Hamm’da Türk-Alman festivali coşkusu

ALMANYA’da vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı Hamm şehrinde Lippe Park’ta ‘Avrupa Spor ve Kültür Festivali (ASKFEST)’ adı altında bir Türk-Alman festivali düzenleniyor. Avrupa’da bu formatta ilk kez düzenlenen etkinlik Kültür ve Turizm Bakanlığı/Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Hamm Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinde bugün başlıyor.

Haberin Devamı

Gençlik-Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Kültür-Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy beraberindeki kalabalık bir heyetle bugün Ankara’dan 08.30’da kalkan özel bir uçakla ve Almanya’ya gidecek. ‘Birlikte Spor Yap, Birlikte Eğlen, Birlikte Yaşa’ ve ‘Terin Rengi Yoktur’ temaları üzerinden Türk-Alman spor ve kültürel işbirliğine vurgu yapılacak. Festival kapsamında sportif etkinlikler, eğlenceye yönelik aktiviteler ve iki kültürü tanıtıcı kültürel faaliyetler yapılacak. Sportif etkinlikler kapsamında, futbol, basketbol ve voleybol turnuvaları, mini golf, tenis, badminton, kaykay, tırmanma parkurları, masa tenisi, frizbi atışları, e-spor, zekâ oyunları, milli ve geleneksel güreş, okçuluk yarışmaları, aşık oyunu, trambolin, bowling ve langırt gibi oyunlar Türk-Alman sporcular tarafından ilgili spor federasyonlarınca ortaklaşa icra edilecek. Açık hava konserleri, halk oyunları, çocuklara yönelik oyunlar ve boyama etkinlikleri, VR gösterimi ve atlıkarınca gibi eğlence aktiviteleri de yapılacak. Etkinliklere katılım ücretsiz olacak.

Haberin Devamı

Almanların ünlü kömür madeni havzası Kuzey Ren Vestfalya bölgesindeki (artık kapalı) Hamm’ın Türkiye’deki kardeş şehri Afyon... Hıristiyan Demokrat Partili olan Almanya Hamm Büyükşehir Belediye Başkanı Thomas Hunsteger Petermann, 31 Mart seçimlerinden önce İstanbula gelip Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı’nın düzenlediği iki toplantıya katılmıştı.

Türk heyeti bu akşam yurda dönerken, etkinlikler pazar günü 17.30’a kadar sürecek... (www.askfestival.com)

 

İMAMOĞLU’NU SİYASET  3 AY RAHAT BIRAKSIN

GÖREVE başlayan İmamoğlu’nun önünde zorlu bir yol var. Çok çalışacak, enkaz edebiyatı yapmayacak. Ancak karşısında kendisine iş yaptırmayacak güçlü bir meclis ve ilçe belediye başkanları grubu var. “Bizden, ondan” demeden liyakatli kadrolarla önünü açması gerekiyor. Bu da güçlü, ne yaptığını bilen deneyimli kadrolarla mümkün olabilir. Tabii ki kendisine oy ve destek veren kitlelerin, 25 yıldır iktidara susamışlığını unutmamak gerekiyor.

Haberin Devamı

İmamoğlu ne demişti: “İsraf düzenini yıkacağım”. Bu konuda siyasete kaçmadan somut, elle tutulur, halka izah edilecek eylemler ve uygulamalarla yol alması lazım, öbür türlü sürekli tartışma konusu olacaktır. Beş yıllık Beylikdüzü deneyiminde dengeli ve herkesi kucaklayan bir yönetim tarzını İBB’de sürdürmesi umutları daha da büyütecektir.

İmamoğlu, “Dedem ‘Makamın büyüdükçe boynun eğilsin’ derdi” sözünü unutmuyor.

 

PROF. DR. TÜRK’ÜN 2. ANITSAL KİTABI ÇIKTI

ESKİ Adalet ve Milli Savunma bakanlarından Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün ‘Temel Yasa Anayasa’ kitabından sonra güncelleştirilen‘Siyasi Partiler ve Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri’ kitabı da Yetkin Yayınları’ndan çıktı.

Haberin Devamı

Bu hafta elimize geçen son kitapların seçkisi de şöyle:

Duygu Asena ‘Zaman Değen Sorular’ (Doğan), Mevsim Yenice ‘Bilinmeyen Sular’ (Can), Ahmet Say ‘Müzik Tarihi’ (Islık), Müge İplikçi ‘Sil Baştan’ (Can), Arzu Bahar ‘Kayıp’ (Alakarga), Furuğ Ferruhzad ‘Rüzgar Bizi Götürecek’ (Yapı Kredi), İlay Romain Örs ‘İstanbullu Rumlar’ (İletişim), Hasan Atilla Uğur ‘Dün Bugün Yarın’ (Destek), Solmaz Kamuran ‘Elmakurdu Rüyaları’ (Masalperest), Kemal ATEŞ ‘Kendi Diliyle Kavrulmak’ (Bilgi), Ali Bayram ‘Marazın Kahvesi’ (Puslu), Osman Pamukoğlu ‘Aşılmaz Dağlar ve Girilmez Ornmanlardaki Kasırga Şamil’ (İnkilap)

 

Avrupalı emeklilere gıpta ediliyor

30 Haziran’da kutlanacak ‘Emekliler Günü’nde 13 milyon düşük aylıklı kitle buruk ve yüzü gülmüyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün emekliye ayrıldığı 30 Haziran her yıl ‘Emekliler Günü’ olarak kutlanıyor. Ne var ki, kutlamaya halleri yok.

Haberin Devamı

Talepleri karşılanmadığından ötürü düş kırıklığı yaşayan emekli, aylıklarının dışında dini bayramlarda ödenen biner lira ikramiye ile avunuyor.

Avrupalı emeklilere gıpta eden, onlar gibi zorlanmadan yaşamını sürdürmek isteyen milyonlarca sabit ve dar gelirli, maddi yoksunluktan dolayı yaz tatilini, deniz kenarını çoktan unuttu. Evinde, kahve köşelerinde çile dolduruyor. Rusya, Almanya ve diğer ülkelerden tatilini geçirmek üzere Türkiye’ye gelen mevkidaşlarını gördükçe haklı olarak içerliyor. Yabancılar ülkemizin en güzel bölgelerinde gönlünce tatil yaparken, emeklilerimiz bu yaşamdan neden yoksun kalsın ki?

Emeklinin içinde bulunduğu durum  vahim ve ürkütücü. Böyle bir tablo karşısında günlerini bile coşkuyla kutlayamıyorlar. Belki de çoğunun ‘Emekliler Günün’den haberi bile yok.

Haberin Devamı

Maaşlarının iyileştirilmesini, sağlık hizmetinden yapılan kesintiye son verilmesini, 2000 sonrası emekli olanları kapsayacak yeni intibak yasasının hayata geçirilmesini, aylıklarına altı aylık enflasyon yerine seyyanen zam yapılmasını, kamu bankaları tarafından ödenen promosyon tutarının en az bin liraya yükseltilmesini, en düşük aylığın net asgari ücret düzeyinde olmasını dile getiriyorlar, ne var ki bir türlü seslerini duyuramıyorlar.

Şükrü KARAMAN

 

SİYASETÇİLER MAHKÛMLARIN UMUTLARIYLA OYNAMASIN!

MALTEPE’deki mahkûmlar “Affı ne kadar bekleyeceğiz?” diye size haklı sorular yöneltmişlerdi. Ne yazık ki daha bekleyeceksiniz.

Çünkü hükümet infaz yasasındaki değişiklikleri ve af konusunu önümüzdeki yasa dönemine erteledi. Dolayısıyla gündemden affı ve cezaevi infazını çıkarmış durumda iktidar.

Aylardır af bekleyenler mahkûm ve ailelerinin umutları bir başka bahara kalmış gibi gözüküyor.

Cezaevindeki her mahkûmun gözü kulağı çıkan af söylentisindedir. Umutlarını ve geleceklerini buna bağlarlar. Siyasetçilerin af konusunu ağzına alırken, daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekir.

Çünkü buna umudunu bağlayan on binlerce insan var.

7 kişilik yatakta, (yerlerde) 45 kişi nasıl dinlenir, uyur! Uyumaz da rüya görür, sohbet bu yönde gelişir. Dolayısıyla bir kez gündeme geldikten sonra mahkûmların ve ailelerin bundan başka düşünecekleri bir şey olmaz... Yıllarca cezaevinde kalmış bir mahkûmun şu sözü her şeyi anlatıyor: “Adli mahkûmların gözü aftadır, siyasi mahkûmların gözü de tünel kazmada...”

Yazarın Tüm Yazıları