Paylaş
“Dünyada artan nüfus, iklim değişiklikleri ve çarpık sanayileşme sonucu su ve topraklarımız hızla kirlenmekte ve yok olmaktadır.
18 yıllık AKP hükümetleri, tarımı ve gıda güvenliğimizi her geçen gün dışa bağımlı hale maalesef getirmiştir.
2002 yılında gayrisafi yurtiçi hasıla içinde tarımın payı yüzde 10.3 iken 2019’da bu oran yüzde 6.4’e düşmüştür. Yani 2003-2019 arasında tarımsal hasıla kaybımız tam 971 milyar lira olmuştur. Tarımsal hasıla kaybımızın her yıl düşmesi ülkemizi net ithalatçı konumuna gelmiştir. İktidar, çiftçinin borç batağına saplanmasına da seyirci kalmaktadır. AKP’de üreticinin borcu tam 50 kat arttırmıştır.
AKP üreticiyi adeta faize ve bankalara da çalışır hale getirmiş; bunun sonucu üretici ekemez, biçemez hale gelmiş ve toprağını terk ederek şehirlere göçe zorlanmıştır.
2002 yılında tarımın istihdam içindeki payı yüzde 35 iken 2019 yılında bu rakam ne yazık ki yüzde 18’lere gerilemiştir. Bir başka deyişle, 2002’de 7.4 milyon kişi tarım sektöründe istihdam edilirken, 2019’da bu rakam 5.9 milyon kişiye düşmüştür.
Çiftçiyi üretimden koparmış, toprağına küstürmüş, borç batağına sürüklemiş, ülkemizi ise tarımda ithalatçı ülke haline getirmişlerdir. Köylerimiz boşaltılmış, işsizlik patlamış, sosyo-ekonomik yapı hançerlenmiştir. Bu bir utanç tablosudur; tarıma, çiftçiye verdiği değerin ibretlik, acı bir göstergesidir.
Artık çürümeyi ve çöküşü ‘Diriliş’ ve ‘Kuruluş’ dizileriyle inanın unutturamayacaksınız. Artık milletin kafasında ve gönlünde de yoksunuz.
Vatandaşın önüne giden ilk sandıkta da -şunu tekrar ediyorum- yok olacaksınız, yok olacaksınız ve yok olacaksınız.”
GÜNÜN SÖZÜ
“KORONAVİRÜSLE mücadele bir ‘Kurtuluş Savaşı’dır. Bu salgını nisan mayıs aylarına doğru en az hasarla atlatacağız. Yerli aşının nisanda devreye girmesini bekliyoruz.”
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik ÖZLÜ
AZERBAYCAN ORDUSU TSK’NIN BİR TÜREVİDİR
AZERBAYCAN ordusu 1994 yılındaki Ermeni yenilgisinden beri Türk ordusu subayları tarafından eğitilmiştir. Azerbaycan Harp Okulu, sanırsınız Ankara’daki bizim harp okuludur. Kıyafetleri aynıdır. Sovyet ordu geleneğini bırakmıştır. Silahlarına gelince... Ya Türk silahları kullanılmakta ya da İsrail silahları.
Kurmay subaylarımıza ‘bravo’ derim!
Bu satırların yazarı 2000-2005 arasında Azerbaycan’da petrol platformları ve doğalgaz istemleri inşaatında yönetici olarak çalışmıştır. Azerbaycan petrol geliri olan dolarları, kaybettiği toprakları yeniden almak için kullanmıştır. ABD ve Rusya’nın, Ermenistan’ı ateşkesle oyalamaları nafiledir. Ben birçok Türk subayı ile Bakü’de tanışmıştım. Ben Azerbaycan’ın hücum için fırsat beklediğimi 2010 yılındaki ‘Türkiye’ye 2023’ adlı kitabımda ön görmüştüm.
Azerbaycanlıların Türkiye sevgisini 2002 Dünya Kupası’nda bir ‘sel’ olarak gördüm. Milyonlarca Azeri kardeşimiz Bakü’yü doldurmuştu. Azeriler en çok ‘Azeri Türkü’ sözüne, Araplar ise ‘Hacı’ lafına bozulurlar. TV programlarında kullanılan bu sözcüklerin kendilerini ‘küçülttüğünü’, küçültme anlamında kullandığını sanırlar. Ayrıca kuzeybatı Azerbaycan’ın yüzde 30’u Azeri’dir. Tebriz başkanlığında 1830 Rus-İran savaşında İran’a verilmiştir. Aslan ÖZMEN
İNEKLERİMİZİ KESTİRMEYELİM
SÜT hayvancılığında başlayan krizi önlemek için yeni fiyat 15 Kasım’dan geçerli olmak üzere açıklanmalı. Yem bitkisi, buzağı, analiz ve arilik gibi destekler yıl sonuna kadar ödenmeli, 40 kuruşluk prim 2020 Temmuz ayından başlayarak verilmeli ve ödemeler kasım sonundan itibaren her ay yapılmalı, hayvancılık kredi vadeleri 6 ay uzatılmalı, hayvan varlığı listelerine göre kesif yem desteği verilmeli, TMO yem sanayisine ucuz hammadde temin etmeli, yem sanayisine hammadde ithalatı için uygun kredi imkânı sağlanmalıdır. Milli servetimiz süt ineklerini kestirmeyelim... Mutlu DOĞRU-Adana Çiftçiler Birliği Başkanı
CUMHURİYET NE DEMEKTİR?
CUMHURİYET, halka dayalı bir devlet yönetme biçimidir.
Egemenlik gücü halkın elindedir. Cumhuriyet, halk yönetimi demektir. Arapçadan dilimize geçmiştir. Kelimenin kökü ‘cumhur’, halk demektir. Cumhuriyet ise halk iradesi ve yönetimi demektir.
Halkın egemenliği kendi elinde bulundurduğu bir yönetimdir. Bu sistemde devlet başkanını, yani cumhurbaşkanını ve milletvekillerini halk seçer. Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve devleti temsil eder.
Cumhuriyet, babadan oğula geçen saltanat yönetimine karşıdır. Onun yerine milletin egemenliğine dayalı bir yönetimdir. Halkın devlet yönetiminde söz ve karar sahibi olmasıdır. Onun için cumhuriyet halka dayanan ve gücünü halktan alan bir rejimdir.
Bekir CEBECİ-Eğitimci, yazar
ŞEHİRSİZ KENTLEŞME YASASI!
KENT ve şehir olguları birbirinden farklıdır. Adında her ne kadar ‘şehir’ kelimesi geçse de büyükşehirler yasamız büyükşehir belediyesi sınırını il sınırı olarak belirleyip kırsal yerleşmeleri de kentsel mahalle statüsüne sokmaktadır. Ancak il sınırları içindeki kırsal yerleşmelerin kentsel alanlardan ayrılarak bu alanların ‘şehir’ kategorisine sokulması ile tek tip kentleşmesinin önüne geçilmesi suretiyle imar düzenlemelerinde ve tarım-hayvancılık sektöründe özel ve özgün düzenlemeler getirilmesi gerekmektedir. Büyükşehirler yasasının adının ‘büyük yerleşimler yasası’ olarak değiştirilmesini ‘kent’ ve ‘şehir’ gibi ikili bir alt uygulamaya gidilmesini öneriyorum. Tahir ÇALGÜNER-Şehir plancısı
BİLİYOR MUSUNUZ?
İNCİ Tuğsavul’un Doğan Özgüden ile birlikte sosyalist eğilimli Ant Dergisi ve Yayınlarını (1967-71) kurduklarını, hakkında açılan davalar için 300 yıl hapis cezası istendiğini, yaşamlarını Brüksel’de sürdürdüklerini, İnfo-Türk’ün ve Güneş Atölyeleri’nin kurucusu olarak yaşamının 80. yılını devirirken, mücadele dolu gazetecilik yaşamının da 60. yılını kutladıklarını...
BURSA Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen, şehrin merkezindeki 600 yıllık Kefensüzen Camisi’nin, Mevlid Kandili ile birlikte yeniden ibadete açıldığını, onarım maliyetinde 1 milyon 322 bin TL harcandığını...
CENGİZ Özakıncı’nın ‘Bütün Dünya’ kasım sayısında ‘Karşı Devrim’in Hedef Tahtasında Atatürk, Fevzi Çakmak ve Nutuk’ başlıklı yazısının okunmasının önerildiğini (Bütün Dünya, artık internet üzerinden de okunabiliyor)...
Paylaş