ANKARALI foto muhabirleri olarak arşıde çalışma koşullarımızın zorlaştığını düşünüyoruz.
Son yıllarda Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlıkta yeni bir sistem devreye sokuldu. Özel fotoğrafçı olarak çalışan kişiler, aynı zamanda Anadolu Ajansı’na kadrosuna alındı. Bu kişiler bizlerin alınmadığı yerlere, sokulamadığı açılara girerek özel fotoğraflar çekmekle kalmıyor, aynı zamanda bu fotoğrafları AA’dan servise koyuyorlar.
Bu durum biz foto muhabirlerinin çalışma alanlarını daralttı. Oysa Cumhuriyetin kuruluşundan beri Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Basın Yayın’ın özel fotoğrafçıları vardır. Ancak bu kişiler, devletin resmi arşivlerine çalışır. Hem arşive hem de ajansa çalışan olmamıştı.
Yaşanan gelişmelerin vehametini anlatmak için bir örnek verelim. Talabani-Gül görüşmesinde bütün foto muhabirlerinin arkadan fotoğraf çektiği sırada, "Cumhurbaşkanlığı özel fotoğrafçısı" serbest açılardan fotoğraf çekme avantajıyla çalıştı. Sonuçta da foto muhabirlerinin emeği havaya giderken, ertesi gün gazetelere özel fotoğrafçının çektiği fotoğraflar girdi.
Başka bir örnek de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bir şehit cenazesinde yaşandı. Foto muhabirleri Erdoğan’ın yanına sokulmazken, hemen yanında duran "AA kadrolu özel fotoğrafçı" bu durumu fotoğraflamadı, yani kendi kendine otosansür uyguladı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu uygulamayla hem foto muhabirleri haksız, adaletsiz bir engellemeyle karşı karşıya kalıyor; hem de Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık fotoğraflara ’sansür’ uygulamış oluyor. Etik açıdan doğru olmayan bu uygulamanın Anadolu Ajansı’nın özerkliğine gölge düşürdüğü de ortada.
Bize göre bu sakıncaların içinde en önemlisi, bu kişilerin çektiği fotoğrafların belirli bir elemeden geçirilerek servise konulması. İlk önce Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki’nin Başbakanlıkta uygulamaya koyduğu bu yöntem, gazetecilik açısından son derece sakıncalı bir eğilimi yansıtıyor. Haksız rekabet karşısında kalan biz foto muhabirleri, bu durumun önümüzdeki dönemde diğer kurumlarda da yaygınlaşacağı endişesini de taşıyoruz.
Umarız, ilerde benzer bir durum, muhabirler için de uygulanmaz!
En büyük Harbiyeli
ANKARA Kulübü Derneği Başkanı Dr. Bülent Kalıpçı yazıyor:
Ankara Kulübü Derneği, bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün 27.12.1932 tarihinde verdiği direktifle, O’nu 27.12.1919’da Ankara’ya ilk gelişlerinde karşılayan Ankaralılar ve Seymenler tarafından ’Ankara Kulübü’ adıyla kurulmuştur. 31.8.1947 tarihinde ’dernek’ olarak tescil edilen Ankara Kulübü Derneği’ne 3.10.1990 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile ’kamuya yararlı dernek’ statüsü verilmiştir. Derneğimizin Genel Merkezi Ankara’da tarihi Abidinpaşa Köşkü’ndedir.
Bu tarihi binanın asıl önemi ve özelliği, 1880’li yıllarda Ankara Valisi olan Abidin Paşa’nın Vali Konağı olmasının yanında, Temmuz 1920 tarihinde Milli Orduya subay yetiştirmek üzere "Sınıf-ı Muhtelife Zabit Namzetleri Talimgáhı" olarak faaliyete başlamasıdır.
Ankara’daki Abidinpaşa Talimgáhı 1.4.1923’de eldeki kısıtlı imkánlara rağmen, Harp Okulu’na dönüştürülmüştü. Bu tarihte okulun ’Harp Okulu’ ismini alışı ve açılış törenine Ankara’da bulunan Bakanlar, Komutanlar, Milletvekilleri ile Dışişleri Bakanı İsmet Paşa, Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp Paşa da katılmış ve 1.4.1923’de Harbiye milletin kalbinin attığı yerde, Ankara’da açılmıştır.
Harp Okulu tarihinde önemli bir sayfa olan Abidinpaşa Köşkü’nde, Harp Okulu ve Kuleli’nin muhtelif sınıflarından Anadolu’ya kaçabilen öğrenciler barakalarda ve sıra olmayan sınıflarda yerlerde ders görmüşlerdir.
Abidinpaşa’dan mezun olan subaylar cephelerde büyük yararlıklar göstermişler, özellikle Sakarya ve ’Büyük Taarruz’da düşmanı mağlup etmekte büyük rol oynamış, vatana cömertçe kanını akıtmış, şehit ve gazi olmuşlardır."
Bu önemli tarihin 85. yıldönümünde dün Dr. Ali Güler’in Harp Okulu’nun tarihçesi ve Abidinpaşa Köşkü’nün Milli Mücadeledeki önemi konulu ’En Büyük Harbiyeli Atatürk’ söyleşisi ile seymenler vardı.
(0312- 362 73 05;
www.ankarakulubu.org.tr)
100 çekin 72’si karşılıksız
EKONOMİDE riskler artıyormuş muş!..
Kurları düşük, faizi yüksek tutup, 250 milyar dolar parayı rantiyeye pompalarken,
GSMH’ın neredeyse &10 a yaklaşan, cari açık uyarısını defalarca yapmamıza rağmen,
Piyada 100 milyar dolara yaklaşan sıcak para dolanırken,
Factoring şirketleri piayasaya %40 ile 45 arasında faizle kredi açarken,
Piyasada her 100 çek’in 72’si karşılıksız çıkarken,
Küçük esnaf, memur, işçi, emekli kan ağlarken vs.
Merkez Bankası Başkanımız, nerede yaşıyordu Allah aşkına?
Ömer Faruk GÜRZ
Biliyor musunuz
CHP’li milletvekilleri Prof. Esfendar Korkmaz, M.Ali Özpolat, Prof. Dr. Necla Arat, Prof. Dr. Nur Serter, Prof. Dr. Sacit Yıldız, Çetin Soysal, Tayfur Süner’in, ’Ergenekon’ soruşturması ile ilgili olarak gözaltına alınıp serbest bırakılan İ.Ü. eski Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu’nu, çalıştığı Alman Hastanesi’nde ziyaret ederek, uğradığı haksız siyasi baskı için geçmiş olsun dileğinde bulunduklarını... ANAVATAN’ın yeni Ankara İl Başkanı Tayyar Güneri’nin, partili kadınlara ’Avrat’ demesi üzerine, Genel Merkez’e şikayet edildiğini...
GÜNÜN SÖZÜ
"AKP eğer Anayasa Mahkemesi’nin kararı karşısında bir mevzuat değişikliği yaparsa kendi hakkında çıkardığı bir af kanunu anlamına gelir ve sürekli eleştirilir."