Faruk Şen’in Almanları kızdıran yazısı

BU yazı, merkezi Almanya’nın Essen kentinde bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı Direktörü Faruk Şen tarafından yazıldı. Referans Gazetesi’nde haftalık yazıları arasında 19.6.2008 tarihinde çıkan bu yazı, Almanlar tarafından beklenmedik şekilde tepkiyle karşılandı. Şen’in işinden olması için hakkında tertipler başladı.

Almanları kızdıran, Şen’in ’Avrupa’nın Yeni Yahudileri’ başlıklı yazısı şöyle:
"20. yüzyılın ortalarına dek Avrupa ülkelerinde Yahudi olmak çok kolay değildi. Nazi Almanyası başta olmak üzere pek çok ülkede
Alaton’la dayanışma için yazdım
TÜRKİYE’
de tatilde bulunan Faruk Şen, kendisini aradığımızda şunları söyledi:

"Bu yazıyı ben Türkiye’de İshak Bey’le dayanışma için yazdım... Esasında buna kızacak olan varsa Türkiye’nin kızması lazım aslında. Türkiye hakikaten toleranslı bir ülke, fakat aynı toleransı Almanlar gösteremedi... Bu konuda Alman Musevi Örgütü başkanları ile konuştum ve dayanışmayı da sağladım. Buna rağmen böyle bir adım attılar. Fakat Almanya bir hukuk devletidir. Bunu hukuk geri çevirecektir. 23 yıl önce kurduğum kurumda böyle bir olayın gelişmesi ne kadar iyi niyetle ölçülür, bunu soru işareti olarak bırakıyorum." Türkiye-Almanya milli maçı arifesinde gelişen bu olaya karşı, herhalde Almanya’daki akıllı uslu Türk ve göçmen derneklerini söyleyecekleri vardır.
dışlanan ve soykırımlara maruz kalan Yahudilerin ve insanlığın bu döneme ait acı dolu hikáyeleri anlatmak ile bitmez. Sürgünlerle dolu Yahudi tarihine baktığımızda 1492 yılında İspanya’dan Sefaradların gönderildiğinde, kendilerine Osmanlı devleti sahip çıkar. Bundan yaklaşık dört buçuk asır sonra 1933-45 yıllarında Almanya’da yaşanan kıyımdan kaçabilmeyi başaran entelektüellere kucağını açan genç Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu sürgünün hikáyesi geçtiğimiz günlerde Türkçesi Günizi Yayıncılık tarafından basılan "Ay-Yıldız Altında Sürgün" adlı kitapta yer bulmaktadır.

5 MİLYON TÜRK

Büyük kıyım sonrasında Yahudilerden arındırılmaya çalışılan Avrupa’da, 5 milyon 200 bin Türk, ’yeni Yahudiler’ haline gelmiş bulunuyor. 47 yıldır yaşlı kıtanın orta ve batısını da kendine yurt edinen insanlarımız aralarından 45 milyar Euro ciro yapan 125 bin girişimci çıkardıkları halde, farklı ölçek ve görünümlerde de olsa Yahudilerin karşılaştıkları ayrımcılık ve dışlamalara maruz kalıyorlar.

Sonu gelmez saldırılara maruz kalan Avrupalı Türk toplumunun bir mensubu olarak, Türk vatandaşı Yahudi, Ermeni veya Rum kökenli kardeşlerimize Türkiye’de yapılan baskı ve haksızlıkları da kınıyorum. Ülkeye verdikleri emeğe karşın en çok dışlananlar da maalesef ’dışarıda bırakılanlar’ oluyor.

ALMANYA’DA TÜRKLER

Başarılı gazeteci ve televizyon programcısı Nagehan Alçı’nın Türkiye’nin yüzaklarından biri olan Alarko Holding’in kurucusu, değerli

GÜNÜN SÖZÜ
İstanbul'un su sorunu da dahil olmak üzere Türkiye'nin su, enerji, tarım, ekonomi gibi sorunları iyi yönetememekten kaynakalnıyor. Maalesef Türkiye ve Türk halkı zengin bir ülkenin fakir çocukları durumundadır."
CHP'nin İstanbul'daki İstanbul'un Su Politikaları Sempozyumu'nda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Onur ÖYMEN 

işadamı İshak Alaton ile yaptığı röportajda, devlet kaynaklı anti-semitizmi okuma olanağı buldum.

1933’lerde Almanya’da baskı gören Yahudilere kapılarını açan ve her türlü baskı ve ahlaksız teklife rağmen kendilerine kol kanat geren Türkiye’de bugün nasıl bir duruma geldik? Türkiye’de adam gibi adamlar listesi yapılsa ilk ona gireceklerden biri olan İshak Alaton’un bu tür duygulara kapılması beni hayli üzdü. Kendisine bu röportajın ardından başlatılan hücum, Almanya’da yaşayan Türkler olarak çeşitli dönemlerde yaşadıklarımızı anımsattığından üzüntüm daha da arttı. İshak Bey...

Avrupalı Türkler olarak bizler, sizin bu ülke için öneminizi biliyoruz. Avrupa’nın yeni Yahudileri olarak, sizi en iyi Avrupa’da yaşayan 5 milyon 200 kaderdaşınız anlar. Türkiye’de belirli çevrelerin anti-semitik yaklaşımları sizi üzmesin, Türk halkı ve Avrupa’nın yeni Yahudileri olarak arkanızdayız."

NİYE KIZIYORLAR

Türkiye’deki azınlıkları korumak için yazılan ve Türkiye’de çıkan bir yazı... Almanlar, bunu tersine çeviriyorlar; sanki Almanya’daki Musevilere hakaret ediyor veya Almanların göç politikasını eleştiriyor bakışıyla hakkında işlem başlatıyorlar. Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin üç Alman’dan oluşan Yönetim Kurulu üyesi, 27 kişilik İcra Kurulu’na Şen’in görevine son verilmesi önerisini götürüyorlar. Gerekçe olarak Şen, Almanların ismini küçük düşürüyor!

Faruk Şen, kastı ve amacı çarpıtılarak 23 yıldır emek verdiği kurumdan uzaklaştırılmak isteniyor.

Peki düşünce özgürlüğü nerede kaldı?

Faruk Şen, TAM ile Türk-Alman dostluğunun en büyük köprülerinden biri kabul ediliyor.

Türklerle ilgili yüzlerce araştırma yapmış, gerektiğinde haksızlıklar karşısında Türkleri korumuş.

Birçok Alman’ı Türkiye’ye, birçok Türk’ü de Almanya’ya götürerek iki ülke arasında dostluğun pekişmesi ve tarafların birbirlerini tanıması için çaba göstermiş... Bilim, sanat, kültür adamları ve turizmcileri bir araya getirmiş, seminer ve paneller düzenlemiş bir kurum TAM ve onun başkanı da Şen...

Şen’in hedef haline getirilmesinin çeşitli nedenleri var tabii ki... Son iki yıl içinde Türklere yönelik ayrımcı uygulamaları açık şekilde dile getiriyor ve bu nedenle de tepki çekiyordu.

Çünkü Alman entelektüelleri, kendilerine yakın bir isimden bu eleştirilerin, bu kadar açık sözle dile getirmesini beklemiyorlardı. Özellikle son yangınların Türkleri hedef almasını açık yüreklilikle dile getiren isimdi Şen... Yoksa, Almanlar "önyargılı ve politik" amaçlı kararlarının ötesinde TAM da yandaş bir isim mi arıyorlar.

Hepinize merhabalar
BİRAZ önce televizyonda milli takımımızın yurda dönüşünü naklen izledim, sevindim, gururlandım.

Olur olmaz yerde, olur olmaz kişilere "Türkiye sizinle gurur duyuyor" diyenler nerede idi diye sordum kendime...

Herkesi sevindiren, gururlandıran bir başarıyla yurda dönen milli takımımızı karşılayanlardan "Türkiye sizinle gurur duyuyor" sözlerini duymadım; böylesi mutlu bir günde beni üzen bir görüntü idi ve sizlerle paylaşmak istedim.Türkiye artık neyle, kimle gurur duyacağına karar verse iyi olur! Ben kendi adıma böylesi bir milli takım ile gurur duyuyorum, helal olsun.
Avni CAN-FRANSA
Yazarın Tüm Yazıları