İkincisi...
IMF baskıları karşısında panikleyip 65 bin memuru emekli etmeyi göze alamadı ve sadece 2 bin 116 kişiyi, emeklilik yaşını 65'ten 61'e çekerek kapı önüne koyacağını açıkladı.
Bu iş bu kadar kolay mı? Okurumuz
Vedat Mert'in görüşlerini dinleyelim:
‘‘Ben yıllarca çeşitli bölgelerde, yüksek tahsilli olmama rağmen çok düşük maaşla çalışmış bir memurum. Son yıllardaki bazı iyileştirmelerle, parasal açıdan biraz toparlandım. 61 yaşımda olmam nedeniyle önümdeki 4 yıla göre planlarımı yaptım. Çok başarılı birer öğrenci olan iki kızımın tahsillerini tamamlamalarına odaklanmıştım ki böyle bir durumla karşılaştım. Yıkıldım, çünkü ben hiçbir zaman
‘işini bilen memur' olmadım.
Bir gün yaşlanıp emekli olacağımın bilincindeyim. Ancak bizim de bir
‘müktesep hak'kımız yok mudur? Bir hatamız olmadığı sürece, bana 65 yaşına kadar çalıştırılacağım sözü verilmiş, sonra aniden tek taraflı olarak bu sözden vazgeçilip böyle bir durum yaratılmıştır. Bu yapılan, devletin
‘baba'lığına yakışır mı? Üstelik asker, adalet mensubu, MİT mensubu gibi grupların, diğerlerinden ayrılması adil bir davranış mıdır? Ülke ekonomisi, 2 bin 116 kişiye yapılmak istenen bu kıyımla mı düzlüğe çıkacak?’’
Ah bu hükümetin aculluğu yok mu; kaç memura kalp krizi geçirtecek bakalım.
Ergezen’e soru
BAYINDIRLIK Bakanı
Zeki Ergezen, Karayolları Genel Müdürlüğü'ne 13.1.2003 tarihinde şu talimatı gönderiyor:
‘‘Yapımı devam eden Karadeniz Sahil Yolu projelerinden Çayeli-Ardeşen-Hopa yolunun Ardeşen geçişinin Bölge Trafik Müdürlüğü ile Işıklı arasındaki 5-6 km yolunun yapımına başlanılmayan kesimlerinde güzergáhın deniz olgusu yapılarak sahilden geçirilmesi yerine güneyden (dağ tarafından) geçirilmesi konusunda gerekli çalışmaların hızlandırılarak yapılmasını önemle rica ederim.’’
Eski
Karayolcular da, eski bir müteahhit olan
Zeki Ergezen'e şunu soruyorlar:
‘‘Bir bakanın güzergáh seçilmesi konusunda yetkisi olmadığını bilmiyor musunuz?
Enerji Bakanı
Hilmi Güler, ‘Enerji yatırımlarında maliyet şişirilmiş' derken, siz de bakanlık yatırımlarında aynı şeyi düşünüyor musunuz?’’
Bilin bakalım; bir müteahhit yol dağdan geçirilince mi, sahil doldurulunca mı çok kazanır?
Yargılayıcılar ne kadar adil
ESKİ Cumhuriyet Savcısı
İsmet Tuncer, Adalet Bakanlığı'na soruyor:
‘‘Eski Yeşilhisar C. Savcısı olarak
Develi Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyorum. Adalet Bakanlığı'nın 5.12.2002 tarihli açıklamasına göre,
Bursa'daki sözde 'ünlü' emlak komisyoncusu
Muharrem Kılıç'ın yakalanamamış olması nedeniyle dava bitirilememektedir.
Bu açıklamaların ihbar kabul edilmesini talep ediyorum:
Muharrem Kılıç, 14.1.2000 tarihli
Yeşilhisar Sulh Ceza Mahkemesi'nin tutuklama kararına rağmen
Bursa Cezaevi'nden nasıl tahliye edilmiştir?
Hakkımdaki davada iddia sahibi Cumhuriyet Savcısı
Murat Gök, Hassa Cezaevi'nde avukatını öldürtmekten hükümlü bir kişi ile ziyafet yemeği yediği için
HSYK tarafından disiplin cezasına çarptırılmamış mıdır?
Bu iddialarla ilgili bir adalet müfettişi görevlendirilecek midir?’’
Bildirici'den Dinçerler'e
BİR gün gelip de
Vehbi Dinçerler'in
'muhafazakár' olmadığını söyleyeceğini düşümde bile görsem inanmazdım.
‘‘Hanedanın Son Prensi’’ adlı kitabımda,
ANAP'ın ilk yıllarında parti içindeki çekişmeyi anlatırken, o dönemde milliyetçi milletvekillerinin
‘Hareketçi', muhafazakárların ise
‘Selametçi' diye adlandırılmalarından hareketle bu tanımlamaları kullandım. Sayın
Dinçerler, o dönemde
ANAP içindeki muhafazakár kesimin önde gelen isimlerinden biriydi.
Şimdi Sayın
Dinçerler'in buna neden itiraz ettiğini anlamakta önce güçlük çektim. Fakat Başbakan
Abdullah Gül'ün parti liderleriyle yaptığı zirveden çıkışta
Dinçerler'in
ANAP'ın yeni Genel Başkanı
Ali Talip Özdemir ile birlikte
‘fotoğraf verdiğini' anımsayınca düğümü çözdüm. Demek ki, yenilenen
ANAP'ın vitrinine yeni bir isim olarak girerken eskilerin anımsanmasını istemiyor! Sayın
Dinçerler'in,
‘‘kitapta kendisinin görüşlerine yer vermediğim’’ yaklaşımı da aynı ölçüde şaşırtıcı. Çünkü
‘‘Hanedanın Son Prensi’’ kimi siyasilerin görüşlerinin anlatıldığı bir kitap değil.
Mesut Yılmaz biyografisi üzerinden
ANAP'ın tarihini irdeleyen bir çalışma. Kimileri adına pembe bir tablo ortaya çıkmamış olmasından sanırım ben sorumlu değilim.
Böyle bir kitapta olayların içinde olan siyasilerin görüşlerine değil ama bilgilerine başvurmam elbette gerekirdi. Ben de öyle yaptım, 200'e yakın insanla konuştum.
Bu arada Sayın
Dinçerler ile de bir kez görüştüm. O kadarının yeterli olduğu kanaatine vardığım için de yeniden arama gereği görmedim. Bu bir suçlama vesilesi olamaz.
Faruk BİLDİRİCİ Dik duran bir kadın
UĞUR Mumcu konusunda 10 yıldır hálá içim yanıyor; ölünceye kadar da devam edecektir. Bu yazıyı yazarken de ağlıyorum.
Ben bütün yazılarını ve dolayısıyla kitaplarını okudum. Bu değerli vatan evladına nasıl kıydılar hálá inanamıyorum.
Mumcu'nun verdiği savaşı bizden önce o malum ülkenin ajanları iyi gördü ve onu ortadan kaldırdı.
Bu arada eşi
Güldal Mumcu büyük ve saygın bir hanımefendi. Ve ne teleovellik oldu, ne de medyatik... Önüne kırmızı halılar seren de olmuştur ama kimseye yem olmadı; hiçbirine pabuç bırakmadı. Gerçek bir Türk kadını oldu; onu kutlamak istiyorum.
Türkiye’nin adayı Şener
ULUSLARARASI Saydamlık Örgütü'nün (Transparency International)
'Dürüstlük Ödülleri' için, örgütün
Türkiye'deki kolu olan
Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği (TSHD)',
Türkiye adaylığına gazeteci-yazar
Nedim Şener'i uygun buldu.
TSHD Yönetim Kurulu'nun seçkin adaylar arasında yaptığı elemeyi kazanan
Şener, Kore'nin başkenti
Seul'de 25.5.2003'de
Türkiye'yi temsil edecek.
TSHD Yönetim Kurulu Başkanı
Erçiş Kurtuluş, ‘‘Türkiye adayımızın bir basın mensubu olması, Türk gazetecilerinin ülkemizdeki yolsuzlukların üstüne gidilmesi sürecinde en etkin kişiler olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermektedir’’ dedi.
Milliyet'in ekonomi servisinde çalışan
Şener'in,
'Dünyada ve Türkiye'de Altın', 'Tepeden Tırnağa Yolsuzluk' ve
'Naylon Holding' adlı kitapları bulunuyor.
Barış zamanı
İSTANBUL bu hafta sonu büyük bir barış hareketine tanık oluyor.
20 meslek grubundan 100'er kişinin oluşturduğu
'Yüzler Meclisi'nin organize ettiği
'Savaşa Karşı Barış Girişimi'nin
Barış Bildirgesi bugün 11.00'de Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda okunacak. Yarın; Beyazıt Meydanı'nda
'Savaş İstemiyoruz' buluşması;
Boğaziçi Üniversitesi'nde uluslararası heyetin
Barış Forumu, akşam ise
Babylon'da
Barış Gecesi var.
Cafer USTA-Heidenheim-ALMANYA Biliyor musunuz?
ERDEMLİ (Mersin) Kaymakamı'nın, eski MHP milletvekili
Yalçın Kaya tarafından
Erdemli Tapu Müdür Vekilliği'ne getirilen lise mezunu
Hasan Çat'ın birçok keyfi uygulamalarına göz yumduğunu...
CHP Beşiktaş Belediye Başkanlığına aday adaylığı için başvuracakların sayısının şimdiden 18 kişiyi bulduğunu...
Biliyor musunuz?