Paylaş
İstanbul'a bu kadar polis sürülmesi doğru mudur?
Bu TSK'ya karşı bir gösteri olarak yorumlanabilir mi?
(Türkiye'de 780 bine yakın asker '200 bini subay ve astsubay ile sivil çalışanlar' ile yaklaşık 225 bin polis var; polislerin 35 bini İstanbul'da. İstanbul'daki jandarma sayısı ise 5 bin...)
1 Mayıs 1977 (36 kişinin vurulduğu) mitingindeki kalabalığa karşı o zaman alınan güvenlik önlemleri ile dün Taksim'e çıkmak isteyen küçük bir gruba karşı alınan polis önlemleri arasında bir oransızlık yok mu?
1980'den önce işçiler daha sınıfsal, daha örgütlü, DİSK ve Türk-İş daha güçlü idi. Bugün ise sadece Taksim'de ölenlerin 30. yılı anısına karşı yapılan bir duyarlılıktan söz edilebilir.
'1 Mayıs Kutlayıcısına' bu önyargı, hoşgörüsüzlük ve katılık niye?
Diyarbakır'da ve öteki kentlerde Hizbullah'ın yaptığı örgütsel faaliyetlere karşı aynı duyarlılık ve sertlik gösteriliyor mu? AKP döneminde 'zınk' diye kesilen türban eylemcilerine karşı da...
Peki o zaman, laik Cumhuriyet'e, çağdaş demokrasiye ve emeğe saygılı bir işçi örgütüne bu hınç niye?
Söyler misiniz; İran'da bile kutlanan 1 Mayıs'a karşı bu düşmanlık değil midir?
'Çağlayan'ın profili
SONAR-K araştırma şirketinin sahibi Koray Yücel, Çağlayan Mitingi'nde bir araştırma yapmış.
Miting alanına girişlerinde 99 kadın ve 101 erkeğe olmak üzere 200 kişiye iki soru sormuş.
"2002'de hangi partiye oy verdiniz, önümüzdeki genel seçimlerde kime oy verirsiniz?"
İşte sonuçlar:
2002'de kime oy verdiniz | 2007'de kime vereceksiniz | |
AKP | 4.3 | - |
CHP | 39.3 | 68.8 |
DSP | 19.3 | 5.3 |
MHP | 5.5 | 6.8 |
DYP | 2.3 | 3.3 |
ANAP | 2.8 | 2.8 |
GP | 3.3 | 1.8 |
DPT | 0.5 | - |
Söylemeyenler | 18.8 | 4.8 |
Kararsızlar | - | 6.8 |
Biliyor musunuz
- TÜPRAŞ'ın kamuya ait %14.76 hissesinin, ÖİB tarafından yasalara aykırı olarak, (Ofer'e) 28.2.2005'te satışına onay verilmesi ve 4.3.2005'te İMKB'ye satışı nedeniyle ÖİB Başkanı Metin Kilci'nin, yardımcısı Osman Demirci ve Sermaye Piyasaları Daire Başkanı Mehmet Şükrü Doğan'ın 'görevi kötüye kullanmak'tan dolayı yargılanmaları için Cumhuriyet Başsavcılığı'nca dava açıldığını...
- LİBERAL Demokrat Parti'nin, Hazine yardımının sadece %7 ve üzeri oy alan partilere verilmesinin, anayasanın eşitlik ilkesinin ihlali olduğu iddiasıyla Ankara 5.İdare Mahkemesi'nde yardımın seçime katılmış tüm partilere aldıkları oy oranında uygulanması talebi ile bir dava açtığını..
- SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın uygun görülürse 'solda birlik için hakem' olarak, İstanbul Çağlayan mitingini gerçekleştiren Prof. Türkan Saylan, Prof. Necla Arat ve arkadaşladığını önerdiğini...
Siyaset
Kurtuluş
AKP sonunda, Genelkurmay'ın 'muhtırası'nın açıkladıktan dört gün sonra 'sandık' dedi.
Açıklama, Genelkuray'ın açıklaması ile aynı saatlerine denk geldi. Özal, Demirel, Sezer ve Mumcu'nun dedikleri gibi halkın seçmesi seçeneğini ortaya koydu. Barajın indirilmesi ve Seçim ve Partiler Yasası değişikliğini ise dikkate almadı. Sandık herşeyi çözebilir mi?
Ağar
SAYIN Ağar son demeçleri ile bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Konu 367 filan değil. Kendi ülkesi aleyhine gizli anlaşmalar yapan ve Cumhuriyet'i yıkmaya yeminli bir zihniyeti meşru görmek demek kendini onlarla aynı kefede görmektir. AKP'nin kendi gündemindeki hedeflere varmak için 'demokrasi'yi kullanmıyor mu? Ağar partisinin, Erdoğan'dan farkını ortaya koyması gerekiyor.
Yahya DUMAN
Kriz
ŞİMDİKİ krize neden olanlar bu ülkeyi çok mu sevmiş oldular. Krize kimin neden olduğunu bu halk çok iyi biliyor ve zamanı geldiğinde bunun takdirini yapacaktır. Ülkesini çok sevdiğini iddia edenler, sağduyulu hareket ederek bu sevgilerini ispatlamak zorundadırlar. Demokrasi ve hukuk çözüm yolu.... Diğer yolları dayatan, ima eden, dolaylı dillendirenler ülkeye yazık edenlerdir.
Yavuz KORKMAZ
Baykal
SAYIN Baykal sizden ricam, büyük parti olma gururunu bir yana bırakmanız ve öncelikle Türkiye yararını gözeterek gereken ne ise hemen devreye girmenizdir. Bölünmüşlük konusunda kim ısrar ederse AKP yine iktidara gelecektir. Bu görev CHP'ye düşmektedir. Rahmetli Ecevit, 45 yıllık geçmişini bir hatayla yok etti. Aynı hatadan kaçının. Sizden derhal yapıcı eyleme başlamanızı bekliyorum.
M. Soner ULUTAN
İttifak zor
1991 seçimlerinde Erbakan-Türkeş ve Edibali gibi bir ittifak yapılamaz. Başkaları da yaptı, acı sonuçlar verdi. Zaten yasa bu tür bir birleşmeye olanak vermiyor. Yasaların izin verdiği bir 'güçbirliği' yapılabilir. Zaten Baykal da bunu anlatmak istiyor. Geçmişte böyle hata sonucu Ankara Belediyesi, Melih Gökçek'e teslim edildi. 'Benmerkezci bir politika' herkese zarar verir.
B.Ü.
1 Mayıs'ta ben de yürüdüm!
Saat 6.50 uykuya doyamamış gözlerimi açtım.
Saat 7.30 işe bir an önce varabilmek için evden çıktım.
Saat 7.50 4. Levent'e ulaştığımda metronun sadece Şişli'ye kadar çalıştığını
bildiğim için Kabataş otobüsüne bindim.
Saat 8.50 yoğun trafik ve 'güvenlik' önlemleri neticesinde vardığım Beşiktaş'ta polis, otobüsü yolundan çevirip ben dahil tüm yolcuları indirdi.
Ancak yürüyerek Kabataş'a varabileceğimizi anlamamızı takiben yollara döküldük.
Beşiktaş köşesindeki, hani şu meşhur olan Hakan Pastanesi'nin önüne geldiğimizde çıkan arbedede korkuyla sandalyelere oturduk. Çünkü biz 'yürüyüş' yapanlardan değildik, biz sadece 'yürüyorduk', gaye farklıydı.
Aniden atılan biber gazı genzimizi yakıp gözlerimizi yaşartmaya başladığında üzerimize doğru koşan yürüyüşçülerle polis ve coplarının arasında kalmıştık. Pastanenin içine kaçtık, genç komiser tok sesiyle gözlerimizi ovuşturursak daha çok yanacağını, gözyaşlarımıza teslim olmamızı haykırdı.
Öksürükler... Burun çekmeler... Gözyaşları... İstanbullunun yaşadıkları..
Ortalık sakinleşti düşüncesiyle çıktığımız yolda, türbanlı, mini etekli batı traşlı ya da imam sakallı, herkes bir yerlere gitmeye çalışıyor; lakin 'güvenlik' önlemleri yüzünden her türlü cefayı çekiyordu.
'Yürüyüş' yeniden başladı, "Yaşasın 1 Mayıs" sloganlarıysa sol yumrukluların ağzındaydı yeniden.
Bizim yürüyüşümüz de Bankalar Caddesi'ne doğruydu, bu sefer nereye sığınabiliriz endişesiyle. Arbede... Koşuşturmaca... Polis...
Güvenlik önlemleri... Biber gazı ve coplar... Öğrenmiştik, gözümüzü ovuşturmuyorduk, gözyaşlarıyla kendiliğinden temizlenecekti; su da boğaza iyi geliyordu. Ah boğazım üzerinden geçen köprüleri tek şeritli boğazım...
Tek dişi kalmış canavara mı teslim olacaktı İstanbullu? Yılmadık, 'yürüyüş'ümüze devam ettik. Dolmabahçe'ye geldiğimizde her yer polis kaynıyordu. Bir protestocuya minimum 10 polis düşüyordu. Protestocu yere düşerse coplarıyla başına üşüşüp bir yandan tekme, bir yandan da tokattan destek alıyorlardı. Dayanamadım sığındığım hanın camını açıp gözlerimi ve genzimi yakan biber gazına rağmen yuhalamalara katıldım.
Saat 11.05'te işyerime geldiğimde ise kapıda 1-2 güvenlik görevlisi ve İK personeli... "Hoşgeldin" dediler..
Hoşbuldum..
Bu arada TDK tanımına göre 'işçi':
1- Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak
ücretle çalışan kimse:
2- Hayvan Bilimi: Toplu olarak yaşayan böceklerde üreme yeteneği olmayan, topluluğun işlerini gören dişi veya erkek.
Ben işçiyim (1).... Siz hangisisiniz?
Bayramınız kutlu olsun!
Ümit Ceren SABUNCUOĞLU
Edison solun bu halini görseydi
EVET, haklısınız Edison bile solun bu halini görseydi, bin pişman olurdu. Hatta, belki insan olduğundan bile pişmanlık duyardı. Yıllardır kendi istediklerini Cumhurbaşkanı olarak görmek isteyen zihniyet, kendi düşüncelerinden farklı düşüncelere sahip (ya da şöyle diyelim, sadece Müslümanım demeyip dininin gereklerini de yerine getiren biri) birinin Cumhurbaşkanı olmasını içine sindiremiyor. Bu uğurda darbeyi, milletin çatışmasını, vatanın bölünmesini dahi umursamayan "Çankaya bizimdir bizim kalacak" naralarıyla futbol holiganlarını andıranlar ne kadar demokratlar, insanın akıl havsaları almıyor doğrusu... Belki boynunda haç şeklinde kolye taşıyan biri olsa el üstünde tutulup İstanbul'dan Çankaya'ya kadar kucaklarda taşınırdı. Kimin vatansever, kimin vatan haini olduğunu ve tek düşüncesi zamkla yapıştıkları koltuklarını kaybetmeme korkusu olduğunu, halk çok iyi biliyor. Artık gerçek demokrasinin özlemini çekiyoruz. Yıllarca uyutulduk ama artık herkes gerçekleri biliyor.
Bence Hürriyet Gazetesi yazarları Cumhuriyeti savunmak yerine 'Helin Avşar'ın yeni sevgilisi, nasıl striptiz yapılır, en güzel bacak kimin' haberlerine köşelerinde yorum yazsınlar. Aklı selim bunu gerektirir!
M.R.CAN
Paylaş