Kavga büyüyecek

ODATV davasının sanığı olarak cezaevinde yatan Posta gazetesi yazarı Nedim Şener, davanın 20. duruşmasında Gülen cemaati hakkında 2010 yılında ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar’ isimli kitabı yazan Hanefi Avcı ile sohbet imkanı bulmuş.

Haberin Devamı

Avcı, hükümet-cemaat gerginliğinin büyüyeceğini düşünüyor...
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, yazdığı kitapla bugün yaşanan hükümet- cemaat kavgasının da işaretlerini vermiş bir kişi... Zaten duruşmada da “Bugünü anlamak isteyenler kitabımı bir kez daha okusun” diyor.
Nedim Şener’in yazısında yer alan Hanefi Avcı’nın sözleri özetle şöyle:
“(Kavgayı izlerken ‘Ben bugünleri görmüştüm’ diyor musunuz?) Ben şimdi bunu demek istemem. Ama maalesef öyle. Evet gelişmelerden hükümet ile cemaatin savaşacağı belliydi.
(Cemaatin devlet içindeki yapısını nasıl görüyorsunuz?) Hilkat garibesi gibi bir şey. Böyle bir şey var mı, hem dış politikayı, hem adaleti, hem polisi yönlendireceksin hem her işi karıştıracaksın ve dini duygularla bir dini cemaatim diyeceksin. Böyle bir yapı olmaz. Bu kavgada haklı haksız yok. İki yanlıştan bir doğru çıkmıyor. Cemaate karşı olmak ya da iktidara yakın olmak gibi bir durum yok. Herkes yerinde olacak. Cemaat cemaat gibi davranacak, siyasete, devlete el atmayacak. Cemaat olduğu yerde sınırları içinde dursun ama devletin içine elini sokmak nereden geliyor.
(Dershane) Dershane işi bahane; bir yerde hükümet varsa orada başka bir güç kabul edilmez. (7 Şubat) Başarılı olsaydı bugün 300 MİT’çi yargılanıyor olacaktı. Balyoz davası gibi onlar da hakim karşısında olacaklardı. (Başbakan tutuklanır mıydı?) O kadarını zannetmiyorum. Emniyet ellerindeydi MİT de pasifize edilecekti.
Devletin icrai tüm güçleri denetimlerine geçecekti. Devletin geri kalan diğer güçleri göstermelik kukla olacaktı. (Paralel devlet iddiası) Paralel devlet değil paralel yönetim istedikleri ortaya çıkıyor açıkça. (Hükümetin, cemaate yönelik tavrı) Ben çok daha açık ve net tavır konması gerektiğini düşünüyorum. Küçük tedbirlerle değil kesin çizgilerle herkesin kendi çizgisine gelmesi lazım.
(Seçime doğru ne bekliyorsunuz?) Seçim olsa da olmasa da bu kavganın büyüyeceğini düşünüyorum. Herkes kendi elindekini kullanmaya çalışacaktır. Şu ana kadar olup bitenler onu gösteriyor. Kitapta da yazdım, her şeyin arşivlendiği çok açık. Onları kullanacaklardır.”

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

“Hükümet eliyle gayrimenkul köpüğüne itiliyoruz. Bunun devam edemeyecek olduğu aşikâr. Yalnızca AKP değil, büyük kısmı AKP’nin yaratmaya çalıştığı burjuvaziye dahil şirketlerin de çökeceği kesin.”
(ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke’ye asistanlık, Avrupa Merkez Bankası’na danışmanlık yapan Bilkent Ü. Öğretim üyesi Refet Gürkaynak)

Dilekçesini Kemal Kılıçdaroğlu’na sundu

Kondakçı adaylık başvurusu yaptı

LOKMAN Kondakçı dün Beşiktaş belediye başkan aday adaylığı için CHP’den resmi başvurusunu yaptı. Adaylık başvurusunu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na teslim etti. Bir süre önce Kılıçdaroğlu’nu ziyaret eden çok sayıdaki Karadeniz hemşeri dernekleri ve federasyonları daha sonra Lokman Kondakçı’ya “CHP’den Beşiktaş İlçe Başkanlığı için aday adayı ol” çağrısı yapmıştı. İktidara alternatif bir partiye katkı için CHP’yi seçtiğini anlatan Lokman Kondakçı aday adaylığı gerekçesini şöyle anlattı: “AKP’nin seçimlerde kaybetmesinde rol almayı 40 yıllık siyasi hayatımın en önemli olayı olarak görüyorum. Siyasette ilk defa bir makama aday adayı olarak başvurdum. İktidara alternatif bir parti gerek. Yeni müşterekler bulmamız gerekiyor. Karadeniz oyları için de çalışacağım. Gezi ile umudum var, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan umudum var. Bu sebeple bir pozisyona ihtiyacım var. Beşiktaş belediye başkanı olursam rantın değil, halkın belediyesi olmaya devam edeceğiz.”
Beşiktaş’a başvuran Kondakçı dışındaki 19 aday adayı şunlar:
İsmail Ünal (Başkan), Nebil İlsever, Uğur Gökhan Sarı, Bülent Tatar, Soner Karakuş, Hakan Atalay, Sebahattin Öztürk, Esas Ayçibin, Ferihan Karasu, Firdevs Köroğlu, Dursun Bulut, Seyfullah Beysülen, Özgür Koçak, Mehmet Uygar Başak, Ahmet Yoldar, Erol Köktürk, Murat Dayanıklı, Çetin Soysal (İlçeye başvurmadı) Prof. Dr. Gülsüm Sağlamer...

Haberin Devamı

Bir ülke böyle çökertilemez

ADINA ‘yolsuzluk ve rüşvet operasyonu’ demek yetmez. Daha o kadar çok ‘soygun’ olayı var ki dünyada bu boyutta böyle ‘kollektif’ bir olay yaşanmamıştır.
Bunu ne Menderes, ne Demirel, ne Özal, ne Çiller ve ne de M. Yılmaz yaşamadı. İSKİ’yi sakın örnek göstermeyin. Mercimek’i, Deniz Feneri’ni, Yimpaş’ı, Kombassan’ı ve diğerlerini unutmayın!
Bu ülkenin vicdan sahibi ve akil adamı kalmamış ne yazık ki...
Üretmeyen, düşünmeyen ve ‘soygun’dan başka bir şeye aklı ermeyen bir topluma ne denir ki...
Milli Görüş, MÜSİAD, ASKON ve F.G. ve dinci vakıflar; tarikatlar, cemaatler... Ve Birlik Vakfı, v.s.
Amerika’nın oyununu anlamayan, kandırılanlar, aldatılanlar..
Hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğiz diyenler, hâlâ kukla olduklarını anlayamıyorlar mı?

Haberin Devamı

Zorlu Center İBB’de soru oldu

İBB’de inşaat alanı 3 katına çıkarılan Zorlu Center ile ilgili olarak Kadir Topbaş’a zorlu sorular yöneltildi. CHP İBB üyesi Doğan Tekel’in, gruptan oybirliği ile geçen soru önergesinde, şöyle diyor:
“Beşiktaş 37 pafta 30 ada 165 parsel (eski 157 parselde) yapımı biten ve hizmete açılan Zorlu Center ile ilgili Özelleştirme İdaresi 230.000 m2 inşaat alanı ile ihaleye çıktı. Zorlu Holding ihaleyi kazandı. Daha sonra bodrum katı kılıfı ile inşaat alanı 628.000 m2’ye çıkarıldı. Projede metrekare satış değeri 15.000 dolar civarındadır. ÖİB’nın hazırladığı planlar 5 yıl boyunca değiştirilemez. Tarafıma gelen bilgiler neticesinde söz konusu taşınmaz ile ilgili onaylı projesinin aykırılıklarının giderilerek yasal hale getirilmesi için İBB’de plan tadilatı değişikliğine başvurulduğu ve Zorlu Center’in, Belediyesi’nce onaylanan projesine aykırı imal edildiği yönündedir “diyen Tekel sorularında “AVM ile ilgili İBB’nin ilgili birimlerine plan değişikliği başvurusu yapılmış mıdır? Varsa teklif plan değişikliğinin neler içermektedir; binanın olumlu yada olumsuz itfaiye görüşü var mıdır; ÖİB’nca hazırlanan imar planı değişikliği ile şu anda yapılmış olan inşaat alanı arasındaki fark ne kadardır? Yapının kontur ve gabarisinin 5216 sayılı kanunun 11. maddesi çerçevesinde İBB teknik elemanlarınca yapılarak tarafma bilgi verilmesini rica ederim” diyor.

Haberin Devamı

TMMOB ‘teslim alınamaz’

DAHA önce kamuoyunda tartışılan, TMMOB’ ye bağlı Çevre, Elektrik, Harita ve Kadastro, İç Mimarlar, İnşaat, Jeofizik, Jeoloji, Makina, Mimarlar, Peyzaj Mimarları, Şehir Plancıları Odalarının mali ve idari denetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilmesi hakkında kanun dün Resmi Gazete’de
yayımlandı.
1980 darbe döneminde 6235 sayılı TMMOB Kanunu‘na giren meslek odalarının mali ve idari denetiminin ilgili bakanlıklara devredilmesi hususu 30 sene sonra yürürlüğe konulmuş oldu. Darbe dönemi yasalarının, ileri demokrasi şiarını dilinden düşürmeyen siyasi iktidar tarafından uygulanması bizim açımızdan çok da şaşırılacak bir durum değildir.

Devlete bağlı hiçbir kurumun denetlenmediği bir dönemde, idari ve mali bütün kararlarını üyeleri ve kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşan, demokratik işleyişin ülkemizde nefes aldığı nadir kurumlardan biri olan meslek odalarımızın bakanlıklarca denetlenmesi trajedinin komedisidir. Eleştiri hakkını kullanan her kurum, örgüt ve kişiye iktidarın erkini kullanarak ceza, baskı uygulayan ve onları yok sayan bir anlayıştan darbe kanunları dışında bir şey beklemek zaten mümkün değildir.

Her siyasi iktidara karşı mesleki ve toplumsal rolü nedeniyle eleştiri yapmak ve misyonu gereği mesleğin kamu yararına kullanılmasını örgütlemek TMMOB ve TMMOB’ye bağlı odaların temel ilkesidir. Hiçbir antidemokratik müdahale TMMOB ve TMMOB’ye bağlı odaları bu ilkesinden geri döndüremeyecektir. Biz bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak “bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için” mücadele etmeye devam edeceğiz.

Suriye’yi bıraksın Balkanlar’a baksın

BULGARİSTAN’da Varna Belediyesi 125 Türkçe yer adının değiştirilmesine karar verdi. Buna karşılık Türkiye’de ve Bulgaristan’da derin bir sessizlik var. Bulgaristan’da iktidar ortağı olan Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) bir tepki geliştirdiğini duyamıyoruz. Bulgaristan’da onca Türk siyasetçi var; hepsi dut yemiş bülbül kesildiler. Yine Türkiye’de hükümetin ‘Dış Türkler’le ilgili tepkisizliğine alıştık. Sayın Davutoğlu böyle şeyleri bir türlü gündeminin ön sıralarına alamıyor. Ancak Türkiye’ye göç etmiş milyonlarca Bulgaristan Türk’ü adına kurulmuş bulunan sivil toplum kuruluşlarının sessizliği de manidardır. Atatürk Türkiye’sini rotasından çıkarmak için benzer şeyleri yapanlar içeriden ve dışarıdan destek bulurken bir AB ülkesi olan Bulgaristan’da Türklerle bu kadar uğraşılması kabul edilebilir bir şey değildir. Onun için Rumeli, Balkan ve Trakya adına kurulmuş bütün konfederasyon, federasyon, dernek ve vakıf şeklinde çalışan tüm STK’ları bu olay için tepki koymaya ve Bulgaristan’daki Türk varlığını korumaya çağırıyorum. Yapmazlarsa da bir işe yaramadıklarından hepsini kepenk indirmeye davet ediyorum.
Özcan PEHLİVANOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları