Futboldaki maskaralık

İKİ kale, bir top... Sistemli bir oyunun güzelliği insanlara mutluluk veren bir spor... Ama biz oyundan çok hakemleri ve idarecileri konuşuyoruz.

Gittikçe çirkin bir ortama doğru sürükleniyor futbol dünyamız.

Önceki akşam bir kanalda FB Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a verilen 4 aylık 'hak mahrumiyeti' konuşuluyordu. Yıldırım bundan sonra şeref tribününe girebilir mi, giremez mi? FB ile ilgili resmi yazışmalara imza atabilir mi, atamaz mı?

Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy bu tür tartışmalarda 'araziye çekildiği için' öne çıkarttığı yardımcısı Ata Aksu, cezayı Hukuk Kurulu'nun verdiğini ve 'onları bağlayacağını' söylerken alenen topu taca atıyordu.

Daha doğrusu Hukuk Kurulu dosyayı Profesyonel Disiplin Kurulu'na göndermiş, kararı o açıklamıştı.

Peki bu kurullar kimin kuruludur Aksu?..

Futbol Federasyonu, verilen kararların arkasında neden durmuyor?

Ata Aksu, futbol otoriteleri Turgay Şeren, Ahmet Çakar ve Ziya Şengül'ün canlı yayında yüzüne karşı söyledikleri gibi hukuka karşı tam bir keyfilik örneği gösteriyordu.

KIVIRTIYORSUNUZ

‘‘Yıldırım
stada girebilir derken, neden siyasetçi gibi kıvırtıyorsunuz? Brutus'luk yapıyorsunuz... Spor camiasında barışı zedeliyorsunuz... FB ile federasyonu karşı karşıya getiriyorsunuz? Rol yapıyorsunuz; korkuyorsunuz... Federasyon tavşana kaç tazıya tut mantığını içinde...’’

Aksu sorular üzerine ‘‘Aziz Yıldırım'a cezayı biz vermedik. Yıldırım şeref tribününe girebilir’’ diyor.

Peki bu cezayı kim verdi?

Aslında cezayı federasyonun yetkili kurulu vermiş; Federasyon Genel Sekreterliği de kararın uygulanması için yazıyı Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne göndermiş.

BTGM İstanbul İl Müdürü Vedat Bayram, kendisine bu konuda bir yazı gelmediğini söylüyor; ‘‘Gelirse uygulama yaparım’’ diyor.

Federasyon sıkışıyor, Aksu'ya ‘‘Takıyye yapıyorsunuz’’ diye yükleniliyor.

Öte yandan Yıldırım da, bu kargaşa içinde yazı eline gelmeden gereksiz söylemlerde bulunuyor.

Bir federasyon ya verdiği cezanın arkasında durur ya da böyle bir ceza vermez. Açık açık takıyye yapmaz. Bazı spor medyası da bu gelişmelere 'ahbap çavuş' ilişkilerinin dışında bakmalıdır.

Spor 'mafya, çete, şike, doping' maskaralığından artık kurtarılmalıdır. Atatürk ‘‘Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda da ahlaklısını severim’’ dememiş miydi?

Federasyon özerk değildir


FUTBOL dünyasından bir uzman, ‘‘Bu bir skandaldır. AB'ye girmek için mücadele eden bir ülkenin futbolda kuralların dışına çıkarak keyfi karar vermesi UEFA'nın onayını alamaz’’ diyerek şunları söyledi:

‘‘Bu federasyon, Türkiye Futbol Federasyonu değil, 'Kulüpler Federasyonu'dur. Bu kafa güdümlüdür; özerk olamaz. Mafya ve çetenin pençesinde gelişen olayların soruşturmaları ortada iken geçen hafta verdikleri 'şike yoktur' kararıyla federasyon kendi hukukunu kendi tayin etmektedir. Gazeteci Tuncay Özkan'ın ortaya çıkardığı ve yargıya intikal eden 'Şike Dosyası'nı tanımamaktadır. Cezaevindeki hakemlerin neden yattıklarını izah edememektedir. Dosyalar neden mahkemeler arasında dolaşmaktadır? Almanya'da yakalanan Ali Fevzi Bir'in, 'Ben konuşursam dünya kupasına gidemeyiz' sözlerinin altında ne yatmaktadır? Bu manzara karşısında korkumuz, Dünya Kupası'ndan ihraçla karşı karşıya kalmak anlamını taşımaktadır. Ki, Bakan Fikret Ünlü bunu çok açık biçimde ortaya koymuştur. Dünya Kupası'ndan sonra federasyonun genel kurula gidilmesini bu nedenle istemektedir. Dünya Kupası'ndan sonra 'temiz spor' için her şeyin sil baştan ele alınması gerekmektedir. Toplum, dürüst insanları görev başına çağırıyor.’’

Gençler kanmayın


YURTDIŞINDA, özellikle de Türk Cumhuriyetleri'nde üniversiteye okumaya gidenler, döndüklerinde denklik alamadıkları için ağlaşıyorlar. Bu konuda çok sayıda 'şikayet' alıyoruz. Artvin Murgul'dan Ahmet Aydın adlı veli de, ‘‘Azerbaycan'da beş yıl okuyan çocuğumun okulunun denkliği YÖK tarafından neden kabul edilmiyor’’ diye sorarak, diplomanın askerlik ve resmi dairelere işe başvuruda işe yaramadığından yakınıyor.

Konudan habersiz ya da bilgi sahibi olmayanlar YÖK'e, Milli Eğitim'e ve TBMM'ye başvurarak, 'denklik' istiyorlar.

Ey veliler, gençler, öğrenciler...

Yine üniversiteye giriş sınav zamanı geliyor... Yine sizleri 'YÖK tarafından tanınan diploma veriyoruz' denilerek Türk Cumhuriyetleri'ndeki üniversitelere götürecekler çıkacaktır. YÖK yıllardır duyurularla uyarıyor. Ancak siz simsarlara inanıyorsunuz, aileler büyük harcamalar yapıyorlar.

Sakın YÖK'e sormadan bir şey yapmayın.

YÖK, ÖSS kılavuzunda yer almayan hiçbir kurumun/üniversitenin verdiği diplomaları tanımıyoruz, diyor.

Üçkáğıtçılara sakın kanmayın; her şeyi YÖK'e sorarak yapın.

Çinkur’u cin gibi çarptılar


KAYSERİ Çinkurzedelerinden biriyim. Bizi doğal afetler değil devlet vurdu. Çinkur, 1966 mayısında özelleştirildi. Hayır, aslında işçi kurban edildi, Çinkur ise İranlılara peşkeş çekildi. Uzmanlarca değeri 250 milyon dolar olan fabrika 600 çalışanının kıdem taminatı ile birlikte 18.5 milyon dolara hediye edildi.

Türk Metal üyesi olan 410 işçinin hiçbir yasal hakkı verilmeden kapı önüne konulduk.

Ankara'ya gittik geldik; kimlerle görüşmedik ki... Emekli olanların kıdem tazminatları verilecek, diğerlerinin de kamuya tayinleri yapılacaktı.

Ortada olan bir şey yok.

Bu insanlar ne yapar diye düşünen de yok.

Mehmet BÖLÜK / KAYSERİ

MESAJ


TASFİYE halindeki Boğaziçi İstinye Yapı Kooperatifi yöneticilerinden Erol Bilir, Murat F.Bayan, M.Faik Aksoy aynı zamanda İstinye Boğaziçievleri Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği kurucu üyeleridir. İstinye, Sarıyer pafta 393 ada 1 parsel taşınmaz üzerinde kamuya ait okul arsasındaki bir barakayı tadilat yaparak muhkem bir bina haline getirmişlerdir. Hiçbir yetkiliden yasal izin almadan ruhsatsız yapılan dernek lokalinin açılışına tüm yetkili makamlar davetlidir!

Muammer DURGUN / İSTİNYE

ÜNLÜ
Fransız sinemacı Luc Besson'un, Paris'in banliyolerinde yaşayan bir grup göçmen gencin gerçek yaşam öyküsünün anlatıldığı 'Yamakasi' adlı filminin galası perşembe akşamı AFM Fitaş 1 nolu salonda yapılacak. Galanın gelirleri, bir hayırsever tarafından Sokak Çocukları Derneği'ne Çatalca'da bağışlanan 'Umutevi ' projesine harcanacak. (Dernek Başkanı Yusuf Ahmet Kulca; 0532-375 71 41)
Yazarın Tüm Yazıları