Paylaş
Önceki yıllarda, işçi emekli olduğunda emeğinin karşılığı olan kıdem tazminatı ile başını sokabilecek bir konuta sahip olabiliyordu. Artık bu da gerçekleşmeyecek. Fon ile birlikte alacağı kıdem tazminatı da yarı yarıya düşecek.
İşçi ve sendika konularında uzman bir gazeteci olan Şükrü Karaman, “Daha önce gündeme getirilerek, kamuoyunun nabzı yoklanan taslakları irdelediğimizde, işverenin belirli oranda prim ödeyeceği fondan, işçiye verilecek yıllık tazminatı 15 günlük ücreti tutarında olacak. Eğer fon bu şekliyle hayata geçerse, yararlanma koşullarını yerine getiren işçiye çalıştığı her 1 yıl için 15 günlük ücreti kadar tazminat ödenecek. Oysa mevcut sisteme göre, en az 1 yıl kıdemi olan işçi, belirli nedenlerden ötürü işini yitirmesi halinde her yıl için 30 günlük ücreti tutarında tazminat alabiliyor.”
Karaman, “Eski taslaktaki bu düzenleme aynen kabul edilirse, işçinin her yıl 15 günlük ücreti tutarında kaybı olacağını” söylüyor ve şunları ekliyor:
“Her ne kadar ‘Hak kaybı olmayacak’ dense de işçinin kazanılmış haklarından geriye gidiş olacağı çok açık.
Hükümete göre, iflas ya da sıkça yaşanan işçi çıkarmalarından ötürü 10 işçiden 9’u kıdem tazminatını alamıyor.
Kıdem tazminatını alamayanların çoğunluğu sendikasız işyerlerinde çalışan işçilerden oluştuğu da sır değil. Daha önce gündeme gelen taslağa göre; fondan, evlenen kadın işçilerle askere gidenler kıdem tazminatı alamayacak.
İşçi, fondan tazminat alabilmek için ölümlerin dışında 15 yıl bekleyecek.
Ölümü halinde yasal mirasçıları bu parayı alabilecek.
İşveren de yıllardır yakındığı kıdem tazminatından fonun hayata geçmesi ile kurtulmuş olacak.
Çünkü kurulması öngörülen fonla birlikte işverenin kıdem tazminatı yükü % 8’lerden % 3-4’e düşecek.
Aslında Kıdem Tazminatı Fonu yerine, Ücret Garanti Fonu’na bir madde eklenerek kıdem tazminatları pekâlâ güvence altına alınabilir, emekçiye de parası buradan ödenebilir.
Kıdem tazminatında yeni bir düzenleme yapılırken çok dikkatli olunmalı.
İşçilerin onayı alınmadan, “ben yaptım oldu” mantığı ile hayata geçirilecek düzenleme çalışma barışını çok ciddi tehdit eder. Türk-İş ve DİSK’in bu konuda daha önce aldığı ‘genel grev’ kararları unutulmamalı. Hak-İş ise fona dünden razı.
ÇALIŞANA KAZIK
CHP Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş, kıdem tazminatı düzenlemesi üzerine AKP hükümetinin bugüne kadar çalışan kesimlerle ilgili pek çok düzenlemeye gittiğini ancak çalışanların bu düzenlemeler sonucunda mağdur olduğunu hatırlattı. Bu nedenle bu yeni düzenleme konusunda kamuoyunu çok dikkatli olmaya çağıran Gümüş, çalışanların en doğal hakkı olan kıdem tazminatının hükümet tarafından çalışanın aleyhine bir şekilde değiştirilmesine göz yummayacaklarını belirtti.
Planımız 2008’de yapıldı, kazadan önce önce % 86’sı satıldı
Spine Tower’dan açıklama
301 kişinin öldüğü Soma faciası sonrası gündeme gelen Maslak’taki Spine Tower binası yönetim kurulundan bir açıklama geldi. Açıklamada arsa sahiplerinden kimsenin bir imzası yoktu; yazının sonunda ’Spine Tower binasının proje ve denetimi, AKS Proje ve Denetim Hizmetleri (inşaat) mühendisi Kasım Güngör tarafından yapılmaktadır’ notu yer aldı.
Kamuoyuna gökdelenle ilgili bazı iddiaların gündeme gelmesinden üzüntü duyulduğu kaydedilen açıklamada, CHP’li Meclis üyelerinin ve Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülseren’in verdiği kroki ve bilgiler üzerine ‘Maslak cinayeti’ni kimse affetmez’ (24 Ocak) başlıklı Maslak planları ile ilgili yazımız üzerine şöyle denildi: “Yapılan planlar sanki binamızı, yani 4 ailenin toprak sahibi olduğu Spine Tower’ı kurtarmak amaçlı yapılmış gibi yansıtılmıştır. Oysaki, arazimiz ile ilgili 1/5000 ölçekli planımız 14 Mayıs 2008 tarihinde onaylanıp yürürlüğe girmiştir.
Spine Tower’a ait projeler yasanın emrettiği tüm mercilerden ‘onay’ alarak yapı ruhsatı almış ve onaylı projesine uygun tamamlanarak 15.10.2013 tarihinde iskân almıştır. Özetle yapımız kanun ve yönetmeliklerin izin verdiği şekliyle tamamlanmıştır.
Öte yandan, tapu kayıtlarında da görüleceği üzere Spine Tower’ın % 86’sının sahipleri, elim kazadan önce yer satın almış ve 75 ayrı kişiden oluşan iyi niyetli şahıs ve tüzel kişilerdir. Bilindiği gibi Türk hukukunda en önemli kural, iyi niyetli, olayla alakası olmayan kişi ve kurumların hak ve hukukunun korunmasıdır. Spine Tower’ın arsa ve mülk sahipleri de yaşanan elim kazadan tüm insanlar gibi derin üzüntü duymaktadırlar.
Şu hususun altını özellikle çizmek isteriz: “Yeni 1/5000 planın gayrimenkulümüzle yakın uzak ilgisi bulunmamaktadır.”
Otyam iyileşirken ağabeyi vefat etti
GAZETECİ ve sanatçı Fikret Otyam’ın (89), Antalya’da devlet hastanesindeki yoğun bakımdan bugün çıkarılacağı ve dört gün sonra taburcu edileceği, dün eşi Filiz Otyam tarafından açıklandı. Filiz Otyam “Bir acı yaşadık; Fikret’in ağabeyi Nusret Kemal Otyam’ı (92) dün sabah Ankara’da kaybettik” dedi. Otyamların üç erkek kardeşten ortancası olan Nusret Kemal Otyam, uzun yıllar Aksaray ve Ankara’da eczacılık yaptı; 1938’den itibaren şiirler yazdı; daha sonra oyun, roman, deneme ve inceleme türlerinde eserler verdi. Cenazesi bugün Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda öğle namazından sonra toprağa verilecek. Otyamların en büyüğü besteci ve müzisyen Nedim Otyam 1919’da doğmuş, 1989’da ölmüştü. Fikret Otyam’ın, kardiyoloji yoğun bakım ünitesinde üç kez kalbinin durduğunu ve her seferinde yaşama döndürüldüğünü söyleyen mimar Filiz Otyam, “Doktorlar durumunun daha iyiye gittiğini söylüyor. Dün solunum cihazından ayrıldı” dedi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Hükümetlere grev erteleme yetkisi veren mevzuat düzenlemeleri 12 Eylül darbesi, yani Kenan Evren ve arkadaşları zamanında yapılmıştır; bugün Evren ve Şahinkaya’yı yargılayarak şov yapanlar gerçekten demokratlarsa, bu anti-demokratik hükümleri yasalardan çıkartmalıdır. Sözde darbecilere karşı çıkıp onların açtığı yollarda yürümek demokratlık olamaz...”
(Tuğrul TURHAN)
MESAJ PANOSU
ERDOĞAN ve Davutoğlu için üç etaplık uzun seçimden başarılı çıkmak bir beka meselesidir.
Dr. Murat YILMAZ
Paylaş