İlk önce
‘‘mazeret’’ gösterilmeden
İzmir Güzelbahçe Kaymakamlığı'na verildi
Öner... Yürütmeyi durdurma kararıyla geri döndü. Bir yıl sonra
Antalya Vali Yardımcılığı'na verildi. Yerine
‘‘torpilli’’ olarak Tekirdağ Vali Yardımcısı
Aydın Alper geldi.
Alper, Kaymakam
Öner'in yeniden yargı yoluyla dönmesini engellemek için uydurma şikáyetlerde bulunup mülkiye müfettişi getirtti.
Gelen müfettiş daha sonra anlaşılmaz bir şekilde geri çağrıldı. Acaba bu müfettiş gerçekleri yazsa kimlerin başı yanacaktı?
Neyse...
Yerine geçmişte
Aydın Alper'in yanında staj yapan mülkiye müfettişi
A. Turgay Alpman gönderildi.
Alpman, Alper'in etkisiyle
Öner hakkında
‘‘lastikli’’ raporlar hazırladığı iddia edildi.
Bu arada
Aydın Alper'in arkasındaki
‘‘gücün’’ ANAP Kırklareli Milletvekili
Cemal Özbilen olduğu öne sürüldü. Çünkü 2001 yılının Şeker Bayramı'nda dağıtılmak üzere Fak-Fuk-Fon tarafından yoksullara gönderilmek üzere hazırlanan gıda yardım kolilerinden üçünün
Cemal Özbilen'in babası
Ahmet Özbilen'in
Ataköy'deki evine teslim edildiği ortaya çıktı.
Bu arada bakanlık,
İdari Mahkeme kararıyla geri dönmemesi için
Öner hakkında soruşturmalar açtırdı. Bütün bu tertiplere karşın Kaymakam
Öner yine yargı kararıyla görevine geri döndü.
Ama belirli çevreler, yasalara bağlı,
Atatürkçü ve her zaman halkla iç içe olan kaymakamı
‘‘yeme’’ çabalarını durdurmadılar. geçen ay Vali
Erol Çakır bizzat kendisine bir yazı yazarak
Florya'daki kaçak yapıların yıkılmasını ve ihmali olan belediye görevlileri hakkında işlem yapılmasını istedi.
Bu yıkımlar karşısında bu kez rant çevreleri, kaymakamın girişimini fırsat bilerek tarafsız olması gereken İçişleri Bakanı
Muzaffer Ecemiş'e baskı yaptılar.
Ve olanlar oldu...
Kaymakam 3. kez Edirne Vali Yardımcılığı'na gönderildi. Yerine de Edremit Kaymakamı
Hasan Bağcı atandı.
İstanbul'da bazı vali yardımcıları değil 5 yıl 8 yıldır görev yaparken, Bakırköy Kaymakamı
Kadri Öner'e üç yıl bile tahammül edilemiyordu.
Bir bürokrat neden ve nasıl harcanır?
Mülki amirlerin değerlendirme raporlarına hemen her konuda
‘‘başarılı’’ bularak övüp
‘‘istikbal vaat eder’’ denirse... Sonra bir güç devreye girip
‘‘istikbal vaat eden’’ kelimelerini silerek el yazısıyla
‘‘herhangi bir aktivitesi olmayan, mezhepsel özelliklerini kullanan bir mülki idare amiridir’’ diye yazarsa... Bu belgelerin bir gün ortaya çıkacağı hiç düşünülmez mi?
Koca bir ilçenin kaymakamına valisi sahip çıkmaz, belediye başkanı yollanması için fırsat kollar; sonra bürokrattan hizmet beklenir.
Kaymakam gerçekten yanlış bir şey yaptıysa neden başka bir yere atanıyor da, açığa alınmıyor! Bunun hesabını ‘‘siyasi bürokratlar’’ vermelidir.
Solda iki parti barajı aşarsa ne olur
BİR seçim uzmanıyla görüşüyoruz. Tartışma konusu,
CHP ve
DSP beraber barajı geçebilir mi?
‘‘Oyların dengeli dağılması halinde evet’’ diyerek şunları söylüyor:
‘‘Yani biri 16-18 oy alsın; 120 veya 150 milletvekilliği kazansın. Diğeri de anketçilerin ortaya attığı gibi barajın altında değil de % 10'luk barajı geçip % 11-12 oy alırsa 85-90 milletvekili çıkarmış oluyor. Bu durumda solun parlamentoda temsili % 40 oranında daha fazla oluyor. Eğer solun oylarının tek partide toplanması durumunda diğer parti çok az bir oranla baraj altında kalırsa sanırım 4 Kasım günü
‘‘toplum mühendisleri’’ vicdan azabı çekecektir.
Geçen seçimde CHP 8.7, DSP de % 22 oy almıştı. Bu oran ne olursa, ne olur?
-
DSP'nin barajın altına gitmesi için aldığı oyların % 65'ini kaybetmesi gerekir ki, bu mantık dışıdır.
CHP'nin geçen seçime göre barajın üzerine çıkması, yani en az % 16-18 oy alması için oylarını % 40 artırması gerekiyor. Yani solda baraj altına itilecek bir partinin en az 80 milletvekilinin kaybı, Meclis'teki solun güçsüzlüğü demektir. Ben bu ihtimalleri 36 milyondan 41 milyona çıkan seçmen sayısına göre söylüyorum.
Karaborsa ilaç
İSTANBUL'dan
İ.Akyüz isyan ediyor: ‘‘Bir yakınıma, kanser ve komadaki hastalara kırmızı reçeteyle verilen
'Arterenol' adlı ilaç gerekti. Doktor yazıyor ama Sağlık Bakanlığı Türkiye'ye ithalatına veya üretimine izin vermiyormuş... Ne yapacağız; ya karaborsadan temin edeceğiz ya da eş-dost aracılığıyla yurtdışından getirteceğiz.
Türkiye'de karaborsada tanesi 30 milyon lira; yurtdışında ise 6.5 milyon; yani 4 Euro... İlacı
Berlin'den getirince bu durumu öğrendim.’’
Sağlık Bakanı
Osman Durmuş, vatandaşa ne öneriyorsunuz?
Biliyor musunuz?
MESUT Yılmaz'ın
‘‘Cumhuriyet’’ döneminin çok önemli bir ismini eşi ile birlikte
ANAP'a transfer edeceğini...
DEMİRKÖY'ün
(Kırklareli) ANAP'lı Belediye Başkanı
İbrahim Şentürk'ün Cumhuriyet Bayramı nedeniyle
Atatürk anıtına çelenk koymak yerine ormanı gezmeyi tercih ettiğinin konuşulduğunu...
Biliyor musunuz?
MESAJ
SIVAS'ın
Kangal İlçesi
Hamal köylüleri adına
Hasan Alp haykırıyor:
Termik santral kurulması nedeniyle köyümüzün tarlaları istimlak edildi. 1980'de arazi ölçümleri yapıldı ama sağlıklı bir tapulama yapılmadı. Geçimini tarım ve hayvancılıkla sürdüren köylünün tarlalarının çoğu hazineye aktarıldı. Gerekçeleri de yasalara göre her aile reisine 50 dönümden fazla tarla yazılamaması. Açtığımız davalar sürüyor.
Dünya Bankası'nın çiftçiyi destekleme adı altında 5 sene daha para vereceği söyleniyor. Fakat tapulama olduğu için biz bu yardımdan yararlanamıyoruz.
Her türlü desteğe ihtiyacımız var. Bu konudaki çalışmalarımızı bir dernek çatısı altında yürütüyoruz. Desteğinizi bekliyoruz.
(Sıvas Kangal Hamal Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği-İrtibat 0212 277 11 73)