Paylaş
Savcı görüşünde “Toplanan kanıtlar hukuka aykırı olup bu nedenle davada böyle bir örgütün varlığı ispatlanamamıştır” diyor. Yani, sanki Ergenekon diye bir örgüt vardı da kanıtlar hukuka aykırı olunca ispatlanamadı demek istiyor.
Yasalara göre beraat kararlarının da farklı türleri var.
Savcı kanıt yetersizliğine dayanarak beraat kararı verilmesini istiyor.
Ergenekon diye bir terör örgütü hiç kurulmadı, böyle bir örgüt ve suç uyduruldu demiyor.
Savcı böyle bir gerekçe ile beraat kararı verilmesini istemiyor.
Mahkeme de beraat kararında savcılığın gerekçesindeki gibi hareket ederse bu durum, her yönüyle suçsuz olan insanlar üzerinde leke bırakacak.
O nedenle bu karara karşı, beraat edenler bir de gerekçe yönünden yasa yollarına başvurmak durumunda kalacak.
Haksız tutuklamalar vb her türlü beraat durumunda tazminat davası açılabildiği için, adeta her şey yaşanıldığı ile kalsın, isteyen tazminat davası açıp tazminatı alsın, yetmez mi deniyor.
Mahkeme, kanıt yetersizliğinden değil de “Böyle bir örgüt hiç kurulmadı, böyle bir örgüt uyduruldu” gerekçesiyle beraat kararı verirse, o zaman bu durumda bu örgütü uyduranlar hakkında suç duyurusunda bulunmak durumunda kalacak ki, nedense mahkemenin suç duyurusunda bulunması istenmiyor.
Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU
ASGARİ ÜCRETTE ‘UCUZ’ PAZARLIK
MİLYONLARCA emekçinin kararını merakla beklediği ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ ilk toplantısını yarın yapacak. Ekonomik krizden ötürü zor pazarlıkların yaşanması beklenen komisyona ilk kez asgari ücretli bir kadın işçi Türk-İş temsilcisi olarak katılacak.
Yılbaşından geçerli olacak yeni ücretin net 2 bin lira veya bir miktar üzerinde saptanması kuvvetle muhtemel. Komisyonda asgari ücretin 6’şar aylık dilimler halinde ya da bir yıllık belirlenmesi de epey tartışılacak. Asgari ücret vergi dışı bırakılarak milyonlarca emekçinin enflasyona yenik düşmesi önlenebilir. Ne var ki hazır vergi kaynağı görüldüğü için bu öneri yıllardır kabul görmüyor. Şükrü KARAMAN
BİLİYOR MUSUNUZ?
İKKB Koordinatörü Nazan Moroğlu’un kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 84. yıldönümünü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Kadının siyasette eksik temsili bir demokrasi meselesidir” ve “Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinde olan kadın-erkek eşitliğinin, siyasette ve yaşamın her alanında yer almasını istiyoruz” dediğini...
AKUT’un ‘afet farkındalığı’ araştırmasında “Türk insanı en çok depremden korkuyor. Gençlerde bu korku daha az; kadınlarda ise daha çok. İnsanımızın yarısına yakını evinin hasar göreceğini ya da yıkılacağını düşünüyor. Acil durum çantasında ‘su’ üçüncü sırada çıktı. Acil durum toplanma alanları bilgisi uyarı veriyor. ‘Hayat Üçgeni Metodu’ bilinmiyor” sonuçlarının yer aldığını...
SİYASET
İZMİR Büyükşehir Belediyesi başkan aday adayı Dr. Canan Arıtman’ın “Sözüm söz EXPO İzmir’e gelecek. 21. yüzyılda İzmir’i bir kraliçe yapmak istiyorum” dediğini...
MANAVGAT Belediye Başkanı Şükrü Sözen’in cuma günü adaylığını açıklayacağını...
ERİŞİMİ ENGELLEME ANAYASA’YA AYKIRI
ANAYASA Mahkemesi, 2015 yılında ‘Devletin Valileri’ başlığıyla kaleme aldığı köşe yazısında dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’u vatandaşa ‘gavat’ demesi nedeniyle eleştiren Cumhuriyet gazetesi yazarı Özgen Acar’ın yazısının erişime engellenmesini, ‘basın ve ifade özgürlüğünün ihlali’ olarak nitelendirdi. İstanbul’da da birçok erişim engeli kararı bulunuyor; bunlar arasında bizim de 5 yazımız aynı akıbete uğradı. Anayasa Mahkemesi’nin örnek kararı üzerine biz de hukukçularımızla konuşup hak arayacağız.
MESAJ
“BEYAZ baretliler, turuncu bayraklılar, sarı yelekliler... Arap baharı, turuncu devrim, kadife devrim, Gezi olayları... Havada müthiş Soros kokusu var. Sarı yelekliler Fransa’da benzin zammını protesto için ayaklandı. Soros vakıfları terörist ilan edilmelidir.” Neval KAVCAR
OKUYUNUZ
Hulusi Akar’a ‘yüklenmekten’ vazgeçin
PROF. Dr. Celal Şengör’ün yazısına gülelim mi, ağlayalım mı? “Savunma Bakanımız Sayın Orgeneral Hulusi Akar’a yüklenmek moda oldu. Bundan vazgeçsinler. Cumhuriyet tarihimizin en zor döneminde ordumuzun başında bulunarak iç ve dış düşmanlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Bir vatandaş olarak ordumuz ve komutanları hakkında söylenen ‘fena sözlerin’ beni çok rahatsız ettiğini söylemem lazım. Kurtuluş Savaşımızı hatırlayın ve bilin ki ordu yoksa hiçbirimiz yokuz. Bunu asla unutmayın.”
Paylaş