Doğalgaz sayaçlarının kışın kontrol edilmesitam bir skandaldır
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ÇANKAYA Birlik mahallesinde 8 oturduğum binada doğalgaz kombi kullanıyorum. Kombi kullanmaya başladığım ilk günden beri her yıl 15 ekim gibi kombimi kalorifer ayarına getiririm ve hiç kapatmadan kış sonunu getiririm.
Doğalgaz tüketimimiz ise bu yıla kadar ortalamada hep aynı olmuştur. Pek değişmez. Her sene birileri gelir, doğalgaz sayacımızın kontrolünü yaptığını ve bir sorun olmadığını belirten bir not bırakır kapımıza ve sayacın üstünü işaretler. Eşim de ben de çalıştığımız için akşam geldiğimizde bu notu buluruz. Bir kaç hafta kadar önce eve geldiğimizde (şu Sibirya soğuklarının olduğu günlerde) sayacımızın kontrolünün yapıldığına ve sayacımızın hatalı saydığına dair bir not bulduk kapımızda. Bu sebeple sayacımız değiştirilmişti. Eve bir girdik ki ev buz gibi... Sayacı değiştirdiklerinden kombi kapanmış ve ev soğumuştu. Sağolsunlar 20 m3’de gaz bırakmışlar bize. Ama 2 yaşında hasta yavrumu o buz gibi eve sokmak zorunda kaldık. Kombiyi yaktık ama iki de bir kombi kendi kendine kapanıyor. Ocağı yakmak istiyorum, ocak pof diye bir gürültüyle patlayıp sönüyor (gaz o kadar fazla geliyor ki). Her neyse hislerimiz ile ilgili fazla detaya girip uzatmak istemiyorum, ertesi günlerde hem doğalgaz arızaya hemde sayacları satan Alfagaz firmasına haber verdik. Doğalgaz arıza kendileri ile ilgili bir durum olmadığını ve bunun Alfa firmasıyla ilgili olduğunu söylediler. Alfagaz da gelip yeni değiştirilen sayacın bozuk olduğunu söyleyerek, sayacı tekrar değiştirdiler. Burada sormak istediğim iki soru var :
1- Koca bir yaz neden doğalgaz sayaçları kontrol edilmez de, tam kışın ortasında bu işlem yapılır, ve insanlar bu soğuklarda mağdur edilir?
2- 7 senedir, bu sene ocak ayına kadar, ortalama doğalgaz tüketiminin değişmediğini ve doğalgaz sayacının her kontrolden sağlam çıktığını dikkate alırsak, nasıl oluyor da sayaç değişince günlük doğalgaz tüketimim birden bire tam tamına iki katına çıkıyor? Hata bugüne kadar kontrolü yapanlarda mı, yoksa doğalgaz zamları yetmedi de bu şekilde mi tüketimi ikiye katlıyorlar?
Bu arada çevremde bu konudan müzdarip olan bir çok insan bulunduğunu, ve herkesin hislerine bir şekilde tercüman olmaya çalıştığımı bilmenizi isterim.
Bizler bu konuda derdimizi kime yanalım?
Bize yol gösterilirse çok mutlu olacağız. Dilvin ŞENYAZ
Aç karnına türban
İŞSİZLİK ve yoksulluk almış başını gidiyor. Çalışan da zaten karnını zor doyuruyor.
Kısacası, millet aç...
Hani ’tok açın halinden anlamaz’ derler ya, bu söz bir kez daha doğrulandı.
Beyler, bırakın şu ’eğitimde özgürlük-mözgürlük’ demeçlerini de, millet karnını nasıl doyuracak önce onun formüllerini söyleyin. Tabii size göre hava hoş. Sizin için -hatta yedi nesil geleceğiniz için- sorun yok, nasıl olsa sırtınız pek, karnınız tok. Karnınız tok olduğu içindir ki şimdi sırayı ’türban’a getirdiniz.
Peki, adamın ve çocuğunun karnı aç ise kızını üniversiteye nasıl gönderecek?
Haydi gönderebildi diyelim, türban parasını nereden bulacak?
İşte çözüm:
Kömür dağıtır gibi herkese bedava türban dağıtırsınız olur biter.
Sonuç... Böylece belki oylar size gelir ama ’aç karnına türbanlı özgürlük’ nasıl olur onu bilemem... S.Y.-ANKARA
Suç ve ceza
MATKAP, veliaht, şafak, torna, 60 saniye, loca, çamur, kelebek, kızılelma, kırmızı kart, ufuk, ahtapot, çekiç, balyoz, sondaj 1, rulet, rıhtım, tarla faresi, anahtar, neşter, atmaca, kırsal1 , uzun el, mavi hat, parsel, yonca vs...
Yukarıda yazmış olduğumuz kelimeler neyi ifade etmektedir?
Bilmece gibi bir soru oldu ama, biz sizleri merakta bırakmamak (!) için yazalım neymiş?
Efendim, emniyet mensuplarının son bir ay içerisinde yapmış oldukları operasyonlara verilen kodlar, açıkcası adlar... Hepsi de birbirinden orijinal...
Yüce Allahım tüm emniyet mensuplarına, jandarmaya kolaylık versin.
Tutuklu ve hükümlülerin sayısı 793 bin civarındaymış. Cezaevleri dolmuş, üçlü ranza sistemine geçilmiş.
Şapkasını önüne koyup, düşünmesi gerekenler bu manzaralar karşısında nasıl bir yol izleyeceklerini mutlaka hesaplamışlardır!
Dört milyon işsiz, bunların çoğunluğu üniversite ve yüksek okul mezunudur. Ne yaparlar, ne yerler?Baba parası, aile desteği nereye kadardır? Bunu işsiz kalanlar daha iyi anlarlar, bilirler.
Damdan düşenin halinden, damdan düşen bilir misali... İki yabancı dil bilenler işsizse, 21 milyon kişi açlık sınırındaysa, evine ekmek götüremeyenler milyon civarındaysa, asgari ücret 435.92 yeni Türk lirasıysa.
Ortaya çıkan faturayı ne derece yadırgar ne ölçüde yargılarız?
Sonuç; bir yığın suç bir o kadar suçlu...
Boş insan ne yapar?
Ne yaptıklarının neticesi ortada değil midir?
Suçun karşılığı ceza ise, neden meydana gelen suçların kökeni araştırılmaz, iyileştirme çabaları gösterilmez? Testi kırılmadanmı yol göstermek, kırılınca mı yol göstermek daha akılcı olur? Zaten akılı ön planda tutsaydık bu hallere düşermiydik?
Sorusu bol, soru işareti çok bir yazı oldu ama affola! Hangi bilim adamı söylemişti hatırıma gelmedi, sözleri aynen şöyleydi:
"Soru sormak sanattır. Ne kadar güzel soru sorarsanız, alacağınız cevap da o kadar güzel olur."
Biz sorduk, sormasınada alacacağımız cevabın hiç olmayacağını bilerekten!..
Salim TAŞCI
Bu da bir öneri!
KANUN maddesi teklifi :
"A- Tüm yüksek öğrenim kurumlarında türban serbesttir.
B- Eşi tessettürlü ve türbanlı olan erkekler ve türbanlı hanımlar milletvekili seçilemezler, birinci derecede bürokrat, belediye başkanı olamazlar."
Yukarıdaki öneriyi daha güzel bir hukuk tekniği ile yazıp AKP’nin önüne koyun ve aynı anda da kamuoyuna açıklayın bakalım Tayyip Erdoğan ve AKP ne cevap erecekler? Deniz K.
KISA...KISA...
n BİR aya yakin bir süredir Atakule önünde bir sondaj makinası (kamyonu) çalışıyor ve sondaj yapıyor. Geçerken sorduğumuzda yapılacak alt geçit için sondaj çalışması yaptıklarını söylediler.
Sanırım Büyükşehir Belediyesi, Hoşdere ile Çankaya Caddesi’ni Atakule önünden aşağıdan bir alt geçit ile bağlamayı planlıyor. Ankaralıların bilgisine... Nami HATIRLI