GEÇEN yıl gezdiğimizde de bayılmıştık Growtech Fuarı’na... Fuarları gezmek herkese keyif verir, ama meraklısına...
NTSR Fuarcılık, Growtech’i 11. kez düzenliyor. Türkiye’nin çeşitli firma ve temsilcilerini ve üretici birliklerini bir araya getirmek kolay değil. Her stant bir renk cümbüşüne dönüşmüştü; çeşitli çiçekler, meyveler ve sebzeler... Meyve ve sebzeler de artık ‘moda’laşmış; çeşitli biçim ve renklere dönüştürülmüş. ‘Genotip’leriyle ıslah edilen kavun ve karpuzlar önümüzdeki dönemlerde daha küçük ve yeni tatlarıyla piyasaya çıkacak. Hatta bir firma biber şekline dönüştürülmüş domates üretmiş; bunun turşusu da reçeli de yapılacakmış... En önemli sorun bunların genleriyle oynanıp oynanmadığı... Sebze ve meyvede henüz genlerle oynanmadığı savunuluyor. Ancak ıslah yöntemi ile yeni çeşitler elde ediliyor. ABD’nin mısır ve soyada genlerle nasıl oynadığı biliniyor; AB ise bu uygulamaya karşı durmaya çalışıyor. Dayan dayanabilirsen... Bu ciddi sorunun gündemden hiç düşürülmemesi gerektiğini bilim adamları söylüyorlar. Ekolojik ve organik tarım konuları üzerinde Türkiye’nin çok hassas olması gerekiyor. Bu arada EXPO 2016 hazırlıkları için yeni kanunu bekleyen Antalya’daki tarım ve tarımsal sanayi sektörü temsilcileri, “Göreceksiniz turizmden sonra EXPO ile dünyaya damgamızı vuracağız” diyorlar.
Türk tarımının ve buna bağlı yeni teknoloji ve pazarlama yöntemleri ile en etkin ticaret zeminini oluşturan etkinlik, 35 bin m2’lik Antalya Anfaş Expo Fuar alanında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker tarafından dün açıldı. Fuarın açık adı; ‘11. Uluslararası Sera, Tarım Ekipmanları, Çiçekçilik ve Teknolojileri Fuarı Growtech Eurasia’... Fuar, tohumculuk, fidecilik, örtü altı, modern meyvecilik, çiçekçilik, sera teknolojileri, sulama sistemleri, bitki besleme ve bitki koruma ve tarımla ilgili ekipmanlarına kadar geniş bir katılımcı profilini içine alıyor. Bu kadar yenilikler içeren bir platform herkesi şaşırtabilir. İstanbul’da böyle bir fuar tabii ki yok.
Yani, Türk tarımının kalbi, Avrasya’nın en kapsamlı fuarında atacak üç gün süreyle... Bu arada Bakan Eker; sık sık gündeme getirdiği miras yoluyla toprakların bölünmesine karşı olduklarını, bunların toplulaştırılması çalışmalarına önem vereceklerini, sulanabilir alanların tamamının sulamaya açılmasını amaçladıklarını söyledi. Yıllardır söylenen bu sözlerin artık gerçekleşmesini umut etmek gerekiyor.
ORGANİK TARIM
Fuar, bir anlamda, Türk tarımının ne kadar yüksek bir potansiyele sahip olduğunun da göstergesi sayılabilir. 30 ülkeden 600’ün üzerinde ulusal ve uluslararası firmanın katıldığı fuarın, yaklaşık 70 bin profesyonel ziyaretçiye önemli iş fırsatlar sunacağı ileri sürülüyor fuar yönetimince... Ama şu gerçek ki, Türkiye’nin üreten bir ekonomiye sahip olduğunu, EXPO 2016’yı alan Antalya ispat ediyor. Bilindiği gibi, Türkiye’nin ilk EXPO’su da ‘çiçek ve çocuk’ temalı Botanik EXPO olacak. Fuara katılmayan, ünlü fide üreticisi Hasan Ünal ise alternatif bir ‘fuar’ ile kendi fuarını kurmuş. Geçen yıl 4 bin kişinin ziyaret ettiği fuara bu yıl 5 bin kişi bekliyor. Ünal, fuarda alan dar olduğu için misafirlerimize gerekli ilgiyi ve bilgiyi veremiyoruz, o nedenle üç yıldır kendi tesisimizde minik bir fuar düzenliyoruz” diyor. Balkan ülkelerinden de çok sayıda ziyaretçinin gelmesi de dikkat çekti bu yıl. Erzurum’da yöre üreticilerle birlikte İstanbul Büyükşehir’in Halk Ekmek fabrikasına organik buğday üreten Organik Güvenilir Gıdalar Federasyonu Başkanı Nazmi Ilıcalı’nın bu konuda ne çabalar verdiğini yakından biliyoruz. Birliğin vergilerini önceki gün (son gün) ödedikten sonra yarım günlüğüne gelebilmişti Antalya’ya... Acun Ilıcalı’nın amcası olan Nazmi Ilıcalı, organik üretimde bölgesi için öncü bir isim... 5 bin üreticiyi yönlendiriyor. AB’den çeşitli projeleri bölgesinde hem tanıtmaya hem uygulamaya çalışıyor; süt fabrikası kurmaya çalışıyor... Onun en önemli destekçisi, hemşerisi Doç. Dr. Sümer Haşimoğlu... Erzurum Atatürk Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Amerika’da uzun yıllar organik ürünler konusunda tetkikler yapan bir bilim adamı... Fuarın açılışını yaptıktan sonra ‘Küresel Organik Tarım ve Türkiye’ panelinde konuştu Haşimoğlu... Panelin en önemli konuşmacıları ise, organik konusunda çarpıcı görüşleri olan Uluslararası Organik Tarım, Hareketleri Federasyonu (IFOAM), Başkanı Markus Arbenz ile Uluslararası Doğu ve Ortadoğu Avrupa Organik Tarım Merkezi (ECOCONNECT) Başkanı Bernhard Jansen idi. ‘Organik tarım’la ilgili yeni gelişmeleri dileriz medya mensupları dinlemişlerdir.
7 ödülü kimler aldı
PROF. Dr. Burhan Özkan’ın başkanlığında, bizim de dışardan onur üyesi olarak katıldığımız Prof. Taner Ezgü, Metin Kaya, Doç. Dr. Sümer Haşimoğlu, Bedrullah Erçin ve Canan Elibollar’dan oluşan jürinin belirlediği Growtech Eurasia 2011’in 4. Tarım Ödülleri şöyle belirlendi: Atay Tarım-Gıda, Bioglobal Tarım-Hayvancılık, Ekosol Tarım-Hayvancılık, Gento Tohumculuk-Tarım, Logo Tarım-Üretim, Nalbantoğlu Demir-Saç İnşaat ve Tarım Türk dergisi.
Melih Gökçek’in ilginç pazarlığı
ANKARA Büyükşehir Belediyesinin bütçe görüşmeleri sırasında Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP Meclis Grup Başkanvekili Ali İhsan Ölmez’in ve Çankaya Belediyesi’nin açtığı davalardan şikayetçi olduğunu belirtiyor. Bu konuyu hatırlatan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık şöyle diyor: ”Hatta Sayın Gökçek, bana ‘bakın biz sizin bütçenizi oybirliği ile geçirelim ama siz de şu davalardan vazgeçin, en azından şahsi davaları geri çekin’ dedi. Ben de ona ‘bunun maliyeti bütçemizin onaylanmaması olsa da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendi doğrularımız doğrultusunda hareket edeceğiz,’ dedim ve yanından ayrıldım.” Sonra ne mi olmuş? Bu konuşmaya rağmen Gökçek’in de içinde olduğu tüm AKP’liler Çankaya’nın bütçesinin onaylanması doğrultusunda oy kullanmışlar; Tanık da Gökçek’e teşekkür etmiş.
Düzeltme
HASAN Karayük adlı okurun, yedi Norveçli’nin uğradığı haksızlıkla ilgili mail’i, bu köşede ‘THY’den bilet şaşırtmacası’ başlığıyla yayımlanmıştı. Karayük, o yazıyla ilgili bir düzeltme yaptı: “O seyahatte bulunan ve yakın arkadaşım olan evli çift, İzmir’de benim evimde tatillerini geçirmek üzere çocukları ile birlikte seyahat ettiler. Seyahatin başlangıç noktası, İzmir değil, Oslo’ydu. Ben o seyahatte yoktum. Çocuklar da benim çocuklarım değildi.”