EGO çalışanları için verilen sözler boş çıktı

YALÇIN Bey, bu yazıyı bütün EGO çalışanları adına yazıyorum. Ben EGO’da kadrolu çalışan işçiyim. Şu anda mübarek bayram arifesine girmekteyiz.

Deliye sormuşlar bayram senin neyine diye, inanın ki şu anda bütün EGO personelide aynı durumda... Sözleşmeden doğan yılda iki işveren ikramiyemiz kömür alanlara kömür, kömür almayanlara gaz veriliyordu. Bunun yanında yılda iki de devletin vermiş olduğu devlet ikramiyesi vardı... Maalesef bu yıl Haziran’da almamız gereken işveren ikramiyesini Eylül ayı sonunda aldık. Eylül’de verilmesi gerekeni de Aralık ayı ortası olmasına rağmen hala alamadık. Bunun yanında hiçbir arkadaşım kömürünü alamadı, gaz alanlar da 300-400 kişi alabildi... Bine yakın personel de gaz alamadı. Ayrıca hükümetin açıklamasına rağmen 5 Aralık 2008’de almamız gereken devletin verdiği ikramiyeyi bile vermediler.

Sayın Başkan kömür ve gıda yapıyorum diye övünüyor, şov yapıyor ama personelinin ikramiye ve yakacakları konusunda duyarsız davranıp umursamıyor.

Ayrıca EGO ile Belediye Temmuz ayında sözleşme imzaladılar. İmzalar atılırken Başkan her işçiye, ailelerine ve çocuklarına harcanıp, fatura karşılığında 100 YTL vereceğinin sözünü verdi; ama yıl sonu geldi bu da boş çıktı. İnanınki bütün arkadaşlarım çok kötü durumdalar. Bu alacaklarımızın verilmemesine sebep EGO’nun zarar ettiği, parası olmadığı söyleniyor.

Zarar eden bir kurum bedava taşımacılık yaparak oy avcılığı yapılıyor. Lütfen tekrar rica ediyorum. Bu yazıyı bütün işçi arkadaşlarım adına yayımlamanızı istiyorum. İsmimi yazamıyorum.Kusura bakmayın."

Hırsızlar Eryaman’ı çok seviyor

"BENİM
sorunum, Eryaman’da son günlerde hırsızlık olaylarının giderek artmasıdır. Benim için yaşadığım yerde öncelik olarak ailemin güvenliği gelmektedir. 2001 yılında satın aldığım Eryaman 4. Etap’daki evime Haziran 2008’de yıllık iznimi kullanırken hırsız girdi. Allahtan herhangi bir şey alamamış ziynet ve para aramış (Memurun evinde olmayan), daha sonra evime misafir olarak gelen kardeşlerimin araçları peş peşe soyuldu. Bunlar sadece benim yaşadıklarım.

Eryaman’da ikamet eden birçok vatandaşın da bu tip sorunları olduğunu duymaktayız.

Benim evim Etimesgut İlçe Emniyet Amirliği’ne 200 metre mesafede bulunmasına rağmen bu kadar sorun yaşadım gerisini varın siz düşünün. Efendim, bu konuda emniyet gücümüzü suçlamak istemiyorum ancak benim düşüncem yönetimsel bir takım eksiklikler olduğu yönündedir. Örneğin, devriye araçlarının daha sık ve ana caddelerin yanı sıra tali yollarda da biraz daha yavaş giderek dolaşması, sivil ekiplerin bulundurulması v.s. Malumunuz, Eryaman gittikçe kalabalıklaşan bir semt, büyüdükçe sorunları da büyümekte ve çeşitlenmektedir. Sizden istirhamım köşenizde, Eryaman’ın başta güvenlik olmak üzere, temizlik, daha çağdaş ve bakımlı bir çevre olması çalışmalarında yetkililerin dikkatini çekmek açısından yer vermenizdir. Başkentimizin daha yaşanabilir bir yer olması açısından faydası olacağı inancımla, öncelikle sağlıklar ve işinizde başarılar dilerim."

Dünyanın en anarşist trafiği Ankara’da

KONYA
Yolu, AŞTİ önünde meydana gelen son zincirleme trafik kazasında 30’a yakın vatandaş bayram arefesinde yaralandı. Allah esirgesin az kala toplu insan kurban kıyımı olacaktı.

Bu olay ne ilk olacak ne de son. Çünkü Ankara’nın şehir içi trafik ulaşımı dünyanın en anarşist trafik ulaşımıdır.

Gündüz trafiğin en yoğun olduğu saatte, trafikte her türlü araç vardır.

TIR, vidanjör, beton mikseri, çimento kamyonu, kereste yüklü araçlar ve de at arabaları... At arabaları özellikle de havaalanı yolundan başlayıp Dışkapı kavşağına kadar kendilerini gösterirler.

Ankara Valisi’nin bu işlerle bir alakası yoktur. Onun makam aracı bu kamyonların beton mikserlerinin yanından sessizce geçip gider.

Trafik polisinin de bir yaptırım gücü yoktur.

Protokol yolundan gelip geçen bakanlar, milletvekilleri de başlarını kaldırıp, bakmazlar.

Melih Gökçek için sürücülerin hepsi potansiyel birer oy makinesidir.

Geriye kalıyor kamyon, TIR, dozer, kepçe, kereste yüklü araç sürücülerinin vicdanı...

Artık Allah ne verdiyse!

Konya’ya da Esenboğa protokol yolunda 100-110 km hızla seyderlerse yurttaşların kamyonların altından yaralı olarak kurtulma şansları biraz yüksek.

Yok eğer gaza sonuna kadar köklenmişlerse, hazır AŞTİ de oradayken uzun bir seyahata insanlar çıkabilir.

Ufak bir farkla... Herhangi bir şehre değil de ’Tahtalı Köy’e!

C. YEŞİLYURT
Yazarın Tüm Yazıları