Ankara’daki futbol kulüplerine para-pul yetecek gibi değil Keçiören Belediyesi’nden eski bir belediye çalışanından bir not:
Yalçın Bey, Ulus’taki modern Yeni Çarşı’nın açık otoparkından söz ediyordunuz dün... Bu yeri kim kiraladı diye soruyorsunuz?
Kim verecek, Büyükşehir Belediyesi tabii...
Orası, III. ligteki Keçiörengücü Kulübü’ne çalışıyor.
Öyle dediğiniz gibi 500 bin YTL olmaz ama 300-400 bin YTL aylık geliri olabilir.
Bu külübün Sayın Melih Gökçek’in oğlu Ahmet Gökçek’in kontrolunde olduğu bilinir.
Ne yazık ki bu kulüp, bu kadar belediye desteğine karşı III. lige düştü; yeniden II. lige çıkma durumu ise zayıf...
Soracağım şu; belediyelerin rantı, yani otopark gelirleri başkent kulüplerine neden eşit olarak dağıtılmaz?
AKP’li belediyelerin, kendi anlayışlarındaki kulüpleri besliyorlar; ötekilere ise birşey vermiyorlar diye biliyoruz.
İstanbul Taksim Meydanı’ndaki büyük otoparkın gelirleri de Başbakan Erdoğan’ın semti Kasımpaşa’ya akıyor.
Kasımpaşa da, matematiksel olarak süper ligten 1. lige düştü.
Bu kadar kamu desteğine karşın bu kulüpler neden başarılı olamıyorlar.
Üzerinde düşünülmesi ve sorgulanması gereken bir durum değil mi?
Melih Gökçek’in bir de Ankaragücü’nü almak için girişimlerde bulunduğunu gazetelerde okuyoruz.
Bir de kendi ’onursal başkanı’ olduğu Ankaraspor AŞ var. Bütçesinin 25 milyon dolar olduğu iddia ediliyor.
Malum bir de Gençlerbirliği ile OFTAŞ var. Onlar üvey evlat statüsünde.
Biraz da bunlara baksa, olmaz mı?
Hatta SES TV, TGRT ve Kanal A’da ekrana çıkıp bunlar konusunda biz Ankaralıları aydınlatabilir.
Eczacılar borç batağında
DSP Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a soruyor:
Kamu kurumlarından, Yeşil Kart’tan ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) milyonlarca TL alacağı bulunan eczaneler, içine düştükleri mali dar boğazlardan kurtulamayarak birer birer kapanmaktadırlar. Hükümetin ilaçta eczanelerin kar marjını aşağı çekmesiyle sıkıntıya giren eczacılar, geri ödemelerde yaşanan gecikmeler ve SGK’nın ödemeleri biriktirip aylar sonra ödeme yapması nedeniyle, ilaç depolarına büyük miktarda borçlu duruma gelmişlerdir. Büyük sermayeye gereksinim duymadan sistemini rahatça işleten eczaneler, artık banka kredisiyle ayakta kalmaya çalışmaktadırlar. Bunun yanı sıra yaşanan sıkıntılara dayanacak gücü kalmayan birçok semt eczanesi ise kapanmış, kapısına kilit vurmak zorunda kalmıştır.
1- Eczacıların, kamu kurumlarından, Yeşil Kart’tan ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alacakları neden geç ödenmektedir? Sözleşmelerde yer alan ödeme sürelerine riayet edilmemesinin sebebi nedir?
2- Eczacıların borç batağına düşmesine neden olan hükümet uygulamalarının asıl amacı ’Drug Store’ olarak birçok Avrupa ülkesinde de uygulanan Zincir Eczane sisteminin uygulamasına zemin hazırlamak mıdır?
3- Eczacıları içinde bulunduğu sorunlar yumağından kurtaracak ne gibi tedbirler alınması düşünülmektedir?
Büyükşehir-Çankaya topu birbirine atıp tutuyor
YAKLAŞIK 2 aydır Öveçler’de yapılan tretuvar çalışmalarından kalan inşaat artıklarından ne arabamızı park edebiliyor, ne de kaldırımda yürüyebiliyoruz.
Bu kadarına pes yani... Ben Öveçler 7. Caddede oturuyorum. Bu caddede döşenen 1,5 metre kaldırımlarla trafik kilitlendi. Bu caddede artık bırakın 2 araba yan yana geçmeyi, tek araba bile zor geçiyor. Çöp kamyonları çöpleri almak için zor anlar yaşıyor. Çankaya Belediye Başkanını 2 kez aradım, konuyu anlattım. Yok efendim Büyükşehir yapıyormuş. Büyükşehir’den bu işi alanlarla konuştuk.
Onlar da taş bitti, diyorlar. Yani Büyükşehir topu Çankaya’ya, Çankaya da Büyükşehir’e atıyor. Böyle bir rezaleti gelip görmek lazım. Ben 10 senedir bu sokakta oturuyorum. Çankaya Belediye Başkanının daha bu civarda bir kere gezdiğini görmedim.
Gelip görmeniz lazım, o zaman ne kadar madur olduğumuzu göreceksiniz.
Hüseyin EKŞİ- A.ÖVEÇLER
Bizler Harrari’ye mi çalışıyoruz yoksa
EŞİM 1976-1982 yılları arasında Emekli Sandığı’na tabii olarak iki ayrı resmi kurumda çalıştı. Emekli Sandığı’na iadeli taahhütlü dilekçe göndererek bu süreyle ilgili olarak emekli primleriyle babasından kalan evlenme yardımını talep etti.
28.2.2008 tarihli alındı belgesine rağmen kendisine Emekli Sandığı tarafından herhangi bir yanıt verilmedi. Bu kurumun Genel Müdürlük santral numaraları arayanlara cevap vermiyor. Ben iki aydır düşüremedim. Buraya verilen telefon paraları Harrari’ye gidiyor.
Konumuza dönecek olursak geçmişte bu kuruma tabii çalışanların dilekçelerine cevap verilmemesi hayli düşündürücü. Aklıma geliyor ama düşünmek dahi istemiyorum. Acaba, eşim gibi çalışıp da emekli kesenekleri ödenmeyen kamu görevlilerinden yapılan kesintiler bir şekilde kayıp mı ediliyor? Varsayalım ki emekli primlerini hesaba katarak borçlanmak suretiyle sigortalı yada Bağ-Kur’lu olarak borçlanmak suretiyle birleştirmek istedik. iki aydır yanıt alamadığımıza göre, bu haklar kaybedilmiş mi olacak? Bu konuda Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nden yanıt bekliyorum. Umarım ayrıca iki ay daha cevap beklemek durumunda kalmayız.