İşte doğamızın çirkin fotoğrafı

DÜN Dünya Çevre Günü’nü bütün dünya buruk kutladı. Atmosferde yaşanan olumsuzluklar ve buna bağlı iklim değişikliği...

Kimi yerde kuraklık ve çölleşmeler, kimi yerde tufanlar, sel felaketleri... Ormansızlaşma, suların kirlenmesi... Enerji sorunları, termik ve nükleer santraller ve atıkları... Bir türlü kontrol altına alınamayan hızlı nüfus artışı, açlık ve savaşlar...

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulu Çevre günü dolayısıyla çok anlamlı bir bildiri yayınladı.

Okuyoruz:

"Çevre sorunlarının uluslararası boyutta ilk değerlendirmesinin yapıldığı Konferansın ve ’Ortak Geleceğimiz’ adlı deklarasyonun yapılmasının üzerinden 35 yıl geçti.

Giderek büyüyen çevre sorunlarının hem bölgesel hem de uluslararası alanlara yayılması nedeniyle, ülkeler arasında bir işbirliğinin yapılması ve uluslararası kuruluşların ortak hareket etme zorunluluğunun doğduğunun altına imza atarak, hükümetleri çevrenin korunması için ortak çaba göstermeye çağrılmışlardı. Sözde gelişmiş ülkelerin, çifte standartlı politikaları yüzünden beklenen olumlu gelişme bir türlü gerçekleşmemiş, küreselleşme adıyla tüm insanlığa dayatılan vahşi kapitalist program, ne yazık ki aradan geçen 35 yıla karşın çevre sorunlarını hızla artmıştır.

Tüm dünyada yaşanan bu olumsuzluklara paralel olarak ülkemizde de iktidarda bulunan hükümetler ve son olarak da AKP Hükümeti, çıkardığı yasalarla, pek çok konuda gerekli önlemleri almayarak çevrede yaşanan olumsuzlukları gözardı etti.

ÇEVRE YIKIMININ SORUMLUSU AKP...

Küreselleşme kapsamında gerçekleştirilen kirli teknoloji transferinin önünü açmak, kirletenlere daha fazla olanak tanımak için Yeni Çevre Yasası TBMM’den çıkartılmıştır.

AKP Hükümeti, çıkardığı yasalarla, yaptığı düzenlemelerle, çevremizde, ormanlarımızda, kırsal ve kentsel yerleşmelerimizde onarılamayacak, yıkımlara yol açabilecek düzenlemeler yapan bir hükümet olarak tarihteki yerini alacaktır.

Peki; neler yapıldı?

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ

- AB müzakere sürecinde ve iklim değişikliği sözleşmesine karşın, temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları yok sayılmakta, Sugözü Termik Santralı örneğinde görüldüğü gibi sözde gelişmiş ülkelerin kirli teknoloji transferi bütün hızıyla sürmektedir.

- Sulak alanlar ve göller canlı yaşamın en değerli eko-sistemleridir. Kirletilmesi veya yok edilmesi geri dönüşü olmayan sorunlara yol açacağı görmezlikten gelinip rant hırsıyla imara açıldı.

- Milli Park alanlarımızın, SİT alanlarımızın rant uğruna talan edilmesi yerine özenle korunması gerekirken, Atatürk’ün mirası olan Atatürk Orman Çiftliği’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından kiralanması girişiminde olduğu gibi sermayeye devredilerek, kabul edilemez bir yok oluşa imza atıldı.

GOLF ALDATMACASI

- Yeni bir turizm şekli olarak golf turizmi ’4 senede 100 golf sahası’ sloganıyla ve yılda 2.5 milyar dolar turizm geliri aldatmacasıyla, akarsularımızı, yeraltı sularımızı, ormanlarımızı, endemik bitki türlerini yok edecek ve ülkemiz doğal değerlerine geri dönüşümsüz olarak büyük zarar verecek ulusal değerlerimizin kaybına neden oldu.

Biz peyzaj mimarları olarak, bunu yeni bir turizm şekli olarak görmek yanında yeni bir tehlike olarak da görüyor ve olası yıkımın, sanılanın aksine büyük boyutta olacağının altını çizerek, devletin ve yöre insanlarının daha dikkatli ve daha duyarlı davranması gerektiğine inanıyoruz.

- Yanlış enerji politikaları yüzünden gelinen noktada yüksek fiyatlarla yapılmış doğalgaz anlaşmaları yüzünden hidrolik santrallerimiz neredeyse 1/3 kapasiteyle çalıştırılmaktadır. Hál böyle iken yeni ve kirli enerji yatırımlarından, nükleer santral yapılmasından söz edilmesi ise anlaşılabilir değildir. Geçmişte kalmış çöp teknolojileri olan nükleer santraller, çözümlenmemiş atık sorunlarıyla ve dışa bağımlı teknolojileriyle ülkemiz enerji gereksiniminin karşılanmasında hiç bir koşulda seçenek olamazlar."

TEHLİKELİ ATIKLAR

Açıklamada, uluslararası tehlikeli atık ticaretinin tehlikeli boyutlara ulaştığını, sanayi kuruluşlarının benzer şekilde tehlikeli atıklarını illigal yollarla uzaklaştırmaya çalıştıklarını, kıyı yağmasının devam ettiği, "küreselleşmenin yeni bir emperyalist programı olan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar’ın (GDO) tüm dünyada ve ülkemizde sorun olmayı" sürdürdüğü belirtilerek "Alternatifsiz bir kaynak olarak yeraltı ve yerüstü su rezervlerimiz giderek azalmaktadır. Bilinçsiz tarımsal faaliyetler ve yanlış su politikaları sorunun başlıca kaynağını oluşturmaktadır" deniliyor.

Son söz; iİnsanı, doğayı, yaşamı yok sayanlar, bir gün sağlıklı bir çevrede yaşamanın kendiniz için de olmazsa olmaz olduğunu anladığınızda her şey için çok geç olabilir!"

Keçiören’e uyarı

ANKAR’da susuzluk baş gösterirken ve tehlike sinyalleri çalıyor. Araba yıkama veya bahçe sulamaları bile yasak bir hale geldi. Ancak dikkatimi çeken konu belediyelerin bu konuya halk kadar duyarlı yaklaşmamaları. Keçiören Ankara’dan bağımsız mı yada orayı etkilemiyor mu bu yasaklar. Keçiören’de bulunan şelale ve birçok parkta sular israf ediliyor. Bu yaklaşımı ve duyarsızlığı anlamakta güçlük çekiyorum.

Ayşe GÜNEŞ

KISA...KISA...

ANKARA Kırıkkale Sanayici İş Adamları Derneği (AKİD) ve Kırıkkaleli Dernekler Federasyonu’nun düzenledikleri 11. KDF-AKİD Söyleşisi’nin konusu ’Yargı Bağımsızlığı ve Türk Yargısının Sorunları’ Konuşmacı: Yargıtay Onursal 1. Başkan Vekili Mehmet Handan Surlu; bugün 19.00’da; Güvenlik Cad. Yazanlar Sok. No: 30/3 Aşağı Ayrancı.
Yazarın Tüm Yazıları