10 maddelik tüzük değişikliğinden
'blok liste'yi içeren 6. maddenin oylaması sırasında gerilimli anlar yaşandı. Başından beri işaret oyunu kullandıran Divan Başkanı
A. Emre İleri, 6. maddenin ret olabileceği kuşkusuna kapılınca, ismini okuyacağı her delegenin kartını gösterip ‘evet’ veya ‘hayır’ demesini istedi. Genel Merkez yanlıların gözleri hemen delegelerin üzerine çevrildi. Kapalı kapılar ardında
'ret oyu' vereceklerini söyleyenlerin çoğu açık oylama karşısında
'evet' demek zorunda kaldılar. Bunlardan birinin de İstanbul Milletvekili
Sırrı Özbek olduğu ortaya çıktı. Bir milletvekili ise
‘‘Hayır demeye yüreği yetmedi, korktu’’ diyordu yanındakilere...
Blok liste direnişini örgütlediğine inanılan izleyiciler,
‘‘Tek önder Atatürk, başka önder yok’’ diye slogan atarak gönderme yaptılar.
Tüzük engellemeleri nedeniyle genel başkanlık için gerekli imza sayısının %5'ten %20'ye çıkartılması karşısında
Erol Tuncer, delegeleri zor durumda bırakmamak için adaylıktan vazeçtiğini açıkladı.
Parti disiplinini her zaman öne çıkartmış olan
Tuncer'in mütevazılığını
'Tüzükçüler' bile alkışlamak zorunda kaldılar.
Bu, kurultay için anlamlı siyasi bir öğreti niteliğindeydi.
ÖYMEN NASIL ZORLANMIŞ
Sonuç... Bundan sonra genel başkanlığa aday olmak isteyenler, 1300 delegeden 263'ini yanına çekmek zorundalar. Ancak imza veren delege, başka aday için öneride bulunamayacak... Ve sonunda da bu delegeler Kongre Divanı'nın önünden teker teker geçip imza verecek.
Yeni uygulama ile geçmişin kıyasını yaparken ‘‘1999 seçimlerinden sonra genel başkanlığa aday olurken 51 delegenin imzasını bulmak için zorlandığını’’ ifade eden
Altan Öymen, bu durumda artık genel başkanın karşısına aday olarak çıkmanın zorluğuna dikkat çekti.
Meclis'e girebilmek için partilerin %10 barajını aşmaları gerekirken;
CHP'ye genel başkan adayı olabilmek için %20 koşulunu getirmenin mantığını bulabilir misiniz?
Brezilya'daki
Sosyalist Enternasyonel'de Batılı sosyal demokrat parti liderleri ‘‘Siz diktatör veya padişah mı olmak istiyorsunuz?’’ diye sorsalar Sayın
Baykal ne yanıt verebilir acaba?
CHP kimin partisi
CHP'nin 80 yıllık tarihinin belgesi de ekranlara yansıtıldı.
Çok kişi şaşırdı; CHP'nin
Atatürk'ten başka tek sahibi varmış.
Sinevizyon'da
İsmet İnönü biraz 2. Dünya Savaşı sırasında var.
'Ortanın Solu' unutulmuş!
Ecevit tümden es geçilmiş... Daha sonra
CHP ile birleşen sosyal demokrat partilerin öteki liderleri;
Cezmi Kartay, Necdet Calp, Aydın Güven Gürkan, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin ve en önemlisi de
Erdal İnönü de belgeselde anlatılmıyor.
Altan Öymen'i sorarsanız, onun
Baykal'la devir teslimde fark edilemeyecek bir görüntüsü yer alıyor.
Meğerse
CHP, sadece
Atatürk ve
Baykal'ın partisiymiş.
Organizasyonda düzensizlikten Sav sorumlu
KURULTAY organizasyonundaki aksamalar, özellikle basına yer ayrılmaması
Baykal'ı da üzmüş... Hemfikir olunan bir konu da tribünlerdeki eski heyecanın olmaması... Bütün parti kurultaylarında, Ankara il örgütlerine her zaman çok büyük bir görev düşer. O tribünleri doldurmak ve salona coşku vermek çoğunlukla Ankara il örgütünün işi sayılır. Ama gördük ki, Ankara il örgütü bu görevi ya yapmamış ya da kendisine bir görev verilmemiş... Bu nedenle tribünlerdeki partili sayısı çok düşüktü; eski heyecan da yoktu. Ortada bir gariplik olduğu belli. Bunun nedenini Ankaralı bir delege şöyle anlattı:
‘‘Çünkü Önder Sav,
genel başkanının haberi olmadan Ankara Gençlik örgütünü görevden almıştı. Kongreden bir hafta önce bunu yapmak kongreyi sabote etmek değildir de nedir? Delegelerden bir sandviç bile esirgenmişti. Yani kurultay, İstanbul kongresinin bile gerisinde kaldı. Bu görev İstanbul'dan Mustafa Sarıgül
'e verilseydi bunların hiçbiri yaşanmazdı. Organizasyondaki aksaklıkların faturası herhalde Önder Sav
'a kesilir.’’ Bir delegeden 2. senato önerisi
KURULTAY'da Samsun delegesi, Elektronik Y. Mühendisi
Ertuğrul Çepni'nin yaptığı konuşma ve yayınladığı
‘‘Neden İkinci Meclis (Senato)?’’ kitabı dikkat çekti. Türkiye'nin yaşadığı siyasal sorunlar ve istikrarsızlığa karşı siyasal yapımızı sorgulamış
Çepni... Bu araştırmasında tek meclisli siyasal yapıların sağlıksız olduğunu, tek meclisli siyasal sistemin güvencesi için
Anayassa Mahkemesi'nin yeterli olmadığını, bu nedenle MGK gibi bir yapıya gerek duyulduğunu belirterek,
‘‘İkinci Meclis (Senato) olduğu takdirde siyasal yapı sağlıklı bir dengeye kavuşur ve MGK'nın anayasa kurumu olmasına gerek kalmaz’’ dedi.
Çepni, yerel seçimlere gidilirken yeni bir genel merkez binasının yapımının ertelenmesini önerdi,
‘‘Yerel seçimlerden güçlü çıkmak için örgütlere maddi katkıda bulunalım’’ dedi ve alkışı da aldı. Tüzük değişikliğinin gelecek kurultayda uygulanmasını istedi. Önerileri dikkate alınmayınca da
‘‘Siz değiştim diyorsunuz ama neyi değiştirdiniz bugüne kadar; zamanı mı?’’ diye sordu. CHP, yeni arazisini 1.3 milyon dolara almış; inşaat için de 8 trilyon harcayacakmış.
Bir portre: A.E. İleri
BELKİ hiçbir kurultayda
Abdullah Emre İleri kadar eleştirilen, tutumuyla garipsenen taraflı bir başkan olmamıştır. Kürsüde Genel Merkez'in yönlendirmesiyle tüzüğü istenilen biçimde geçirdi. PM üyesi olmasına rağmen kongre yöneten, oylamalarda taraf olan İleri, delegelere gözdağı verirken kah bilgiçlik tasladı, kah da azarladı onları... 19 saat süreyle kürsüden inmemesi de çok ilgi çekiciydi. Eski milletvekili
Gani Aşık ‘‘Tiyatro oynuyorsun’’ diyerek o makama layık olmadığını vurgulamak istedi.
İleri, CHP'nin eski senatörü; 1960'larda ise TMTF Başkanlığı yapan bir gençlik önderi. O dönemden arkadaşları olan milletvekilleri
Prof. Nurettin Sözen ve
Ahmet Ketenci,
İleri'nin
'baskıcı ve yandaş' tutumuna hayret ettiklerini söylediler.
Adnan Keskin ise salondan ayrılırken
‘‘12 yılda hukuk bitiren adamın kafası bu...’’ dedi.