İSTANBUL dün Almanya’dan gelen önemli işadamlarına ev sahipliği yaptı. Almanya’dan yüzlerce ‘Almanyalı Türk’ işadamı da Türkiye’deki son gelişmeleri ‘kokladılar’, yatırım ve işbirliği yapılabilir mi diye... ‘Türk-Alman Ekonomi’ kongresinde iki tarafın ‘güzel’ konuşmaları dışında
Türkiye kendi vizyonunu da ortaya koyabilseydi keşke. ‘Avrupa’nın Çin’i olmayacağını gösterseydi.
Biz Marmara Üniversitesi’nin Sultanahmet’deki tarihi rektörlük binasına dönelim..
Almanya Başbakanı Gerhard Schröder tören öncesinde biraz heyecanlı. Az sonra Petersburg (Rusya) ve Şanghay’dan (Çin) sonra 3. ‘fahri hukuk doktorası’ unvanını alacak. Alman üniversitelerinin bu yoldaki önerilerini reddettiği bilindiğinden Alman basını törene büyük ilgi gösteriyor. Aynı üniversitenin mezunu Başbakan Erdoğan da, Schröder’le birlikte töreni bekliyor.
Schröder, Rektör Prof. Tunç Erem’e ‘Kaç öğrenci okuyor?’ diye soruyor. ‘72 ülkeden 52 bin...’ yanıtını alınca ‘Çok yaygın eğitimi yapıyorsunuz’ diyor.
Tunç devam ediyor:
‘Üniversitemizin, İİBF’nin, 16 yıl önce kurulan Almancaİşletme ve Enformatik bölümlerinde 568 öğrenci okuyor; bunların 25’i Alman asıllı.. 25 öğretim üyesininin 7’si Alman akademisyen... Alman Akademik Değişim Servisi’nin (DAAD) desteğini alıyoruz. Bugüne kadar Almanca ve İngilizce bilen 659 mezun verdik.’
Bu bilgileri merakla dinliyor ve çok mutlu oluyor konuk Başbakan...’Almanya, her zaman sizin yanınızda olacaktır. Türkiye ve AB’nin önünde büyük görevler var’ diyor, bu arada Almanca bölümlerin fakülte olmasını diliyor.
Marmara Üniversitesi,Bremen, Köln ve Lunebourg Üniversiteleri ile sıkı işbirliği içinde. Tunç Erem’e göre, kendi öğrencileri olarak Aydın Doğan ve bir Alman devlet adamı olarak Schröder üniversitenin ilk ‘fahri doktora’ unvanı verdiği iki isim...
Türklerin büyük bölümü seçimlerde oylarını SPD’ye veriyor; Schröder’in de, Türkiye’ye yakın bir politika izlediği biliniyor.
Balkanlar’daki Türk kıyımı neden unutuluyor
HERKES sözde Ermeni soykırımı iddiasını ortaya atıyor. Türkiye’ye karşı bir saldırı cephesi açılıyor.
Balkanlar’dayaşayan Türklerden, Müslümanlardan ve onlara yapılan soykırımdan hiç bahsedilmiyor.
Otorite sayılan Justine McCarty’nin çalışmaları ve arşiv belgelerinde, 1911’de Rumeli’deki Türk ve Müslüman nüfusun sayısı 2.315.293 kişidir. Balkan Savaşları’ndan sonra kalan kişi sayısı 870.114 olarak bilinmektedir (Yugoslav, Bulgar ve Yunan kaynaklarına göre). 1.445.179 Türk ve Müslüman’a ne olmuş? 812.771 kişi Türkiye’ye göç etmiş. Geri kalan 632.408 kişi bu savaşlarda hayatını kaybetmiş, ama nasıl kaybetmiş? (Kaynak: H.Yıldırım Ağanoğlu. GÖÇ, İstanbul 2001; s.307)
Bakınız milli şairimiz Mehmet Akif, Balkan Türklerine yapılan bu soykırımı mısralarında nasıl dile getirmişti:
Altı yüz bin Müslüman birden boğazlandı...
Yanan can, yırtılan ismet, akan seller bütün kandı
Ne masum ihtiyarlar süngüler altında kıvrandı!
Küllenmiş yığınlar hep birer insan, birer candı.
Yrd. Doç.Recep SIRALI-KTÜ Ordu Ziraat Fakültesi
Futbol savaşları
FUTBOL dünyasında herkes birbirini ‘Bizans oyunları’ yapmakla suçluyor. Bir taraf Evren Lisesi’nin Fenerbahçe’ye, diğer taraf Seyrantepe’nin Galatasaray’a peşkeş çekildiğini söylüyor ve birbirlerini ağır dillerle suçluyorlar. Biri imar kaçağından, biri de ranttan söz ediyor.
İnternette GS ve FB taraftarlarının bu karşıt yazışmaları bir rekor sayılabilir.
Şimdi de Trabzonspor taraftarları, haksız yere mağlup olduklarını belirterek hakem Cem Papila’yı kınıyorlar. Bu hakem üçlüsünü atayan MHK ve Futbol Federasyonu ağır dille protesto ediliyor.
Spor sadece futbol değildir. Keşke futbol dışı konulara da bu kadar kafa yorsa futbolseverler.
Eğitim sistemi allak bullak
ŞU sıralar ilköğretim okullarında bir kargaşa hüküm sürüyor. Tam gün etütlü olan okulların sabahçı-öğlenci olarak çift tedrisatlı okula dönüştürülme çalışmaları var. Okul genelinde tüm veliler bu duruma itiraz ediyor. Velilerin bu tür okulları seçmelerinin sebebi, özellikle annelerin çalışıyor olmaları. Yönetimdeki bazı kişilerin canı sıkıldıkça bir şeyleri değiştirme çabaları çok anlamsız. Çocuklarımızın eğitimi için her iyi şeye destek veririz. Etütlü eğitim veren okullar aynen kalsın. Çalışan aileler ne yapacak hiç düşünülmüyor. Kamuoyu araştırması yapılmadan, velilere bilgi verilmeden kargaşa yaratılıyor.
Bir grup veli- KADIKÖY
Buğdayda tavan değil taban fiyat istiyoruz
TÜRKİYE Ziraat Odaları Başkanı Ş.Şemsi Bayraktar hasat sezonunun başlamasına çok az bir zaman kala üreticinin isteklerini açıklarken, ‘Buğday üreticisinin alımı %51 azaldı. 2005 yılı buğday üretim maliyeti kiloda 404 TL’yi bulmaktadır’ diyor.
Bayraktar, 1998’de 2.35 kilo buğdayla bir litre mazot alınabilirken, 2004’te 4.85 kilo buğdayla bir kilo mazot alınabildiğini belirterek, ‘Verim, kalite ve üretim artışının sağlanması için doğru politikalar üretilmesi gerektiğini’ söylüyor.
Yeni sezon için beklentilerini şöyle sıralıyor:
Üretim maliyetlerini düşürmek amacıyla maliyet içinde %44 payı olan gübre ve mazotta tarım paketinde açıklanan KDV indirimleri bir an önce yapılmalıdır.
Geçen sezon üreticiyi toplayıcılara mahkum eden uygulamanın düzeltilmesi için TMO piyasalarda etkinliğini artırmalı, bunun için kapattığı 100’ü aşkın alım merkezini yeniden açmalıdır.
TMO ürün alımlarını peşin olarak yapmalı, böylelikle vadeli alımlardan dolayı oluşan fiyat düşüşleri önlenmelidir.
TMO borsa alımları ile kendi ajanslarındaki alımları arasında fiyat farkları geçen sezon üreticilerimizi mağdur etmiştir. Üreticilerimizin mağduriyetinin önlenmesi bakımından alım ajansları ile borsalarda yapılan analizler paralel olmalıdır.
TMO geçtiğimiz sezon uyguladığı alım baremlerinin belirlenmesinde kullanılan kriterlerin uygun olmaması nedeniyle buğday fiyatları ilan edilen fiyatların çok daha altına düşerek üreticileri mağdur etmiştir. Baremlerdeki kriterler makul bir seviyeye getirilmelidir.
TMO açıklayacağı fiyatı 2005 üretim maliyeti olan 404.000 TL/kg göz önüne alarak açıklamalıdır.’
GÜNÜN SÖZÜ
‘Isparta’nın Atabey İlçesi’nin İslamköy Beldesi’nde kurduğumuz ‘Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’ni 16 Mayıs günü açacağız ama hangi yılın 16 Mayıs’ı olduğunu bilmiyoruz. Süleyman Demirel’in rahatsızlığı olmasaydı bu 16 Mayıs’ta açacaktık ama gene de belli olmaz, belki eylüle kalabilir.’
(Şevket Demirel)
Biliyor musunuz
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 33 arkadaşının Taksim’de, 37 kişinin öldüğü 1 Mayıs 1977 olayları hakkında Meclis Araştırması açılmasını istediklerini... 15 yılı geride bırakıp üye sayısını 2.285’e, şube sayısını da 27’ye yükselten MÜSİAD’ın, bugün Suudi Arabistan ekonomisine damgasını vuran Arap işadamlarının Cidde Ticaret Odası öncülüğünde ağırlayacağını... BAHÇELİEVLER Belediye Başkanı AKP’li Osman Develioğlu, Başkan Yardımcıları Hikmet Tekiroğlu ve Yakup Dalkılıç, Meclis üyesi Haşim Taşkıran, müteahhit-eczacı Süleyman Üstün ve sekreteri Elif Ergüder’le geçen mart ayında İtalya’ya yaptıkları gezide beğenip Türkiye’ye getirilen süs bitkilerinin seçiminde bir teknik görevlinin olup olmadığının merak konusu olduğunu...
MESAJ PANOSU
TÜRK Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, İsviçre’ye giderek ifade vermeli ve konunun mahkemede tartışılarak Türkiye’nin tezlerinin savunulması fırsatı kaçırılmamalıdır. Öncelikle Dışişleri Bakanı Abdullah Gül olmak üzere her partiden siyasetçilerimizi İsviçre’ye giderek Ermeni soykırımının olmadığını belgeleriyle açıklamaya davet ediyoruz.
Tanyel YILMAZ-İSTANBUL
YILDIZ Teknik Üniversitesi Mezunlar Derneği’nden: Bir çok ‘yıldız’ın parlamasında 1954’den beri emeği geçen sevgili hocamız, değerli eğitimci Selva Ünal için yarın akşam üniversitemizin Hisarüstü tesislerinde bir araya geliyoruz. 0212-260 08 01.
ARDANUÇ’ta bir hafta süren sağanak yağış nedeniyle köy yollarını sel suları tahrip etti ve 2 km’lik yol tamamen yok oldu; ulaşım gibi elektrikler de kesildi. İnsanlar hastalarını ve cenazelerini sedyeyle kilometreler boyunca taşıyıp işlerini halletmeye çalışıyorlar. Sorunumuzu kimseye anlatamıyoruz, bizleri boş vaatlerle kandırıyorlar. Bundan sonra insanlar uzay çağında keçi gibi kayalıklarda mı gezsinler?
Mesut AKSAKAL-ARTVİN
TEKİRDAĞ Barbaros Belediyesi’ne... Tuvalet çukurları denize sızıyor. İtfaiyemiz yok. Sahillerimiz ne yazık ki pis. Yaz gelirken temizliğe daha çok özen göstermeliyiz. Belediye otobüslerimiz adeta dökülüyor.