KKTC'de garip bir satış öyküsü!...

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

(I)

KKTC bugünlerde TeleGlobe şirketinin Bayrak Radyo Televizyon Kurumu'na (BRT) satılması olayıyla çalkalanıyor?

TeleGlobe nedir? MMDS, yani havadan kablolu yayan yapan bir şirket. Geçen haziran ayında BRT tesisleri içinde yayına başladı. Yabancı yayınları aktarıyor. Ancak ayrı bir çanakla izlenebiliyor. (Hediye çanaklar, bazı siyasilerin evlerini süslüyor.) Kanalın, rağbet görmemesinden dolayı istenilen abone sayısını tutturamadığı söyleniyor.

KKTC'den arayan bir işadamı, ‘‘Birtakım güçler, gerçek değeri 300 bin dolar bile etmeyen bu cihazları 7.5 milyon dolara BRT'ye satmak istiyorlar. Bu fahiş paranın kimin cebine gireceği de bilinmiyor’’ diyor.

Türk toplumu ekonomik sorunlarla iç içe yaşıyor. Hala elektrik yatırımları tamamlanamadı. Rum kesiminden elektrik alınıyor. Turizmi istenilen ölçüde gelişemiyor; çünkü KTHY batmış durumda. Telefon şebekesi çağdaş teknolojiyi yakalayamadı. Tarihi eserleri dökülüyor.

KKTC'nin tek sorunu sanki bu kablolu yayın! Baştan bu konuda karşı görüşler çıkartanların sesleri kesiliverdi bir anda...

Kıbrıs'tan gelen sorular şöyle:

BRT Müdürü İsmet Kotak, bu cihazların alımına baştan karşıydı da, şimdi neden 7.5 milyon dolara alınması için T.C. Büyükelçiliği'ne rica yollu mektuplar yazıyor? (Cyprus TeleGlobe Network şirketinin 6 aylık 30 bin dolar tutan kira bedelinin tahsili ise akla hiç gelmiyor.)

Satış olayının arkasında siyasiler var mıdır? Yoksa BRT paravan olarak mı kullanılacaktır?

Bu paralar kimlerin cebine aktarılacaktır?

Teknolojisi geri kalmış cihazların alımı karşısında gerçek fiyatının tespiti için bir komisyon oluşturulması düşünülmekte midir?

Türkiye Dışişleri Bakanlığı dolaylı olarak bu işin içine sürüklenmiş midir?

Kıbrıs'taki siyasi çevreler, ‘‘Aslında, 7.5 milyon dolar T.C. Yardım Heyeti tarafından, Türkiye'deki satıcısına verileceği için bizim meselemiz değildir. Ama KKTC'nin çeşitli acil ihtiyaçları varken, bu anlamsız yatırım bedelinin KKTC üzerinden aktarılması şüpheler doğurmaktadır. Bu Türk insanının vergilerinden kesilen para değil midir?’’ diyorlar.

Türkiye, KKTC'ye her yıl yatırım ve bütçe açıklarını kapatması için 50 milyon dolar katkıda bulunurken, gereksiz bir yayın için 7.5 milyon dolar vermesi akla ne kadar uygundur.

Bu soruların yanıtını elbette Türkiye veya KKTC hükümet yetkilileri verecektir.

‘Tavşanlı, seninle

gurur duyuyor’

TAVŞANLI'dan Cevdet Çakır ‘‘Kalemli, 1983'te bir kasaba doktoruydu’’ diyor. SSK Hastanesi'nde rüşvetsiz iş yapılamadığını öne sürüyor. Kalemli'nin arkadaşlarını sıralıyor: Kasabanın gözlükçüsü Lütfü Diler, kömürcü Remzi Özerdem, magnezitçi Ahmet Ertaş ve oğlu Haluk Ertaş... ‘‘Hepsi trilyoner oldu, 600 Mercedes'lere biniyorlar’’ diyor.

Kalemli'nin, 1983'te parlamentoya giderken arabasının olmadığını da hatırlatıyor. Yandaşları, Kalemli'yi Tavşanlı'da bekliyorlar. Pankartları şimdiden hazırlamışlar:

‘Kalemli seninle gurur duyuyoruz.’’

CHP ve öteki sol partilerin pankartları da şöyle olacakmış:

‘‘Tavşanlı seninle artık gurur duymuyor.’’

CHP'li bir partili ‘‘Meclis'te olsun, yerel TV'lerde olsun hep bağırarak çağırarak konuşuyor, sertlik gösterisi yaparak işi idare ediyordu. Yazıklar olsun, 15 yıllık siyaset yaşamı zaten hep kapalı geçti. Şimdi Tavşanlı'ya ilk geldiğinde kendisine 'ne zaman insan olacaksın' diye haykıracağım...’’

ÖZDAĞLAR OLAYINI HATIRLAYIN

Adıyaman'dan emlakçı Turan Beyaz, ‘‘Kalemli ile ilgili çok ilginç bilgiler veriyorsunuz’’ dedikten sonra, Mesut Yılmaz'a şunu soruyor: ‘‘Rahmetli Turgut Özal, İsmail Özdağlar'ın rüşvet olayını öğrendikten sonra kendisini hemen Yüce Divan'a sevk ettirdi. Özdağlar da mahkum oldu. Siz neden susuyorsunuz, neyi korumak istiyorsunuz?’’

Beyaz ayrıca Kalemli'nin kızı ve kayınbiraderi için seçtiği 25 milyarlık daireleri 40 milyara kendisinden almaya talip olduğunu açıkladı.

Balıkesir'den eski Yeşiller Partisi İl Başkanı, yerel 'Politika' yazarı Şerafettin Arman da, 1991'de Kütahya'ya yakın Gümüşköy'de Etibank ile bir İtalyan firmasının gümüş çıkarmak için siyanür kullanılmasına tepki gösterirlerken, bir esnafın kendisine şöyle dediğini anımsatıyor:

‘‘Dr. M.Kalemli, bu tesise 400 işçi yerleştirmiştir.’’

Vicdansız başkan!

DPT Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir'in haberi var mıdır acaba Telekom ve Posta İşletmeleri'nde sınavsız adam alındığından... Tabii vardır? Çünkü, bir il veya ilçe başkanının haksız isteklerine boyun eğmişlerdir.

Olay şudur: Nuri Bilgin Tekirdağ Saray ilçesinin DTP İlçe Başkanıdır. Kızını dört yıl önce Saray PTT'sine torpille yerleştirmiştir. Çalışmadığı için sicilini düşük gösteren amiri durumundaki Hüseyin Kütük'ü Muratlı ilçesine sürdürtmüştür. Bir süre önce sınavsız olarak Telekom'a aldırdığı oğlunu da, Kütük'ün yerine nokta tayinle kardeşinin yanına getirtecektir. Partizan kadrolar Tekirdağ'da Telekom'u ve Posta İşletmesi'ni huzursuz etmişlerdir. Başmüdür ve müdürler tedirgindir. Düşünün, 14 yıllık bir telefon teknisyeni, bir ilçe başkanının oğluna yer açılması için sürgüne gönderiliyor. Bu işleri Tekirdağ İl Başkanı Hüseyin Yılmaz kotarıyormuş. Bu oyunları yapanlara vicdansız denmez mi?

Saray'dan anlatılanlar bunlar... Biz siyasetin menfaat uğruna yapıldığını yeni öğreniyoruz!

NADİR KURU’YA

‘‘Karşıyaka'da kıldırdığınız cenaze namazında, kadınları cemaate davet ederek ne kadar çağdaş bir müftü olduğunuzu ve kadın onurunu nasıl yücelttiğinizi gösterdiniz. Sizi kutluyor, Mehmet Nuri Yılmaz ve öteki din adamlarından cuma ve bayram namazı kılmamız için fetva bekliyoruz.’’

(Nuran BÖKE-İSTANBUL)

(II)

KKTC'de garip bir satış öyküsü!...

KKTC bugünlerde TeleGlobe şirketinin Bayrak Radyo Televizyon Kurumu'na (BRT) satılması olayıyla çalkalanıyor?

TeleGlobe; MMDS, yani havadan kablolu yayın yapan bir şirket. Geçen haziran ayında BRT tesisleri içinde yayına başladı. Ayrı bir çanakla yabancı yayınları aktaran kanalın ilgi görmemesi nedeniyle istenilen abone sayısını tutturamadığı söyleniyor.

KKTC'den arayan bir işadamı, ‘‘Bir takım güçler, gerçek değeri 300 bin dolar bile etmeyen bu cihazları 7.5 milyon dolara BRT'ye satmak istiyorlar. Bu fahiş paranın kimin cebine gireceği de bilinmiyor.’’ diyor.

Türk toplumu ekonomik zorluklar içinde... Enerji yatırımları tamamlanamadığından hala Rumlar'dan elektrik alınıyor. Turizmi gelişemiyor; çünkü KTHY batmış durumda. Tarihi eserleri gibi telefon şebekesi de dökülüyor. Sanki KKTC'nin tek sorunu bu kablolu yayın!

Kıbrıs'tan bizim aracılığımızla şu sorular ortaya atılıyor:

BRT Müdürü İsmet Kotak, bu cihazların alımına baştan karşıydı da, şimdi neden 7.5 milyon dolara alınması için T.C. Büyükelçiliği'ne rica mektubu yazıyor?

Satış olayının arkasında siyasiler var mıdır? Yoksa BRT paravan olarak mı kullanılacaktır? Bu paralar kimlerin cebine aktarılacaktır?

Teknolojisi geri kalmış cihazın alınmasına karar verilecekse niye bir komisyon oluşturulmamaktadır?

Türkiye Dışişleri Bakanlığı dolaylı olarak bu işin içine sürüklenmiş midir?

Kıbrıs'taki siyasi çevreler, ‘‘Aslında, 7.5 milyon dolar T.C. Yardım Heyeti tarafından, Türkiye'deki satıcısına verileceği için bizim meselemiz değildir. Ama KKTC'nin çeşitli acil ihtiyaçları varken, bu anlamsız yatırım bedelinin KKTC üzerinden aktarılması şüpheler doğurmaktadır. Bu Türk insanının vergilerinden kesilen para değil midir?’’ diyorlar.

Türkiye, KKTC'ye her yıl yatırım ve bütçe açıklarını kapatması için 50 milyon dolar katkıda bulunurken, Türkiye'nin gereksiz bir yayın için 7.5 milyon dolar vermesi akla ne kadar uygundur?

Bu soruların yanıtını elbette Türkiye veya KKTC hükümet yetkilileri verecektir.

‘Tavşanlı, seninle

gurur duyuyor’

TAVŞANLI'dan Cevdet Çakır ‘‘Kalemli, 1983'de bir kasaba doktoruydu.’’ diyor. SSK Hastanesi'nde rüşvetsiz iş yapılamadığını öne sürüyor. Kalemli'nin arkadaşlarını sıralıyor: Kasabanın gözlükçüsü Lütfü Diler, kömürcü Remzi Özerdem, magnezitçi Ahmet Ertaş ve oğlu Haluk Ertaş... ‘‘Hepsi trilyoner oldu, 600 Mercedes'lere biniyorlar’’ diyor. Kalemli'nin, 1983'de parlamentoya giderken arabasının olmadığını da hatırlatıyor.

Yandaşları, Kalemli'yi Tavşanlı'ya stres atmaya bekliyorlar. Pankartları şimdiden hazırlamışlar:

‘Tavşanlı seninle gurur duyuyor’’

CHP ve öteki sol partiler de şu pankartları taşıyacaklarmış:

‘‘Tavşanlı seninle artık gurur duymuyor.’’

ÖZDAĞLAR OLAYINI HATIRLAYIN

Adıyaman'dan emlakçı Turan Beyaz, ‘‘Kalemli ile ilgili çok ilginç bilgiler veriyorsunuz’’ dedikten sonra, Mesut Yılmaz'a şunu soruyor:

‘‘Rahmetli Turgut Özal, İsmail Özdağlar'ın rüşvet olayını öğrendikten sonra kendisini hemen Yüce Divan'a gönderdi. Özdağlar da mahkum oldu. Siz neden susuyorsunuz, neyi korumak istiyorsunuz?’’

Beyaz ayrıca Kalemli'nin kızı ve kayınbiraderi için seçtiği 25 milyarlık daireleri 40 milyara kendisinden almaya talip olduğunu açıklıyor.

Paysage cezasını gördü!

KANLICA'daki PAYSAGE Restorant ile ilgili okuyucu şikayeti üzerine ilgili yerde yapılan denetim sonucunda, mükellefin işyerinde ödeme kaydedici cihaz levhasının asılı olmadığı, bir müşteriye yemek hizmeti verildiği ve karşılığında 2.500.000 lira para tahsil edilmesine karşın belge düzenlemediği saptanmıştır. Mükellefin yasalara aykırılık oluşturan bu eylemleri için 3108 sayılı yasanın 8. maddesi uyarınca, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 352. maddesindeki 6.000.000 lira usulsüzlük cezasının 5 katı oranında 30.000.000 lira usulsüzlük cezası kesilmesine, ayrıca aynı yasanın 353. maddesi uyarınca 10.000.000 lira özel usulsüzlük cezası kesilmesine karar verilerek, gerekli işlemlerin yapılması için tutulan tutanak mükellefin bağlı olduğu Beykoz Vergi Dairesi'ne gönderilmiştir.

M.Akif HAMZAÇELEBİ-İstanbul Defterdarı

Doğa yağması dursun!

SANAYİ bölgelerini ve Serbest Ticaret Bölgelerini, su havzaları ve barajların, derelerin, akarsuların yanıbaşında kuran çağdışı bir ülkenin evlatları olmak istemiyoruz. Çatalca'nın Kabakça köyünde yoğun bir kaçak yapılaşma sürüyor; Bayındırlık, İl Çevre Müdürlüğü ve Çatalca Kaymakamlığı önlem almıyor. Kamu yöneticilerimizden su havzalarımızı işgal eden kaçak yapıların bir an önce mühürlenerek durdurulmasını bekliyoruz.

M.Cemal BEŞKARDEŞ-İSTANBUL

CADDEBOSTAN'daki Metropol Gayrimenkul Yatırım'a... Bir müşteriniz sizin aracılığınızla bir daireyi almak istedi. Sözleşme yaptınız. İlgili işlemleri yaparken, onları çeşitli sözlerle atlattınız. Çünkü, daireyi sözleşmedeki 250 milyon yerine 500 milyon aldığınız bir başka müşteriye sattınız.Mal sahibi bile bu durumdan üzüldü. Sonra da ilk müşterinize ‘‘Abi olur böyle şeyler, ticaret bu, size komisyon almadan başka bir ev satalım’’ demeniz, günümüzün kokuşmuşluğuna bir örnek değil mi?

KADIKÖY'den Münevver Erilme: İGDAŞ'ın Büyükşehir Belediyesi'nce ilkokul çocukları için bastırılarak ilkokul çocuklarına dağıtılan 'Çevre' adlı dergide 'Kimse bilmiyor' başlıklı Mevlana İdris diye birinin yazdığı bir şiir var. Bakın bir yerinde ne diyor: 'İneği yalnız süt kutularında görmek /Çiçeği tanımamak /Ve dua etmemek için /Bilgisayar öğrettiler' Bu, Afganistan'daki Talibanlar'a özenen kesimin bir şiiri olsa gerek. Milli Eğitim Bakanlığı neredesin?

NADİR KURU’YA

‘‘Karşıyaka'da kıldırdığınız cenaze namazında, kadınları cemaate davet ederek ne kadar çağdaş bir müftü olduğunuzu ve kadın onurunu nasıl yücelttiğinizi gösterdiniz. Sizi kutluyor, Mehmet Nuri Yılmaz ve öteki din adamlarından cuma ve bayram namazı kılmamız için fetva bekliyoruz.’’

(Nuran BÖKE-İSTANBUL)



Yazarın Tüm Yazıları