‘İlhan Abi’yi yazmak istiyorum’

“KIRK yıllık gazeteci: Hasan Cemal” yazıyor 80 sayfalık kitapçıkta... Ünlü grafiker Bülent Erkmen kitabın konseptini hazırlamış. İsmet Berkan, Kerem Çalışkan ile Ezgi Başaran ‘Yayın Kurulu’nu oluşturuyor... Eşi Ayşe Sözeri Cemal de kitabın Yayın Yönetmeni, sunuşta “Türkiye tarihine bir gazeteci, bir muhabir, bir gazete yöneticisi olarak yakından tanıklık eden Hasan Cemal...” diye yazmış.

Haberin Devamı

Olayın geçmişi uzun... Bizim Ezgi Başaran, bir gün “Cumhuriyet’in Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal’le çalışmış Haber Müdürü olarak kendisini anlatan bir yazı istiyorum aman kimse duymasın, kitap yapacağız” demiş... ‘Gazeteci milleti’ birbirini iyi tanır; ağızları da gevşektir. Hasan’ın da çok dostu vardır. Aradan altı ay geçti; hayrettir; hiç kimse Hasan’a bir şey çıtlatmamış... Ta ki, Ayşe kitabı bastırdıktan sonra “Cuma akşamı Asmalımescit’teki Yakup’ta olacağız” deyinceye kadar... Ayşe, Hasan’a “Yakup’a yemeğe gidelim” diyor ve sürpriz gece başlıyor. Karşısında sevdiği dostları... Biraz şok hali de normal tabii... Davete gelenlerin sayısı 70’e yakındı. Davetli birkaç Cumhuriyetçilerden gelen yoktu. Çalıştığı kurumlar olarakbir tarafta Milliyetçiler, bir tarafta Sabahçılar ve değişik kanallarda çalışan televizyoncular...

Haberin Devamı

Aydın Doğan, Vuslat Doğan Sabancı, Ertuğrul Özkök, Altan Öymen aynı masada oturuyorlar. Türkiye’nin en önemli gazetecileri; belki de 50’den fazlası Doğan Grubu’nda çalışıyor.

Gecede siyaset konuşulmayacak. Çünkü, ‘Cumhuriyet kavgaları’ başlarsa bitmez. ‘Demokrasi’ ve ‘açılım’ da gecenin tadını kaçırabilir... En iyi ‘mavra’, esas da futbol... Arada gazetecilik rekabeti, atlatma haber; sevinçler ve hüzünler... “Baba” hitapları, kulak çekmeler kötü huylarıdır Hasan Cemal’in, örneğin Ümit Kıvanç’ın kulağı kıpkırmızıydı.

Bir bilgi; Hasan Cemal, İlhan Selçuk’u yazacak, bunu bizzat söyledi; ama olumlu yönleriyle bu kez.

 

Futbolcu olsaydım Emre gibi olurdum

 

BİLİRİZ... Babaeski’nin Alpullu Kasabası’nda, Atatürk’ün 1930’ların başında Almanlara yaptırdığı şeker fabrikasının mali işlerinden sorumlu imiş babası... Hasan ilkokulu burada okumuş; sünnet olmuş... O yıllarda başka bir sahada çimli saha yokken Alpulluspor, ‘yeşil saha’sında fırtınalar estiriyordu.

Mülkiye’de okurken, Hıncal Uluç kendisini seyretmiş, “Hasan keşke gazeteci değil de futbolcu olsaydı” dedi ve herkesi güldürdü.

Haberin Devamı

Ne çok spor muhabbeti oldu... Futbola devam etseydi, Milli Takım’a kadar yükselebileceğini, kendi futbolunun Emre Belözoğlu’na benzediğini anlatırken araya Hınçal Uluç yine giriyor: “Hasan yavaş konuşur ama çok hızlı top oynardı.”

Mehmet Tezkan “Hasan abinin futbolu Sergen ve Yusuf’un stiline benzer” dedi.

Uluç, Mülkiye’de Hasan Cemal’e “Gagarin Hasan” dendiğini anlattı. Sonra ne kadar yakışıklı ve başarılı bir öğrenci olduğunu anlattı da Hasan biraz rahatladı.

 

Anılar, öyküler ve renkler

 

- Uğur Mumcu, Cumhuriyet’te Hasan Cemal’e “Deden (Cemal Paşa) Osmanlı’yı batırdı, sen de Türkiye’ye batıracaksın” diye takılırdı.

- Gazeteciliğe, Doğan Avcıoğlu’nun çıkardığı haftalık ‘Devrim’ gazetesinde başladı; Anka’da çalıştı; daha sonra İstanbul’a geldi Günaydın, Cumhuriyet, Sabah gazetelerinde çalıştı; halen Milliyet’te yazıyor. Hasan’a çevresi ‘diplomatlığı’ yakıştırır.

Haberin Devamı

EKOSE ETEKLİ LEVREK

- 1970’lerin sonuna doğru gazeteler ofset çıkmaya başlarken, bu dönemin en renkli haberi de ‘Ekose etekli levrek’ haberiydi... Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in Yalova’da diplomatlara verdiği yemeğin baş mönüsü bu balıktı. Hasan Cemal bu haberle bir anda ünlendi.

CEMALİSTLER

- Büyük kızı Elif, “Babam yıllar geçtikçe daha da gençleşiyor; tepkilerini eskisi gibi ani olarak vermiyor” diyordu...

- CNN’den Cüneyt Özdemir “Biz Kemalist değil Cemalistiz” diye haykırıyor. Bu da gerçek bir espri...

- Meral Tamer, en duygulu konuşmayı yaparken “Sen olmasaydın, ben gazeteci olmazdım” dedi. İsmet Berkan, ‘genç ve yaşlı Hasan Cemal’i anlattı; galiba yaşlısı daha iyi demeye getirdi.

Haberin Devamı

- Biz de Cumhuriyet’le ilgili anıları anlatırken “Hasan’ın bir hatası vardı; Mustafa Ekmekçi ve Uğur Mumcu’yu idare edemedi” dediğimizde, Okay Gönensin arkadan “Fazla konuşma...” diye bağırıyordu.

- Neşe Düzel, “Medyanın mücevheri” dedi Hasan Cemal için “Medyada kırılma yaşanırken, hiçbir şey yaşanmamış gibi herkesin bir araya gelmesi çok önemli” diye ilginç bir yorum yaptı; Yavuz Baydar da “Kandil’e çıkan tek gazeteci” diyerek Hasan’ın Güneydoğu uzmanlığına dikkat çekti. Ergun Babahan, Hasan’a en fazla takılan gazeteciydi.

- Doğan Grubu dışında, Ali Bayramoğlu’na TV-Net’te (Yeni Şafak) yayınlanan Hasan Cemal belgeselinde asistanlık yapan türbanlı gazeteci Sümeyye Ertekin ile Mustafa Karalioğlu, Akif Beki, Şahin Alpay da gecenin konuklarıydı.

Haberin Devamı

- Sedat Ergin, Deniz Gökçe (Koçero), Refik Durbaş, Yalçın Pekşen’i gözler aradı.

 

Kapatma AİHM’ye gitmeli mi

 

AKP en ağır anayasal suçlamalardan bir ile suçlandı (laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak) sadece para cezasına mahkûm edildi. Herhangi bir yöneticisi siyaset yasağına maruz bırakılmadı, sanki laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma fiillerini AKP’nin kasası veya banka hesapları işledi ve hazine buralardaki paranın bir kısmına el koydu! AKP bu karara karşı, dillerinden düşürmediği AB’nin bu konulardaki en yüksek yargı organı olan AİHM’ye başvuruda bulunmadı. Cumhurbaşkanı’nın eşinin ‘türban mağduriyetini’ ileri sürerek çare olarak gördüğü hukuk yoluna gitmeye gerek görmedi, halbuki Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını AİHS ve Venedik kriterlerine göre tartışmaya açabilirdi; ama bu cesareti gösteremedi.

DTP, Anayasa Mahkemesi’nin kapatma ve siyasi yasaklılık kararını AİHM’yegötürmeli ve parti kapatmaları, siyasi yasaklamalar hakkındaki yargı kararlarının, Türkiye ile ilgili içtihat geliştirilmesi (veya istikrar kazanması) konusunda değerlendirilmesini sağlamalıdır.

Parti kapatmaları ve siyasi yasaklar konusunda emsal teşkil edecek içtihatlar demokrasimizin gerçek anlamda çoğulculaşmasına hizmet eder ve bu konular ağzı olanın konuştuğu konular olmaktan çıkar.

S.Ö.

Yazarın Tüm Yazıları