Doğru işler her zaman takdir edilir

ANKARA Baro Başkanı V. Ahsen Coşar, geçenlerde bize sitem dolu bir mektup gönderdi. Neden mi?..

Nahsen Coşar’ adıyla köşemizde yer alan bir okur mektubunda, Ankara Barosu’nun Adliye’deki ’sıramatik’ uygulamasıyla ilgili eleştirisine yer vermemiz üzerine haklı olarak kızmış... İyi niyetten uzak bazı ’kurnaz’ okurların, bizim sorun ve önerileri gündeme getirmek konusundaki açık ve iyi niyetli yaklaşımımızı istismar ettikleri ve kendi küçük hesaplarına alet ettikleri anlaşılıyor.

Biz okurlarımızın telefonları ve internet adresi olduğunda gerekmedikçe ’polislik’ yapmak istemiyoruz. Nitekim, ’Adaletsizlik dava açarken başlarsa’ (6.12.2007) başlıklı yazı da bunun bir sonuçu olarak burada yayınlandı.

Coşar da haklı olarak bir kaç paragraflık cevap hakkını bir ’manifestoya’ dönüştürdü.

Ankara Barosunda, Başkan Coşar’a karşı muhalif bir grubun kendisine yönelik bir tertip içinde olduğunu düşünebilir. Bunlar, bizim dışımızdaki gelişmeler.

Bütün bunları bir yana bırakıp, Sayın V. Ahsen Coşar’ın gönderdiği -köşemizin iki-üç misliği uzunluğundaki- yazının cevap hakkını içeren bölümüne yer veriyoruz:

ADLİYE’DE NELER YAPILDI

"(...) Ankara Barosu’nun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Komisyon Başkanlığı ile el ele vererek neler yaptığını anlatmak isteriz. Örneğin... Adliye Sarayı içinde klasik müzik yayını yapıldığını, asansörlerin görme engelli vatandaşlarımıza ve avukatlarımıza hizmet edebilmesi için sesli sisteme dönüştürüldüğünü, butonlarının görme engelli yurttaşların alfabesine uygun hale getirildiğini, görme engelli yurttaşlarımızın ve avukatlarımızın Adliye Sarayı içindeki odaları ve duruşma salonlarını kolayca bulabilmeleri için her odanın ve duruşma salonunun kapısına görme engellilerin alfabesi ile yazılmış plaketler konulduğunu, değişik noktalara yerleştirilen plazmalarda ve tamamen dijital bir ortam içinde nöbetçi mahkemelerin listesinin, adliyenin krokisinin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve Komisyon Başkanlığı ile Baronun duyurularının yapıldığını, Adliye koridorlarına hava sıcaklığını da gösteren dijital saatlerin yerleştirildiğini, yine Adliye Sarayı içinde değişik noktalara yerleştirilen KİOSK isimli bilgisayarlardan vatandaşların avukatların iletişim bilgilerini öğrendiklerini, Yargıtay ve Danıştay’daki dosyalarını sorgulayabildiklerini, fotokopi odalarına, suçüstü savcılığının olduğu bölüme, tevzi bürosuna su makineleri ile ayakkabı temizleme/silme makinelerinin yerleştirildiğini, bütün bu hizmetlerden vatandaşların da yararlandığını, yargıçlar, savcılar, avukatlar ve vatandaşlar hijyenik ve değişik lezzet ve tatlar alsınlar diye Adliye Binası içindeki değişik noktalara otomatik çay, kahve makineleri konuşlandırıldığını, buradan elde edilen gelirin ihtiyacı olan hukuk fakültesi öğrencilerine Ankara Barosu tarafından verilen burs fonuna aktarıldığını, sıramatiklerin olduğu koridora ve suçüstü savcılığının olduğu bölüme, vatandaşlarımız ve avukatlarımız rahat etsinler diye havaalanlarındaki gibi şık görünümlü ve rahat oturumlu koltukların yerleştirildiğini, gerek Ankara Adliye Sarayı, gerekse ilçe Adliye binaları içindeki tüm duruşma salonlarına vatandaşlar ve avukatlar duruşmada tutanağa geçenleri okuyabilsinler diye duruşma takip monitörlerinin konulduğunu, talep eden avukatlara verilen... "

ULUSAL YARGI AĞI..

Coşar’ın açıklaması devam ediyor:

"Akıllı bir kart olan barokartlarla avukatların özel bir turnikeden geçtiklerini, bu kartlara yerleştirilen özel çiplerle Ulusal Yargı Ağı projesinden yararlanarak sistemin kurulu olduğu adliyelerdeki dosyalarını izleyebildiklerini, bu kartlara yerleştirilen elektronik imza çipleriyle çok yakın bir tarihte bürolarından dava açabileceklerini, dava dosyalarına internet aracılığı ile dilekçe gönderebileceklerini, parada yüklenen bu kartlarla avukatların indirimli fotokopi imkanlarından yararlandıklarını, Ankara Barosu’nun iletişim teknolojisinde değil Türkiye’de, dünyada bir numara olduğunu, bu bağlamda Ankara Barosu’nun Türkiye’de e-Baro’ya geçen ilk baro olduğunu, bu sistem sayesinde avukatların Baroya gelmeden adres, telefon değişikliklerini yapabildiklerini, kimi belgeleri alabildiklerini, Ankara Barosu’nun panel, sempozyum, konferans, ruhsat töreni gibi tüm etkinliklerini internet üzerinden naklen yayınladığını, adliye binası içinde özveriyle görev yapan polisimiz rahat etsin diye Adliye Karakolu’nun tefriş edildiğini, adliye binasına giren herkesin güvenliği için özel kamera sistemi yaptırıldığını, avukatlara tahsis edilen odalara internet bağlantılı bilgisayarlar konulduğunu, Ankara Barosu’nun Türkiye’nin tek, dünyada ise üçüncü olan bir Hukuk Müzesi kurduğunu ve daha çok şey görülebilir."

Sayın Coşar, herhalde maksat hasıl olmuştur.

Aklı kullanmak

BUGÜN eğer ülkemizi içinde bulunduğu zor durumdan çıkaracak örgütlenmeyi yapamıyorsak ve önderleri bulamıyorsak, yitirdiğimiz zaman dilimlerinin ve güvensizlik ortamlarinin büyük etkisi vardır.

Daha fazla zaman kaybetmeden aklımızı kullanarak gerekeni yapmalıyız. Sağ-sol dönemi bitmiştir. Varlık ve varlığımızı devam ettirme azim ve kararlığını dönemi başlamıştır.

Yine oyuna gelip yanlış yapmamalıyız. Güzel ve onurlu günlere.

Sumru N.AKGÜR

GÜNÜN SÖZÜ

"Yaşamınızda en çok görmek istediğiniz değişikliğin bizzat kendisi olun. Bunu yaptığınızda, yaşamınız değişecektir."

(Gandhi)
Yazarın Tüm Yazıları