‘‘Basın ve Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin’’ getirilen düzenleme basın ve yayın yolu ile işlenmiş suçlara ilişkin dava ve cezaların ertelenmesini içermektedir. Getirilen bu yeni düzenleme farklı bir düzenlemedir. Daha çok kişiye özel, kişiye münhasır bir düzenlemedir. Oysa yasaların genel, objektif, herkesi kapsayan bir boyutta olma zorunluluğu vardır.
Hal böyle olunca gelin bugün getirilen düzenlemenin kapsamını genişletelim. Ve
Türkiye'de demokrasi çıtasını yükseltelim. Özgürlüklerin alanını genişletelim.
Yalçın Bayer'in sütununda sözü geçen Datçalı gazeteci
Sinan Kara çıkardığı yerel gazetenin iki nüshasını Kaymakam'a vermediği için 44 gün cezasını çekmek üzere cezaevine girecek. Kendisine ilişkin mahkemelerin verdiği ceza 9 yılı buluyor.
Değişik gazetelere mensup daha pek çok gazeteci
Türkiye'deki özgürlükçü ortamın sınırlı olması nedeniyle ceza ile karşı karşıyadır.
Geliniz bugünkü düzenlemeyi fırsat bilerek sadece 23.4.1999 tarihine kadar işlenen suçları değil; 25.12.2002 tarihi itibarıyla işlenen suçları da kapsam içine alalım.''
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, CHP'ye, ‘‘Bunun tasarıya konulması doğru olmaz, ayrı öneri getirin’’ dedi; ancak Ketenci ‘‘Hayır biz öneri vermeyiz’’ dedi.
Gökçekvari ihale
ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek, İhale Yasası'nın yılbaşında yürürlüğe girmesi nedeniyle belediyenin işlerini acilen ihale ediyor.
Sanki yangıdan mal kaçırıyor
Gökçek...
Sırasıyla anlatalım:
Ankara'nın muhtelif bulvar, cadde genişliği 12 ve 12 metre üzerindeki sokaklara tretuvar ve bordör yaptırılması işi için 40 müteahhit başvurdu. Pek uzmanlık gerektirmeyen işler nedense 7 firmaya;
Ensarioğlu, Soysal, Çelikler, Girişimciler, Yapsaş+Soran ve
Eserler inşaat firmalarına verilerek 33 firma elendi. 8 trilyon 47 milyarlık ihale %20.5 kırımla
Belediye'nin yan kuruluşu olan
Belbeton Ltd. Şti.'ye verildi.
Bizi arayan bir müteahhit, kamudan her zaman ihale aldıklarını belirterek, ‘‘
Melih Gökçek'in tavrı son zamanlarda değişti. Geçenlerdeki
Karşıyaka Mezarlığı sosyal tesislerin 4 trilyon işi
Belbotan'a %47 ile verilirken; bulvar-kaldırım işi ise %20.5'la yine aynı şirkette bırakıldı. Neden bu kırım farkı? Ancak bildiğimiz bir şey var; işlerin daha sonra % 15-20 gibi kırımlarla belirledikleri taşeronlara -gerçek alıcılara- satılacağı... Halbuki bizler %40-50 indirim yapabilirdik.
Melih Gökçek, İhale Yasası yürürlüğe girmeden bu ihaleleri yandaşlarına kaçırmaktadır’’ dedi.
Büyükşehir'de bugün saat 15.00'te bir başka ihale daha var; 7.5 trilyon keşif bedelli muhtelif yaya üst geçişler inşaatı işi... Ancak kaç üst geçit yapılacağı belli değil.
İhaleyi kim alacak?
Müteahhit okurumuz , ‘‘Büyük bir ihtimalle gene belediyenin
Belbeton'unda kalacaktır’’ diyor.
Gökçek her zaman işini bilir!
YEŞİLÇAM ÇOCUĞU
‘‘Katil başta gösterilmez, filmin sonunu bekleyin diyen
Erkan Mumcu'yu mazur görün; o hálá kendisini rejisör asistanlığı yaptığı dönemdeki gibi
'Yeşilçam'cı sanıyor!’’
(O.B.-İSTANBUL) Pompalı vahşeti
ADANA'da bir pompalı vahşeti yaşanıyor... Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Yönetim Kurulu üyeleri
Yusuf Ziya Üçdağ, Ali Süme, Mehmet Gençgiyen, Cahit Cömertpay, Sinan Turhan ve Taksiciler Odası Başkanı
Murat Çınar'ın kendileri, evleri ve işyerleri pompalı tüfekle taranıyor.
Neden?
Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği'ne oy vermedikleri için mi?
Adana Emniyeti'nin asayiş, terör ve organize suçları müdürleri ne yapıyor? O beyaz minibüs hálá neden yakalanmıyor?
İlle de bu insaların ölmesi mi lazım?
TESK Genel Başkanı
Derviş Günday, Adana'da bu gelişmelerden hiç haberdar olmuyor mu?
Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'nın müfettiş raporları neden sümenaltı ediliyor? Görevden alınanlar var mı?
Adana'da skandallar büyüyor.
Partiler 122 trilyon aldı
MEMURLARA dün yapılacağı açıklanan düşük zam tepki gördü.
Bir okurumuz ‘‘Geçen Meclis'in, partilere yaptığı zammı biliyor musunuz?’’ diye soruyor.
‘‘3 Kasım seçimlerine gidilirken, bütçede partilere ayrılan Hazine yardımı 34 trilyondu. Seçim yapılması dolayısıyla
Ecevit hükümeti, partilere yapılan yardımı üç katına yani 122 trilyon 114 milyara çıkardı. Üç milletvekili oluşturan parti bu yardımdan pay aldı.
2003 yılı bütçesine de 32.5 trilyon ayrıldı. Bu kaynak
AKP, CHP, DYP ve
GP arasında oy oranlarına göre bölüştürülecek.
Eğer üç kişi kalkar parti kurarsa onlar da pay alacak bu paradan.’’
İnsanlar giden bu paraları öğrendiğinde insafınız kurusun diyor.
SSK’da küçük yalanlar
BENİM sorunum
SSK Levent Dispanseri ile ilgili... 22.12.2002'de tarafıma Dr.
Semra Gençoğlu tarafınan istirahat açıldı. Uzun beklemelerden sonra izin paramı almak için
Fındıklı SSK'ya gittim, alamadım. Çünkü dosya kayıp olmuş. Meğerse sevgili doktorun odası birkaç kez değişmiş, o sebeple idari kısma evrağını yollamayı unutmuş. Bakın aradan tam 2 ay geçti. Neyse evrağı doktorun masasında bulup idari kısma 16.12.2002'de kendim çıkardım. Bana bugün için
Fındıklı'yı arayıp dosyamın gidip gitmediğini öğrenmemi söylediler.
Fındıklı'yı bugün aradım dosya hala yok!
Tekrar
Levent'i aradım gönderememişler. Neden mi? Daktilograf arkadaşın ailesi hastaymış. Görevinin başında tam 10 gündür yok. Geçmiş olsun diyorum ama bu eleman 1 ay daha işe gitmezse ne olacak? Telefona çıkan hangi işe bakacağına şaşırmış. Yazık Allah yardım etsin. Lütfen bu gibi basit yalanlarla vatandaşı oyalamayın. Alacağım paraya belki ihtiyacım yok ama bir de o paraya çok ihtiyacı olan insanları düşünün ve görevini lütfen doğru yapın; sizler bizim paralarımızla orada oturuyorsunuz, bilmem anlatabildim mi!
Serpil OKTAY-İSTANBUL BİLİYOR MUSUNUZ?
-
ANAP'ın iktidardan düşmesi sonrasında emekliliğini
isteyeceği belirtilen Çaykur Genel Müdürü
Nejat Ural'ın yerine;
Refahyol döneminde 73 gün genel müdürlük yapan
İbrahim Halil Kalaycı'nın adının geçtiğini; ancak
Konya'da
Faysal Finans'ta çalışan
Kalaycı'nın memur mu, işçi mi olduğunun anlaşılamadığını... Biliyor musunuz?