşayan binlerce kişiyi Kabataş'a, Yenikapı'ya, Kartal'a getirip götürüyor. Acılı insanlar perişan. İDO, 3-3.5 milyon lira dolayında taşıma ücreti alıyor. Bu gidip gelen depremzedelere büyük yük oluyor. Büyükşehir Belediyesi, bir süre için ücretsiz taşıma yapmayı, ya da ücreti düşürmeyi düşünemez mi?’’

Yaptım, sattım

SADRİ Şener'in Çorlu'da yaptığı 1254 daireli Emlakbank Konutları'nın çeşitli bloklarında çatlamalar oldu. Oturanların çoğunluğu dairelerini terk etti. Zaten bu blokların yangın merdiveni bile yok’’ diyen K.Ç.'nin sorusunu Çorlu Kaymakamı Sabahattin Yücel yanıtlıyor:

‘‘Emlakkonut'a acil durumu bildirdik, hálá yanıt verilmedi. Bunun üzerine Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'ne başvurdum, bir bilirkişi heyeti inceleme yapacak.’’

Emlakbank ‘yaptım, sattım’ diyebilir mi? Hiç sorumluluk duymaz mı?

FLORYA'dan bir hanım okurumuz: ‘‘Oturduğumuz binayı yapan müteahhidi yakaladık, biraz hırpaladık. Yapacağımız başka bir şey yoktu. Kötü bir tavır ama lütfen duyurun’’ diyor.

BOSTANCI İsviçre Hastanesi'ne; Hamdi Altunkum'dan tepki: Gölcük'ten yakınım depremzede Esin Dönerler'i getirdim. İki saat oyaladınız, röntgen filmini aldınız -bunlar net olmadığından PTT Hastanesi'nde maalesef yeniden çekildi-, tabii çıkarkan 41.5 milyon da ödedim. Keşke adam gibi hizmet yapıp, istediğiniz parayı alsaydınız. Bir özel hastane olarak özensizliğinizi kınıyorum. Üstün bir gayretle çalışan PTT Hastanesi'ni de kutluyorum.

TELSİM'in 'yüzyılın acısı' karşısında temmuz faturaları için 'bugün son gün' başlıklı ilan vermesini kınıyorum.



Yazarın Tüm Yazıları