Keyifsiz bir bayramın ardındaki gerçekler

‘Ben böyle bir bayram yaşamadım.’

‘Dilsiz bir topluma dönüştük.’

‘Adaletsiz bir iktidar tarafından yönetiliyoruz.’

Hiç kimse tepki göstermesin, bu sözlere alınmasın, ne yazık ki bayramın gerçek ‘tadı’ bu.

İki günden beri insanların söyledikleri sözlerin ana konusu bu çerceve dışına çıkamıyor.

Telefonda konuşmak gibi doğal bir durum, artık korku yaratıyor.

Klasik bayramlaşma sözcüklerindan daha ileri gidilemiyor.

Eşle dostla konuşurken insanlar dert küpü; daha başka şeyler ifade etmek istiyorlar ama bayram gününün yüzü suyu hürmetine suskunlar. Parasızlık, geçim derdi endişesi ile morali bozuk bir toplum...Sıkıntılı; geleceğinin nereye gideceğini bilemiyor.

‘Açılım’ nereye gidiyor?

Ankara’dan bir dostumuzla konuşurken bir ‘açılım’ örneği veriyor:

“Geçen akşam bir ‘türkü bar’a gitmiştik, sevdiğimiz Kürt kökenli sanatçı her zaman Kürtçe okurdu. Bu kez Türkçe parçalar söylüyordu. O da ‘açılım’dan endişe duyuyor ki, özgürce türküsünü okuyamıyordu.”

- Bayram namazı... Kadıköy’deki bir camiye bayram namazına giden bir okurumuz anlatıyor:�

“Geçen bayramlara göre gelenlerin sayısında azalma olduğu dikkatimi çekti. Kalabalıktan her zaman dışarıda kılardım, bu kez caminin içinde yer buldum.”

Kurban kesimi azaldı bağışlar arttı

Büryanın kilosu 70 lira oldu

- Kurban kestiniz mi?

- Hayır.

- Siirt’teki hayvan fiyatlarından haberin yok. Etin kilosu 6 liradan 17 liraya çıkmış.

- Millet, ‘büryan’ da mı yiyemiyor?

- Siirt’in ünlü kuyu kebabı büryanın kilosu Siirt’te 70 liraya çıkmış; Fatih’teki Kadınlar Pazarı’nda kaç lira olmuştur? Benim size asıl söyleyeceğim, Danıştay, YÖK’ün aldığı son kararı iptal etmeseydi; lise mezunlarına haksızlık olmayacak mıydı? İktidar biraz da bunu düşünsün.

Neden suskunluk

? ANAP’ta görev yapmış bir siyasetçiden bir ‘Yağma Hasan’ın böreği’ öyküsü dinlerken, bir süre önce yaşadığı bir konuşmayı şöyle aktarıyor: “Geçenlerde önemli bir sivil toplum örgütünün önderi ile konuşurken, ‘Niye sesinizi çıkarmıyorsunuz’ dedim; o da bana
‘Sen benim kafamı mı kopartaracaksın’ dedi. İşte korku cumhuriyeti...”

Dubai’den bir fotoğraf

Hepsi keyifsiz dönmüş; kendi açısından söylediğine göre, hiçbir sipariş alamamışlar.

Dubai’deki yapı sektörünün çökmesi nedeniyle fuara ilgi de şaşırtıcı şekilde azmış, herkes “Boşa geldik” demiş.

Anlatıyor: “İngiliz, İspanyol, Alman, İtalyan, Brezilya, S. Arabistan’dan çok sayıda üretici firma vardı; tabii ki, acayip de Çinli...

Dünkü Hürriyet’te bir ölçüde anlatılmış kriz; gayrimenkullerin daha inşaat başlamadan nasıl satıldığı,�fiyatların %60 oranında düştüğü ve yine bu oranda stokların oluştuğu...”

KARAPARA DA AKLANIYOR

“Dubai’deki yapı sektörünü esas ayakta tutan İran, Pakistan ve Ruslarmış... Karapara aklıyorlarmış, geçen yıl krizin başladığı döneme kadar bavullarla para getiriliyormuş Dubai’ye... Bir projeye daha kazma vurulmadan para yatırılıyormuş... Sonra bu yapılar yedi-sekiz kez el değiştiriyormuş; herkes de para kazanıyormuş... Gerideki amaç, karaparayı sisteme sokmak, aklayabilmek...”

Uluslararası bir inşaat firmasının yöneticisinin anlattıklarının arka yüzü de şöyle: “Dubai esas Amerikalılarındır. Komşu Katar’daki üste 40 bin Amerikalı asker var. Amerika burasını hiçbir zaman terk etmez, o borçları bir ölçüde karşılarlar. Dubai Şeyhi Muhammed bin Raşit El Maktum’un borçlarını risk altına sokmazlar. 50-60 milyar dolar onlar için ne ki...”

Göksel uyarmış

? ERHAN Göksel 28.11.2008’de yani bir yıl önce Akşam’da “Dubai’ye umut bağlayan siyasilere ve önlem almayan işadamlarına” dönük bir uyarı yapmış. Özeti şu: “Bakın, ABD Citibank’ı kurtardı ama 150 yıllık Lehman Brothers’ı kurtarmadı. Neden dediğimde, altından çok net bir şey çıktı. Lehman’a en fazla para kaptıran Körfez bölgesidir. Sadece Dubai’nin 120 milyar dolar kaptırdığı görünüyor.”

Göksel’in daha başka neler söylemek istediğini öğrenmek isteyenler internet sitesinden (Verso) okuyabilir.

GÜNÜN SÖZÜ

“Dubai’deki değişim ve gelişim bize ilham kaynağı oldu.”

(Başbakan ERDOĞAN 07.10.2005)