İmam hatip gerçeğini bir de benden dinleyin

(YÖK üyelerine ve milletvekillerine....)

KATSAYI konusundaki tartışmalar imam hatip liselilerin üniversitelere eşit şartlarda girebilmeleri üzerinden yapılıyor ve diğer meslek lisesi öğrencileri bu konuya kurban ediliyorlar.

Olayın özünde şu var: İmam hatip lisesi mezunları dini referans alan bir yönetim anlayışını devlette hâkim kılmak üzere tarikatlarca yönlendirildiler ve imamlık yapmak için değil de yöneticilik, eğitimcilik yapmak için tercihlerini kullandılar.

İhtiyacın çok üzerinde imam hatip lisesi açılması bu sorunu daha da artırdı. Özellikle eğitim fakültelerine, siyasal bilgiler fakültelerine, kamu yönetimi bölümlerine geçtiler. Birçoğu şu anda müdür, müdür yardımcısı veya kamu yöneticisi konumundalar. Sistem de kendini korumak için engel koydu. Engeli koyarken genelleme yaparak tüm meslek liseleri mezunları da genellemeye dahil edilerek mağdur edildi. Genel olarak imam hatip lisesi mezunlarının mezuniyet sonrası yönelimleri siyasi bir tercihle ilgilidir, meslek lisesi mezunlarının durumu tamamen farklı teknik bir konudur, bir arada değerlendirilmemelidir.

Meslek liseleri ve teknik liselerden mezun olanlar aldıkları teknik derslerle mühendislik altyapısı hazırlanmış olarak mezun oluyorlar.

Sadece ilgili meslek yüksekokullarına avantajlı girebiliyorlar. Bu kişiler herkesin ortak girdiği üniversite giriş sınavından yeterli puanı alıyorlarsa ilgili mühendislik fakültelerine ve kazanabildikleri diğer fakültelere katsayı uygulamasına kurban edilmeden girebilmeliler.

Meslek liselerini tercih nedeni çoğu zaman ekonomik sıkıntılar nedeniyledir ve çocuğun bir mesleği olsun diye gönderilir. Bu tercih, kapasitesi ve yetenekle ilgili bilinçli bir yönlendirme değildir. Herkesin ortak girdiği sınavda daha başarılı olanın, üniversiteyi de daha başarılı olarak okuyacağı açıktır, buna engel olmak daha kapasiteli öğrencilerin üniversitelerce değerlendirilmesi imkanını ortadan kaldırmaktadır.

EŞİT HAZIRLANMADIK

Ben meslek lisesi mezunuyum ve 1985 yılında üniversiteye giriş sınavını kazanarak Tıp Fakültesi’ne girdim ve normal süresinde bitirdim. O dönemde katsayı uygulaması yoktu, sınavda soru sorulan derslerin bir kısmı okulda ya hiç okutulmadı ya da normal liselere göre çok daha az okutuldu. Hafta sonu dershaneye gittik sonuçta eşit hazırlanmadık ama aynı sınava tabi tutulduk. Önceden hazırlıkla ilgili bir haksızlığa maruz kalırken katsayı uygulaması ile ikinci bir haksızlık daha ortaya çıkarıldı. Bu haksızlık kaldırılmalı ve durum imam hatip liselerinden ayrı değerlendirilmelidir.

Op. Dr. Ali ŞEKER

Sultanahmet Teknik Okulları Mezun ve Mensupları Derneği Başkan Yardımcısı

Çek Yasası’na ilginç bir yorum

“YENİ Çek Kanunu Tasarısı’nda karşılıksız çekte hapis cezasından vazgeçilemiyor. Kanun hapis cezasından söz etmiyor ancak para cezası ödenmezse hapis cezasına dönüşüyor. Anayasa, sözleşmeden doğan borç için hürriyeti bağlayıcı yaptırım düzenlenemeyeceğini öngörüyor. Bu düzenlemeyle Anayasa’ya aykırılığı ortadan kaldıran bir hapis cezası ortaya çıkıyor. Hapis cezasını kaldırmadan kaldırmış gibi gösteren bir durum oluşuyor.”

(İÜ Hukuk Fakültesi’nden Prof. Mehmet Helvacı)

BİLİYOR MUSUNUZ

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay’ın, 10 Kasım’da Meclis’e sevk edilen Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik öngören tasarısı ile ‘bölücü başı ve üst düzey yöneticilere’ yeniden yargılama yolu ile ‘örtülü af’ getirilmek istendiğini söyleyerek tasarı hakkında bazı kaygı ve endişeleri bulunduğunu açıkladığını... DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, oldu bittiler karşısında bugün yapılacak Sosyal Güvenlik Kurulu’na katılmayacaklarını açıkladığını... ? BEŞİKTAŞ Belediyesi’nce düzenlenen ‘Ustalara Saygı’ toplantısının 78. ustasının, Akatlar Kültür Merkezi’nde 7 Aralık akşamı düzenlenen etkinlikle yazar ve şair Refik Durbaş olduğunu... ? AÇIK Radyo’nun (94.9), kuruluşunun 15. yıldönümünde, 192 ülkenin katılımıyla 7-18 Aralık tarihlerinde Danimarka’nın başkentinde yapılacak ‘Kopenhang İklim Zirvesi’ni birçok programcısı ile 12 gün boyunca izleyeceğini, bunların hem radyodan, hem de acikradyo.com.tr’den izlenebileceğini...

Egebank’ı bulamıyorum!

ADANA SGK, 1997 yılında kapanan eski şirketimiz için 1992 ve 1994 yıllarına ait prim borcu olduğu iddiası ile icra işlemi uyguluyor. Biz şirket olarak o yıllarda primleri el konulan Egebank’a yatırıyorduk. 15 ve 17 yıl öncesine ait makbuzları bulmamız isteniyor. Bulamazsanız ödemek zorundasınız deniyor. Ortada banka da yok ki eski kayıtlarına bakalım. Sesimizi duyuracak bir yer bulmaya çalışıyoruz. Maalesef tüm resmi makamların sitelerindeki okuyucu köşeleri sadece web sitesini beğenip beğenmediğimizi soruyor.

Okuduğum kadarıyla evrak saklama zorunluluğu 10 yıl... Bu uygulama yanlış mıdır, doğru mu?

Serdar TÜRKOĞLU

Seyhan-ADANA (serdar@konumgroup.com)

‘Van minüt’ bekliyoruz

NE oldu van minütçü Başbakanımıza.�İsviçre’ye bir ‘van minüt’ desin bakalım.

Türk Büyükelçisi’ni çeksin bakalım. İsviçre ile ticari ilişkileri durduruversin bakalım.

Öyle anlaşmalı ‘van minüt’ kolay.

O.A.

Yavşak işlere dikkat

KAĞITHANE Belediyesi Meclis üyesi CHP’li Hakan Atalay, şu açıklamayı yaparak partisinden istifa etmiş. Altında çok şeyler yatıyor:

“Uzun yıllardır mensubu olmaktan onur duyduğum partimde, maddi manevi her türlü katkıyı yaparak her platformda cumhuriyetin ilkelerini ve değerlerini yaşam biçimi haline getirerek çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim. Ancak üzülerek belirtmem gerekirse CHP’nin mensubu görünerek tavır ve davranışlarıyla AKP’ye hizmet eden anlayışlar ve parti içi demokratik olmayan uygulamalar ve dayatmalar beni son derece rahatsız etmiştir.

Bu nedenler çalışma hevesimi ve şevkimi kırmıştır. Partimden istemeyerek ve üzülerek istifa etmem zaruri hale gelmiştir.”

“Parti müfettişi” kendisini bir dinler mi? Çok şeyler öğreneceklerini sanırız.

(Avcılar’da da AKP’nin ricasını kırmayan CHP’lileri dinleyiniz.)