KENDİSİNE 'Bay Kerkük' diyeceğiz okurumuza... Eğitimini Türkiye'de almış, Kerkük'te yakın akrabaları var; savaştan önce oradaymış.
Dün kendisiyle konuşurken, peşmergeler henüz Kerkük'e girmemişti; daha sonra gelen haberlerden tedirgindi.
‘‘Çünkü ben geçmişte yaşanan bir vahşeti gördüm. 1945 doğumluyum; 14 Temmuz 1959'u yaşadım. Henüz 13 yaşındaydım; bugün gözlerimin önünde...’’
O gün, krallık rejimine son verilen ihtilalin birinci yıldönümüydü.
Abdülkerim Kasım iktidara gelmişti.
Kerküklüler, Barzani'ye bağlı Kürtlerin saldırısına uğramışlardı.
'Bay Kerkük' o günleri anlatıyor:
‘‘Vilayet önünde yürüyürduk kardeşimle... Birden bir saldırı oldu. Biz postaneye sığındık. O sırada bir kişinin bana kesik bir kol ile vurduğunu hatırlıyorum. Oradan Hase Çayı'na inerek evlerimize girdik, canımızı kurtardık. Üç gün boyunca kimse evlerinden çıkamadı. Katliamlarda 120 Türkmen aydını öldürülmüştü. Bunların çoğu Türkiye'de okumuş, öğretmen, doktor, mühendis gibi meslek sahipleriydi. 4-5 yıl sonra bu olayları çıkaran 28 Kürt'ün idam edildiğini hatırlıyorum. Bunlar provokatörlerdi.
Türkmenlerle Kürtlerin ilişkileri...
- Dün olduğu gibi bugün de hiçbir alışverişleri yoktur. Türkmenler her zaman biçare bir durumdadırlar.
Silah gücü var mıdır Türkmenlerin..
- Ne yazık ki yok... Hiçbir zaman da silahlanmadılar. Kalburüstü insanlardır; çünkü aydın ve en okuyan bizlerdik.
Bugün...
- Korktuğumuz başımıza geldi... Geçmişin tekrar edeceğinden endişeliyiz. O gün Adnan Menderes çıkış yaptı, Türk askeri sınıra kadar yaklaşmıştı.
O tarihli gazetelere bakarken, Kürtlerle birlikte saldıranlar arasında 'komünistler'in de bulunduğu yazılıyor.
- Sonradan okuduk... Moskova radyosu, yavuz hırsız misali Kerkük olayının, Musul petrol bölgesini ilhak etmek isteyen Türkiye'nin eseri olduğunu iddia etmiş.
Bölgeden haber alıyor musunuz?
- Bir haftadır görüşemiyorum. Ama haberlerden tapu dairesinin yağmalanması çok önemli... Kürtler 1991'de de resmi daireleri yağmalamışlardı. Resmen oldu bittiye getiriliyor her şey. Kamyonlar dolusu insan geliyormuş Mesul ve Kerkük'e, bir Arap radyosundan dinledik Kürtler, '12 yıl sonra topraklarımıza geri dönüyoruz' diyorlar. Barzani'nin radyosundan, 'Kerkük'te gasp edilen mallarımızı geri almak için harekete geçin' diye çağrı yapılıyor. Şivan Perver'in 'Peşmergemiz geliyor' şarkıları çalınıyor. Bunlar çok önemli durumlar... Türklerle Kürtler arasında büyük çatışma olabilir. Basra tarafından çok farklıdır Kuzey Irak... Amerika'nın başı çok ağrıyacaktır.
Kerkük'ün gerçek sahibi olur mu?
- Olmaz... Kerkükler başta olmak üzere Araplar, Kürtler, Asuriler; ama bir şeyler hayata geçirilecek, bir de şaşırıp kalacağız.
Hükümete bazı kaynak önerileri
BİR yandan zamlar ve vergilerle, diğer yandan sabit gelirlinin maaşının yarısı, ev kadınının bileziği gibi 'sürpriz' bağışlarla kaynak yaratmayı düşünen hükümete, işte gerçekçi bazı kaynak önerileri.
Yaklaşık 6 milyon kayıtdışı/kaçak işçinin kayda alınmasıyla 6 milyon yeni gelir vergisi mükellefi ortaya çıkacaktır. (Ortalama aylık 100 milyon TL vergi alınmasıyla yılda 7.2 katrilyon.)
6 milyon emekçinin ortalama 20 kişilik işletmelerde çalıştırıldığı varsayılırsa bu; Maliye için 300 bin yeni Kurumlar Vergisi mükellefi demektir. (10 milyar TL kurumlar vergisinden yılda 3 kartrilyon TL.)
6 milyon kaçak işçinin kayda alınması ile SSK aktüer dengesi 6/1 yerine 3/1 haline gelerek Avrupa standartlarına yaklaşması sağlamış olacaktır.
Yurtdışından gelen 1 milyon kaçak işçinin ortadan kaldırılmasıyla 1 milyon yeni istihdam, 1 milyon yeni vergi mükellefi, 1 milyon sosyal güvenlik kuruluşu üyesi sağlanabilecektir.
Sermayeden, ranttan ve finastan vergi alınması; kaçakçılığa göz yumulmaması; lotoryanın etkin biçimde vergilendirilmesi ve denetlenmesi; lüks tüketim ürünleri vergilerinin arttırılması; ücretlerde vergi dışı bırakılacak kısmın, açlık sınırı düzeyine çekilmesi...
İşte yanı başımızdaki kayıtdışı sektörden bir kaynak.
BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikası birleşikmetal.org
Denktaş’tan imalı sözler
KKTC Devlet Başkanı Rauf Denktaş dün Marmara Grubu'nun Dedemen Oteli'ndeki öğle yemeğinde moral buldu. Tayyip Erdoğan hükümetine karşı bir eleştiri getirmedi ancak baskı görürse görüşmelerden çekileceğini ima etti.
Yemeğe katılan 320 konuk arasında Genelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Hüseyin Kıvrıkoğlu; eski Kuvvet Komutanları İlhan Kılıç, Fikret Boztepe, İrfan Tınaz; eski komutanlar Necdet Timur ve Selçuk Saka; 3. Kolordu Komutanı Ergun Sanay; Büyükelçiler Fazlı Keşmir ve Murat Bilhan, eski büyükelçi Nurver Nuriş ile İstanbul, Marmara, Boğaziçi, Beykent ve Bahçeşehir Üniversiteleri Rektörleri, Murat Sökmenoğlu, Şahap Kocatopçu,Altemur Kılıç, Prof. Ahmet Samsunlu ve Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk göze çarptı.
Kıbrıs sorununu 1960 Andlaşması'ndan Annan Planı'na kadar yaşadığı süreci anlatan Denktaş, Kıbrkıs'ın stratejik öneminin azalmadığına aksine arttığını söyledi. Denktaş'ın dikkat çeken sözleri özetle şöyle:
Bu Türk milletinin kararı, hepimizin kararı olur. Ancak ben bu kararın da ‘teslim ol ve kurtul’ olmayacağının bilinci içinde mücadeleyi yürütüyorum.
(Kendisine dönük suçlamalara) Beni uzlaşmaz diye takdim ediyorlar. Neden?.. Çünkü isteneni vermiyorum diye. Çünkü ben, statüyü, iki bölgeliliği, egemen eşitliği gündeme getiriyorum.
Avrupalı liderler arasında geçen 'Türkiyeyi uyutalım' sözleri samimi düşünceleridir. Bunu duyuranlardan Allah razı olsun.
Maraş'ı 4-50 yıllığına kiralayalım; oteller onarılsın. Rum'a devredilecekse de mağmur yer olarak devredilsin. Bunu önerdim buna bile karşı çıktılar.
Tanıyın
PROF. Kemal Yavuz, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi... Anımsarsanız, Eminönü Belediyesi'ne 'düzmece' bilirkişi raporu yazmaktan şikayet edilmişti... Şikayetçi, belediyenin eski başkan yardımcısı İhsan Maçin, kendisine karşı yapılan komployu araştırmış ve Prof. Yavuz'un, 13.3.2000'de, YÖK'e göre izinsiz görevlendirme olmadan ve ayrıca da aldığı da bilirkişilik ücretini döner sermayeye yatırmadığını tespit ederek üniversiteye şikayet etmişti. Üniversite de, şikayeti yerinde bularak, Prof. Yavuz'a 1/2 oranında aylıktan kesme cezası vermişti.
Nakşibendi tarikatı çevrelerine yakın olduğu ileri sürülen Prof. Kemal Yavuz şimdi karşımıza başka başka bir hüviyetle çıktı.
Prof. Yavuz'un, YÖK'ü kaldırıp yerine YEK'i getiren çalışma grubunun içinde yeraldığını biliyor musunuz?
Biliyor musunuz?
CHP İstanbul İl Disiplin Kurulu Başkanı Yılmaz Milan'ın, İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem'in Ümraniye Belediye Başkanlığı döneminde (1989-94) işe alındığını; temizlik işlerinde kamyon şoförlüğü yaptığını; Sakarya'da cinayetten yattığını...
KASTAMONU'da Devlet Hastanesi Müdürü Kayhan Yaman, İl Milli Eğitim Müdürü Nihat Tarakçı ve Çocuk Yuvası Müdürü Emine Özkan'ın sürülmeleri üzerine 18 sivil toplum örgütü ve 6 siyasi partinin ayağa kalktığını; gerekçesiz, haksız ve insafsızca tayinlerin derhal durdurulmasının istendiğini...
Biliyor musunuz?
Vergi Barışı’ndan yararlandılar mı?
MALİYE Bakanı Unakıtan'ın görevde bulunduğu şirketler ile Tayyip Erdoğan'ın 400 işçi çalıştırdığını söylediği firmasının Vergi Barışı Kanunu'ndan yararlanmak isteyip istemedikleri;, yararlandı iseler ne kadar vergi ödeyecekleri kamuoyuna açıklanamaz mı?
Bunu yapmayın Melih Bey
SAYIN Melih Gökçek, Demetevler Parkı'na yeni düzenlemeler yapıyorsunuz. Bizler, semt halkı her sabah basketbol sahasında toplanarak gönüllü hocamız Yücel Bey eşliğinde spor yapıyorduk. Keşke bu bölümün üstü tamamen kapalı olsa da yaz kış rahat spor yapabilsek diyorken o bölümü halı saha yaparak kiraya vereceğini öğrendik. Bizlerin tek sosyal mekánı burası; tek lüksümüz bu alan. Lütfen elimizden almayınız! İstediğiniz bir sabah gelip ne denli severek ve isteyerek spor yaptığımızı izleyebilirsiniz. Tüm Demetevler ve Yenimahalle halkı olarak bizi mağdur etmeyeceğinize inanmak istiyoruz.
Gülay ÖZGÜR-ANKARA
MESAJ PANOSU
BEN burslarla Sakarya Üniversitesi İşletmecilik bölümünde okuyan bir emekli çocuğuyum. Başbakanlık bursları iki aydır yatmıyor. Ve medya bu konuda hiçbir araştırma yapmıyor. Ne oldu bizim bu başbakanlık bursları?