Paylaş
Türkiye’de 2019-2023 arasını kapsayan bir ‘Ulusal Su Planı’ hazırlandı. Plana bakıyoruz. Yıllık su tüketimi ‘54 milyar metreküpe’ çıkmış. Bunun yüzde 74’ü tarımda sulama, yüzde 13’ü içme-kullanma, yüzde 7’si de sanayide kullanılıyor. Bunun yüzde 25’i yeraltı sularından, geri kalanı yerüstü kaynaklarından geliyor. Barajlar, nehirler, göller kuruyor. Dolayısıyla yeraltı sularına yöneliş artıyor. Ama o da azalıyor. Su olmayınca tarımda verimlilik, rekolte azalıyor.
Bu da daha az tarım üretimi, gıda demek. Halbuki çağımızda bir ülkenin kendi kendine yetecek gıda üretmesi stratejik bir mesele oldu artık. Maskede, solunum cihazında, aşıda gördük. Neredeyse dünya savaşı çıkacaktı bir maske yüzünden. Gelecekte de kimse kimseye bir avuç buğday vermez. Almanya’dan gazeteci dostumuzla konuşuyorduk. Meğer o her yeri yemyeşil bildiğimiz Almanya da aynı dertten mustaripmiş. Geçen hafta perşembe günü kanallarda ana haberlerden biri kuraklıkmış. Ocak-Mart ayları son yüzyılın en sıcak çeyreğiymiş Almanya’da. Tuna Nehri son 140 yılın en düşük seviyesine inmiş. Almanya’da nehir mavnaları yarım yükle çalışıyormuş su seviyesi düştüğü için. Navluna zam yapmışlar. Gazeteci dostum hafta sonunda bize iki harita gönderdi. Buna benzer haritalar Türkiye’de DSİ’nin de elinde vardır mutlaka.
Biri ‘yeraltı suları’, diğeri ‘toprak nemi haritası’... NASA’nın ‘Measuring Earth’s Surface Mass and Water Changes’ programı çerçevesinde hazırlanmış. Bu çalışmalara bakmak bile yeterli. ‘Grace-Fo’ uydularından gelen verilerle oluşturulan harita apaçık gösteriyor: Avrupa’nın büyük bölümü ile Türkiye’den ‘Trakya ve Anadolu’nun kuzey yarısı’ tehlike altında... Yeraltı suları ve nem azalmış.
Türkiye’de daha önce de kuraklık yaşadık, daha
önce de dönemsel kurak zamanlar yaşandı. Ancak bu defa farklılık gösteriyor. Dolayısıyla bir an önce önlem almalıyız. Suyu tasarruflu kullanmak için seferber olmalıyız. Çünkü su yokluğunun yaşanacağı günler çok da uzakta değil. Çiftçilere ve şehirlerde, kasabalarda yaşayanlara büyük görev düşüyor. Bunu da bir dahaki yazımızda anlatacağız.
GÜNÜN SÖZÜ
“EKONOMİYİ Alice Harikalar Diyarı’dan daha tozpembe gösteren bütçe sundular ama 1929’da dünyada yaşanan buhranların benzeri geliyor. İşsizlik, iflas, tsunami gibi vuracak.” İlhan KESİCİ
CHP UMURSAMADI, AKP SESSİZ
4 dönümlük Ulus arazisi planlarına bir tek CHP’li itiraz etti, 28 üye ‘evet’ dedi
‘BEŞİKTAŞ Ulus’taki arsa göz kamaştırıyor’ başlıklı geçen haftaki yazımız ses getirdi. AKP’liler, CHP’ye karşı hemen bir cephe oluşturdu çünkü böyle eleştirel bir fırsat ele geçmezdi. CHP’liler de aksine ‘içine kapandı’. Böyle bir skandala karşı bir üye dışında itiraz eden olmadı. TMSF’den arsayı alan üç ortağın, imar işlemleri için ‘vekâlet’ alan CHP’nin İBB/Beşiktaş Meclis üyesi (eski ilçe başkanı) Sebahattin Öztürk’ün istifa etmesi isteniyor, ancak ortalıkta bir ‘hareket’ yok. İBB’den sonra dosya geçen hafta cuma günü Beşiktaş Belediyesi Meclisi’nde görüşüldü. CHP üyeleri arasında ‘ittifak’ sağlanmış gibi bir hava vardı. Üyelerden bir tek Akın Keskin tepki gösterdi ve salonu terk etti. 28 üye ‘sessiz’ kaldı! Bu işlem, yeni dönemin en büyük ayıbı sayılıyor. Ortada ‘para’ söylentilerini olduğunu söylememiz gerekiyor. Böyle bir şey doğrulanmaz tabii ki.
İş takibi için vekâleti alan Sebahattin Öztürk kendini savunurken, dosyadan Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu’nun haberi olduğunu söyledi, yine... Öztürk kürsüye çıkarak mesleğinin bu olduğunu, para kazanmak zorunda olduğunu söyleyerek kendisini ‘pişkince’ savundu. Ama sessiz düşünenlerden bir üye, bize “Öztürk’e istifa etmek düşüyordu ama yapamadı, partisini düşünmedi” demesi ilginçti. CHP İBB Grup Başkanvekili Doğan Subaşı, Öztürk’ün ‘ballı börekli’ bir vekâleti kendi üzerine almasını doğru bulmadığını söyledi. CHP’li bir ‘abi’ şöyle dedi: “Canan Hanım ya da İmamoğlu’nun ‘Muameleci Öztürk’e bak, arkadaşların sana oy verdi, seni iki yerde imar komisyonu üyesi yaptılar, sonra bu dosyanın iş takipçiliği için vekâlet aldın. Güvenimizi sarstın, güvenimizi sarstın, istifa et’ demeleri gerekmez miydi?”
Açık söylemek gerekirse, eskiden böyle bir şey olsa ne olacağını söylemeye gerek yok! Bu arada işleme tepki gösteren AKP İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak’ın bir açıklama yapacağına söylemesine karşın, bundan vazgeçmesi akılları karıştırdı. Demek ki AKP’den bir sürpriz var.
BODRUM’DA İNADINA KÜLLİYE
DİYANET İşleri Başkanlığı, Bodrum’da Gökova Koyu manzaralı 10 dönümlük arazide, yaklaşık 100 milyon liraya mal olacak devasa külliye inşaatına hukuki süreç tamamlanmadan yeniden başladı. Projeyle ilgili ruhsatın Çevre Bakanlığı’ndan alındığı öne sürüldü. Bodrum Belediyesi’nde iki kez görüşülen plan tadilatı reddedilmiş, belediye ruhsat vermeyi de kabul etmemişti. Bina 5 katlı olarak yapılmak isteniyor. Oysa ‘Bodrum ekolüne ve mimarisine aykırı olmaması’ gerekiyor. Yüksek mimar Murat Artu “Bodrum’un en cazip plajına İslam merkezi yapmak, sosyal çatışmalara davet çıkarmaktan başka bir şey değil. Proje dayatılarak hayata geçirilecek” diyor.
MESAJ PANOSU
PTT, SÜRGÜNÜ GERİ AL
PTT çalışanları diyor ki: “Virüsle yüz yüze iken hayat garantimiz yok. Hiçbir zaman görevden kaçmadık, kaçmıyoruz. Ekmek yediğimiz kurumda insan gibi, çalışma ve sağlıklı ortamlarda hizmet görmek istiyoruz. Kurumda durum hiç iç açıcı değil. Gerçeklerle yüzleşerek sorunlar aşılmalı. Bu kurum bizim. PTT emekçileri bu düzenin Süpermen’i değildir.”
Paylaş