Paylaş
Bilindiği üzere belediyeler sinekle mücadele adı altında onlarca kamyonetin arkasında böcek ilaçlama makinesi ile gündüz saatlerinde gelişigüzel şekilde tüm sokağı, mahalleyi saracak şekilde insanların üzerlerine kimyasal ilaçlama yapılıyor. Adeta sinekleri değil insanları zehirlemek de yaşlı çocuk hasta demeden yetkisiz kişiler tarafından ilaçlanıyor.
Acaba dünyanın hiçbir yerinde kendi halkının üzerine kamyonlarla ilaç sıkan başka ülke var mıdır? Bunların insan sağlığına ve çevreye etkileri nelerdir, gerçekten ilaçlamaya ihtiyaç var mıdır, varsa bunun yöntemi ne olmalıdır?
Bu konudaki bilimsel çalışmalar ve yöntemleri nelerdir, incelenmeden insan sağlığına etkilerini araştırmadan sırf rant amaçlı gelişigüzel yapılan bu uygulamaya İçişleri Bakanlığı ve Valiliğin el koymasını ve bu yetkinin belediyelerden alınması ve bilimsel kurullar tarafından incelenip yöntem ve metot belirlenerek sadece ihtiyaç halinde uygulanması halk sağlığı açısından son derece önemlidir.
Dr. Asım DEMİR
Biliyor musunuz
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök’ün Başbakan’a: “Daha önce sözü verilen TCDD’nın günde 300 bin yolcu taşıma kapasiteli 32 adet banliyö tren seti alınmış mıdır? Ne zaman hizmete girecektir? Sincan-Kayaş hattında Metro standartlı trenler neden hizmet vermemektedir? Kayaş-Sincan hattının Marmaray Projesine benzeyeceğini iddia eden TCDD yöneticilerİ halâ bu iddialarının arkasında duruyorlar mı?” diye sorduğunu...
Gıda mühendisleri de işsizler ordusunda
Bizler 4 yıllık mühendislik fakültelerinde geleceğin mühendisi olarak tabir edilen gıda mühendisleriyiz. Bölüm Avrupa Birliği kriterleri geldiğinden itibaren popülaritesi yükselen bir eğim göstermiş ve göstermektedir. Ama halen ülkemizde tam olarak anlaşılamamaktayız. 500 bini aşkın gıda ile ilgili üretimde bulunan işletme var. Bu işletmeler geçmişte daha çok merdiven altı tabir edilen yerlerde üretimlerini gerçekleştirmekteydi. Şimdi üretimlerini kendi işletmelerinde yapabilmektedirler. Devletin koyduğu belirli bir üretim kapasitesine kadar gıda mühendisi bulundurma zorunluluğu yoktur. Yani işletme sahibi merdiven altı olmasa da yaptığı ürünü nasıl yaptığını içine neler koyduğunu hangi şartlar altında bu işlemleri gerçekleştirdiği bilinmemektedir. Bu gibi firmalarda gıda mühendisi zorunluluğu olmadığı için işletmeci rahat davranmaktadır. Devletimizde bu işletmelere yılda belki bir defa çoğu zaman 2 yılda bir defa denetim oluşturabilmektedir. Bu denetim işini devletimiz kontrolünde 5 bine yakın denetçi gerçekleştirmektedir. Bu 5 bin denetçinin yaklaşık %20 si gıda mühendisidir. Geriye kalan kısmı ise 2 haftalık eğitimlerden geçerek bu işi yapmaya zorlanan ziraat mühendisi ve veteriner arkadaşlarımızdır. Keza onlarda bu işi yapmak istememektedirler. Çünkü gıda mühendisleri gibi teorik olarak üretimler hakkında hiçbir bilgi bilmemektedirler.
Birçok arkadaşımız okulu bitirdiğinden beri gıda mühendisi olarak iş bulamıyor. Yeni mezun arkadaşlarımızı da düşünürsek 3-4 yıl içinde bir çıkmaza sürüklenmekteyiz.
Mustafa Yasin DEMİR
Paylaş