Paylaş
SON günlerde kamuoyunu sıkça meşgul eder oldu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan 4300’den fazla plan tadilatı ve bunların sonuçları.
Rüşvet, irtikap, istifalar, rant kavgaları İstanbul’un nasıl bir saldırı altında kaldığının göstergeleri oldu...
TOKİ bulduğu her yeri konuta çevirirken su toplama havzaları da birer birer yok ediliyor Kiptaş Konutları ile... Kentsel dönüşüm, ’Rantsal Dönüşüm’, 3. köprü güzergáhı derken olan oldu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin almış olduğu bir kararla yeşil alanlar % 5 emsalle inşaata açıldı.
Büyükşehir Belediyesi’nin 12.06.2008 tarihli oturumunda alınan kararla "yeşil alanlarda büfe, kafeterya, restoran veya belediye hizmet alanlarının yapılmasının" önü açıldı.
Yerel seçimler öncesi yeni rant ve iş alanları. Pes yani...
ABBASAĞA’YA LOKANTA
İstanbulluların isyan etmesi için şu örneği verelim:
İstanbul’da planlanmış alanlarda 50 milyon metrekare yeşil olduğu hesabıyla 2.5 milyon metrekarelik alanda inşaatın önü açılmış oluyor. 100 metrekareden 100 bin konut demek. Bu inanılmaz bir olay bu... Beşiktaş’taki Abbasağa Parkı’na % 5’i geçmemek üzere lokanta ve kafeterya; Göztepe Parkı’na semt konağı, Taksim Gezi Parkı’nda cami; Gülhane veya Yıldız Parkı’na yerleşik iftar çadırları kurulabilir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne bu yağma kararı dolayısıyla ’Ağa Han Ödülü’ verilebilir; hatta bu ödül için Belediye Başkanı Topbaş ’Avrupa 2010-Kültür Başkenti’ törenine denk getirebilir.
Büyükşehir İmar Komisyonu’na da ’mansiyon’ verilmesi unutulmamalıdır.
TBMM, mimarlar, şehir planlamacıları, yurtsever mimar-mühendisler, İstanbul’un daha fazla yağmalanmaması için başka neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Bu ihanete karşı dava açmayacak mısınız?
Bizler AB’den ’insan hakları’ kadar ’yeşil alan hakkı’, ’park hakkı’, ’spor hakkı’ ve ’kaldırım’ hakkı’ da istiyoruz.
Deniz Feneri’nden İslam protestosuna
DENİZ Feneri kararından sonra Almanya bugün ilginç bir gösteriye sahne olacak. Köln’de, Almanya’daki Türklerin din örgütlenmesi olan DİTİB’in yapmak istediği camiyi engellemeye çalışan ırkçılar, Köln’de bugün ve yarın büyük gösteriler düzenliyor. Cami karşıtı grup, Almanya’nın İslamlaşmasına karşı ’konferans’ adı altında verilen etkinlikler için Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden binlerce eylemciyi Köln’de toplamaya çalışıyor.
Buna karşın Türk dernekleri, Alman sendikacılar, SPD ve Yeşiller gibi partilerle ırkçılığa karşı tavır alan sanatçılar, dayanışma için Köln’deki DİTİB merkez caminin çevresinde ’koruma zinciri’ oluşturacaklar. Irkçılık karşıtları ayrıca bugün 19.00’da Dome Kilisesi’nin dibindeki Hauptbahnhof’ta büyük bir miting düzenliyorlar.
Alarma geçmiş olan Alman polisi, kentte geniş güvenlik önlemleri alıyor. Dağınık ve iki güne yayılmış olan eylem ve karşı eylemleri kontrol etmek zor gözüküyor. Dileriz, Türkleri yeniden hedef haline getirecek olaylar yaşanmaz.
Kıbrıs'ta siyasi dolaplar
AKP, Şaban Dişli’yi ihraç edemez, çünkü ona gebedir
KKTC’den gazeteci ve eski bakan Av. Fuat Veziroğlu, Şaban Dişli’nin Kıbrıs’taki temaslarını anlatan ilginç bir yazı gönderdi:
"Deniz Feneri tartışmaları arasında unutmayın... Şaban Dişli malı götürdü. Başbakan Erdoğan’dan tıs çıkmadı. Hani hortumculara damardan girip böylelerine dünyayı dar edeceğine dair nutuklar atıyordu.
Vakta ki Hürriyet, Milliyet vesaire Deniz Feneri’ne ilişkin duruşmaları haber yaptı, kıyamet koptu, Erdoğan’ın paçaları tutuştu, bir tür aslan kesildi. Tut tutabilirsen; hedef Aydın Doğan... Testiyi kırandan hesap sormuyor, testinin kırıldığını haber verenin boğazına sarılıyor. Ahlak dersleri veriyor. Ben hayretler içindeyim. Erdoğan, Aydın Doğan’a karşı kurt rolüne çıkmış. Oysa suyu bulandıran Aydın Doğan değil, Başbakan’ın kendi yakınları, kendi adamları. Hortumdan gireceğim diyen adam hortumdan girmeye çalışan Alman savcıya bile engel koymak istemekte, gücü ona yetmediğinden Aydın Doğan’ı hedef tahtası yapmakta. Ben böyle Başbakan görmedim.
YOLSUZLUKLARA ŞAL ÖRTMEK
Nihat Erim bir zamanlar demokrasiye şal örtmek istemişti. Bunlar ise yolsuzlukların, hortumların, hortumcuların üstüne şal sermeye kalkışmakta.
Erdoğan’ın kendisi de, pek çok milletvekili arkadaşı da çeşitli suçlardan zanlıdırlar. Kendilerini dokunulmazlık zırhına aldılar, bu zırhı kullanarak adalet önünde hesap vermekten korkuyor, kaçıyor, sudan bahanelerle Deniz Feneri hortumculuğuna da kol kanat geriyorlar.
AKP, muhalif hırsız bulursa ’hortumdan girdik’ diyor, kendi adamları için ise Hasan Pulur’un deyimiyle ’benim hırsızım iyidir’ politikası güdüyor.
MÜFTÜLÜKTE SİYASİ TEMAS
Kıbrıs’a geliyorum... Şaban Dişli 2007 yılında KKTC’ye defalarca gelip gitti. Müftünün makam odasında makam koltuğuna oturdu. Müftüyü odasından çıkararak dini bir makamda siyasilerle özel görüşmeler yaptı. O temaslarını Salamis Bay Otel’de de sürdürdü. Bir süre sonra bazı muhalif milletvekilleri, partilerinden istifa ettiler. İstifaların mürekkebi kurumadan yeni bir parti kurdular. Parti kurulur kurulmaz yıldırım hızıyla hükümet ortağı oldular. M. Ali Talat’ın partisine ’yama’ yapıldılar. Bu suretle Erdoğan’ı çok rahatsız eden Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş ve partisi, iktidardan uzaklaştırıldı. AKP bizzat peydahladığı bu vaziyet sonunda derin bir nefes aldı. Şimdi Kıbrıs’ı diledikleri gibi pazarlıyorlar. Dikensiz gül bahçesi yarattılar.
Bu arada yeni kurulan partiye Ankara’dan büyük paralar akıtıldığına dair istihbarat aldık. AKP’nin kurdurduğu ’suni parti’ ufak bir devlet yardımı dışında gelir kaynağı olmadığı halde şu anda en çok para harcayan parti konumunda. Kaynağını soruyoruz, cevap bile vermiyorlar, çünkü veremezler.
Asıl söylemek istediğim şu:
Boş yere Erdoğan’ın üstüne gitmeyin. AKP, Şaban Dişli hakkında konuşamaz. AKP konuşursa Şaban Dişli de konuşur ve bundan da Şaban Dişli değil, AKP zararlı çıkar. Şaban Dişli çok şey biliyor. Özellikle AKP’nin Kıbrıs’ta döndürdüğü siyasal dolaplara ve mebus pazarlarında yapılan transferlere ilişkin sırlarını biliyor. Erdoğan’ın Şaban Dişli olayındaki suskunluğu bundandır. AKP, Şaban Dişli hakkında konuşamayacak kadar gebedir Şaban Dişli’ye..."
Fuat VEZİROĞLU
Paylaş