Emeklilerle alay etmeyin

59. HÜKÜMETİN ekonomiden sorumlu yetkilileri, ‘‘2004 yılında emeklilere zam yapılmayacak; çünkü bütçede kaynak yok’’ diyorlardı.

Peki şimdi ne değişti ki Başbakan ‘‘Emeklileri kurtarın’’ diye emir verdi. Emri alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ise emeklilere bir defaya mahsus olarak ancak 50 milyon zam yapılacağını söylüyor.

Dört kişilik bir ailenin mutfak masrafının 550 milyon liraya ulaştığı, fakirlik sınırının 1.7 milyar olduğu ülkemizde ortalama 375-525 milyon lira emekli maaşı ile emeklilerin nasıl yaşayacaklarını hiç mi düşünmüyorlar?

Milyarlık maaşları ile ‘‘Bu para ile nasıl geçiniriz?’’ diyen milletvekilleri, sizlere sesleniyorum. Parmaklarınızı biraz da emekliler için kaldıramaz mısınız acaba?

İflasın eşine geldiği söylenen sosyal güvenlik kuruluşlarının gerçek sorumlusu siyasi iktidarlar değil mi?

Yasanın gereklerini yerine getirerek emekli olan insanlar, yıllarca yatırdıkları primlerin karşılığında bugün aldıkları aylıkların en az iki katını almaları gerekirken kendilerine ödenen gülünç maaşlarla sosyal devlet ilkesi nasıl bağdaştırılır?

Öneriyoruz, çekin elinizi bizim olan bu kuruluşlardan. Yönetime biz talibiz.

Var mısınız?

Bekir ARDA-Emekli Sen İstanbul Merkez temsilcisi


Milletlerarası hukukçu yetiştirelim

LOİZİDU davasının avukatı, daha yüzlerce davanının KKTC ve Türkiye aleyhine açılacağını basın toplantısında açıklıyor. O halde bu tip davalara hazır olmamız gerekmektedir. Bu ise konuyu bilen hukukçular yetişmesiyle mümkündür. Konuyla ilgili tüm kuruluşların, Hazine, Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları gibi kuruluşların yanı sıra mensubu bulunduğum Türkiye Barolar Birliği'ne önerim şu olacaktır:

AİHM'ye staj eğitimi için hukukçu gönderilebilir. Bu yöndeki bir çaba, hem açılacak davaları takip yönünden hukukçu yokluğunu önleyebileceği gibi ülkemizde yokluğu her gün biraz daha hissedilen beynelmilel ve milletlerarası hukukçu eksikliğini de tamamlamış olacaktır.

Vedat KARADELİ-Avukat ANKARA

Soros’a açık mektup

DERNEĞİMİZ, yıllardır toplumsal saydamlığın ülkemiz için önemini vurgulamaya çalışıyor ve bu arada demokratik yapımızdaki eksikliklerin telafi edilmesinde çok önemli bir işlevi olan STK'nın (daha yerinde bir deyimle demokratik kitle örgütlerinin) saydamlığı üzerinde durulmasını savunuyor. Siyasal partilerde görülen eksik saydamlığın (partilerin üye kütüğü, delege sistemi, gelir ve giderleri vs.), sivil toplum kuruluşlarına da yansımaması için her bir kuruluşun yasal statüsünün, üyelerinin, yöneticilerinin ve en önemlisi mali kaynaklarının internet aracılığı ile saydam bir ortamda kamuoyuna açıklanması gereğini dile getiriyor.

Son günlerde Gürcistan olaylarıyla ilgili olarak basında çıkan haberler arasında Devlet Başkanı Şevardnadze'nin ülkede görülen kargaşa ve ayaklanmanın George Soros tarafından finanse edildiği yolundaki beyanı yer aldı.

Duyduğumuz kadarı ile Açık Toplum Enstitüsü (Soros), Türkiye İrtibat Bürosu aracılığı ile ülkemizde de faaliyet göstermekte ve bazı STK'ya ve üniversitelere doğrudan veya dolaylı finansman sağlamaktadır.

Gürcistan'la ilgili olarak çıkan haberlerin Türkiye'de benzer endişelere yol açmasını önlemek üzere aşağıdaki hususların tarafınızdan kamuoyuna açıklanmasının, uygar toplumlarda 'saydamlık' ilkesinin bir gereği olduğunu düşünüyoruz:

a) SOROS Türkiye'de ne tür faaliyetlerde bulunuyor? Bunlar arasında ülkelerin siyasal rejimlerinin değiştirilmesine yönelik olanlar var mı?

b) Bu faaliyetleri sırasında hangi STK ve üniversitelerle işbirliği yapılıyor?

c) Bu işbirliği için bu kuruluşlara-kişilere dolaylı olarak veya doğrudan ne gibi mali imkánlar sağlanıyor. Bu imkánlar hangi kaynaklardan sağlanıyor?

Bu konuda yapacağınız açıklamanın sizin ifadenizle 'açık', bizim deyişimizle 'saydam' toplum ilkelerini güçlendireceğine inanıyoruz.

Erciş KURTULUŞ-Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı

‘Teşkilat hastalığı’

İSTANBUL'da iki trafik polisi, 'rüşvet aldıkları' iddiasıyla bir meslektaşı tarafından öldürüldü. Derhal o genç memurumuz psikolojik bunalımlı ilan edildi. Sonra yine genç bir polis, teşkilattaki rüşvet yüzünden eylem yaptı; o da hemen paranoid şizofren ilan edildi. Acaba bu polisler teşkilata alınırken hastalıkları tespit edilmedi mi? Yoksa teşkilata girdiklerinde bazı sebeplerden mi hasta oldular? Bence bu polisler hasta denileceğine, tüm halkın da bildiği rüşvet çarkına el atılsa çok daha iyi olmaz mı? Acaba o memurlar her şeye göz yumup kıdemleşseler hastalıklardan kurtulurlar mıydı?

Biliyor musunuz?

TÜRK Eczacılar Birliği'nin bugün Ankara Dedeman Oteli'nde (neden kendi oteli TEM'de yapılmadığı soruluyor) başlayacak genel kurulunda, başkan Mehmet Domaç'ın İstanbul'dan delege seçilemediğini, bunun üzerine Sakarya Eczacı Odası'na kaydolarak buradan delege seçilmeyi sağladığını, bu tavrın 'meslek etiğine' aykırı olduğunu söyleyip tepki gösteren TEB Merkez Heyeti II. Başkanı Süheyla Baykara ile diğer üst düzey yöneticiler Ender Lüleburgaz ile Nihal Kızıl Torun'un görevlerinden istifa ettiklerini...

HATAY Mustafa Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde kadrolu üç profesör mevcut iken, rektörlüğün yeni doçentliğini yapan ancak doçentliği henüz gerçekleşmeyen bir doçente fakülte dekan vekilliğine; bir başka yardımcı doçentin de dekan yardımcısı olarak atandığını...

CHP İstanbul Milletvekili Güldal Okuducu'nun, Devlet Bakanı Güldal Akşit'e, DSİ ve DHMİ ve TMO'ye alınacak kamu görevlileri için kabul edilen başvurularda kadın adayların başvurularının kabul edilmemesine ilişkin yapılan uygulamaları durdurmak için bakanlığının hangi girişimi yaptığını sorduğunu...

Biliyor musunuz?

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Hükümetin hazırladığı Mahalli İdareler Yasası, son derece tehlikeli maddeler içermektedir. Bakanlık bütçeleri ve ihaleler, bölücülere finans kaynağı olacaktır.’’

(BBP Genel Sekreteri Prof. Enis Öksüz)
Yazarın Tüm Yazıları