Paylaş
Buna karşın pek çok söylenti ortaya atılıyor. İktidar kanadında bu konuda bir görüş sızmıyor. Genelde bu aylarda atamalar hemen hemen belli olur ve gelen-giden komutanlar devir-teslim törenlerine hazırlanır.
30 Ağustos'tan geçerli olmak üzere yapılan atamalarla ilgili devir teslim törenleri; alt birliklerde 15-30 Ağustos, kuvvet komutanları arasında 20-25 Ağustos ve Genelkurmay Başkanlığı içinse 25-30 Ağustos tarihlerinde yapılır.
Emekli bir komutan ile konuşuyoruz; kendisi şöyle diyor:
“Sınır ötesi harekatın gündemde olduğu bir dönemde, komuta kademesinin şimdiden belirlenmesi, ilgili ülkelere güçlü bir mesaj niteliği taşır.”
Ayrıca “30 Ağustos yaklaşırken ve Büyükanıt üzerinde spekülasyon yaratılırken, kamuoyuna Genelkurmay Başkanı'nın ataması ile ilgili prosedürü hatırlatmayı uygun gördüm” diyerek şunları anlatıyor:
- Milli Savunma Bakanı, Başbakan'a bu makama atanması için düşünülen ismi önerir. Bu isim teamüllere göre, en kademeli orgeneral ve kuvvet komutanıdır. Çünkü Kuvvet Komutanlığı yapmayan Genelkurmay Başkanı olamaz. (Bu arada tek aday Büyükanıt)
- Başbakan önerilen adı uygun görürse bunu Bakanlar Kurulu kararına dönüştürerek onay için Köşk'e gönderir.
- Köşk'ün onayını takiben 30 Ağustos'tan geçerli olmak üzere atama ikmal edilmiş olur.
- Bu prosedürde Genelkurmay isim önerme bağlamında devrede yoktur.
- Hükümet bu atamayı Askeri Şûra'yı beklemeden veya Şûra ile birlikte hemen yapar ve söylentilere son verir.
- Genelkurmay Başkanlığı'na atama, Kara Kuvvetleri ve 1. Ordu'ya yapılacak atamaları zincirleme olarak etkiler.
- Bu atama 30 Ağustos'tan geçerli olmak üzere hemen yapılırsa (yasal bir engel yok) TSK üzerindeki spekülasyon ve yıpratma kampanyası sona ermiş olur.
ORDU YIPRATILMAZ
Komutan ayrıca şunları ekliyor:
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, daha önce emekliye ayrılacağını deklare ettiği için bu kimseyi rencide etmez. Ankara'da bu işlemin geciktirilmesi TSK'nın yıpratılma kampanyasına devam gibi (kulislere göre) algılanıyor. Böyle önemli bir dönemde bu atama ilan edilirse, hem yanlış algılama ve hem de yıpratılma kampanyaları son verilmiş olur; Silahlı Kuvvetlere de moral ve motivasyon sağlanmış olur.
Kürşad Tüzmen bunu hep yapıyor
MİLLİYET’ten Nedim Şener’in önceki günkü haberinde, Habur Gümrüğü’nde
gerçekleştirilen hayali un ihracatları ile ilgili operasyon Edirne Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın çalışmasıyla başlamış, Edirne Cumhuriyet Savcılığı da soruşturma açmıştı. Savcının isteği üzerine görevlendirilen üç müfettiş konuyu gümrük mevzuatı yönünden incelememiş ve 10 Temmuz 2006 tarihinde de savcılığa göndermişti.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ise, operasyonun tamamen müfettişler tarafından yapıldığını ve Emniyet’in olaya sonradan dahil edildiği izlenimini verecek şeklinde bir açıklama yaptı. Açıklamasında olay sanki Edirne Gümrüğü'nde olmuş gibi maddi hatalarda yaptı. 'Yiğidin hakkını yiğide ver' derler. Tüzmen, Hanefi Avcı’ya hakkını vermediği gibi olayı da sahipleniyor. Ama bu ilk değil. Daha önce 60 dolayında gümrük memurunun tutuklandığı Kapıkule’deki rüşvet organizasyonu sırasında da aynı tutumu sergilemişti. Biraz da geriye gidelim, İstanbul’da ele geçirilen bazı askeri mühimmat ile ilgili olarak gemiye yaptığı ani çıkış ile gündeme geldiğini de hatırlayalım. O da tam bir fiyasko olunca Tüzmen hiç ses çıkarmadı. Kısa süre önce de cep telefonu kaçakçılığı ile ilgili olarak “2 milyar doları Hazine’ye kazandırdık” diye açıklama yaptı. Acaba Hazine’ye bu konuda bir tek dolar girdi mi? Tüm bunlar olurken Tüzmen hep aynı klişeyi kullanıyor; ”İçimizdeki ayrık
otları temizliyoruz.” Kapıkule, Habur, Gürbulak derken Haydarpaşa’da ortaya çıkan rüşvetçi memurlar olmak üzere 150’in üzerinde memur hakkında soruşturma açıldı. Bu memurlar Tüzmen’in atadığı ve başmüdür olarak atama kararnamesi bile Köşk tarafından veto edilmiş bir Müsteşar Vekilinin yönetiminde gerçekleşiyor. Tüzmen’e de 'action man'lik yapmak kalıyor.
Biliyor musunuz
- CHP Tekirdağ Milletvekili Erdoğan Kaplan’ın, Toprak Mahsulleri Ofisi’nden (TMO) ‘ihraç kaydı ile ton başına 150 dolar düşük fiyatla alınan 56 bin ton buğdayın (o da tespit edilebilen) iç piyasaya sürülerek TMO’nun 8.5 milyon dolar zarara uğratıldığı' haberlerinin doğru olup olmadığını gündeme getirirken, bu arada bazılarının dini cemaatlere bağlı olduğu söylentilerine dayalı olarak değirmen sahipleri arasında AKP’ye yakın olanların bulunup bulunmadığını sorduğunu...
- 3. Geleneksel Osmaneli Alaca Karpuz Festivali'nin 4-6 Ağustos'ta Bilecik-Osmaneli'nde, 2. Geleneksel Feslikan Yaylası Şenlikleri'nin 28-29 Temmuz'da Antalya-Doyran'da yapılacağını...
Günün Sözü
"Kurnazlık her işe yarar ama hiçbir şeye yetmez."
(Haratio Alger)
Tuvalet yok mescit var
SEYAHAT için gittiğimiz Malatya'dan geri dönerken gece boyunca kusan oğlum nedeniyle Sivas, Yıldızeli Devlet Hastanesi'ne uğradık ve bize 'gaita tahlili' yaptırmamız gerektiği söylendi. Tuvalete gittiğimizde eski tip, pislik içinde, sabunu olmayan alaturka tuvalet vardı ve 10 yaşındaki oğlumun tansiyonu 5-8 olduğu için başı döndü. Bunun üzerine laboranta, alafranga tuvalet var mı, diye sordum. Yok, dedi. Fakat aynı katta bir mescit vardı. Ülkeyi Arap ülkesine çevirenler hastalar için çok gerekli olan tuvaletleri yapmayıp önceliği mescide vermişler.
Serap ATABAY
PTT kreşi
BİZLER PTT’de karı-koca çalışan aileleriz. Doğal olarak çocuklarımız PTT kreşine gitmek zorunda. Geçen yıl kreş ücreti 75 YTL+servis parası+özel ekstralar olarak belirlenmişti.
Bu yıl bir zam yapıldı ki akıllara zarar! 170 YTL+KDV+servis+özel ekstralar...
İki çocuğu olan memurun durumunu siz düşünün.
Bir de kreşe stajyer öğrenci alınacakmış ve öğrencinin maaşını biz ödeyecekmişiz; böyle bir şey olabilir mi?
PTT Genel Müdürü Osman Tural ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dan bu haksız durumun düzeltilmesini talep ediyoruz.
Mesaj Panosu
- KUŞADASI-Selçuk Karayolu'ndaki yol çalışmasının 2 sene önce biteceği söylenmişti. Ancak bu yıl da bitmedi. Çalışmalar iyice yavaşladı. Bu gidişle gelecek sezona yetişmeyecek. Yolun neden bitirilemediğine ilişkin bir yetkili açıklama yapabilir mi lütfen?
Sezai GÜNEŞ
ÇORLU Belediye sınırları içinde, Tekirdağ Yolu üzerinde, 1. sınıf tarım
alanlarına yapılmak istenen konutlarla ilgili imar tartışmaları sürüyor.
‘Çorlu Park’ projesini gerçekleştirmek isteyen Propa şirketi ile
belediye başkanı Altan Ersin’in daha önceki açıklamaları, bazı konularda
‘yanıltıcı’ ve gerçekleri göz ardı edici bulundu.
TMMO Çorlu Şubesi’ne bağlı bir grup mimar ve mühendise projeyi
değerlendirmelerini istedik. Bu çalışmadan sonra “Ne diyorsunuz Yalçın
Bey, bu proje inanılmaz şekilde rant kokuyor. Bir sürü usulsüzlükler
dikkat çekiyor. Her şey ışık hızı ile gerçekleştirdi. Zaten geçmiş
yoğunluğuyla kent içi trafiği yaşanmaz olan Çorlu daha da olumsuzlarla
karşılaşacak” dediler.
Kendilerinin bize ilettikleri eleştirileri şu noktalarda toplanıyor:
- ‘Çorlu Park’ konutlarına ait arazinin bulunduğu bölgede, 10.4.2006
tarihli Meclis kararı ile plan revizyonu yapmıştır. Bu yeni plan mevcut
çevre düzeni planına ve İmar Kanunu’na uygun mu, değil midir.?
- Çorlu Belediyesi, bahse konu olan arsaların bulunduğu bölge ile ilgili
İmar planlarını (1/1000 ölçek) 11.11.2005 tarih ve 2005/304 sayılı
meclis kararı ile 4 kat yükseklik ve düşük yoğunluk olarak uygulamaya
koymuştur.
- Ne hikmetse… Aynı belediye yetkilileri, aynı bölge için 5 ay gibi kısa
bir süre sonra, 10.4.2006 tarih 2006/356 sayılı karar ile, yeni plan
revizyonu ve 18. madde uygulama kararı alıyor.
- Propa adlı müteahhitlik firması, o bölgede yaklaşık 300.000 m^2 ^
araziyi vatandaşlardan satın alıyor, üstelik bu arsaları alırken de imar
planlarında 4 kat olduğu bilerek (Bu arazi alım işlemini Propa 10.4.2006
tarihinden önce yapıyor)
- Çorlu Belediye Meclisi, 10.4.2006 tarihinde aldığı plan revizyonu
kararında aynen şöyle yazıyor. ‘’Hızla gelişmekte olan ilçemizin düzgün
ve çağdaş şehircilik uygulamalarına ve modern mimari tasarımlara yön
vermek amacıyla Tekirdağ yolunun her iki tarafına plan revizyonu ve
18.madde uygulaması yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir. (Yeni
plan revizyonu ve uygulama yolun her iki tarafına değil, sadece Çorlu
Park evlerin olduğu araziye yapılmıştır.)
PLAN DEĞİŞİKLİĞİ
- Yukarıda belirtildiği gibi Belediye Meclisi, 10.4.2006 tarihinde yeni
plan revizyonu kararı alıyor. Ve inanılmaz biz hız ile (Bu büyüklükteki
bir arazinin plan değişikliği için mümkün olamayacak bir süre) bir gün
sonra 11.04.2006 tarihinde Meclis yeni planı kabul ediyor!
- 10.04.2006 tarihi ile 11.04.2006 tarihi arasında sadece bir gün var!
Çorlu Belediyesi bu bir günde nasıl oluyor da gazete ile şehir
plancılarına duyuruyor! Başvuran şehir plancıları arasında seçim yapıyor
(Tabii böyle bir duyuru yok, dolayısıyla başvuru da yok!) Planı yapma
görevini verdiği şehir plancısı Seyidan Çamur‘u hangi kriterlere göre
nasıl belirliyor? İşi nasıl bir sözleşme ile hangi bedelle veriyor? Ve
bu kişi aynı gün plan çalışmasını yapıyor, imar komisyonuna dahi
göstermeden direkt Meclise sunuyor ve planı hemen 11.4.2006’da kabul
görüyor!
- Şehir plancısı Seyidan Çamur bu bölgede ikamet etmeyen, hiç kimsenin
adını dahi daha önce hiç duymadığı ve bu şehre daha önce hiç iş yapmamış
bir isimdir. Ne hikmetse Çorlu Belediyesi bu isme ulaşıp, iş veriyor.
ASKIYA ÇIKARMA KOMİKLİĞİ
- Gariplikler devam ediyor...1.4.2006 tarihinde Meclisin karar aldığı
yeni planlar 12.4.2006’de yazı işlerince askıya çıkarılmış. (Çorlu
Belediyesi tarihinde, hiçbir meclis kararını daha önce bir gün içinde
askıya çıkartmamıştır)
BAŞKAN ODASI
- Ve gerçek şudur ki, böyle bir askı olmamıştır. Bir aylık sürede
projeler kamuoyundan itiraz gelmesin diye Belediye Başkanı Altan Ersin
tarafından bizzat odasında saklanmıştır.
- Askıya gerçekte çıkmamış planlara da doğal itiraz olmamıştır. (Bu
belediye tarafından yapılan diğer bölgelerdeki tüm plan değişiklerine
askı sürelerinde resmi itirazlar olmuştur) Nasıl oluyor da bir bölgede
kat adedi 4 kattan, 14 kata çıkacak, planlar askıda gerçekten kalacak ve
tek bir itiraz dilekçesi verilmiyor!
- Asılmayan planlara itiraz olamayacağı için 12.5.2006 tarihinde planlar
kabul görmüş oluyor.
- Bu arada önemli bir detay da, Çorlu Belediyesi imar planlarını yapma
görevi dört yıl önce resmi ihaleyle şehir plancısı İsmail Günal‘a
verilmiştir. Günal, Çorlu Belediyesince kendisine teklif edilen Çorlu
Park evleri arazinin bulunduğu bölgenin revizyon teklifini, çevre düzeni
planına aykırı olduğu için kabul etmemiştir. Belediye mecburen bu
usulsüz işlemi yapmayı kabul eden Seyidan Çamur ‘a vermiştir.
- Şimdi gelelim kabul edilen yeni plandaki inanılmaz rantın boyutlarına…
Öncelikle plan değişikliği için gerekli olan ve çevre düzeni planında
4.7 maddesi uyarınca belirtilen DSİ’nin görüş ve onayı alınmamıştır.
Kat artışına gidilmiştir.
Yeni planların yapıldığı arazilerin %40‘ı kamuya bedelsiz terk
ettirilmesi gerekli iken sadece %25’i terk ettirilmiş firmaya fazladan
150 adet daire hakkı kazandırılmıştır.
TEKNİK USULSÜZLÜKLER
Daha önceki plan ile yeni plan arasındaki teknik usulsüzlükler aşağıdadır.
Eski planlarda kat yüksekliği 4 kat
Yeni planlarda kat yüksekliği 14 kat
Eski planlarda inşaat toplam alanı 140.000 m^2 ^
Yeni planlarda inşaat toplam alanı 300.000 m^2
Eski planlarda park alanları 70.000 m^2
Yeni planlarda park alanları 45.000 m^2
Eski planlarda okul alanı 18.000 m^2
Yeni planlarda okul alanı 12.000 m^2
Eski planlarda resmi kurum alanı 19.000 m^2
Yeni planlarda resmi kurum alanı 9.000 m^2
Eski planlarda spor alanı 32.000 m^2
Yeni planlarda spor alanı 20.000 m^2
Eski planlarda Belediye hizmet alanı 25.000 m^2
Yeni planlarda Belediye hizmet alanı 0 m^2 ^
RANTTA ÇAĞDAŞLAŞMA
- Teknik verilerde de net olarak görüldüğü gibi Çorlu Park‘ın inşaat
alanları iki katına çıkarılmıştır. Daha önceki planlarda görülen kamuya
ait alanlar %50 küçültülmüştür. Böylece Meclisin, 10.4.2006 tarihinde
daha çağdaş bir şehircilik için aldığı karara göre Çorlu rantın boyutu
ile çağdaşlaşmıştır.
- Planlardaki bu inanılmaz kanunsuzluklar bununla da kalmıyor.18.madde
uygulaması da tam bir skandal olarak dikkat çekiyor.
- Planların askı sürecinin akabinde, Meclis 15.6.2006 tarihinde aldığı
karar ile bu bölgenin 18. madde uyguluma işi için Çorlu Belediyesinde
imar işlerinde görevli harita mühendisi Hülya Taşkın’ı görevlendiriyor.
Tek başına bu 300 dönümlük uygulamayı 15 günde tek başına araziye hiç
gitmeden bitiriyor. (Aslında donanımlı bir ekip, bu çalışmayı en az üç
ayda yapabilir.)
18. MADDE UYGULAMASI
- Burada yeni bir skandal ortaya çıkıyor. Belediye 18. madde
uygulamasını kendi yaptı görünüyor, fakat uygulama dosyasını kadastro
müdürlüğüne Erol Göcek adında serbest piyasada çalışan bir harita
mühendisi teslim ediyor.
- 18. madde uygulamasında, o bölgedeki Çorlu Park arsaları bir arada
adalar bazında homojen korunurken, normal vatandaşın arsaları daha
değeri düşük arka odalara atılıyor.
- Belediyenin 18. madde uygulamaları kadastroya verilişinden iki gün
sonra onaylanıyor (Çorlu kadastrosunda bırakın bu kadar büyük bir 18
uygulamasını, çok küçük bir parselin terk işlemi bile en az 30 günden
önce çıkmamakta iken.. )
- Kadastro iki günde onayladığı dosyayı tapuya veriyor ve ışık hızı
burada da karşımıza çıkıyor. Tapu Müdürlüğü iki günde tapuları onaylıyor.
- Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin tek başına Çorlu Park evlerinin
yapılacağı bölgedeki tüm organizasyonu firma yetkilileri ile kendi tek
başına yapıp bunları meclisten geçirtiyor. Fakat ne gariptir ki
10.4.2006, 11.04.2006 ve 15.06.2006 tarihlerinde bu konuların görüşülüp
karaların alındığı Meclis kararlarında bulunmuyor. Başkan vekili olarak
ortada dönen kanunsuzluktan ve ranttan habersiz olan Türkay Çelebi
imzalıyor.
Çorlu’da çıkan Devrim Gazetesi’nin yazarı Erdal Özcan dün akşam evine giderken üç kişinin sopalı, yumruklu saldırısına uğradı. Çorlu Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Özcan ilk tetkiklerin yapılmasının ardından evine gönderildi. Özcan bir süredir gazetesinde Çorlu Belediyesi’ne dönük imar uygulamaları ile ilgili haberler yapıyordu.Belediye Başkanı Altan Ersin ve belediye meclis üyelerinin bir çoğu hafta sonundan beri St. Petersburg gezisinde bulunuyorlar.
GSGM Tesisler Daire Başkanı Atalay'dan açıklama
"BU ihaleyi beğenmedim" (3.6.2006) başlıklı köşe yazınıza istinaden Kamu İhale Kurumunca yapılan inceleme sonucu Kamu İhale Kurulu'nun 26.06.2006 tarih ve 1493 sayılı kararında özetle;
Bingöl Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından açık ihale usulü ile ihale edilen Şehir Stadyumu güçlendirme işi ihalesinin Kamu İhale Bülteni'nde ve 'Bingöl'ün Sesi' isimli yerel gazetede yayınlandığı, 6 isteklinin ihaleye katıldığı ve ihalenin en düşük teklifi veren firma üzerine bırakıldığı belirtilerek, inceleme konusu ihalenin Bingöl Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından yapıldığı, 20.04.2006 tarihli İhale Komisyonu 'olur'unda 'Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Dairesi Başkanı Serdar Atalay ile ihale üzerinde bırakılan firma arasında bir yakınlık olabilir mi?' sorusuna ilişkin iddianın incelenmesine gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır denilmekte olup, karar oybirliği ile alınmıştır.
Bu itibarla, yazınızda yer alan değerlendirmenin Kamu İhale Kurulu kararı doğrultusunda yeniden ele alınarak, bir hakkın teslim edilmesi noktasında tarafınızdan gereğinin yapılacağı inancıyla bilgilerinize sunarım."
Serdar ATALAY- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Dairesi BaşkanıPaylaş