İslam âleminin vicdanıyım

YENİ adıyla İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) (Eski İslam Konferansı Örgütü-İKÖ) dışişleri bakanları dönem toplantısı Kazakistan’ın başkenti Astana’da sürerken dün teşkilatın genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile İslam dünyası üzerinde bir ufuk turu yaptık.

Haberin Devamı

İki gün içinde 50’den fazla dışişleri bakanı ile görüşmüş; bir o kadar da röportaj talebi gelmişti. Ama bize bir saate yakın zaman ayırdı. İşte bu görüşmeden not aldıklarımız:

Arap dünyasında yaşanan gelişmelere ‘Arap Baharı...’ denilmesinin sorulması üzerine İhsanoğlu itiraz etti: “Bahar gelip geçicidir. Değişim süreci demek daha doğru... Bu bölge, Osmanlı’nın rahminden sezaryen ile doğdu. Yüzyıla bakmak lazım. 1. ve 2. Dünya Savaşları oldu, Sovyetler çöktü. Yeni devletler ortaya çıktı. Bunların ayrı ayrı yönetimleri, rejimleri vardı. Bunlar bugün bir şekilde oturdu, ancak değişimi gerçekleştirmeyen bir tek Ortadoğu’daki ülkeleri kalmıştı.”

- Neden oldu bunlar?  

Yeraltında bir enerji birikimi vardı sanki, sonunda da patladı. Tunus, Mısır, Yemen, Libya gibi ülkelerde hep bir ‘korku bariyeri’, Libya’daki gibi kabileler vardı. Baba-oğul konuşmaktan çekiniyorlardı. Korku bariyerini aşmak kolay değildir tabii... Ama bir anda, patladı.
(Türkiye bir model ülke mi oluyor?) Türkiye demokrasi, insan hakları ve ekonomi olarak bölgedeki ülkelere örnek teşkil ediyor. Bölge halkı Türkiye bunları yapmış, biz niye yapamıyoruz diye isyan ediyor. Ama Türkiye’nin uzun zamana dayanan tarihi bir devlet geleneği var. Tanzimat Fermanı’ndan bu yana Türkiye modernleşiyor.

- Siz, bölgedeki halkın isyanına hak veriyorsunuz? Reformlar yapıyorsunuz. Tabii sıkıntılı bir süreç olsa gerek.

Çektiğim sıkıntıları bilemezsiniz. Alışılmadık bir genel sekreterim. Ben ilk kez seçilerek geldim. Seçimle gelmeseydim bu reformları yapamazdım. Bunun verdiği bir güç var. İKÖ Genel Sekreteri, İslam âleminin bir yerde vicdanıdır. 1.5 milyon Müslüman var; bunun 500 milyonu dışarıda... Bunun sesi de olmak gerekiyor.
‘Bilim tarihi’ dalında dünyanın en ileri gelen isimleri arasında bulunan Prof. İhsanoğlu, Sovyetler’den ayrıldıktan sonra, İKÖ’ye ilk uyumluluğu Azerbaycan ve Kazakistan’ın gösterdiğini, eski Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev’in ‘İslami bilgilerine’ hayran kaldığını, Kazakistan’ın dönem başkanlığını üstlenmesinin adeta bir ‘devrim’ olduğunu anlatırken “Bunda Nazarbayev’in payı çok büyüktür” diye ekledi.

ATATÜRK HAYRANI

- Kazakistan Devlet Başkanı, size göre ‘kimdir’?

Samimiyetimle söylüyorum. Nazarbayev bir milletten bir devlet yaratmıştır. Ya da başka bir ifadeyle, önce bir devlet kurmuştur, sonra o devlete bir millet kazandırmıştır. Nazarbayev’in bir Atatürk hayranı olduğunu biliyorum, hatta bunun dışında dün öğle yemeğinde sohbetimiz sırasında Atatürk’ten sonra General De Gaulle ve Singapur Devlet Başkanı Lee Kuan Yew’in isimlerini de söyledi.

- Siz, Orta Asya’da en çok hangi liderleri beğeniyorsunuz?

Haydar Aliyev, Tatar lider Şamiyev ve Nazarbayev... Bunlar müstesna insanlar, muazzam bir iş yapıyorlar. Akılları ve zekâları var. Özellikle Nazarbayev, Türk benliğine çok önem veriyor. Modernleşen ve zenginleşen Kazak benliğini koruyor. Şu salondaki Kazak gençlere bakın, hepsi pırıl pırıl. Hiçbiri şişman değiller; okuyorlar, çalışıyorlar. 1979’da bölgeye ilk geldiğimde 30 yaşındaydım, camilerde cuma namazı kılarken en genç bendim. Bugün ise Astana’da namaz kılarken fark ettim, hepsi gençti, orta yaş yoktu ve ben de en yaşlısıydım...

Değişimi ancak bir Türk yapabilirdi

ASTANA’dakiBağımsızlık Sarayı’nın basın merkezinde, Türk heyetinin yanına Cidde’de çıkan Arap News Gazetesi’nin editörü Pakistan asıllı Seraj Wahap geldi ve Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kutlamak gerektiğini söyledi.

Neden? Cevabını yine kendi verdi?

“Genel Sekreter İhsanoğlu, 2005’te örgütün başına geldiğinde masasında çok fazla sorun ve konu vardı. Astana’daki toplantıda açıklanan reformları uygulamaya sokmak öyle kolay değil. Bu değişimi ancak bir Türk genel sekreter yapabilirdi. Reformlar üzerinde şu anda gelinen nokta bizim bile hayal edebileceğimiz bir durum değil.”

Hayalleri değil gerçekleri görelim

İSLAM Konferansı Örgütü’nün çalışmalarını izleyen Ahi Evran Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kürşad Zorlu, Kazakistan’ı ve Türk dünyasını yakından tanıyan bir akademisyen... Bu çalışmalarından ötürü KKTC’de Ahmet Zeki Velidi Togan ve Almanya’da Dış Türkler Medya Ödülleri’ni almış... Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nde elini güçlendiren Afganistan çalışmalarını ‘Tarih Bilincinden İşbirliğine Somut Adımlar’ adlı kitapta toplamış. Zorlu, Türkiye ve Türk Cumhuriyeti ilişkilerinde tarihsel ve kültürel zeminde yapılacak çalışmaların mutlaka ekonomik ölçekli işbirliği ile kuvvetlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. “Biz kendi aramızda kavramsal problemlerle boğuşurken, enerji başta olmak üzere küresel gelişmelere yön veren unsurlar kontrol alanımızdan çıkıyor. Hayalleri değil, gerçekleri görelim. Hâlâ onlar (Türk cumhuriyetleri) Türk mü, değil mi tartışmaları yapılıyor. Sloganlarla bu işin ilerlemesi zor. Bu coğrafyada işbirliğini güncel ve kalıcı hale getirecek genç ve dinamik kadroların kazandırılması çok önemli. Ayrıca bölge halkına daha fazla zaman tanınmalı.”

1 Temmuz kutlu olsun!

BÜYÜKŞEHİR, İDO’yu sattı... İDO’yu alan konsorsiyumun % 30 ortağı yabancı. Kabotaj Kanunu’na göre, özetle “... bilumum karasularında seyrüsefer ve nakliyat icra etmek, ticaret hakkı Türkiye tebaasına münhasırdır”.

Peki bu durumda ne olacak?

Büyükşehir’in bir danışmanı “O alıcının sorunu” demişti. Ama soru ortada duruyor.

Beşiktaş’taki Barbaros Anıtı’nın altında Yahya Kemal’in ‘Süleymaniye’de Bir Bayram Sabahı’ adlı şiiri okunursa çok şey anlaşılır. Kabotaj Bayramlarında atılan nutukları anımsayınız... 815 sayılı Kabotaj Kanunu’nu iyi okumak gerekiyor.

Gene de 1 Temmuz Kabotaj Bayramı şimdiden hepimize kutlu olsun! B.S.

Yazarın Tüm Yazıları