Paylaş
Kütahya Cumhuriyet Mahallesi Cevher Sitesi A Blok altında üç senedir her okul kapanışında yoğun bir faaliyet yaşanmaktadır. Üçlü-beşli gruplar halinde 10 yaşlarında ve daha küçük kızlar sabah saatlerinde civar mekanlardan buraya toplanmaktadır.
Bu durumun yasallığını merak edip Kütahya Müftülüğü'nden bir yetkili ile görüşmek istediğimde çok çarpıcı yanıtlar aldım.
"Apartmanlarda ve benzeri yerlerde Kuran kursu açılması yasadışıdır ancak vatandaş isterse buralarda Kuran kursu açar, biz buna karışmayız. Biz sadece resmi Kuran kurslarını denetleriz" şeklinde bir mantıkla karşılaştım.
"Kaçak Kuran kursu açılmasının sizinle bir ilgisi yok mudur?" şeklinde olayı daha da netleştirmek istediğimde kesin olarak bizle ilgisi yoktur şeklinde bir yanıt aldım.
Anlaşılan o ki bu kaçak Kuran kursları illerdeki müftülüklerin göz yumması sonucu yaşama alanı bulabilmekteler. Peki kanunların ve Cumhuriyetin bekçisi olan güvenlik güçleri ve savcılar neden harekete geçmiyor? Her sabah şehirlerin ana caddeleri kenarlarından değişik kıyafetlerle yürüyen 8-10 yaşında çocukları görmemek mümkün mü? Kanunların uygulanmasında keyfiyet olabilir mi?
Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği çocuklarla mı yoksa tarikatların yetiştirdiği çocuklarla mı geleceğimizi kuracağız? Bu soruyu herkes kendisine sorsun diyorum.
Bu ileti görevlerini yapmayan tüm birimlerin kamuoyuna şikayetidir.
Çetin LALELİ
TURİNG ve Büyükşehir
BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanlığına seçilenlerin ilk işi Turing Kulübü ile uğraşmak oluyor. Nitekim Erdoğan, Belediye Başkanı iken Turing'in işlettiği Hıdiv Kasrı'na, Emirgân ve Yıldız parklarındaki tesislere el koydurtmuştu. Şimdi de Kadir Topbaş, Kadıköylülerin nefes aldıkları Turing'in işlettiği Fenerbahçe Parkı'na el koymayı tasarlıyor. Söylendiğine göre, burası 'kudretli bir AKP’li'nin yakınına tahsis edilecekmiş. İlk adım olarak parkın yakınındaki otoparkı Büyükşehir işletmeye aldı. Birkaç gündür polis otoları devriye geziyorlar. İktidar, Turing’den neden bu kadar rahatsız oluyor, anlamak mümkün değil. Bu durum Kadıköylüler arasında çok büyük rahatsızlık yaratıyor.
Dr. Fazlı AYVERDİ-KADIKÖY
GÜNÜN SÖZÜ
"Melih Gökçek, Ankara Valisi gibi... Ben seçildim her şeyi istediğim gibi yaparım anlayışı var."
(Çankaya Belediye Başkanı Prof. Muzaffer Eryılmaz)
AKP'den ilginç propaganda
İsrafa yazık
AYDIN Sağlık Müdürlüğü'nün 4 yıldan fazladır uyguladığı bir saçmalığı size yazmaya mecbur kaldım. Bizim yaptığımız uyarılara kulak asan olmadı çünkü...
Aydın'da her gün 3 veya 4 tane, ambulanstan bozma eski ve klimasız minibüs birer doktor,
Hemşire ve ebe ile köylere gider. 200-300 km yol yapılır, ilgili köyde 3-5 hastaya laf olsun diye bakılır, sonra geri dönülür. Halbuki, Aydın sağlık teşkilatının yaygınlığı ve hizmeti açısından şanslı bir ildir. Hemen her beldede sağlık ocağı ve doktor vardır. Benim dün gittiğim köye 3 km. uzakta ocak, doktor ve eczane vardı. Ama ben Aydın'dan 2.5 saatte o köye geldim, 7 hasta baktım ve döndüm. Toplam 300 km yapmışız. Aracın benzini, bakımı, yolluklar derken devlet milyarlarca lira harcıyor bu saçma işe...
Maksat AKP propagandası olsun. "Bakın ayağınıza doktor getirdik" densin.
Umarım bu ayıba bir son verilir.
İmza saklı
Eminönü, yine ‘panayır’a dönüşmez
İTO’nun resim, fotoğraf, ebru, hat, tezhip, minyatür gibi sanat dallarında faaliyet gösteren sanatçılara destek vermek ve halkla buluşmalarını sağlamak üzere düzenlediği 'Açıkhava Sanat Merkezi' etkinlikleri Eminönü Meydanı'nda açıldı. Açılışa Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile İTO Başkanı Murat Yalçıntaş katıldı.
14 Eylül'e kadar pazarları hariç 10.30-18.00 arasında açık kalacak merkezin,
İstanbulluların ve turistlerin sanatçılarla iç-içe olmalarını sağlayacağı, atölye çalışmalarında müzik dinletileri ve miniklerin folklor gösterilerinin yer alacağı belirtiliyor.
Dileriz, Eminönü ramazanlarda kurulan 'çarşı' gibi panayır yerine dönüşmez; kültürel ve sanatsal bir mekan olarak kalır.
Böyle karayolu yapılmaz
MALATYA Karayolları insanların hayatı ile oynuyor. Malatya, Hekimhan ve Sivas arasında yapılmakta olan asfalt çalışmalarında dökülen mıcırların üzerinden silindir ile geçilmemekte ve mıcırlar kendi halinde bırakılıp arabaların ezmesi sağlanmakta, bunda dolayı da arabaların arkasından sıçrayan taşlar camların kırılmasına ve devrilmesine neden olmaktadır. Malatya-Hekimhan arasında arabaların birçoğunun camı kırıldı. Trafik kazaları oldu. Bu nasıl bir uygulamadır ki insanların canı pahasına iş yapılıyor.
İDO'da imtiyaz
TRAFİKTEKİ saygısızlık ve önemli kişi edaları oldukça yaygındır biliyorsunuz. 7.7.2006 saat 18.50'de Sirkeci-Harem arabalı vapuru kuyruğunda beklerken, 34 MRU 25 plakalı bir Mercedes sanki kuyrukta kimse yokmuş gibi araçların çıkış noktasından sirenlerini çalarak girdi. Tabii ki araç içinde 'çok önemli kişi' vardı. Bu kişi ne hakla bütün vatandaşların önüne geçerek iskeleye girebilmiştir. Bu konuda gerek araç sahibi ve gerekse İDO Müdürü Ahmet Paksoy bir açıklama yapabilirler mi?
Nazif Özdemir nozdemir@mlbil.com
Serap ATABAY
Kırklareli'ne yakışmıyor
KIRKLARELİ okuma-yazma oranının en yüksek olduğu illerimizden biridir; aydın insanı çoktur... Ama gelin görün ki, nakliye işlerini yapmakta kullanılan 20-30 at arabası, bütün kenti dışkı kokusu içinde bırakmaktadır. Eski borsa binası önünde kümelenen ve kokuları yıllardan beri değişmeyen ve sanırım dünyanın hiçbir kentinde olmayan bu ilkellikle, 50 yıldan beri hiçbir Vali, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürlüğü başa çıkamamıştır. Arabacılar da, kullanmak zorunda oldukları 'terki çuvallarını' da inadına kullanmamaktadırlar.
Kentin bu dışkı kokularından kurtarılmasına yardımcı olmanızı rica ediyorum.
Erkan YAKALI
Biliyor musunuz
- AİHM, İskeçe (Batı Trakya) seçilmiş müftüsü Mehmet Emin Aga'nın yaptığı başvuru üzerine Yunanistan'ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9 maddesini ihlalden Yunanistan'ı mahkum ettiğini ve mahkeme masrafı olarak 3 bin Euro ödenmesini kararlaştırdığını...
- TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç'in, 'Gaziantep 27' Gazetesi'nin imtiyaz sahibi Ökkeş Özekşi'ye saldıranların kısa sürede yakalanarak yargıya teslim edilmesini istediğini...
- MÜSİAD'ın, Kızılay ile kan bağışını teşvik etmek ve kan bağışının sağlık açısından önemini vurgulamak için ortak eğitim projeleri düzenleyeceğini...
MESAJ PANOSU
- TAVUK-mavuk... Bandırma'da... 'Şeker Piliç'te... İnsanlar... Asgari ücretle....-8 derecede 'mesai' adı altında... Günde tamı tamamına 16 (on altı) saat çalıştırılıyorlar... Meraklısına servisimdir.
Hasan MİDİLLİ
- ÇANAKKALE Polisevi'nde bir-iki gün kalmak hiç mümkün olmayacak mı? Burası hep dolu mudur? 'Polis sosyal tesislerine giriş kartı'nın bir anlamı yok mudur?
Talat YAKUPOĞLU-İSTANBUL
- MALTEPE-Bostancı sahil yolunun İdealtepe-Küçükyalı arasında yolun kuzeyindeki restoranlar ve güneyindeki kafe benzeri yerler çevrelerindeki yeşil alanları otopark gibi kullanıyorlar. Bir Allah'ın 'sorumlu' kulu hiç mi görmez?
S.H.
- ALEMDAĞ Belediyesi yeni hizmet binasının yapımından dolayı hakkımız olan alacağımızı başkanın 'kötü niyeti' sonucu alamıyoruz. Türkiye'de bir kamu kurumundan alacakların tahsili imkanı kalmadığından AİHM'e başvurmaktan başka çare kalmadığını duyururum.
Ekrem EKŞİ- www.ekil.com.tr
GAZETEMİZDEN İNTERNETE TAŞIDIĞIMIZ YAZILAR
Alman Hükümeti'ne FÖTED'den 10 öneri
ANADİLİ Almanca olmayan öğrencilerin ve Türk öğrencilerin ve de sosyal ve kültürel bakımdan zayıf olan Alman öğrencilerin sorunlarını çözebilmek için Eyalet Eğitim Bakanlarını, federal ve eyalet hükümetlerini aşağıdaki 10 öneri ve isteğimizi göz önünde bulunduracak köklü bir eğitim ve öğretim reformu yapmaya davet ediyoruz:
1- Çocukların dil edinim ve öğrenim süreçlerini hızlandırmak için erken eğitime önem verilmeli ve 3 yaşından itibaren çocuklarını yuvaya gönderilmeleri zorunlu olmalı ve çocuk yuvası katkı ücreti alınmamalıdır. Ayrıca eğiticilerin nitelikli bir öğrenim görmeleri sağlanmalıdır.
2- Çocukların dördüncü sınıfa kadar değil, onuncu sınıfa kadar birlikte eğitim ve öğretim görmeleri (Alman yaşıtlarıyla) ve birbirlerinden öğrenmeleri sağlanmalıdır. Okul öncesi ve ilkokul eğitim ve öğretimine verilen önem artırılmalıdır. Çocuklarına, eğitim düzeyi yeterli olmadığı ve sosyal bakımda zayıf oldukları için yardım edemeyen velilerin bu eksiklerinin giderilmesi için ivedi olarak tüm okulların, giderek tamgün okullara dönüştürülmesi sağlanmalı ve katkı payları kaldırılmalıdır. Çocukların eğitim ve öğretimi için velilerin yaptıkları harcamalar vergiden düşürülmelidir.
3. Anadili Almanca olmayan çocukların iyi Almanca öğrenebilmeleri için İkinci Dil olarak Almanca Dersleri zorunlu ve düzenli bir şekilde verilmelidir. Bu ders için ayrılan saatler tamamen bu amaçla kullanılmalı ve öğretmeni hastalanan dersler için amaç dışı kullanılmamalıdır. Anadili Almanca olmayan ve sosyal bakımdan zayıf Alman ailelerden gelen çocuklara özel teşvik ve destekleme olanakları sağlanmalıdır.
4. İkinci Dil olarak verilen Almanca derslerinin bu konuda özel öğrenim almış öğretmenler tarafından verilmesi sağlanmalıdır.
5. Çocuk yuvalarının ve anaokullarının büyük bir bölümünün, çok dilli ve çok kültürlü olduğu kabul edilip; bunun gerektirdiği, anadilini de içine alan kültürler arası eğitim anlayışı yaşama geçirilmelidir. Finlandiya ve diğer İskandinav ülkelerinde olduğu gibi, yuvalara ve anaokullarına daha fazla mali yatırım yaparak eğitimin ve eğiticilerin yetkinlikleri, kalitesi artırılmalıdır.
6. Toplumun ve okulların çok kültürlülüğü kabul edilerek, anadili Almanca olmayan çocukların anadilleri, tüm eyaletlerde haftada 4 ders saati Anadili Dersi olarak Alman Okul Ders Programı (müfredat programı) içerisinde sınıf geçmeyi etkileyecek şekilde verilmeli ve öğrencinin karnesine işlenmelidir.
7. İki dilli Eğitim veren Okullar ve Devlet Avrupa Okulları daha yaygınlaştırılmalıdır. Anadili dersi veren öğretmenlerin kadrolarında kısıtlama yapılmamalı; aksine Türkçe dersi veren yeni genç Türk öğretmenlerin atanmaları sağlamalıdır.
8. Eğitici ve öğretmen yetiştiren yüksek okul ve üniversitelerin öğrenim programlarının çok kültürlü toplumun ve çok kültürlü okulların gereklerine yanıt verecek şekilde değiştirilmesi zorunludur. Ayrıca, Almanca’yı 2. Dil olarak verecek öğretmen eğitimi ve kültürel azınlıkların dillerini öğretecek anadili dersi öğretmenlerinin öğrenimi sağlanmalıdır. Türkçe’yi anadili ve ikinci yabancı dil olarak verecek öğretmenlerin yetiştirilmesi için Almanya’nın diğer üniversitelerinde de, Essen Üniversitesi’nde olduğu gibi Türkçe-Almanca Dersi Öğretmenleri yetiştirilmeli ve okullarda görevlendirilmeleri sağlanmalıdır.
9. Velilerin yuva ve okullarla birlikte ortak çalışmaları desteklenmelidir. Velilerin Almanca’larını geliştirebilmeleri için ücretsiz Almanca kursları düzenlenmelidir.
10. Velilerin okul yasalarına göre sahip oldukları hak ve yükümlülükleri konusunda Almanca ve anadillerinde bilgilendirme toplantı ve çalışmaları yapılarak, onların veli temsilcisi olarak okullarda çalışma yapmaları desteklenmelidir. Sosyal ve eğitsel bakımdan zayıf konumda olan velileri harekete geçirmek ve çocuklarının eğitim sorunlarının çözümü için çalışma yapan veli dernekleri, kuruluşları ve projeleri desteklenmelidirler.
Dr. Ertekin Özcan-FÖTED Genel Başkanı
40 trilyonluk 'Kentsel Dönüşüm Projesi'ni TOKİ üslendi
'SULUKULE' olarak bilinen Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerinde 80 dönümlük yenileme alanı için Büyükşehir Belediyesi, Fatih Belediyesi ve Toplu Konut İdaresi arasında protokol imzalandı.
Toplam 40 milyon YTL’ye mal olacak projeye göre bölgedeki binalar yıkılarak Osmanlı-Türk sivil mimarisine uygun 75 ve 95 m2'lik konutlar yapılacak.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, üç kurum arasındaki ilk protokolün 9 Eylül 2005 tarihinde imzalandığını hatırlattı. Projenin, çöküntü alanı haline gelmiş 80 dönümlük bölgeyi yaşanabilir bir alana dönüştürme olduğunu dile getiren Demir, "Proje, bölgede yaşayan insanların başka yere taşınmasını değil, alanı ve orada yaşayan insanları rehabilite edecek sosyal bir projedir" dedi. Bölgede yaşayanlara evleriyle ilgili olarak çok çeşitli seçenekler sunulduğunu, isterlerse 15 yıl vadeyle borçlanarak ev sahibi olabileceklerini, isterlerse ev bedellerini alarak TOKİ’nin İstanbul’un çeşitli yerlerindeki projelerinden ev alabileceklerini, isterlerse ortak bularak ev sahibi olabilecekler.
Topbaş, inşaatlar sürerken buradaki insanlara kira yardımı yapılacağını da dile getirdi. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'a göre, Sulukule, Türkiye'de ilk kez bu kadar kapsamlı dönüşüm projesi. 500'e yakın ailenin oturduğu bölgede kaç konut yapılacağı belirtilmedi.
Baz istasyonu korkusu
KEMERBURGAZ Mimar Sinan Mahallesi'ne üçüncü bir baz istasyonun kurulmak istenmesi mahalle halkının tepkisine yol açtı. Mahalle sakinleri “Böyle bir istasyon neden tepelerdeki Hazine arazilerine kurulmuyor da, okula 200 metre uzaklıktaki bir alana kuruluyor? Radyasyon saçtığı söylentileri nedeniyle tedirginiz. İlgililer, böyle bir şey kurarken bize neden haber vermiyorlar. Bu nedenle yarın (bugün) bir eylem yapacağız. Lütfen bu baz istasyonunu başka bir yere dikin” diyorlar.
Çanta’da taklit imza skandalı
SİLİVRİYE’ bağlı Çanta’nın AKP’li Belediye Başkanı Tahir Sert’in beldedeki konut ve fabrika inşaatlarına bir inşaat mühendisinin imzasını taklit ederek ruhsat verdiği ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre Sert, Çanta Beldesi’nde inşaatı yapılan 300’ü aşkın konut ve fabrika için ruhsatları binaların yapı denetimi usulüne uygun yapılmadan verdi. Üstelik mimar olarak kendisi projeleri çizen Tahir Sert, bir inşaat mühendisinin de imzasını taklit ederek çok büyük bir usulsüzlüğe karıştı.
Sert’e bu konuda AKP’nin eski İlçe Başkanı ve 2004 yerel seçimlerinde belediye başkan adaylığına soyunan bir başka Mimar Vural Sönmez’in yardım ettiği ortaya çıktı. İkili olayın açığa çıkması belde de geniş yankı uyandırdı.
Bütün bunları yapan Sert, yaklaşık iki ay önce Umre’ye gitmişti.
Kaan GÖKTAŞ
SH Dijital Yayıncılık
Yayın Kurulu Başkanı
THY 'kalkış' ta birinci ama tanıtımda kaçıncı
"YALÇIN Bey, biz THY hakkında gündeme getirdiğiniz konular doğrudur. Koca kurumda bir takım eksiklikler var; bazı yöneticiler yetersiz kalıyor. Yöneticilere bakıldığında kendilerini medyaya anlatmaya çalışıyorlar.
Ama bunlar yeterli mi?
Bakın, THY son 6 ay içinde 24 yeni hat açtı. Dünya geneline bakıldığında filosunda 350-400 adet uçağı bulunan ve çok geniş bir uçuş ağına sahip olan hiçbir havayolunun bu kadar kısa sürede çok sayıda yeni hat açtığı görülmez.
Diğer taraftan THY bu kadar yeni hat açıyor ama tanıtımını yapacak kalifiye elemanı yok. Tanıtım ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı hayatının hiçbir döneminde tanıtım yapmamış, hatta kendisini tanıtmaktan ve çevresiyle ilişki kurmakta sıkıntı çeken birisi... THY Genel Müdürü Temel Kotil’le aynı seviyede yetkiler kullanan Hamdi Irmak sadece kendisini bu göreve getiren Yönetim Kurulu
Başkanı Candan Karlıtekin’in talimatlarını ve emirlerini dikkate alıyor.
THY Genel Müdürü Temel Kotil bu kişiye emir veremediği gibi iş de yaptıramıyor. Durum böyle olunca THY yeni açtığı hatların öncesinde ve sonrasında bir tanıtım atağı yapamamıştır. Yeni hatlarda doluluk oranlarını artırabilmek için iş bilen tecrübeli elemanı da yoktur."
Evet, THY Kotil'in dediği gibi kalkışlarda 'birinci' ama tanıtımda kaçıncı acaba?
Harran'a 'Seyit Onbaşı' anıtı
BANDIRMA Erzurumlular Derneği üyeleri geçenlerde Balıkesir'in Havran ilçesine giderek kaymakam Ali Murat Kayhan'ı ziyaret etmişler. Bize de izlenimlerini göndermişler. Diyorlar ki:
"Hemşehrimiz olan kaymakamın ilçede yaptıkları bizlerin göğsümüzü kabarttı. Demek ki bu ülkede bir
takım işler isteyince oluyormuş. 'Dadaş' Kaymakam Ali Murat Kayhan öz be öz Erzurum çocuğu; Kavak mahallesinden. Daha önce görev yaptığı Yüksekova'da da başarılı faaliyetlerde bulunmuş; iki yıl yılın bürokratı seçilmiş...
Havran'da yaptıklarına gelince, Çanakkale Savaşlarında büyük başarı sağlayan boğazın geçilmesine engel olan Seyit Onbaşı, Havranlı... Kaymakamın şu anda büyük bir heyecanla yürüttüğü proje 'Seyit Onbaşı' adına bir anıt yapmak. Havran'a bağlı Koca Seyit köyünde yaptırdığı anıt 30 Ağustosta açılacak.. Büyük bir özveriyle kaymakamlığın kendi imkanlarıyla yaptırılan bu anıt gelecek kuşaklara şanlı tarihimizi aktaracak en büyük bir eser olacaktır. Bu eserin de bir Erzurumlu tarafından yaptırılması bizim için ayrı bir gurur vesilesi... Erzurum Bar ekibini de bu açılışta görmek isteriz.
TARIMSAL ÇALIŞMALARI
Kaymakamın bir diğer başarısı, Kaymakamlık adına bir tarımsal araştırma merkezi kurarak köylüyü eğitmesi, eğitimin yanı sıra köylüyü kalkındırması. 500 köylüye Holstein süt ineği dağıtmış, uygun fiyatlarla... Geçim sıkıntısı çeken Havran köylüsünün derdine çare olmuş. Ayrıca kaymakamlık bünyesinde sera kurarak bir başka eğitimdi de bu yönde vermiş. Küçük büyük herkes tarafından sevilen Kaymakam Kayhan'ın yaptığı bu çalışmalar göğsümüzü kabarttı ve bizleri duygulandırdı.
Dileriz böyle kaymakamlar çoğalır.
Paylaş