Paylaş
Kamu bankalarının emekliye ödenen promosyon tutarını artırmasının ardından gözler özel bankalara çevrildi. Ziraat, Vakıf ve Halk Bankası müşterileri emekliye üç yıl süre ile ödediği promosyonu aylık tutarlarına göre 8-12 bin TL’ye çıkardı. Düşük aylığa az, yüksek aylığa fazla promosyon ödenecek. Aylıklarına seyyanen zam bekleyen emekli, seçim öncesi salt promosyon artışı ile yetinmek zorunda kaldı.
Kamu bankalarının promosyon tutarını artırması üzerine, aylığını taşıyan emekliye halen 3 yıl için çeşitli kampanyalarla 5 ile 15 bin TL’ye ulaşan promosyon veren özel bankaların da artış yapması kaçınılmaz görülüyor. Zira SGK tarafından önceden yatırılan aylıkları ödeme gününe dek çalıştıran ve para kazanan Akbank, Türkiye İş Bankası, Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası, ING Bank ve QNB Finansbank’ın da aralarında bulunduğu özel bankalar emekliyi kaçırmak istemeyecek diye yorumlanıyor.
Özel bankalar seçim öncesi cimri davranmadan promosyonu artırarak bir an önce kamuoyuna duyurmalı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 16 milyon emekliye bankalar ve PTT aracılığı ile her ay 198 milyar TL, yılda 2 trilyon 376 milyon TL tutarında aylık ödüyor. Bu denli yüksek meblağı oluşturan ‘çilekli pastadan’ pay kapmak için yarışa girecek tüm bankalar. Hiç olmazsa bayram öncesi bir teselli olacak promosyona zam emekli için.
Şükrü KARAMAN
GÜNÜN SÖZÜ
“Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar.” Lord ACTON
CHP KENDİ ÜYELERİNİ DIŞLIYOR
HESAP SORULMALI
Beşiktaş Belediye Başkanlığı’na CHP markası altında talip olan üç değerli partilinin neler çektiklerini ve nerelere savrulduklarını anlatmak istiyoruz. Rıza Akpolat, İmamoğlu tarafından 2. kez ‘atanması’na karşılık birçok aday adayı isyan etti, Özgür Özel’in söylediğinin aksine önseçime sokulmadılar. Asli bir Beşiktaşlı olan Nasuh Mahruki, tepki göstererek ‘bağımsız’ aday oldu. CHP kadroları içinde görev alan Atatürkçü, çağdaş ve laik adaylar dışlandı, tarama sırasında kendileri ile görüşülmedi bile.
Bunlardan önemli bir isim Av. Dr. Özgün Öztunç, gitti Memleket Partisi’nden aday oldu. Beşiktaşlılarla yola çıkacağını belirtti, onlarca projesini açıkladı, Levent ve Etiler’i imar rantına kurban etmeyeceğinin altını çizdi. “Atatürk ilke ve inkılaplarından en ufak taviz vermeyeceğim, belediyenin hiçbir imkânını tarikat ve cemaatlere kullandırmayacağım” dedi. Dün görüştüğümüz bir başka aday da Halkın Kurtuluş Partisi’nden adaylık koyan Av. Fevzi Ender Ferahbaş, Prof. Dr. İsmet Giritli’nin asistanlığını yapmış, Baro’ya bağlı çeşitli görevler yapmış, üniversitelerde, derneklerde ve panellerde konuşmacı olarak bulunmuş. En önemlisi de Atatürk Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin çeşitli ilçelerdeki organlarında görev yapmış. Nitelikli ve liyakat sahibi Atatürkçü ve laik üyelerin partiden uzaklaştırılmakta olduğunu belirten Ferahbaş, “Çalışkan ve üretken Atatürkçülerin önü karartılamaz, bunun hesabı görülecektir. CHP bugün Atatürk’ün partisi değildir” diye konuştu.
MESAJ PANOSU
◊ ATİLLA Dorsay’ın son kitabı ‘Unutulmaz İnsanlarımızla Konuşmalar’ (Puslu Yayıncılık) çıktı. Yıllar içinde 30 ünlünün arasında Kadir İnanır’dan Yılmaz Erdoğan’a, Reha Erdem’den Zeki Demirkubuz’a, Hülya Koçyiğit’ten Hülya Avşar’a, Zülfü Livaneli’den Yılmaz Büyükerşen’e kadar uzanan ünlüler ve öyküleri dikkat çekiyor.
BÜYÜK SANATÇI İSMET NEDİM İÇİN NE DEMİŞLERDİ
‘SİNEĞİN SESİNİ NOTAYA ALIRDI”
Ünlü sanatçı İsmet Nedim’in vefatı ile ilgili dünkü yazımız büyük yankı uyandırdı; çok arayan oldu. Nedim 1931, Samsun, İstanbul Belediye Konservatuarı mezunu, 1959’da Ankara Radyosu’na girdi ve Türk müziğinde yenilik yapma çalışmalarına başladı. O zamana kadar kullanılan 3-5 yerli saza piyano, akordiyon, çello, kontrbas, timbal, gitar gibi Batı müziği aletlerini de ekleyerek 15-20 kişilik müzik gruplarıyla TSM’de yenilik yaptı. Nitekim müzik araştırmacısı, yazar Ahmet Say (Fazıl Say’ın babası) 1985’te kaleme aldığı Müzik Ansiklopedisi’nin 4. cildinde İsmet Nedim için şu satırları kaleme almıştır: “Hafif Türk sanat müziğinin öncüsü olarak bilinir. Ayrıca çok sazlı Türk müziği dönemine öncülük etmiştir.”
Agora Meyhanesi, Arım Balım Peteğim, Benim de Canım Var, Karadut gibi özgün besteler dillere düştü, bazıları film müziği oldu. Ankara’da başlattığı yenilik çalışmalarını, 1967’de tayin olduğu İstanbul Radyosu’nda da devam ettirmek isteyince büyük engellerle karşılaştı. Emisyonları kısıtlandı, besteleri yasaklandı. Bu duruma daha fazla tahammül edemeyen sanatçımız, Berlin Belediye Başkanı’ndan aldığı bir davet üzerine Berlin’e yerleşerek Music Dozent (Müzik Doçenti) unvanıyla 22 yıl Türk gençlerine müzik hocalığı yaptı. Yılın yarısını Berlin’de, diğer yarısını ise Silivri Selimpaşa’daki yazlığında geçirdi. Onun için ne dediler:
◊ Cemal Gürsel: “Konserini çok beğendim. Sana karşı çıkıyorlar, haberim var. Bak evladım, Türk Musikisi’nde yenilik yapmayanlar bir gün hüsrana uğrayacaklardır. Evladım, daha Batı’ya, daha Batı’ya...”
◊ Zeki Müren: “İsmet Nedim Bey, lütfen hayranlarınızın başına benim ismimi yazınız. Musikimiz zenginleşti. Gerek söz, gerek saz, gerek aralık bakımından.” (1965)
◊ Sadettin Kaynak: “Çok iyi, güzel oğlum. Çok muhrik (tahrik edici, etkileyici...) bir sesin var. Tebrik ederim. Daha iyisi olmayacak.” (1962)
◊ Münir Nurettin Selçuk: “Onun yaptığını biz radyolarda yapamadık. Musikimiz böyle ilerler, tebrik borcumuzdur.” (1966)
◊ Doğan Hızlan: “Geçmişte birçok hit olmuş, popülerliğin zirvesine çıkmış bir besteci.” (2014)
◊ Hasan Pulur: “Almanlar onun müziğine tahammül ediyorlar ama bizimkiler edemedi.” (1989)
◊ Tevfik Yener: “İsmet Nedim ve Yıldırım Gürses’in konumları ayrıdır. Her ikisi de piyasa tarzından uzak, ciddi çalışmalar yapmışlardır.” (1997)
◊ Avni Anıl: “Büyük bestekâr.” (1964)
◊ Alâeddin Yavaşca: “Nevi şahsına mahsus bir müzik adamıdır.” (1964)
◊ Bülent Ersoy: “O kişi, sineğin kanadının sesini notaya alan büyük bir sanatkârdır.”
◊ Yıldırım Gürses: “Türk müziğine yeni bir ürün tohumunu atmıştır. Bugün bir yerlere gelmemde onun çok emeği vardır.”
Paylaş