SAĞLIK Bakanlığı’nın, Maliye Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü çalışmalar sonucunda, bedeli devlet tarafından ödenen ilaçlara yeni kurallar getirildi.
Bir reçetede 4 kalemden fazla ilaç olmayacak, 7 günden daha uzun süre ilaç kullanmak için reçete yazılamayacak.İlaçların önemli bir kısmını pratisyen hekimler yazamayacak, uzmanların yazacağı reçetelerde birçok ilacı sadece belirli uzmanlık alanındakiler yazacak, hatta çok sayıda ilaç için de sağlık kurulu raporu gerekecek.
IMF’NİN TALİMATI
Sağlık Bakanımız sık sık doktor sayısının çok az olduğundan bahsediyor, birçok ilimizde uzmanlık kadroları boş...O ilde ilgili alanda uzman yoksa reçete yazdırmak için başka illere gitmek gerekebiliyor.Herhalde düşünüyorlar ki, hastaların bir kısmı il il, hastane hastane gezip ilgili dalda uzman olup olmadığını araştırır, bulduğu zaman kuyruklarda, sağlık kurullarının peşinde koşarlarken ömürleri vefa etmeyecek; bir kısmı da bezip, borç harç ilaçlarını almaya çalışacak, böylece devletin yükü azalacak.
Bu uygulamaların arkasındaki niyet ve kuvvetin ne olduğu bir süre önce medyaya yansımıştı.
IMF yetkilileri, devletin sağlık harcamalarının azaltılmasını istemişlerdi.
Aslına bakarsanız ilacı kısmak, toplam sağlık giderlerini azaltmaz, tam tersine, zamanında önlenemediği ya da tedavi edilemediği için hastalıklar büyür, daha masraflı işlemler örneğin ameliyatlar gerektirebilir.
Bu hizmeti sürdüren doktorlar da, bu kısıtlamaların hastaların tedavisini aksatacakları görüşünde...Sanal bir hekimler kulübü olan doktoruz.com sitesinde yapılan ankette, katılanların yüzde 90’dan fazlası bu kısıtlamalara karşı.
SEVK MEMURLARI MI
Bir yandan aile hekimliği sistemini getirerek hastaların ’Birinci Basamakta’ tedavi edilmesini planlıyorsunuz, öte yandan da birinci basamakta hizmet verecek pratisyen hekimlerin elindeki tedavi olanaklarını kısıtlıyorsunuz.Bu adamlar sadece ’sevkle’ görevli trafik memurları mı olacaklar?
Diğer yandan hastanelerde yığılmaları önlemek istiyorsunuz; ama neredeyse Batı ülkelerinde marketlerde reçetesiz satılanların dışındaki tüm ilaçlar için, hastaların uzmanların kapılarına yığılmalarını sağlıyorsunuz.Üstelik bir de ’Sağlık Kurulu’ gibi ucube uygulamayla diğer uzmanlık dalındaki uzmanların yazdığı reçeteleri onaylamalarını istiyorsunuz.Bir örnek verirsek, bir kadın-doğum uzmanı, hastasına bir reçete yazıyor, siz bu uzmanınıza güvenmiyor ve göz, nöroloji, ortopedi, cerrahi vs.gibi bu konuda eğitimi olmayan diğer dallardaki uzmanlara onu denetletiyorsunuz.Bir mizah yazarı bu işe bir el atsa ’bestseller’ bir kitap çıkması işten bile değil.
Yani hekimlere diyorlar ki, siz hastaların tedavisiyle fazla ilgilenmeyin, az ilaca bol bol imza atın, hastalar size her hafta gelsin, bir imza daha atın, ’performans’ artar, döner sermayeden de daha fazla para alırsınız.
Bu arada hastalar ne mi olacak?
Hay Allah, şu hastalar olmasa, Sağlık Bakanlığı yapmak ne güzel olacak...
Dr. Gündüz TEZMEN
GÜNÜN SÖZÜ
"Bir avuç sabır, bir kova beyinden üstündür."
(Hollanda atasözü)
Yıldırım’dan açıklama
ULAŞTIRMA Bakanlığı’ndan dünkü "Sivil havacılık, denizci ve TSE’ci iki bürokrata teslim" yazımıza bir açıklama geldi. Açıklamada, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde (SHGM) kadroculuk yapıldığı iddialarının doğru olmadığı belirtilerek, "Hükümetin göreve geldiğinden beri geçen üç yıllık dönemde bu kuruma siyasi gerekçelerle atanmış personel bulunmadığı, tüm çalışmaların kurum içinde yükseltmeler şeklinde yapıldığı" ifade ediliyor. Açıklamaya göre, Bakan Binali Yıldırım’ın göreve gelmesinden sonra teşkilata sadece, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bir pilot daire başkanı olarak atandı; ancak görevden alınan personelin mahkeme kararıyla göreve iade edilmesi üzerine bu atama geri çekildi.
Yazıda adı geçen Dr. Ali Arıduru’nun, makine mühendisi, yüksek lisans ve doktorasını da aynı konuda tamamlamış teknik bir personel olduğu, iki yıldan beri Bakan Yıldırım’ın sivil havacılıkla ilgili verdiği görevleri takip ettiği, SHGM’de Genel Müdür Yardımcısı olarak ’görevlendirme’ yoluyla istihdam edildiği, kanun gereği çıkarılması zorunlu olan yönetmeliğin hazırlanmasında çalışmalar yaptığı... Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Barış Tozar’ın, denizci kökenli olup denizcilik alanında uzak yol kaptanı, teknik bir personel olduğu, Avrupa-Asya ulaşım koridorları Treseca’nın Türkiye Genel Sekreterliği görevini de yürüttüğü. Genel Müdür Topa Bilgetin Toker’in daha önceki dönemden kalan bir bürokrat olması sebebiyle görevden alındığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığı, hakkında DHMİ Genel Müdür Vekilliği dönemde bir işlemden ötürü Ağır Ceza’da yargılanmasının sürdüğü... Göreve dönmek için açtığı davayı kazanmasından sonra bakan tarafından görevine iade edildiği ve kendi isteğiyle bu görevinden affını istediği belirtilen açıklama şöyle bitiyor:
"Sonuç olarak, hakkında hüküm verilene kadar insanların masum olduğu hukuk kuralı vardır. Ayrıca bakanlığın kimin hakkında dava açıldığı ve devam ettiği gibi bir görevi de bulunmamaktadır. Bu kapsamda yapılan yeni tasarrufun kurum içinde bir kan değişimi olarak algılanmasını ümit ederiz."
BİLİYOR MUSUNUZ
SAĞLIK Bakanı tarafından, Anayasa Mahkemesi’nin yasayı iptal etmesinden sonra hemen bir gece şef ve şef yardımcısı yapılan 141 ismi kamuoyuna açıklayan CHPDenizli Milletvekili Mehmet Neşşar’ın, bu atamalarla ülkenin sağlık sisteminin geleceği bakımından büyük ve telafisi güç bir yara almış olacağını söylediğini... BU yılki ’SODEV İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü’nün, yarın 18.00’de Taxim Hill Otel’de yapılacak SODEV Yılsonu Kokteyli’nde, Prof. Türkan Saylan’a verileceğini...