Paylaş
PROF. Mehmet Haberal'ın Başkent Üniversitesi hakkında çok sayıda yazı yazdık. Çankaya'da yapımına başlanan hastanenin bazı katlarının kaçak olduğunu, bu nedenle Atatürk'ün yattığı Anıtkabir'i gölgelediğini belirttik. Yazılar üzerine Çankaya Belediyesi ile Ankara Büyükşehir Belediyesi arasında yetki tartışmaları çıktı. Çankaya Belediye Başkanı Haydar Yılmaz, ‘‘Hastahanenin bazı katlarının kaçak olduğunu ve bu kaçak katları yıktıracağını’’ söyledi. Büyükşehir buna itiraz ederek nedense kaçak yapıyı savundu. Önceki gün TV'lerin haber bültenlerinde verilen bir haber, bizim ne kadar haklı olduğumuzu gözler önüne serdi. Hastanenin kaçak katlarını yıkmaya giden Başkan Yılmaz ve ekibine, Büyükşehir elemanları karşı çıkıyor, inşaatta çalışan işçiler Yılmaz'a saldırmaya çalışıyordu. Etrafta bulunan vatandaşlar ise mikrofonlara bu binayı istemediklerini söylüyorlardı. Yaşanan bu olaylar üzerine Türkiye Ziraatçılar Odası Başkanı İbrahim Yetkin bir kınama bildirisi yayınladı. Yetkin'in bildirisi şöyle:
‘‘Başkent Üniversitesi Hastanesi inşaatıyla ilgili olarak Ankara'da yaşanan olayın üzerinde ciddi şekilde durulması gerekir.
Anıtkabir'in siluetini bozan ve imar planına aykırı olduğu apaçık ortada olan bir binanın kaçak katlarının yıkımı sırasında yasal görevini yerine getiren Çankaya Belediye Başkanı Haydar Yılmaz'ın, Büyükşehir Belediyesi resmi görevlilerince engellenmesi ve kimler tarafından organize edildiği açıkça ortada olan ‘inşaat işçilerinin' saldırısına uğraması kent rantı için nelerin yapıldığı ve yapılacağının bir göstergesidir.
Olay, son yıllarda imar planlarını, kent halkının taleplerini, şehir plancılarının ve çevre bilimcilerinin tüm uyarılarını hiçe sayarak yürütülmekte olan sözde 'imar' faaliyetlerinin bir parçasıdır.
Türkiye Ziraatçılar Derneği üyeleri ve Ankaralı vatandaşlar olarak, Ata'nın ebedi istirahatgáhının siluetini ve dinginliğini bozma noktasına varan bu tür girişimleri şiddetle kınıyoruz.’’
Devletin açmazı
Yirmibirinci yüzyılın 22 Ekim'inde, 30 trilyon karşılığı bir gün hapis ve hiçbir zaman öğrenemeyeceğimiz nüfusumuz. Teknolojinin bu denli geliştiği, bilgisayarların yıldızları dahi şaşırmadan saydığı bilgi ve teknoloji çağında biz ilkelliğimizi sergileyeceğiz.
Efendim, devlet tedbir almış, belediye memurları nüfus sayımında görev yapmayacaklar. Neden? Usulsüzlük yapıp belediyelerin nüfusunu artırmak için. Sorarım, belediyeleri buna kim mecbur etti? Yıllardır düzenlenmeyen mali idareler yasası mı, yoksa belediye başkanları mı? Şu anda birçok belediye başkanı, belediyesinin nüfusunu artırma çabası içinde. Seçimlerde medyanın karşısına çıkıp hukuk devleti olduk veya az kaldı deniliyor. Şarköy İlçesi'nin nüfusu 14 bin. Şarköy'de 24 bin iskánlı konut mevcut, yaz nüfusu ortalama 80 bin, bazen 100 bini geçiyor.
Devlet, İller Bankası aracılığıyla Şarköy'e 14 bin nüfusa göre para ödüyor. Ama belediye 24 bin konutun yolunu yapmak, suyunu getirmek, çöpünü almak, kanalizasyonunu yaptırmak zorunda. 14 bin kişinin parasıyla 24 bin konuta hizmet edin de görelim. Sadece belediye memurlarını sayımda görevlendirmemekle ne çözülebilir ki?
Devlet, belediyelere yapacağı yardımı kişi sayısına göre değil de iskánlı mesken sayısına göre yapmış olsa, hem kaçak yapılaşmayı önlemiş olur, hem de sayım zamanı bu çelişkiler yaşanmaz.
Çünkü belediyeler, kişilerden çok konutlara göre hizmet planlarını yapmak zorunda. Belediye başkanları da para alabilmek için nüfus sayımıyla uğraşacağına, kaçak yapılaşmayı engeller. Böylece belediyelerin yapı ruhsatı ve oturma izni vermek için paraya dayalı sebepleri olur.
Yüzde 85'i deprem kuşağında olan ülkemizde kaçak yapılaşma bir nebze de olsa önlenmiş olur.
Böylece seçim zamanı yapılar, sayım zamanı nüfus artırılmaya çalışılmaz.
Yücel YETİŞ-ŞARKÖY
Çiller'den açıklama: Ben aklandım, Yılmaz aklanmadı
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller dünkü ‘‘İki Yudum İnsan’’ başlıklı yazıda belirtilen ‘‘Çiller'i aklama komisyonu’’ deyimine tepki gösterdi. Aklama imasına dahi tahammülünün kalmadığını belirten Çiller, ‘‘Bu tür imalara kızıyorum. Kafama takıyorum. Kimsenin hukuken böyle bir sözcük kullanmaya hakkı yok. Bu tür imalarla bile bana karşı suç işleniyor. 4.5 yıldır muhalefetteyim. Bu süre içinde bana karşı atılmayan iftira kalmadı. Benim için kimse parmaklarla aklandı diyemez. Ben yüz mahkemeden aklanarak, Maliye'yi, MİT'i, gazeteleri, derin devleti aşarak bugüne kadar geldim. Ama Mesut Yılmaz bu mahkemelerde aklanmadı’’ dedi.
Hepimiz her an bir engelli adayıyız
ÜLKEMİZDE, yedi milyon civarında engelli insan olduğu tahmin edilmektedir. Kanaatimce bu rakam dahi azdır. Zira OECD ülkelerinde, nüfusun % 12'si kesin istatistiklere göre engellidir. Örneğin, akraba evlilikleri olmayan, trafik canavarının bizdeki kadar ortalıkta gözükmediği, bir Güneydoğu problemi yaşamayan, büyük depremler geçirmemiş Almanya'da, kesin istatistiklere göre 6 milyon 880 bin ağır engelli insan vardır.
Ülkemizdeki engelli insanların en büyük sorunları, bir yandan engelleriyle uğraşıp yaşam savaşı verirken, diğer taraftan eğitim, işsizlik ve rehabilitasyon konusundaki eksikliklerdir. Bu bağlamda sporun engelli insanlar için çok büyük bir önemi vardır. Zira spor onları toplumla kaynaştırır, kendilerine olan özgüvenlerini artırır.
Ancak Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün bu konudaki ilgisizliği devam etmektedir.
Öte yandan belediyelerimiz 1930 yılında çıkarılmış bir yasayla idare edilmektedir. Bu yasaya, yürürlüğe giriş tarihinden itibaren tam 60 yıl sonra, Kanun Hükmünde Kararname'yle belediyenin görevleri arasına, engellilerle ilgili yapılması gerekenler ilave edilmiştir. Ancak, çeşitli imkánsızlıklar ve birçok mahalli idare yöneticisinin duyarsızlığı, maalesef bu yasanın da kısmen káğıt üzerinde kalmasına yol açmıştır.
TESYEV, ülkemizde engelli insanlarımızı daha insanca koşullarda yaşatmak, onların eğitim ve rehabilitasyonuna katkıda bulunmak için kurulmuş bir sivil toplu örgütüdür.
Vakfımız, çok önemli olan İstanbul'da bir bedensel engelliler ilköğretim kurumu ile spor ve rehabilitasyon merkezinin proje çalışmalarına başlamıştır.
Bu proje, engelsiz çocuklarımızın da hizmetinde olacaktır. Böylece engelli çocuklarımız toplumla daha rahat kaynaşma imkánına ve ilk defa eksiksiz bir öğretim kurumuna sahip olacaktır.
Lütfen bize inanınız, çalışmalarımızda bize yardımcı olunuz. Ve hiçbir zaman unutmayınız: ‘‘Hepimiz, her an bir engelli adayıyız.’’
Yavuz KOCAÖMER-Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı Başkanı
TARIM Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’e Osman Angın adlı okurumuz soruyor:
‘‘Trabzon'un Beşikdüzü İlçesi, Şahmetlik Tarım Kredi Kooperatifi'nden kredi çektim. Bu seneki fındık mahsulünün yarıdan fazlası yandığı için Tarım Bakanlığı kredi borçlarını bir yıl süreyle erteledi. Bu erteleme umumi olup bizlerin de bu ertelemeden faydalanmamız gerekirken, ben ve benim gibi vatandaşlar ne yazık ki faydalanamadık. Sebebi ise, ismimizin Ankara'ya gönderilmemesi... Muhtarlıklar ismimizi göndermediyse bizlerin suçu ne? Ürün olmadığı gibi gelirimiz de yok; şimdi biz bu parayı nasıl ödeyeceğimizi kara kara düşünüyoruz. Sizden, bizlere bir hak daha tanımanızı istiyorum.’’
ATATÜRK Kıyafetleri ve kültürü araştırma merkezi tarafından defile düzenleniyor. Basın şehitleri anısına yapılacak olan ve ‘‘Altın Sayfalar Cumhuriyet Işıkları’’ adındaki 30. Atatürk çağdaş moda ve sanat defilesi pazartesi günü (yarın) Topkapı'daki Eresin Otel'de saat 20'de.
Paylaş