Paylaş
Cumhurbaşkanı geçmişte atamalarda ayrımcılık yapmayacaklarını söylemişti; ama yapıldı. Ne vali ne müsteşar ne üst düzey genel müdür kaldı. Alevi toplumu olarak hükümetten beklentimiz ve talebimiz, Alevilere ayrıcalık tanınması değil, eşit yurttaşlık koşullarının tanınmasıdır. 1938’de Dersim’de ne olduysa, Bayar başbakan, Menderes CHP milletvekili, Çakmak Genelkurmay başkanı, Çağlayangil de müfettişti... Kendilerini DP’nin devamı gören Sayın Cumhurbaşkanı azınlıklara karşı gerçekleştirilen 6-7 Eylül olayları için ne diyor acaba? Özür dileyecek midir? CHP, Dersim için özür dilememelidir, çünkü CHP’nin özür dilemesi gereken bir kişi vardır, o da Atatürk’tür... 2015’te CHP’yi iktidar yaparsak... CHP’nin ara dönemler hariç iktidar olamadığından, Atatürk’ün değerlerine yeterince sahip çıkamadığımızdan dolayı özür dilemeliyiz.
Türkiye’nin ihtiyacı yeni parti değil adalet, vicdan ve ahlaktır
-ANKARA’da Yeni Nizamiye isimli bir ‘düşünce platformu’ kuruldu. Eski Devlet Bakanı Gürcan Dağdaş’ın Ankara Kalesi’nde öncülük ederek oluşturduğu platformun ilk konuşmacısı, ‘Tarih ihtiyatsızlar için merhametsizdir’ başlığı ile Prof. Dr. Hikmet Özdemir oldu. İsmini Selçuklu Üniversitesi Nizamiye’den, amblemini de Selçuklu’nun tarihi çift başlı kartalından alan Yeni Nizamiye’nin sloganı: ‘Eskiyi reddetmeden yeni’ Türkiye’nin yeni partilere değil, adalet, vicdan ve ahlaka ihtiyacı olduğunu anlatan Gürcan Dağdaş yeninizamiye.cominternet sitesi ile de düşün hayatına sunmaya çalışacakları katkıyı toplumla paylaşacaklarını anlattı. Nizamiye ile ilgili olarak, ‘Biz kimiz?’ başlığında şunları söyledi: “Bizler... Herkesin insan haysiyetinden kaynaklanan evrensel hak ve hürriyetlere sahip olduğu inancıyla; bağıran değil konuşan, ayıran değil birleştiren, kavganın değil barışın dilini tercih eden, eşit yurttaşlık ve hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde eskiyi reddetmeden yeniyi arayanlarız.”
Selçuk’lunun, Osmanlı’nın mirasına sahip, zengin bir düşünce birikimi olan bir milletiz. Geleceğin ve yeni güç merkezlerinin şekillendiği bu yeni yüzyılda, yönlendirilen ülke olmayı hak etmiyoruz. Tarihe yön verebilecek potansiyele sahip olan Türkiye, son yıllarda sorunlarına çözüm getirmeyen, içi boş, kısır tartışmalara mahkûm edilmiştir. Sorumluluk duygusunun, manevi değerlerin ve idealizmin giderek zayıfladığı bir dönemde, memleketi tanımayı ve tanıtmayı, sorunlara çözüm getirmeyi kendisine dert edinmiş gerçek düşünürlerimize nankörlük düzeyinde kayıtsızlık sergileyen bir toplum haline getirildik.
Bilgi ve düşünce gücünün en önemli zenginlik haline geldiği bu yüzyılda, düşünmeyi ve okumayı bir zahmet ve zaman kaybı olarak görmek, zihnimizi çölleştirmek kadar geleceğimizi karanlığa mahkûm etme tehlikesini de beraberinde taşımaktadır. Sahip olduğu büyük potansiyel, doğru düşünceler ve kararlarla harekete geçirildiği takdirde; Türkiye, bu yeni yüzyılda önemli bir güç merkezi, lider ülke olacaktır.
Fikirleri ezberleyip tekrarlamak yerine, düşüncelerden ilham ve güç alarak aydınlık geleceğimizi şekillendirmek ve katkı sağlamak amacıyla oluşturmaya çalıştığımız Yeni Nizamiye Platformu, yeni fikirlerin oluşmasına ve yeni düşünce tartışmalarına bir davetiye çıkaracak ve kutsal amacını yerine getirdiği ölçüde bizleri mutlu edecektir. Her türlü düşüncenin kendini ifade edeceği, sansürsüz bağımsız bir zemin olacaktır. Türkiye’yi 200-300 sözcüğün arasına sıkıştırmış ekran aydınlarına karşı gerçek münevverlerin ışığının yansımasına yardımcı olacağız.
YENİ NİZAMİYE NEDİR
-Yeni Nizamiye ismini niçin aldık?
- Selçuklunun tarihsel mimari mirasının önemli merkezlerinden biri Ankara’dır. Ankara Kalesi bu eserlerin önemli bir kısmının yer aldığı alandır. Bu münasebetle merkezimizi kalede eski bir Ankara Evi’nde faaliyete geçirdik.
Gelelim, Nizamiye’ye; bizim üzerinde yoğunlaştığımız anlam mektep-medresedir. Büyük Selçuklu devletinin ilk üniversitesinin isminin nizamiye olması da bizi etkilemiştir. Platformumuzun sembolü Selçuklu kartalıdır. Selçukluya hürmetimizin gereği olarak bu isimle kendimizi ifade etmeyi uygun gördük.
Nizamiye medreseleri, Türk ve İslam tarihinin önemli bilim ve düşünce adamlarının yetiştiği eğitim kurumlarıdır. Gazali, İbn-i Sina, Beyruni, Harezmi, İbn-i Rüşd, Ömer Hayyam bu okullarda okumuş ve ders vermişlerdir. İsmimiz üzerinden çeşitli laflar ve yakıştırmalar üretilebilir. Bunları dikkate almadan biz yolumuza devam edeceğiz.
- Bu platform, siyasetin işleyişinde, bir görev üstlenecek midir, sınırlarımız nedir?
Tüm siyasi yapılara eşit mesafede, ancak katılımcıların düşüncelerine ve siyasi tercihlerine saygılı bir çizgide duracağız. Şüphesiz ki siyasetin istifade edeceği bir açık alanımız olacaktır. Bizim mutfağımızda pişeni talep edenden esirgemeyeceğiz. Dikte etmeyeceğiz, katkı sunacağız. Toplumun ve kurumsal organizasyonların talebi olan düşünsel iklime karınca kararınca ışık tutmaya çalışacağız.
Türkiye’nin, her yerde hemen hemen her konuda konuşmaya can atan, düşünmeye ise çok az vakit ayıran; siyasetçisi, tarihçisi, sosyoloğu ve uzmanları olduğu gibi, yıllardır sabırla ve büyük düşünsel emekler harcayarak fikri dünyamızı zenginleştirmeye çalışan siyaset adamları, tarihçileri, sosyologları ve uzmanları da bulunmaktadır. Bu kıymetleri memleketle buluşturmaya çalışacağız. İnsani değerlerin ön planda kalmasını sağlayan sosyal adalet, toplumsal barış, doğal ahlak ve gerçek bir eğitimin nasıl olması konusunda kafa yoracağız.
Dünyadaki bağnazlığın artışına, bölgemizde de şahit oluyoruz. Dinsel ve mezhepsel kimliklerin, baskın kimlikler haline gelmek için büyük mücadele verdiği böyle bir ortamda, Ahmet Yesevi’nin; “Kafir bile olsa, hiç kimsenin kalbini kırma. Çünkü kalbi kırmak Allah’ı kırmaktır. Gönlü kırık zavallı garip birini görürsen, yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol.” anlayışını düstur edineceğiz.
Yeni Nizamiye dergâhına düz odun taşımaya gayret edeceğiz. Olaylara, gelişmelere, değerlendirmelere Türkiye merkezli bakacağız. Türkiye’den taraf olacağız. Eskiyi reddetmeyen 21.inci yüzyılı okuyabilen bir ayna olma iddiası için çırpınacağız.
Rahmetli Erol Güngör’ün, “eskiye devamlı bir şeyler katarak onu her an yenilemeye önem vermeliyiz” görüşünden esinleneceğiz.
Güngör’ün “Tarih, Kültür, Milliyetçilik” kitabındaki şu düşünceleri bugün de büyük önem taşımaktadır: “Milliyetçilerin en çok dikkat etmeleri gereken bir hassas denge noktası, durağan bir muhafazakârlıkla milliyetçiliğin birbirine karıştığı yerdir. Milliyetçiliğin tarihi değerlere büyük önem vermesi, özellikle modern çağın değerleri bu eski değerlere göre insanı tatminden çok uzak kaldığı zamanlarda onları kolayca aldatabilir. Milliyetçilik kendi içine kıvrılmış, kapalı bir sistem değildir. Kendini devamlı yenilemek zorundadır. Geçmişte kullanılan bir sanat formunun, büyük kıymet verilen bir fikir veya edebiyat eserinin, bir kıyafetin, insanları her zaman ve mekânda aynı derecede tatmin etmesi beklenemez. Eskiye devamlı bir şeyler katarak onu her an yenilemediğimiz takdirde, tıpkı bir müzede yaşayan insanlara benzeriz. Müzeler güzeldir; ama hayatın dışında şeylerdir.”
FAALİYET ALANLARI
- Faaliyet çerçevemizde başka neler var?
- Merkezimizde, mütevazı bir kütüphanemiz ve kırk kişilik bir toplantı salonumuz mevcuttur. Kütüphanemizden her isteyen istifade edecektir. Belli dönemlerde kale toplantıları adı altında sohbet zemini oluşturacağız. İlk toplantımızda konuşmacı olarak sayın Prof. Dr. Hikmet Özdemir beyefendi, “Tarih ihtiyatsızlar için merhametsizdir” başlıklı bir sunum yapacaktır. Platformumuzun yeninizamiye.com adresli analiz ve haber içerikli bir sosyal medya zemini mevcuttur. Ayrıca belirli aralıklarla Türkiye, bölge, dünya merkezli raporlar hazırlayıp kamuoyu ile paylaşacağız. Zamanla faaliyet alanımıza dili İngilizce olan sosyal medya organını katacağız. Yüksek lisans ve doktora öğrencilerine katkı sağlayacağız.
- Bu dönemde siyaset geri planda mı kalacak?
- Siyasetle ilgimiz devam edecektir. Netice itibarıyla bu dergâhtan siyasetin beslenmesi söz konusu olacak ise bizim öğrenciliğimizin de toplam siyasetimize bir katkısı olacaktır. Yarın ola hayır ola. Bakalım zaman ne gösterecek.
TÜRGEV’den açıklama
-“GAZETENİZİN 20.09.2014 tarihli nüshasında Yalçın Bayer’in ‘Yeter Söz Milletin’ başlıklı köşesinde ‘İktidar rakibine zırnık koklatmıyor’ başlıklı köşe yazısında yer alan ‘TÜRGEV gördüğünü ele geçiriyor’ alt başlıklı yazı müvekkilimle ilgili gerçekdışı, haksız, hukuka ve gazetecilik meslek ilkelerine aykırı bilgi ve yorum içermektedir.
Yazıda İTÜ DEFAV Vakfı tarafından işletilen Kadıköy’deki Deniz Yıldızı isimli kafenin tahliye edildiği ve bu yerin müvekkilin yetkilisi olduğu TÜRGEV’e verileceği iddiasıyla ilgili CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen tarafından verilen soru önergesinin içeriğine yer verilmiş, ancak bu kısacık bilgi yazısına atılan başlıkla köşe yazarı zaten müvekkilille ilgili kanaatini yanlış ve gerçek olmayan bir bilgi üzerinden ‘TÜRGEV gördüğünü ele geçiriyor’ şeklindeki başlığıyla açıklamıştır.
Gazeteci faraziyelerle, delile ve belgeye dayanmaksızın, tahmin üzerine kişileri ve kuruluşları karalayamaz, daha da önemlisi gerçekliği ispatlanmamış iddialara dayanarak bir kimseyi ya da kuruluşu zan altında bırakamaz.
Söz konusu yazıda gerçekliği ispatlanmamış bir olayla ilgili milletvekilinin bile doğruluğunu araştırmak adına soru önergesi verdiği bir konuda, köşe yazarının, yazısının içeriğinde bu soru önergesine yer verip yazının başlığında ise müvekkili bu denli hakkaniyetsiz bir şekilde infaz etmesi tarafımızca masumane bir gazetecilik faaliyeti olarak kabul edilemez.
Söz konusu kafenin tahliyesi kafeyi işleten vakıf ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki bir gelişmedir ve müvekkil vakfın ne kafeyle ne de bu olayla uzaktan ilgisi bulunmamaktadır.
Gerçeğe aykırı bir olayla ilgili olarak kaleme alınan yazının ‘TÜRGEV gördüğünü ele geçiriyor’ şeklinde müvekkili adeta bir gasp makamı gibi gösteren bir başlıkla kamuoyuna yansıtılması nedeniyle müvekkil hakkında toplumda olumsuz bir algı yaratılmış olup bu yanlışın düzeltilmesi gereği doğmuştur.
Kamuoyuna duyurulur.”
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) adına Vekili
Av. Selma YILDIZ
Davutoğlu bilmelidir: CHP Dersim’li Kemal’i kendine başkan yaptı
BAŞBAKAN Tunceli ziyaretinde Cemevi ziyareti yaptı. Üniversitedeki konuşmasında da inanç haritası üzerinde geniş bir tur attı. Daha önce, Hacı Bektaş’ta, destur almaya, ikrar vermeye geldim demişti. Tunceli’de tekrar etti. ikrar’ı bir yeni toplumsal sözleşme anlamında kullandığını ifade etti. Horasan Erenlerinden bahsetti, bir kısmı Toroslar‘a, diğer bir kısmı da Tunceli’ye geldi dedi, kendi köyünün adının Pirlerkondu olduğunu daha sonra değiştiğini, aynı kaynaktan beslendiklerini ileri sürdü.
Tek tipçi devletin, tek tip vatandaş yetiştirmeye çalıştığını, kendilerinin de aleviler gibi mağdurlar arasında olduğunu, ekledi.
Hak Muhammed Ali, baş tacıdır, sofrasına oturdum lokmasını paylaştım, muhabbet sofrasıdır, (mealen), kimse tartışamaz, dedi..
Seyit Rıza’nın yakınları ile görüştü, Seyyitlerin, peygamber torunu olduklarına işaret ederek ayrıcalıklı bir yere koydu ve ince bir uyarı yaptı; İmamdan bağımsız alevilik olmaz, Seyit Rıza hakkını helal etmez, diye konuştu.
Dersim geleneği, Seyit geleneği, Horasan geleneğini ve Mezopotamya geleneğinin Anadolu geleneği ile bir bütün olduğunu ifade etti.
Tunceli ziyaretinin müjdeleri olarak, eski Kışla’nın Dersim Müzesi olacağını, Tunceli Üniversitesinin adının da Munzur olarak değiştirileceğini açıkladı.
Bürokrasideki ayrımcılığın giderilmesine çalışacakların söyleyerek zamana yaydı, ama cemevleri konusuna girmedi, ziyareti ve lokma paylaşmayı yeterli gördü.
AKP arada bir alevi çalıştayları yapıyor. Henüz bir netice çıkmadı. Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi, Tunceli ziyaretinde bile, tabu olma halini koruyor.
AKP cenahı, CHP ne yapacak diye sorup duruyor, cevabı açık ve ortada, ‘Dersimli Kemal’i kendine genel başkan seçti. Mezhebini sorgulamadı, becerebilirse başbakan yapacak.
Kendileri hala lokma yiyor!..
Eren KAMALI
Kapıkulede x-ray sıkıntısı
EDİRNE’den giriş-çıkış yapan bir yolcu anlatıyor:
Bulgaristan’dan giriş yapan otobüsleri, güvenlik önlemleri çerçevesinde 2-3 haftadır sınırda olduğu gibi x-ray cihazından geçiriyorlar. Bu cihaz tek olduğu için son zamanlarda 3 saate varan beklemeler oluyormuş. Yeni cihazlar devreye sokulsa gelen-giden araçların sürücüleri ve yolcular mağdur olmazlar.
Her hafta bu sıkıntı çekiliyormuş.
Türk tarafı Kapıkule’den girerken tek x-ray cihazı ile uygulaması kuyruklara neden oluyormuş.
Özellikle cuma sabahları... (Geçen cuma günü dört saat beklenilmiş.) Yoğunluktan ötürü yolcular aşağı indirilip geçiriliyormuş.
CHP’de ‘seçimciler’ ayaklandı
-CHP’nin 1980 önceki ‘ağır topları’ndan Semih Eryıldız ve arkadaşlarından CHP üyelerine çağrı:
“Acil, hemen ve şimdi demokrasi istiyoruz. Parti üyeleri olarak mahallelerden başlayan, delege, görevli, ilçe ve il kongre süreçlerinin acil ve ivedi olarak başlamasını talep ediyoruz. Türkiye, diktatörlüğe savruluyor. 2015’teki seçim ‘son çoğulcu seçim’ olabilir. Türkiye’de demokrasiyi savunmak için önce parti içinde demokrasi şarttır. Kendisi demokrat olmayan başkası için demokrasiyi savunamaz. Örgüt, iki ağır yenilgi yorgunudur; çoğu yerde boşalmış, düşmüş veya yedeklerle sürünür haldedir. Yasal süre olan iki yıl çoktan geçmiştir. Daha önce de aynı ihmali yapan CHP Anayasa Mahkemesi’nden uyarı almıştır; ikinci uyarı kapanmaya yol açabilir. AKP ve MHP’nin süreci neredeyse tamamlayarak kendisini hızla yenilemesine karşın, CHP’nin tabandan yenilenmeyi başlatmaması partinin yok olmasına neden olabilir. İmza ver ve tanıtımını yap: https://www.change.org/p/chp-%C3%BCyeleri-acil-hemen-ve-%C5%9Fimdi-parti-i%C3%A7i-demokrasi-mahallemizde-il%C3%A7e-ve-ilimizde-se%C3%A7im-istiyoruz
BİLİYOR MUSUNUZ?
-CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Bakan İdris Güllüce’ye “Arsa, bahçe ve tarla niteliğinde yabancılara satılan taşınmazların toplam yüzölçümü nedir? Bu taşınmazlarda yapılan yatırımların (güneş enerjisi, besicilik, meyve–sebze üretimi gibi) niteliği nedir? Bu satışlar, hangi ülke vatandaşlarına yapılmıştır? Bu taşınmazların iktisabından sonra, taşınmazların maliki durumunda olan ‘Türk asıllı’ halen hangi ülkenin vatandaşıdır? Türk asıllı olmayan kişilere yapılan satışlar, hangi ülke vatandaşlarına ve hangi miktarda yapılmıştır?” diye sorduğunu...
-BAKIRKÖY Belediyesi ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin düzenledikleri ‘Kadına Şiddete Hayır!’ konulu panelin bugün 13.00’te belediyenin Yunus Emre Kültür Merkezi’nde yapılacağını...
Paylaş