Almanları kızdıran,
Şen’in ’Avrupa’nın Yeni Yahudileri’ başlıklı yazısı şöyle:
"
20. yüzyılın ortalarına dek Avrupa ülkelerinde
Yahudi olmak çok kolay değildi.
Nazi Almanyası başta olmak üzere pek çok ülkede
Alaton’la dayanışma için yazdım TÜRKİYE’de tatilde bulunan Faruk Şen, kendisini aradığımızda şunları söyledi:
"Bu yazıyı ben Türkiye’de İshak Bey’le dayanışma için yazdım... Esasında buna kızacak olan varsa Türkiye’nin kızması lazım aslında. Türkiye hakikaten toleranslı bir ülke, fakat aynı toleransı Almanlar gösteremedi... Bu konuda Alman Musevi Örgütü başkanları ile konuştum ve dayanışmayı da sağladım. Buna rağmen böyle bir adım attılar. Fakat Almanya bir hukuk devletidir. Bunu hukuk geri çevirecektir. 23 yıl önce kurduğum kurumda böyle bir olayın gelişmesi ne kadar iyi niyetle ölçülür, bunu soru işareti olarak bırakıyorum." Türkiye-Almanya milli maçı arifesinde gelişen bu olaya karşı, herhalde Almanya’daki akıllı uslu Türk ve göçmen derneklerini söyleyecekleri vardır. |
dışlanan ve soykırımlara maruz kalan
Yahudilerin ve insanlığın bu döneme ait acı dolu hikáyeleri anlatmak ile bitmez. Sürgünlerle dolu
Yahudi tarihine baktığımızda 1492 yılında
İspanya’dan Sefaradların gönderildiğinde, kendilerine
Osmanlı devleti sahip çıkar. Bundan yaklaşık dört buçuk asır sonra 1933-45 yıllarında
Almanya’da yaşanan kıyımdan kaçabilmeyi başaran entelektüellere kucağını açan genç Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu sürgünün hikáyesi geçtiğimiz günlerde Türkçesi Günizi Yayıncılık tarafından basılan
"Ay-Yıldız Altında Sürgün" adlı kitapta yer bulmaktadır.
5 MİLYON TÜRK Büyük kıyım sonrasında
Yahudilerden arındırılmaya çalışılan
Avrupa’da, 5 milyon 200 bin Türk, ’yeni
Yahudiler’ haline gelmiş bulunuyor. 47 yıldır yaşlı kıtanın orta ve batısını da kendine yurt edinen insanlarımız aralarından 45 milyar Euro ciro yapan 125 bin girişimci çıkardıkları halde, farklı ölçek ve görünümlerde de olsa Yahudilerin karşılaştıkları ayrımcılık ve dışlamalara maruz kalıyorlar.
Sonu gelmez saldırılara maruz kalan
Avrupalı Türk toplumunun bir mensubu olarak,
Türk vatandaşı
Yahudi, Ermeni veya
Rum kökenli kardeşlerimize
Türkiye’de yapılan baskı ve haksızlıkları da kınıyorum. Ülkeye verdikleri emeğe karşın en çok dışlananlar da maalesef
’dışarıda bırakılanlar’ oluyor.
ALMANYA’DA TÜRKLERBaşarılı gazeteci ve televizyon programcısı
Nagehan Alçı’nın Türkiye’nin yüzaklarından biri olan Alarko Holding’in kurucusu, değerli
GÜNÜN SÖZÜ İstanbul'un su sorunu da dahil olmak üzere Türkiye'nin su, enerji, tarım, ekonomi gibi sorunları iyi yönetememekten kaynakalnıyor. Maalesef Türkiye ve Türk halkı zengin bir ülkenin fakir çocukları durumundadır." CHP'nin İstanbul'daki İstanbul'un Su Politikaları Sempozyumu'nda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Onur ÖYMEN |
işadamı
İshak Alaton ile yaptığı röportajda, devlet kaynaklı anti-semitizmi okuma olanağı buldum.
1933’lerde Almanya’da baskı gören
Yahudilere kapılarını açan ve her türlü baskı ve ahlaksız teklife rağmen kendilerine kol kanat geren
Türkiye’de bugün nasıl bir duruma geldik?
Türkiye’de adam gibi adamlar listesi yapılsa ilk ona gireceklerden biri olan
İshak Alaton’un bu tür duygulara kapılması beni hayli üzdü. Kendisine bu röportajın ardından başlatılan hücum,
Almanya’da yaşayan
Türkler olarak çeşitli dönemlerde yaşadıklarımızı anımsattığından üzüntüm daha da arttı.
İshak Bey...
Avrupalı Türkler olarak bizler, sizin bu ülke için öneminizi biliyoruz.
Avrupa’nın yeni
Yahudileri olarak, sizi en iyi
Avrupa’da yaşayan 5 milyon 200 kaderdaşınız anlar.
Türkiye’de belirli çevrelerin anti-semitik yaklaşımları sizi üzmesin,
Türk halkı ve
Avrupa’nın yeni Yahudileri olarak arkanızdayız."
NİYE KIZIYORLAR
Türkiye’deki azınlıkları korumak için yazılan ve
Türkiye’de çıkan bir yazı...
Almanlar, bunu tersine çeviriyorlar; sanki Almanya’daki Musevilere hakaret ediyor veya Almanların göç politikasını eleştiriyor bakışıyla hakkında işlem başlatıyorlar. Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin üç
Alman’dan oluşan Yönetim Kurulu üyesi, 27 kişilik İcra Kurulu’na
Şen’in görevine son verilmesi önerisini götürüyorlar. Gerekçe olarak
Şen, Almanların ismini küçük düşürüyor!
Faruk Şen, kastı ve amacı çarpıtılarak 23 yıldır emek verdiği kurumdan uzaklaştırılmak isteniyor.
Peki düşünce özgürlüğü nerede kaldı?
Faruk Şen, TAM ile Türk-Alman dostluğunun en büyük köprülerinden biri kabul ediliyor.
Türklerle ilgili yüzlerce araştırma yapmış, gerektiğinde haksızlıklar karşısında Türkleri korumuş.
Birçok
Alman’ı
Türkiye’ye, birçok Türk’ü de Almanya’ya götürerek iki ülke arasında dostluğun pekişmesi ve tarafların birbirlerini tanıması için çaba göstermiş... Bilim, sanat, kültür adamları ve turizmcileri bir araya getirmiş, seminer ve paneller düzenlemiş bir kurum TAM ve onun başkanı da
Şen...
Şen’in hedef haline getirilmesinin çeşitli nedenleri var tabii ki... Son iki yıl içinde Türklere yönelik ayrımcı uygulamaları açık şekilde dile getiriyor ve bu nedenle de tepki çekiyordu.
Çünkü
Alman entelektüelleri, kendilerine yakın bir isimden bu eleştirilerin, bu kadar açık sözle dile getirmesini beklemiyorlardı. Özellikle son yangınların
Türkleri hedef almasını açık yüreklilikle dile getiren isimdi Şen... Yoksa, Almanlar "önyargılı ve politik" amaçlı kararlarının ötesinde TAM da yandaş bir isim mi arıyorlar.
Hepinize merhabalar BİRAZ önce televizyonda milli takımımızın yurda dönüşünü naklen izledim, sevindim, gururlandım.
Olur olmaz yerde, olur olmaz kişilere
"Türkiye sizinle gurur duyuyor" diyenler nerede idi diye sordum kendime...
Herkesi sevindiren, gururlandıran bir başarıyla yurda dönen milli takımımızı karşılayanlardan
"Türkiye sizinle gurur duyuyor" sözlerini duymadım; böylesi mutlu bir günde beni üzen bir görüntü idi ve sizlerle paylaşmak istedim.Türkiye artık neyle, kimle gurur duyacağına karar verse iyi olur! Ben kendi adıma böylesi bir milli takım ile gurur duyuyorum, helal olsun.
Avni CAN-FRANSA