Paylaş
Sayın Başbakanımıza seslenmek istiyorum: İyi ama her AKP’li yöneticinin çocuğu patron olacak ya da tüm imam hatipliler devlette iş bulacak diye de bir kaide olmamalı! Şimdiye kadar ana haber bültenlerinde “İmam hatip mezunuyum ve işsizim” diyen kimseye rastlamadık ama ODTÜ, İTÜ, hukuk mezunu işsizler çok var... Sayın Bülent Arınç’ın oğlunun “Kriz varsa çaresi var” diyen TOBB’da hemen nasıl işe girdiğine de şahit olduk...
Demokratik açılım diye dağdaki silahlı adamlara bile hoşgörü gösterilirken, “IMF’ye hayır” diye eylemde bulunan üniversiteli gençlerin ‘ümük’leri polis tarafından anında sıkılıp susturuluveriliyor. Oysa ki daha çok değil birkaç ay önce “IMF’ye ümüğümüzü sıktırmayacağız” demiştiniz! Elleri silah yerine kalem tutan ve sadece sözlü eylemde bulunan mektepli gençlerin ümüklerinin sıkılmasına göz yummak adalet mi?
Engin BALIM
Zonguldak’ın hali Güneydoğu’dan beter
CUMA günü çıkan ‘Zonguldak’ta neler olmuş’ başlıklı yazınızı bir Zonguldaklı olarak çok beğendim. Ben 55 sene İstanbul’da muhasebecilik yaptıktan sonra eşimi kaybetmem nedeniyle memleketim olan Devrek İlçesi’ne yerleştim. Çünkü çocuklarım, torunlarım burada... Beş yıldır Devrek’teyim. Günümüzde Güneydoğu’ya yatırım yapılması, oraya ilgi gösterilmesi istekleri çok moda... Ancak batıda ilgiye, yatırıma muhtaç o kadar çok yerleşim merkezi var ki...
Devrek’te, yetişen gençlerin bir tanesine bile istihdam olanağı sağlamak imkânına sahip değil. İlçeye giren emekli maaşları, yurtdışında çalışan yakınlarının gönderdikleri paralar ekonominin girdileri. Özel teşebbüsün sunta üreten Devrektaş isimli bir fabrikası vardı, 150 kadar işçi çalıştıran, yönetim hataları yüzünden iflas etti. 150 işçi hiçbir yasal haklarını alamadan işsiz kaldı. Eli kalem tutan birisi olarak Devrek’in durumunu başta Köksal Toptan (Meclis Başkanı iken) olmak üzere muhtelif mercilere size yazdığım gibi yazdım. Seçim zamanı oy istemeye gelenlerden hiçbir ilgi görmedik. Ancak Zonguldak’ın ekonomisi için yazdıklarınız beni cesaretlendirdi. Hani olur da bir yazınızda ufak bir paragraf olarak bahsederseniz belki bir duyan olur da unutulmuş olan Devrek’e ilgi gösterir. Ben 75 yaşıma geldim hayattan hiçbir beklentim yok. Ancak sokakta gezen, internet kafelerde, birahanelerde zaman tüketen üniversite mezunu gençleri gördükçe içim sızlıyor.
Orhan ERDEN
BİLİYOR MUSUNUZ
İSTANBUL Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanvekili Halit Tayanç’ın Kadir Topbaş’a “Kayıt dışı araçları tespit edin. Yasayı uygulayın, şoförlerimiz gerekirse İskoç eteği de giyer. İstanbul’da ticari araç plakası taşıyan taksi şoförlerinden sonra servis sahipleri de eyleme hazırlanıyor. Çünkü kentte yaklaşık 40 bin araç ‘kayıt dışı’ çalışıyor ve hiçbir kurala uymuyor” diye çağrı yaptığını...
Tarlabaşı’nda itirazlar
BEYOĞLU Belediyesi, GAP İnşaat Yatırım ve Dış Ticaret A.Ş.’nin yüklenici firma olduğu, Beyoğlu-Tarlabaşı 1. Etap Yenileme alanı projesi kapsamında binaların kamulaştırma bedelini TOKİ’nin ödemesi için protokol yaptı.
Kamulaştırma işlemi AKP’li Belediye’den, paralar TOKİ’den; tapuların devredileceği makam da TOKİ...
CHP bu protokele yasadışı olduğu için karşı çıkıyor; Meclis üyesi Üzeyir Darıcı “Hukuk dışı durumlar var. Durum son derece vahim. Biz kentsel dönüşüme değil, rantsal dönüşüme karşıyız. Vatandaş endişe ve merak içinde. İdare yargıya giderek yürütmeyi durdurmaisteyeceğiz.”
AKP yandaşı koruyacağım diye yaptığı ‘aculluk’ İETT, Haydarpaşa, Zeyport, Galataport ve Karayolları projelerinde olduğu yargıdan dönerse yine mahçup olmayacak mı?
Adalar’a ulaşım azabı
BEN bütün bir yıl olamasa da, oldukça uzun bir zaman adada oturmak isteyen; fakat vapur tarifesi okulların açılmasına endeksli olduğu için adanın en güzel zamanında kışlık evine göçmek zorunda olan bir adalıyım.
İDO kışın adalarda yoğunluk olmadığı için vapur yerine motor koyuyormuş. İDO’ya birkaç sorum var:
1- Bu ‘yoğunluğun’ kıstası nedir?
2- İGDAŞ yeterli nüfus olmadığı için mi Adalar’a doğalgazı getirdi?
3- Adalar’da yoğunluk bu kış mı azaldı?
4- Vapura tekerlekli sandalyeyle indirilip bindirilebilen yaşlılar, engelliler ve hastalar, motorlara nasıl indirilip bindirilebileceklerdir?
5- Yoksa işin aslı, iktidar partisine oy vermedikleri için Adalılar’ın cezalandırılmaları mıdır?
Prof. Dr. Feryâl Orhon BASIK-HEYBELİADA
AB ile aramızdaki fark
YUNANİSTAN’da iktidar partisi başkanı ve Başbakan Kostas Karamanlis, genel seçimleri yitirince partisinin genel başkanlığından istifa etmiştir.
Politikayı da bırakacağını sanıyorum. Bizim ülkemizde ise seçimleri defalarca kaybeden parti genel başkanları koltuklarına yapıştırılmış gibi genel başkanlıktan ayrılmıyorlar. Üyesi bulunduğum partinin genel başkanına genel başkanım demeye utanıyorum. Onlar görevden ayrılmayı içlerine sindirecek kadar duyarsızlar ve demokrat değiller. Seçim ve siyasi partiler yasası değiştirilerek AB ülkeleri ile aramızdaki fark kapatılmalıdır.
Tacettin KORKUT
KKTC’deki arazi taşıtları
100 KM’de 10-18 litre arası yakıt tüketen arazi araçları (jeep, pikap) adamızın tadını kaçırıyor. Batıda sadece köy yollarında ve dağlarda kullanılan arazi taşıtlarının çoğunlukla hava atmak için şehir içinde kullanılması bence utanılacak bir durumdur.
Bir süre İngiltere’de kaldım. Halkın çoğunluğu bisikletle ulaşımı yeğler. Otolar da genelde minik boyutludur.
Adamızın doğal yapısının uzun yıllar temiz kalması için devasa araç sevdamızdan vazgeçmemiz gerekiyor.
Türkiye’de ticari taksilerin büyük bir çoğunluğu 1300-2000 cc motorlu Renault ve Fiat araçlardan oluşur. Bizde ise görmemişin çocuğu olmuş.. hesabı anormal bir Mercedes bağımlılığı söz konusu. Bu araçlar belki daha kaliteli olabilir ama yedek parçaları diğer araçlardan 2 kat daha pahalıdır.
Dünyanın her yanında tasarruf tedbirlerine doğru yöneliş varken bizde bu yönde bir eğilim yoktur. Taksici esnafının sürekli ağlamayı bırakıp elindeki çok lüks Mercedes’leri daha düşük fiyatlı araçlarla değiştirmesi şarttır. Sadece yolcu taşıyan taksilerin Arap şeyhlerinin zevki için yapılmış Mercedes’lerden olması şart değildir.
Mehmet OKTAY-LEFKOŞA
Paylaş