İran bile klonlamada söz sahibi

Klonlama, kök hücre, insan genom haritasının çıkarılması, kimerizm gibi genetik tabanlı çalışmalar yeni bir kapıyı araladı. İnsan genom haritasının çıkarılması insanlık tarihinin belki de en büyük keşfi. İnsanlık bu kapıdan yepyeni bir bilinç düzeyine geçiyor. Bu çalışmaların ışığı altında ilginç olaylar yaşanacak ve belki de yaşamın akışı değişecek. Bu geçişe hazırlanmayan toplumlardaysa geçiş sancılı olabilecek. Bunun yanı sıra dünya ve ülkemiz büyük çevre sorunlarıyla karşı karşıya. Türkiye küresel ısınmanın en çok etkili olacağı coğrafyalardan birinde bulunuyor. Orman tahribatı, erozyon, asit yağmuru, türlerin yok olması, sel felaketleri, su-hava-toprak kirliliği gibi çevre sorunlarından en çok etkilenen ülkelerden biri yine Türkiye...

Yerine yenisini koyamayacağım doğal zenginlikleri hızla kaybediyoruz.

Bu yüzden en büyük görev özellikle biyoloji, çevre mühendisliği, genetik mühendisliği gibi bölümler başta olmak üzere üniversitelere düşüyor. Konuyla ilgili bilim insanlarına ihtiyaç duyulacak. Ancak üniversiteler bu konularda yeterince hazırlıklı değil. Bu gelişmeler yerine hâlâ 'Mendel Genetiği' okutuluyor.

Milli eğitimde artık Mendel'in bezelye çaprazlamaları bırakılmalı, yerine moleküler alandaki çalışmalardan bahsedilmeli. Bu bilgiler topluma yayılmalı. İran bile şu anda klonlama alanında söz sahibi ülkelerden birisi. Bu yüzden konuyla ilgili bölümlerin eğitim programları yeniden gözden geçirilip düzenlenmeli ve yeni gelişmeler eğitim programına yerleştirilmeli.

Bunun yanında eğitim fakültelerindeki öğretmenlik bölümlerine bu bilgileri asgari düzeyde de olsa veren dersler konulmalı. Biyoloji çağına ayak uydurmamız, bütün bu sorun ve gelişmelerden haberdar ve bilgili olduğumuz ölçüde rahat olacaktır.

"İlerici sanatçı, partisinin sloganlarını alıp vezinli, kafiyeli şekle sokan adam değildir! Sanatçı ilkokul öğretmeni değildir, insanlara alfabe öğretmez."

YILLAR önce çalışandan kesilen Konut Edindirme Fonu paraları vardı. Hani 8-9 yıl kadar sürmüştü de daha sonra uygulamadan kalkmıştı. O paralar faizleri ile birlikte sanırım kuş olup başka ülkelere göç etti! Daha hâlâ o paraların geriye, faiziyle birlikte ödenmemesi ne kadar garip. Oysa devletin 1 kuruş dahi vatandaştan alacağı olsa aslan kesilir ve faiziyle kat kat ve çoktaaaaaan alırdı bu parayı.

Rica etsem de bu konuyu Maliye Bakanlığı gündemine alsa ve açıklama yapsa...

Ahmet Arif GÜNAY

Güllük'e bak

MİLAS'ın Kazıklı Koyu, Mandalya Körfezi'nde Güllük Dalyanı'nın tam karşısıdır. Sadece arada birkaç yüz adet evden oluşan 'kaçak' kooperatifler topluluğuna yakındır.

Güzelim orman sahalarında sorumsuzca taş ocakları için ruhsat verilirken herkes bu noktaya odaklanmaktadır.

Oysa en büyük tehlike, Sarıçay ile Güllük Belediyesi'nin günlük 50 vidanjörden az olmamak üzere dalyana boca edilen evsel atıklardır.

Sorulduğunda da belediye imkânlarının kısıtlı olması gösteriliyor.

Nasıl oluyor da belediyelerin kısıtlı imkânları ile son model makam araçları olmaktadır; bunu soran yok...

Bu yaz sezonunda Kıyıkışlacık ve Güllük ile Karaburun ve ilgili koylarında yüzmek için yürek isteyecek.

Umursanmayan veterinerler

VETERİNER sağlık çalışanları, hayvan sağlığı, hayvan refahı, hayvan ıslahı ve yetiştirilmesi ile hayvanlardan ve gıdalardan insana geçen hastalıkların önlenmesinden sorumlu ve bu alanlarda görev yapan meslek mensuplarıdır.

Bu nedenle veteriner hekimler, insanların sağlıklı bir hayat sürdürebilmesi için hayati öneme sahip sağlıklı gıdaların yeterince toplumun tüketimine sunulmasını sağlayan, insanların can dostu hayvanların ve bunlara bağlı olarak insanların sağlığını koruyan misyona sahiptirler.

Siyasi otorite ve karar vericilerin son yıllarda bu meslek mensuplarını umursamadığını, ancak ülkeyi salgın hastalıklar sardığında hatırladığını, özlük hakları iyileştirilirken unutulduğunu görüyoruz. Kuş gribi salgınında bayram tatili, gece-gündüz demeden görevde kalması istenilen veteriner sağlık çalışanları olarak ücret iyileştirmelerinde kapsam dışı bırakıldık.

30 yıllık veteriner hekim 1200 YTL maaş alırken, özelleştirme nedeniyle diğer kurumlardan Tarım İl Müdürlüğü'ne geçişleri yapılan gece bekçileri 2000 YTL, teknisyen 2500 YTL, şube müdürlüğü yapanlar 3000 YTL net maaş almaktadır.

Artık bu haksızlığa, adaletsizliğe tahammülümüz kalmadı, sabrımız tükendi.

SABAH ve akşam saatlerinde yoğunlaşan köprü trafiğiyle ilgili olarak bazı gözlemlerimi ve önerilerimi paylaşmak istiyorum.

- Köprülere giden yolların bir şeridi sadece belediye otobüsleri, servis araçları ve dolmuşlara tahsis edilsin. Halkın çoğu erken geçiş yapılacağından toplu taşıma araçlarına ve servislere yönelecektir.

- Sabahları Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçerken yoğun saatlerde çevre yolundan itibaren, karşıdan geliş yönünden bir şerit gidiş yönüne ayrılabilir.

- Karayolları ve DSİ gibi halkla direkt irtibatı olmayan devlet kuruluşlarının mesai saatleri 07.30-16.30'a çekilebilir.

LAİKLİK meselesi, ne yazık ki, Sayın Başbakanın eşi Emine Hanım'ın kıyafeti meselesine indirgendi!

Türban, Allah'ın emri ve Kuran'a inanmanın gereği değil mi? "Türbanım namusumdur" sloganları ne için atılıyor? Emine Hanım, kıyafetinin kendi tercihi olduğunu, namus ve Kuran ile ilgisinin olmadığını hiç söyledi mi? Elbette söylemedi. Emine Hanım, Türbanı Allah'ın emri, Kuran’ın gereği, namus ve ahlakın simgesi olduğu için takıyor ve bu yüzden de hiç bir koşulda türbanını çıkartmak istemiyor.

Sayın Bakan Nimet Çubukçu, açık başı ile bakan koltuğunda oturabilmesinin, Atatürk ve laiklik sayesinde olduğunu biliyor; ama şimdilik bunu söylemek işine gelmiyor. Söylemek ihtiyacı duyduğunda ise tabi, çok geç olacak.

Anadolu'da onlarca üniversitede bir bayan voleybol takımı bile yoktur. İlköğretim okullarında öğretmenler Beden Eğitimi derslerine artık kız öğrencileri çıkartamıyorlar bile... Böyle asıl konular dururken laiklik meselesini, Emine Hanım-Olcay Hanım karşılaştırması ile bir çeşit 'orta oyununa' döndürdüğümüz için hepimiz adına utanıyorum...

- DENİZ otobüslerinde tarife değişikliği yapıldı. Ücretler 2.75'ten 3.20 YTL'ye çıktı. Bu arada abonman ücreti kalktı. Aylık 98 YTL abonman ücreti ödüyordum. Şu anda günlük geliş-gidiş 6.40 YTL'den 26 günde 166 YTL ödeyeceğim. Yani ücret yaklaşık % 68 artmış oldu. Enflasyon rakamı % 10, maaşlarımızdaki artış % 2.5 ama deniz otobüslerindeki artış % 68. Derdimizi kime anlatalım.

- KARACAAHMET Mezarlığı'nın duvarının dibinde iki adet çöp konteyneri var. l986'da vefat eden oğlumun mezarı da bu duvarın bitiminde. Konteyneri içindeki yemek artıkları kedi ve köpekler tarafında etrafa yayılıyor. Merdivenlerden taşınarak mezarlığın içine yayılıyor. 20 yıldan beri bunun mücadelesini verdim bir netice alamadım.

Necati ÖZKAYALAR/KADIKÖY

- BALAT'ta oturuyorum. Fatih Belediyesi'nin 4-5 kişilik yol tamir ekibi yarım saatlik bir çalışma yapıp, muhtara işin yapıldığını söyleyip, hem muhtarı hem de belediyeyi kandırıyorlar ve çalışmadıkları süre içinde kahvelerde oturuyorlar. Bir diğer konu da Fatih'te bulunan 150 cadde ve 1.620 sokağın tabelalarının ve kapı numaralarının değiştirilmesi. Her işte olduğu gibi bunu da beceremediler ve çoğu numara yanlış oldu.