Gökmen’den ince dokundurmalar

DEVLET Opera ve Balesi Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen, opera binasıyla ilgili ’buruk’ bir açıklama yaptı. Gökmen’in açıklaması çok şeyler anlatıyor ama bürokrasi nezaketi içinde satırlarında bir ’buruk’luk da seziliyor.

Keşke, bir alt-üst geçitin bedelinin onda biri parası opera binası için harcansaydı.

Sözü Gökmen’e bırakıyoruz:

"Çok tutkulu ve titiz bir opera izleyicisi olduğu mektubundaki ifadesinden anlaşılan izleyicimiz Sayın Abdullah Şevki’nin size yazmış olduğu opera binasına gelişiyle ilgili zorlukları içeren mektubunu ilgiyle okudum. Her şeyden önce opera sanatına olan tutkusu ve sanatçılarımızın performansı ile ilgili güzel sözleri bizleri mutlu etti. Ancak hem izleyicimizin daha geniş bilgi edinerek eleştirilerini yöneltebilmesi, hem de okuyucularınızın aydınlatılması açısından bazı noktaları açıklamayı gerekli buluyorum.

1948 yılından beri Ankara’da sahne sanatlarına hizmet veren opera binası, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nce haftanın yedi gecesi kullanılmaktadır. Uluslararası standartlarda haftanın bir gecesi sahnenin kullanılmayıp boş bırakılarak yapılması gereken bakımlar maalesef, ancak geceleri yapılabilmektedir. Bugün izleyicimizin şikayet ettiği kötü koşulların daha köklü olarak aşılabilmesi, Ankara’nın daha çağdaş ve olanakları geniş bir opera binasına kavuşması ile mümkün olabilecektir.

TAMİR VE TADİLAT

Sadece bir yıldan beri Genel Müdürlük görevini yürüttüğüm, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü kullanımında olan binamızın tamir ve tadilat işlerine bütçe olanaklarımız çerçevesinde geçen yıl başlanmıştır. Bu bağlamda çok kötü durumda olan seyirci tuvaletleri yenilenmiş, fuayede bazı düzenlemeler yapılarak izleyicilerin daha uygar bir ortamda bir cafe-pastane olanakları çerçevesinde büfe hizmetlerinden yararlanmaları sağlanmış, sahne gerisinde kostüm dolapları ile solist çalışma odalarında yenileme çalışmaları yapılmıştır. Ancak 2008 yılı bütçe olanakları son derece kötü durumda olan havalandırma tesisatı, seyirci koltuklarının yenilenmesi, salon zemini, duvarları ve sahne gerisi tadilatlarına yetmemiş, bu durum yenilemelerin 2009 yılına ertelenmesini zorunlu kılmıştır. Ancak Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Bakanlığımızın desteğiyle bu yenilemeleri 2009 yılı programına almış olup, sağlanan ek bütçe olanakları ile geniş çaplı proje oluşturma çalışmalarını başlatmıştır.

OTOPARK SORUNU

İzleyicimizin şikayet ettiği konuların bazılarının muhatabının Genel Müdürlüğümüz olamayacağı açıktır. Kızılay’dan Ulus yönüne akan trafiğin yoğunluğu ve opera binası önüne ışıklı geçit yapılması dileğini bütünüyle başka mercilere iletmesi gerekmektedir. Opera binası otoparkı son derece kısıtlı sayıda araca hizmet verebilmekte, sanatçılarımızın taleplerini bile karşılayamamakta olmasına karşın bizler seyircilerimizin de bu parktan yararlanabilmesi amacıyla, otoparkımızı izleyicilerimizin hizmetine kapatmamaktayız. Öte yandan dünyada da hiçbir eski klasik opera binası izleyicilerine otopark olanağı sunamadığı bilinen bir gerçektir. Gelecek yıllarda CSO otopark alanı ve Gençlik Parkı otopark alanı kullanıma katıldıktan sonra bu konuda rahatlama olacağına inanıyoruz. Otoparkımızın çamurlu olduğu ise gerçek değildir. Daha iki ay önce Altındağ Belediyesi tarafından asfaltlanarak tamirat geçirmiştir. Ayrıca, binanın konumu gereği, otoparktan binaya ulaşımda merdivenleri çıkmak kaçınılmazdır. Binanın yapılışından beri kullanılmakta olan andezit taşlarında bazı yıpranmalar olmuşsa da binanın içindeki yıpranma ile karşılaştırıldığında, bunların bir şikayet unsuru olabilecek ölçekte olmadığı düşünülmektedir.

OKURUNUZA ANLATMAK İSTERİM

Tarihi önemi de büyük olan bu bina ile ilgili izleyicimizin ’biraz düşünceli olmak, biraz para ve birkaç gün yeter’ diyerek basite indirgediği işlerin, ne denli dikkatli, titiz ve planlı bir çalışmayla maddi olanaksızlıklar içerisinde yürütülmesi gerektiğini, kendisi ile bizzat tanışarak anlatabilmek isterdim.

Bir yıldan beri Genel Müdürlük görevini yürüttüğüm, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü makamının da içinde bulunduğu bu bina ile ilgili eksiklikleri yakından biliyorum. Bu eksikliklerin giderilmesi için gerekli çalışmalar birkaç aydır başlatılmış olup, 2009 yılında gerekli tadilatların yapılması planlanmıştır.

Sayın Abdullah Şevki’nin eleştirileri bizler için oldukça aydınlatıcı olmakla birlikte bu denli yüksek düzeyde opera ve bale sever izleyicilerimizin en az eleştiri yönelttikleri oranda, Atatürk’ün Başkenti Ankara’ya daha yakışan, çağdaş mimari olanakları ile donatılmış bir opera binasının kazandırılması hususunda sorumluluk almaları ve katkı yapmaları gerektiğini düşünmekteyiz.

Prof. Rengim GÖKMEN-Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü

Senfoni Orkestrası ve bale’yi tanımam

MELİH Gökçek, malum TV’de 7. konuşmasını önceki akşam yaptı.

Telsizler’den Gizem Duran adlı 22 yaşında bir izleyici, Melih Gökçek’e çok şey sordu. Özellikle dikkat çekici olanı Ankara’nın kültür-sanat alanında eksikleriydi. Nitekim özetle şöyle dedi:

"Kültür ve sanat adına nitelikli bir eyleminiz oldu mu?"

Gökçek,
şunları söyledi:

"Telsizler’de spor salonu yok, Gençlik lokaline gidebilir. Altındağ’da ilk açtığımız Gençlik Lokali, Telsizler’e çok yakındır. Ben ilk defa Gençlik Merkezi’ni, Çocuk Kulübü’nü, Hanım Lokallerini orada açtım, Gizem gelsin bir gün götüreyim. Gizem, Gençlik Merkezlerine gitsin; kültür ve sanatla ilgili kaç dal var orada gözüyle görsün. Resim yapsın, ebru yapsın, hat sanatıyla çalışsın. Piyano sanatı diyorsa, onu da öğrenibilir. Gitar, ut öğrensin, tiyatro ve sinema kurslarına orada katılsın.

Sanat deyince aklına ne geliyorsa, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin senfoni orkestrası ve bale hariç hepsi var. Ama bunların dışındakileri sanat saymıyorsa bilemiyorum artık."

Türkiye Cumhuriyeti başkentinin belediye başkanının söylediğine bakın. İstanbul’dan Kadir Topbaş’ın, Antalya’dan Menderes Türel’in yaptıklarını bir görse-izlese, Ankara’nın ne kadar giderek kuruduğunu ve kısırlaştığını belki farkeder.

Gökçek başından beri heykel sanatı için ne diyordu?

"Ben böyle sanatın içine tüküreyim!

Gökçek,
Ankaralıların kendisine neden kızdıklarını hala anlayamıyor.
Yazarın Tüm Yazıları