Paylaş
Ben yakında yaşadığım bir konuyu size aktarmak istiyorum. Geçenlerde Beşevler Metro İstasyonu’nda bulunan ING Bank’ın doğalgaz satım bürosuna doğalgaz almaya gittim. Oldukça kuyruk vardı. Benden birkaç sıra önde bulunan bir vatandaş 100 TL’lik doğalgaz almak istedi. Görevli bayan aylık 70 TL dışında doğalgaz veremediklerini söyledi. Nedeni sorulduğunda konuyu bilmediklerini kendilerini böyle talimat verildiğini ifade ettiler. Sıra bana gelince görevliyle tartışmak istedim, ama daha sonra vazgeçtim. Çünkü oradaki görevlinin sadece işini yaptığını, böyle bir kararı uygulamak için talimat aldığını diğer bir deyişle emir kulu olduğunu düşünerek tartışmanın yersiz olduğunu düşündüm.
Ancak böyle haksız, hukuksuz bir uygulamanın olmasına kayıtsız kalmak beni rahatsız edeceğinden sorunu sizinle, sizinde kamuoyu ile paylaşmanızı istedim. Yalçın Bey, ülkede olağanüstü bir durum mu söz konusu oldu da benim mi haberim yok. Yoksa sıkıyönetim mi ilan edildi. Ya da ikinci dünya savaşı döneminde ki gibi bir durum yaşıyoruz da doğalgaz alımına sınırlama getirildi.
Acaba doğalgazın en çok ihtiyaç duyulacağı kış ayları yaklaşırken eldeki doğalgaza zam yapılıp şimdiden ucuza (onların (Başkent doğalgaz satım şirketinin) deyişiyle) satmak istemiyorlar mı. Nasıl olsa vatandaş kışın mecbur alacak doğalgazın fiyatı ne olursa olsun. Bu aşırı kardan mahrum kalmak istemiyorlar anlaşılan. Devletin bu konuda denetim yapması, özelleştirme sonucunda ihaleyi alan şirketin kamu hizmeti faaliyetini kötüye kullanıp kullanmadığını denetlemesi gerekirken, neden bunu yapmıyor. “Ben sattım, gerisi beni ilgilendirmez, özelleşmeyi kazanan şirketlerin daha fazla kar elde etmek için yaptıkları haksızlıklar, hukuksuzluklar vatandaş ile o şirketi ilgilendirir, beni ilgilendirmez mi” diyor.
Gerçekten 1980 yılından önce yaşanan karaborsacılığın sözüm ona serbest piyasa ekonomisi kılıfı altında modern bir şekli halka uygulanmaya çalışılıyor.
Bu haksızlığa, hukuksuzluğa dur denmesi gerekiyor.
Bu konuyu kamuoyuna taşıyacağınızı, konunun takipçisi olacağınızı bildiğim için size yazdım.
Kemal DURNA
Gökçek, CHP ile oynuyor
- Gezi Parkı eylemlerinin sorumlusu olarak CHP‘yi gösteren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Ankara’nın çeşitli bölgelerine asılan ‘Cumhuriyet ve Demokrasi için Ata’ya Yürüyoruz’ afişlerini gerekçe gösterip CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın’ın şahsına Belediye Encümenince 786 afişten toplamda 143 bin TL ceza kesme kestiğini...
- Melih Gökçek her seçim öncesi olduğu gibi görev alanının dışına çıkarak agresif bir tavırla saldırdığı CHP’yi küçük bir lokma olarak gördüğünü...
- CHP’lilerin, bu gibi ‘oyunlarla; Başbakan, Bakanlar ve AKP sözcülerini yeterli görmeyen Gökçek’in, CHP’ye saldırarak partisinden aday gösterileceğini sandığını’ yorumlarını yaptıklarını...
- Twitter’da CHP kapatılsın kampanyası başlattığını İl Başkanı Zeki Alçın’ın Gökçek’in bu tür ‘konuşma ve eylemleri’ne karşı sert çıkarak “CHP’yi kapatmak ne Melih Gökçek’in ne de kimsenin haddi değildir”
diyerek “Bu bir siyasi tavırdır. Bu hasmane bir tutumdur.”
“Buna cevabımız şudur; “Susmayacağız, teslim olmayacağız. Konuşmaya da afiş asmaya da devam edeceğiz. Bizi durdurmaya ne gücünüz ne de cezalarınız yeter.”
Şimdi biz Melih Gökçek’e soralım; Başbakanın Kuzey Afrika seyahatinden sonra Ankara’ya gelişinde, AKP’nin Sincan mitinginde, afiş ve pankartlarda tüm Ankara’da yaratılan görüntü kirliliğine ne demeli?”
Paylaş