‘Doğan güneş’ ve çam süsleme geleneği

HIRİSTİYANLARIN İsa’nın doğuşu olarak kutladığı Noel, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır.

Haberin Devamı

Türklerin, tektanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Buna ‘hayat ağacı’ diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.
Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.
Bayramın adı NARDUGAN (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) doğan güneş.
Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar. Duaları Tanrı’ya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrı’dan... Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar, büyükbabalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. Yedikleri, yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş. Akçam ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş. Filistin’de bu ağacı bilmezlermiş.
Bu yüzden bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor. İsa’nın doğumu ile hiç ilgisi yok.
“Doğum, güneşin yeniden doğuşu.”
Muazzez İlmiye ÇIĞ-Sümerolog

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Tarih, onurlu bir dava için mücadele edenleri her zaman haklı çıkaracaktır.”
Jose MARTİ

Rakı nedir

RAKI denen mucize, dünyada benzeri olmayan bir lezzet tadı yanında, esas fonksiyonu olarak, içimizdeki güzel şeylerin dışavurumunu sağlar... Sarı paşa, neden rakıyı başka taamlarla ifsad etmemiş de sadece leblebi ile yudumlamıştır?... Bu sorunun cevabı, rakıyı önemsemiş olmasında karşılığını bulur. ‘Yakıt’ ihtiyacını ayaküstü gidermek, ruhu ve beyni uyuşturmak değildir, rakıdan murat edilen, içerisiyle, deruni temaslar kurmaktır... İçeride, sağlam bir müktesebat var ise rakı, onların hayat ışığına çıkmasını sağlar... Siyaset tarihinin en müstesna projesi olan ‘Modern Cumhuriyet’e baktığımızda, harcında, uykusuz geceler, sakin sakin yudumlanan rakı kadehlerinin izine rastlanır ve sonuç olarak. ‘Sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir millet olma’ hedefinin sihrine varılmasında mutlaka katkısı vardır.
Bir dostumuzdan yılbaşı armağanı

Haberin Devamı

Emekçinin kara yılı...

ÜLKEMİZİN ve insanların çok da sevinemediği, iş cinayetlerinin tüm ulusu yasa boğduğu, emekçiler adına kanlı bir yıl oldu 2014. Türkiye’nin yüreğini dağlayan ilk acı, 13 Mayıs’ta Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği iş kazası oldu; geride gözü yaşlı aileler bıraktı. İş cinayetleri Mecidiyeköy ve Ermenek maden ocağında sürdü. Ölümlerin ardından iş güvenliğine ilişkin önlemler çok geç hayata geçirilebildi.
Aslında taşeronluk sisteminin yaygınlaşması, yetersiz ve göstermelik denetim, kuralsız şekilde düşük ücretle aşırı çalıştırma, sendikalaşmanın önlenmesi, ilkel çalışma koşulları gibi nedenlerden ötürü günde ortalama 4 emekçi iş cinayetlerine kurban gidiyor. Türkiye iş kazalarında Avrupa birincisi. İşçiler gibi, memurların da yüzü gülmedi. Maaşlarına 123 lira zam yapıldı; enflasyon farkı alamadıklarından, zam da eridi gitti. Enflasyon farkı ödenmediğinden memur maaşında ortalama 200 lira kayıp oldu. Ek zam talep ettiler, seslerini duyan olmadı.
Emeklinin durumu da farklı değildi. Aylıklarına 140 lira zam yapıldı. 5 milyona yakın asgari ücretli, günlük bir simit parası, yani 1 liralık zamma layık görüldü. Yüzde 10’u aşan işsizlikten milyonlarca kişi bunaldı, çaldığı kapılar birer birer yüzüne kapatılarak iş umutları suya düştü.
Esnaf, çiftçi için de çok olumlu gelişmeler yaşanmadı. Nereden bakılırsa bakılsın 2014 emekçiler için kara bir yıl oldu.
Şükrü KARAMAN

Haberin Devamı

CHP MYK’ya nanik

CHP Genel Merkezi 28 Kasım’da Tekin Bingöl ve Gürsel Tekin imzalı bir genelge yayınladı. Milletvekili aday adaylığı için istifa edeceklerin yerlerine “... Örgütten sorumlu genel başkan yardımcılığı ile genel sekreterliğin bilgisi olmadan herhangi bir seçim yapılmamasını görev yerlerinin doldurulmamasını önemle rica ederiz” deniliyor. MYK’dan çıkan bu genelgeye kim uydu? Hiç kimse... Genelgeye karşın seçim yapıldı. MYK’ya nanik yapıldı. Genelgede istifa eden üyelerin yerine yedek üyeler de çağrılmayacaktı; yedekler de çağrıldı. Böyle bir disiplinsizlikle seçime gitmek hüsran olur; bunu kimsenin düşündüğü yok. Murat Karayalçın’ın gelişmelerden haberi olmalı. Bu duruma tepki gösterip başvuran bazı üyeler, Murat Karayalçın’ın bu parti suçu değil midir? Eğer genelgeye aykırı seçilen başkanlar görevlerine devam ederse partide her birey genel merkezden bağımsız hareket etmiş olmuyor mu?”

Haberin Devamı

Hedefimiz 2023... Bu kafayla mı?

EMRAH Kandemir (23) Sinop’un Ayancık Belediyespor forması ile amatör ligde mücadele veren bir futbolcu... Ve şu anda yoğun bakımda Azrail’e çalım atmaya çalışıyor. Geçen hafta Sinop amatör liginde Türkelispor ile oynanan karşılaşmada 23. dakikada bir hava topu mücadelesinde yerde kaldı. Aslında 23. dakikada yerde kalan Kandemir değildi. Türk futboluydu yerde kalan, sadece ‘profesyonellerin federasyonu’ olduğunu düşünen TFF idi yerde kalan... Stadyumlar yaptık diye övünen ama taraftar tepkisinden korkup bir kez olsun o stadyumlara gidemeyen siyasilerdi yerde kalan... Amatör maçlara ambulans göndermeyen, ‘Amatörsen öl kardeşim” diyen zihniyetti yerde kalan...Stadyumlara ambulans girebilmesi için kapı yapmayı dahi düşünemeyen yandaş müteahhitlerdi yerde kalan... Futbolculara akıl danışan “Ne yapacağız şimdi” diye soran sağlık kurumuydu yerde kalan...
23 yaşında iki çocuk babası bir gencin maçın 23. dakikada kalbi durdu ve 23 dakika sahanın ortasında yardım bekledi.
Sadece Emrah Kandemir değildi yerde bekleyen, amatör liglerin çaresizliğiydi.
23. dakika yıllarca ısrarla görülmeyen, görülmek istenmeyen amatörlerin çilesiydi. Ve hedefimiz 2023... Bu kafayla mı?
Amatör kulüpler şartlar iyileştirilene kadar maçlara çıkmasın. Diren SARISOY

Yazarın Tüm Yazıları