Paylaş
Gezdiği illerin sayısı 52’ye yükselmiş; bugün de Konya’ya gidecekmiş... 13-14 gündeki bir kampanyada 15 bin km’lik bir tur atmak önemli... "Gittiğim her yerde sevgi ve heyecan yarattığımı görüyorum" diyor. Muhaliflere ’kara leke’ çalmaktan, incitici olmaktan uzak duruyor. Pazar günü birlik ve beraberlik içinde bir bayram havası içinde kongreyi yapacaklarını söylüyor.
Soylu, iki şeyi soruyormuş delegelere:
"Mevcut durumun devamını mı istiyorsunuz? Yeni bir soluk mu istiyorsunuz?"
Delegelerin cevapları özetle şu noktalarda toplanıyormuş:
"Partide güven duygusunun kaybolması... Sevginin ve kucaklaşmanın yitirilmesi, parti içinde hakkaniyete dayalı bir rekabet hukukunun giderek aşındırılması; taban demokrasisinin kaybolması... Mevcut yönetimin seçim öncesi ve sonrası süreci yönetememesi... Önseçim geleneğinden uzak durulması... 22 Temmuz öncesi birleşmedeki hayal kırıklığı yaratılması... Hükümete alternatif bir yapı oluşturulamaması... Tabanı zor durumda bırakacak söylem ve politikaların -Düzovada siyaset gibi...- altyapısının önceden hazırlanamaması..."
Partinin ’köküne kibrit suyu ekilmemesi’ için sahneye çıktığını söyleyen Soylu, "Örgüt, pırıl pırıl yeni bir örgüt, sağlıklı bir yapı talep ediyor; güçlü, çağdaş ve modern..." diyor. Kongrede partinin yol haritasının belirleneceğini söylerken, Keçiborlu ilçe başkanının şu sözünü aktarıyor. "Kepeneğini adamına giydireceksin". Yani ’DP kepeneğinin’ kendisine yakıştırıldığını söylemek istiyor.
TEMİZ SAYFA
Yeni bir siyaset anlayışını ortaya koyarken kadroları nasıl oluşturacak Soylu?
"Tabanla birlikte temiz bir sayfa açacağız... Yeni bir vizyon gerekiyor; silkinip ayağa kalkmak için... Geleneksel olarak siyasetin öncüsü olacağız; bu nedenle siyasal araştırma kurumları, vakıflar ve STK’larla, tabanla ve halkla özleşen bir yapı oluşturacağız."
Sakarya ve Tekirdağ il başkanları ile gezen Soylu’nun kadrosunda kimler yer alacak:
"Tabanımızın ümitle beklediği bazı sürprizleri kongre sabahı göreceksiniz; Türkiye’yi şemsiye gibi saran bir kadro..."
Çağrı Erhan da atağa geçti
DP’de seçimlerden sonra sıkıntılı bir dönem yaşanıyor. Yeni bir yol haritası biçimlendirilemiyor. Biraz geriye bakarsak... Önce kongreye gidilme kararı alınması, bu arada Hüsamettin Cindoruk’un aday gösterilmesi, ancak Genel Merkez’in GİK seçimi konusunu dayatması üzerine adaylıktan vazgeçmesi... Bunun üzerine kongrenin GİK kararıyla iptal edilmek istenmesi, ama bu gerçekleştirilmeyince Mehmet Ağar’ın yardımcısı Doç. Çağrı Erhan’ın aday olarak Soylu’nun karşısına çıkartılması... Pazar günü ortaya çıkacak sonuç partinin Ağar’ın mı, Çiller’in mi egemenliğinde olduğunu ortaya koyacağı gibi ’misyon’un da geleceğinin nereye gideceğini gösterecek bir anlamda. Anlaşıldığı kadarıyla Genel Merkez yöneticileri, partiyi ’kaptırmak’ istemiyor ve kendisine yakın bir ismi aday gösteriyor.
Soylu da Erhan da, kimsenin emanetçisi olmadıklarını öne sürüyorlar. Erhan Çağrı biraz daha ileri giderek "Kimsenin emanetçisi olmadığımı göstermek için mayıstaki kongrede de aday olduğumu söylüyorum. Bu böyle bilinsin. Emanetin sahibi büyük kongredir" diyerek şöyle konuşuyor: "Adaylarımızın çokluğu partimizin demokratlığının ispatıdır. Delegelerimizin bana verdiği desteğe güveniyorum. Kongreden aynı zamanda DP’nin başbakan adayı çıkacaktır; o da ben olacağım."
Ege’den sonra Eskişehir’e giden Çağrı Erhan’ı, Genel Başkan Yardımcıları Gültekin Uysal, Celal Adan ile Melek Atalay, Doğu Anadolu Birlik ve Kalkınma Vakfı Başkanı Rufay Karahan ile Denizli ve Kars il başkanları destekliyor.
Çağrı’nın listesi, yıpranmamış yeni isimlerden oluşacağı belirtiliyor.
Biliyor musunuz
CUMHURBAŞKANI Turgut Özal’ın 1991’de yaptırdığı, ancak kendisinden sonra gelen Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in hiç kalmadığı Okluk Koyu’ndaki Devlet Konukevi’nin, yaz dönemi çalışmalarına hazırlanması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimat verdiğini...
İZMİR’de CHP’nin 22 ilçede kongrelerini tamamladığını, Konak, Karşıyaka ve Buca gibi önemli ilçeleri Genel Merkez yanlılarının kazandığını, muhaliflerin birçok ilçede aday çıkarmadığını, sadece Menemen’de seçimi aldığını; bu arada Bornova ilçe örgütüne yargı kararıyla kayyum yönetim atandığını...
Ne nedir?
(DÜNKÜ ’Türkiye’nin düzeni’ yazısına cevabımdır.)
BU yazıma bakarak acaba bu şahıs irticai bir yazı mı yazıyor diyebilirsiniz.
Sünni inancında Vehhabilik Selefilik yoktur, Şia inancı da yoktur.
Benim yaşadığım Sünni inanç, devlete itaati şart ve bu devletin çıkardığı kanunlara ve Anayasa’ya uymayı zorunlu kılar. Sünni inançta devlete isyan yoktur. Tarihi bir araştırmanızı tavsiye ederim. Günümüzde bazı terör hareketi gibi görülenler, İslam dışı kaynaklarca beslenen bazı ’cahil Müslümanlar’ tarafından desteklenen oluşumlardır. El Kaide, Amerika tarafından beslenen Filistin’deki Hamas, El Fetih hareketini bölmek için İsrail tarafından desteklenen, sonradan kontrolü kaybedilen örgüttür.
Türkiye’deki Hizbullah hareketi PKK’ya karşı ve ilerde Türkiye’de oluşacak İslami akınların önünü kesmek (şiddete bulaşmamış) için kurulan bir oluşumdur. Daha sonra bu hareket, içinde bölünerek şiddete karşı olan grupların şiddet yanlıları tarafından yok edildiği bir oluşum haline gelmiştir. (28 Şubat sürecinde Hizbullah ile Refah Partisi bağlantısı kurulmaya çalışıldı ama başarılı olunamadı.) Sözün kısası; Türkiye, Suudi Arabistan olamaz.
Nurettin ŞİRİN
Mesaj Panosu
İSTER beğenin ister beğenmeyin, ister gidin ister kalın, bana göre 2007’nin siyasi bilançosu AKP’nin önümüzdeki uzun yıllar ülkemizde iktidar kalacağı ve yakın gelecekte AKP ve Türkiye’yi, ancak büyük bir ’deprem felaketi’nin yıkabileceğidir. Büyük depremin bizden uzak olmasını diliyor, Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve ekibini kutluyorum.
Prof. Ahmet Vefik ALP
Eski Başbakan Başdanışmanı
Paylaş