Paylaş
Pasaport, Avukatlık, Noterlik, Yükseköğretim, Hâkimler ve Savcılar, Terörle Mücadele, Türk Ceza, Ceza Muhakemesi, Çocuk Koruma kanunlarının da bulunduğu 15 kanunda değişiklik yapan ‘Yargı Reformu Stratejisi’ başlıklı 1. pakette, mevcut düzenlemeler ile yapılması planlanan yenilikler yer alıyor.
Avukat A. Erdem Akyüz, “Şu anda göze çarpan en önemli noksanlardan birinin öğrenimin her kademesinin, özellikle ‘hukuk eğitimi’nin nitelikli olması için kural ve koşulların getirilmemiş olmasıdır” diyor. Ve eleştirilerini şöyle sürdürüyor:
‘HAKSIZLIK OLUR’
- Eğitim sistemi değişmeden hukuk fakültelerinin 5 yıla çıkması doğru olmaz.
- Yeni ihdas edilen ‘hâkim yardımcılığı’nın hiçbir geçerli nedeni yoktur.
- Hukuk mezunlarından hâkim, savcı, avukat sınavını geçemeyen kişilerin adliyede katip, yazıişleri görevlisi, icra memuru veya polis olarak istihdam edileceğinin söylenmesi bu okul mezunlarına yapılan ağır bir haksızlıktır.
- Hâkim ve savcıların, görevleri nedeniyle yaptıkları işlerden ve verdikleri kararlardan ötürü hiçbir sorumluluğu yoktur. Hâkim ve savcılar verdiği yanlış, hatalı, gecikmeli kararlardan ötürü sorumlu tutulmalıdır.
- Komisyon görüşmelerinde ve kanun Meclis’te görüşülürken gece yarısı verilen bir takım önergelerle daha fazla ve yararlı olmayan değişiklikler yapılacaktır.
- Öncelikle ifade etmek gerekir ki yasalar ve yargıda gerçek reform Cumhuriyet’in ilanı ile yapılmıştır. Bu önemli temel reformlar, daha sonra yapılan ‘reform düzenlemeleri(!)’ ile altüst edilmiş ve zedelenmiştir. Şu anda yapılmakta olan da bunun bir devamıdır.
GENE KARAVANA
Avukat Celal Ülgen’in görüşleri de şöyle: “Yargı reform paketi kapsamında birçok kanunda ve birçok maddede değişiklik önerisi var ama dikkatlice izledim ve içinde ‘İşte bu’ diyebileceğim bir değişiklik var mı diye baktım. Bulamadım. Gene karavana, gene dağ fare doğurdu. En önemli değişiklik olarak yer alan ‘Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz’ değişikliği salt kâğıt üzerinde kalır. Haber verme ve eleştiri sınırları nedir, nerede başlar, nerede biter? Bunu yargıca kim anlatacak?”
TARIMDA TEHLİKE BÜYÜYOR
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın Bolu’daki danışma kurulu toplantısında gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen anlayışın bir an önce benimsenmesi istenirken, “Son 16 yılda üreticinin ekmekten vazgeçtiği tarım arazisi miktarı Belçika’nın toplam yüzölçümünün de üzerinde, 3.4 milyon hektara ulaşmıştır” denildi. 30 ülkeden buğday, arpa, saman, pamuk, mısır, pirinç, kurufasulye, tohum, mercimek, kurbanlık koyun, büyükbaş hayvan, lop et ithal edilmesine dikkat çekildi. Çiftçinin kullanılan 110 milyar TL’ye ulaşan kredi miktarının yarısının icra takibine düştüğü açıklandı. ‘Tohum takas’ şenlikleri kapsamında yerel tohumlarımızın saflığını bozacak takasların önlenmesi konusunda gerekli adımlar atılmalıdır. ‘Milli Tarım’, ‘Tarımda Milli Birlik’ projeleri ülkemizi ithalata mahkûm kılmıştır. Sonuçta çözüm olarak Semerat Holding projesi bir daha gündeme gelmemek üzere ortadan kaldırılmalıdır. Bazı illerdeki hobi bahçeleri ülkemiz tarımına zarar vermektedir.
- Tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak kaynağın milli gelirin %1’inden az olamayacağı belirtilmesine karşın, bu miktar ne yazık ki sürekli %0,4 ve %0,6 aralığında kalmaktadır.
- Desteklerde aradığını bulamayan çiftçimiz banka kredilerine yönelmektedir. Kullanılan kredi miktarı 110 milyar TL`ye ulaşmış olup icra takibine düşen kredi miktarı ise geçen yılın aynı dönemine göre %50 artış göstermiştir.
- Üretimin gerilediği, tarım arazilerinin amaç dışı kullanıldığı, ekilen arazilerin küçüldüğü bir ortamda tarım eğitimi almış meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün artmakta ve işsizlik çığ gibi büyümektedir.
Oda olarak deniyor ki; üretimdeki sorunlara çözüm getirilmeli, üretim maliyetleri düşürülmeli, çiftçimizin kazandığı, tüketicinin makul fiyatlarla ürüne ulaşabildiği bir sistem kurgulanmalıdır.
-İklim değişikliklerinin etkisi nedeniyle doğal varlıklarımız Cerattepe, Allianoi, Hasankeyf, Eskişehir Alpu ovası, Karadeniz dağları ve dereleri, Munzur Dağları, İznik ormanları, Salda Gölü, Istrancalar, Kaz Dağları yıkım derecesinde tahribata yol açmaktadır. Doğal varlıklarımız gelecek nesillerimize miras olarak bırakacağımız yaşam kaynaklarıdır. Yapılacak yatırımlarda mutlaka meslek odalarının ve yöre halklarının görüşü alınmalıdır.
CHP’DE ‘İNCE’ NAĞMELER
CHP İstanbul İl Başkanlığı 39 ilçe başkanına mektup göndermiş, başkanların referansla iş başvurularının doğrudan il başkanlığına gönderilmesi istenmişti. Bir soru üzerine Ekrem İmamoğlu,“Bu yazışmayı gördüm. Açıkçası bir cümlesi doğru, ondan sonrası yanlış. Böyle bir metodun benim nazarımda bir itibarı yok. Doğru da değil. Umuyorum il başkanlığımız bir görüşme ve değerlendirme yapacaktır. Herkes referans yazabilir. Herhangi bir insan da yazabilir. Bunda bir sorun yok. Yanlış bir yazışmadır. Yazan arkadaşımızın bir hatası olsa gerek” dedi. İl başkanı karar alıyor, il sekreter vekili de daktilo ediyor.
Neticede İmamoğlu bunu söyleyebilir ama basın önünde CHP’nin kurumsal kimliği eleştirilemez, yok sayılamaz. Bunu bazı üyeler dile getiriyor partide. Kılıçdaroğlu’nun en kızdığı şey de bu. Canan Kaftancıoğlu, Seyit Torun ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun, özellikle de her konuda görüş bildiren Erdoğan Toprak’ın niye sessiz kaldıkları anlaşılmıyor. CHP bu dönemde şeffaf olmalı.
Perde arkasında yaşananlar hoş değil.
BİLİYOR MUSUNUZ
- EMNİYET Genel Müdür Yardımcılığı’na atanan Kayseri Emniyet Müdürü İbrahim Kulular’ın veda yemeğinde, “FETÖ örgütü yurtdışında 132 ülkede hâlâ faal, hâlâ ticaret yapıyor, hâlâ okulları açık, hâlâ toplantılar yapıp ve en kötüsü de Türkiye aleyhinde kulis yapmaktadır. Bu sebeple böyle bir örgütün bitmesi an meselesi olamaz. Yeniden yapılanmaları var. Mücadelemizin sonuna kadar süreceğinden hiçbir şüpheniz olmasın” dediğini...
- ESKİ CHP’li parlamenterlerden oluşan ‘İmece’ grubunun sözcüsü Doğan Öztunç’un yayınladığı mesajla İsmet İnönü’nün doğumunun 135’inci yılını dün kutladıklarını açıkladığını...
MESAJ PANOSU
- GAZİ Üniversitesi Rektörü İbrahim Uslan, üniversite içindeki FETÖ bağlantılı kişiler hakkındaki şikâyetleri soruşturacağı ve Cumhuriyet savcılığına bildireceği yerde neden şikâyetçi kişiler hakkında idari soruşturma açtırmayı tercih ediyor? Tahir ÇALGÜNER
Paylaş