Paylaş
Belki hoş olmayacak ama makale yazarı Zeyno Baran'ın özel hayatına da şöyle bir göz atmak gerekiyor düşüncesindeyim. Peki neden?
Ankara-Washington ilişkilerini yakından takip eden herkes bilir ki Zeyno Baran'ın, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza ile arkadaş oldukları Dışişleri koridorlarında sık sık dile getirilen bir gerçektir.
Bryza, görevi nedeniyle Türkiye ile yakından ilgilenen bir isim. Defalarca Türkiye'ye gelerek temaslarda bulunan Bryza, ABD'nin PKK ve Kıbrıs konusunda Ankara'ya verdiği sözleri neden yerine getirmediğini, binbir gerekçenin arkasına sığınarak anlatırken gösterdiği 'güler yüzlü' ifadesiyle Türk yetkilileri ve gazetecileri 'kandırdığını' sanır.
Bryza, özellikle TBMM'de 1 Mart Tezkeresi geçmediği için Bush yönetiminin Türkiye'ye karşı kimi zaman açıktan, kimi zaman da gizliden uyguladığı sert politikaların amansız bir savunucusu olup, Türkiye'nin cezalandırılması gerektiğini düşünen bir isimdir. Yazımın başında belirttiğim Bryza ile Baran arasındaki bu ilişki dikkate alındığında, Newsweek'te yayınlanan makale aslında Bryza'nın, dolayısıyla ABD yönetiminin arzuladığı bir darbe düşüncesini ortaya koyuyor gibi geliyor bana.
Aksini düşünmek, Türk Silahlı Kuvvetleri üst düzey yetkililerin Baran'a konuştuğuna inanmak, saflık olur."
NOT: (Hudson Enstitüsü'nün Türkiye uzmanı olan Zeyno Baran, 'Zaman'a yaptığı açıklamada ise, derginin makaleyi kısaltırken bazı önemli ayrıntıların gözden kaçırıldığını ve klasik manada darbe değil 'postmodern müdahale'den bahsettiğini söylüyor.)
600 milyon YTL'lik ihalede ihmal (!) mi var
TOKİ, TBMM-Konut ihalesini gizledi
BAŞBAKANIN 2002'de seçilen AKP milletvekillerinin ilk 'görüntüsü'nün (eşlerin türban ve çok çocukluluk) ilk anda Türkiye'yi 'şaşırtmaması' için ilk 'icraat' olarak hemen satılmasına karar verdiği TBMM lojmanları ihaleye çıktı.
Peki bu ihale, TOKİ'nin daha önce yaptığı gibi gazetelerde ilan yoluyla neden duyurulmadı?
Hafta sonundan beri Ankara'dan, müteahhitlerden gelen şikayetleri dinler misiniz?
"Siz dün Ankara'da yazdınız, Oran'da Meclis'in çok katlı daireleri satılıyor.
Ama 350 dubleks villanın bulunduğu lojmanlar ise 'gelir paylaşımı' yöntemiyle ihale edildi. TOKİ, bu villaların yıkılıp yerine 1500 konut yapılmasını istiyor. Yasa gereği TOKİ ihalelerinin, Kamu İhale Kurumu bülteninde yayınlanması zorunlu değil. Ancak hasılat paylaşımı olduğu için Resmi Gazete'de yayınlanması gerekiyor. Öyle yapılmış ama..."
İhale geçen 7 Kasım'da ilan edilmiş ve ihale günü de 22 Kasım olarak belirtilmiş.
İhaleden haberi olmayan müteahhitler, "Dünyanın hiçbir yerinde, yaklaşık 600 milyon YTL'lik bir ihale için 14 günlük süre tanınamaz. Hiç bir müteahhidin böyle büyük bir projeye bu kadar kısa sürede teklif hazırlayamaz" diyorlar.
İyi niyetli müteahhitler, TOKİ'nin ihalesini gözden kaçırdıklarını belirtiyor. Doğru, gözden kaçar. Resmi Gazete'de "Ankara ili Çankaya ilçesi, Dikmen Mahallesinde 16.743 ada, 1 nolu parselin arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı..." diye yazılırsa, bir çok kişi buranın TBMM lojmanları olduğunu bilebilir mi?
TOKİ, Bahçeşehir ve Ataşehir gibi büyük projeleri için büyük gazetelere ilanlar verdiği gibi, kendi internet sitesinde de duyuruyu yayınlamış.
Sonuçta ihaleye üç firma teklif verebilmiş. MESA-Aktürk Yapı-Emlak Pazarlama Girişim grubu, İhlas Holding-Yeşil İnşaat ve Durmaz İnşaat-Ümitli Turizm ve Bleda Yapı.
TOKİ, yarın ihaleye giren üç firmaya gelin biraz daha fiyat arttırın diyecekmiş. Bu durumu bize bildiren müteahhitler "Bizde bu ihalede yer almak istiyoruz, kamu yararı söz konusu olacağına göre yeniden yapılması nasıl olur?" diye soruyorlar.
Bir doktorun feryadı
Ne olur Mesudiye'yi kurtarın
BEN Mesudiye (Ordu) Devlet Hastanesi'nde pratisyen doktor olarak çalışmaktayım. Şu an vekâleten başhekimliğe bakıyorum.
İdaredeki 2 memur arkadaşın tayini çıktı ve onların yerine bakacak personelimiz yok.
Son 10 gündür Sağlık Müdürlüğü ile görüşmekteyim, ama kendi başınızın çaresine bakın diye bir cevap aldım...
Ayniyat, döner sermaye, maaş, faturalar, ihaleler gibi idari işlere bakacak personelimiz yok ve müdürlükten personel istedik ama yukarıdaki cevabı verdiler...
Bakanlığı aradım, baştan savma yanıt verdiler...
Burada çalışan hemşire ve sağlık memuru arkadaşlar sözleşmeli olduğu için bir şey yapamıyorum.
Onları çalıştırmam yasak..
19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Bölümü'nü kazanmama rağmen buradaki işleri bırakıp gitmek istemiyorum.
Biliyorsunuz, Mesudiye küçük ve ulaşım çok zor.
Kış mevsimi geliyor, eğer buradaki işler yolunda gitmezse mecburen hastaları Ordu'ya sevk etmem gerekecek ve bunu vicdanım kabul etmiyor.
Zaten sağlıklı insan güçlükle ulaşımı sağlıyor, hasta insanı göndermek olmaz.
Sizden ricam; büyüklerimizden bu işi çözmekte yardımcı olmaları.
Vatanın her yeri benim için kutsaldır ve mecburi hizmette beni buraya atayan devlet için elimden geleni yapıyorum ve yapacağım.
Hastalarla daha iyi ilgilenmem için idaredeki işlerin yoluna girmesi çok iyi olur. Lütfen en kısa zamanda olumlu ya da olumsuz cevap verilmesini istiyorum ki, yolumuzu çizelim, başımızın çaresine bakalım..
Dr. Fatih ULUSOY/0505-333 85 71
Zeytinburnu'ndaki ihaleyi kim kazanacak
DÖKÜM işleri yapan bir esnafla konuşuyoruz. Bugün saat 15.00'te Zeytinburnu Belediyesi'nin yapacağı 'Muhtelif Yerlere Döküm Yol Sınır Elemanları Alınması' ihalesinden bahsediyor.
"Yalçın Bey, şartname almak için Fen İşleri Müdürlüğü'ne gittim. Müdür Bey 'Bu iş bitti, sen takip et başka bir ihaleye girersin, sonra zorluk çıkar' dedi. Şaşırdım. Bir ara telefonu çaldı, karşıdaki kişi ihale hakkında bilgi istemiş olacak ki, Müdür Bey 'İhale hakkında telefonda bilgi veremiyoruz' dedi. Biraz daha konuştuk 1250 tane 'yol sınır elemanı' (arabaların park etmesini önlemek için) alacaklarını söyledi. Ağzından '85' gibi bir laf çıktı ama sonra toparladı, söylememiş gibi davrandı. Tahmin ediyorum ki bir yol sınır elemanı için 85 YTL ödeyecekler, ben ihaleye girebilseydim 70 YTL'ye hatta daha da aşağı fiyata düşerdim."
Bize bu bilgileri veren esnafla konuştuktan sonra gün içinde iki esnaf daha aradı bizi... Onlarda aşağı yukarı aynı şeyleri söylediler; hatta ihalenin önceden yapıldığını, işi alacak firmanın belli olduğunu iddia ettiler.
Acaba ihaleyi kim kazanacak?
Geçtiğimiz aylarda, İSKİ’nin rögar kapaklarında 'Allah' benzeri bir yazı yazarak tüm haber bültenlerinde reklamını yapan Mert Döküm olabilir mi?"
Düz liseliler 'çarmıha' gerildi
MİLLİ Eğitim Bakanlığı'nın yayınladığı 2006/76 sayılı bir genelge adeta 'ölüm emri!' niteliğinde. İmam hatipler için 'kahramanca' uğraş verilirken, düz lisede okuyan bizim çocuklarımız 'çarmıha gerilmek' isteniyor.
Söz konusu genelgede, sınıfta kalan öğrencilere ayrı bir sınıfın açılması öngörülüyor, doğal olarak diğer sınıflara (öğrencilere) ayrıcalık tanınıyor. Sınıfta kalan öğrencilerin aynı sınıfta eğitim görmeleri, o öğrencilerin diğer öğrenciler karşısında, deyim yerindeyse 'zenci öğrenciler' durumuna düşürülmesi demektir. Böyle bir uygulamanın anlamı, "sınıfta kaldın, o halde sana reva görülen uygulamayı çekmelisin!" tarzında bir cezalandırmadır.
Bu durum da o öğrencinin psikolojisinin altüst olması anlamına gelir. Ayrıca sınıfta kalanların aynı sınıfta toplanması, fırsat ve imkân eşitliğine de aykırı bir durumu ifade eder.
Sınıfta kalan öğrencilere ayrı bir sınıfın açılması, onları 'sabıkalı' öğrenci konumuna koymak demektir.
Av. Ali Ertan AKGÜN
Günün Sözü
"Esnafı ezdirmeyeceğiz, Türkiye’yi soydurmayacağız, devleti de böldürmeyeceğiz."
(CHP Genel Başkanı Deniz Baykal)
450 bin Euro'nun hesabını verdi mi
GAZİ Üniversitesi Rektörü Prof. Kadri Yamaç'tan öğrenmek istiyoruz. Atatürk'e "bu adam" diyen Atilla Yayla, Emin Çölaşan'a yaptığı açıklamada AB fonlarından iki proje için toplam 450 bin Euro aldığını ifade etmişti. Şimdi merak ediyoruz. İlgili yasa uyarınca devlet memuru olarak mal bildirimindeki artışı (alınan 450 bin Euro ile ilgili) Rektörlük makamına bildirmiş midir? Bununla ilgili herhangi bir işlem (inceleme-soruşturma) yapılmış mıdır?
Zeynel TOROS-ANKARA
Rumelifeneri Ketendere Koyu'nda yağma
RUMELİFENERİ halkı olarak imar konusunda sürekli sıkıntı yaşamaktayız. Yerleşim biriminin eski olması nedeniyle evlerimize yapmış olduğumuz en ufak tamiratta belediye görevlileri karşımıza dikiliyor. Ancak aynı hassasiyeti 'zengin kesime' gösteremiyorlar.
Dündar İnşaat köyümüzün en güzel koyu olan Ketendere'yi bir yerleşim yeri kurma adına katletti.
Bir Rumelifeneri sakini olarak, dedelerimizden bu köyde ne zorluklarla Rumlarla yaşadıklarını, Ketendere Koyu için ne fedakarlıklar yaptıklarını
dinlerken yapılan bu katliam çok zoruma gidiyor.
Mustafa ÖZGÜR
Ödül mü hakaret mi
BAZI çevreler, sanki bir lütufta bulunuyormuş gibi, İstanbul'un 'kültür başkenti' ilan edildiğini söyleyip duruyorlar. Bu yapılan, İstanbul'a övgü değil, aslında hakarettir. 38 kenti 'kültür başkenti' ilan ettikten sonra, sıra ancak İstanbul'a gelmiş; üstelik başka iki kentle birlikte!
İstanbul'un Türk ve Müslüman kimliğini, akılları sıra bulandırmak istiyorlar. Yine "üç dinin..." vs. diye başlayan konuşmalar yapacaklar. Düzenlenecek etkinliklerde 'malum zevat' da mutlaka yer alacak. Hatta bu "seçim"den dolayı, bir de utanmadan ödünler koparacaklar!
"İstanbul'un, bu tür uydurma ödüllere ihtiyacı yoktur; haydi başka kapıya!" diyecek birisini arıyorum.
F. Murat DOĞAN
Paylaş